KÜLTÜR SANAT - 25 Haziran 2025 Çarşamba 11:46

Klaros kazılarının ana sponsoru Saya Holding

A
A
A
Klaros kazılarının ana sponsoru Saya Holding

Saya Holding’in ana sponsorluğu ile devam edecek Klaros kazıları, antik dünyanın bu önemli bilicilik-bilgelik merkezini geleceğe kazandırmayı hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde, Ege Üniversitesi’nin bilimsel liderliğinde sürdürülen kazı çalışmaları, özel sektör ve üniversite örnek iş birliğiyle, Türkiye’nin kültürel mirasına stratejik bir katkı sağlıyor. Saya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, Klaros kazılarına sağladıkları desteği sıradan bir sponsorluk değil, çok boyutlu bir toplumsal sorumluluk olarak tanımlıyor.


Antik dünyanın yalnızca bilicilik değil, önde gelen liderlerinin, düşünürlerinin ve sanatçılarının bir araya geldiği entelektüel bir bilgelik merkezi olan Klaros’taki kazılar, Saya Holding’in kültürel yatırım vizyonuyla daha da ilerliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle ve Ege Üniversitesi’nin bilimsel liderliğinde, İzmir’in Menderes ilçesinde yer alan Klaros Antik Alanı’nda sürdürülen kazılar, özel sektör-üniversite iş birliğiyle yeni bir ivme kazanıyor.


Kazı geçmişi 1907 yılına kadar uzanan ancak çeşitli nedenlerle ara verilerek sürdürülen Klaros Kazıları, 2001 yılından bu yana Türk kazı ekibi tarafından gerçekleştiriliyor. Bu süreç, Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Onur Zunal’ın bilimsel danışmanlığında yürütülüyor.



Saya Holding’e teşekkür


Klaros Kazısı Bilimsel Danışmanı Doç. Dr. Onur Zunal, Klaros’un Batı Anadolu kıyısında, tarih boyunca medeniyetlerin kararlarını etkileyen bir merkez olduğuna dikkat çekerek, insanların yaklaşık 3 bin yıl önce, geleceğe dair yön bulmak için buraya geldiğini ve buranın tüm dünya açısından çok önemli bir bilicilik ve bilgelik merkezi olduğunu söyledi. Zunal, sözlerine şöyle devam etti: "Saya Holding’in Klaros kazısının ana sponsoru olması, büyük emeklerle ortaya çıkarılan kültürel mirasın korunması, tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda büyük bir güvencedir. Yatırımlarının büyük bölümünü kendi filizlendiği, geliştiği şehre yapan Saya Holding’in desteğinin bir diğer önemi ise özellikle İzmir ve çevresinin sahip olduğu kültür turizmi potansiyelini ortaya çıkarma konusunda, özel sektörün de katılımına öncülük etmesidir. Bu anlamda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü izinleri ve destekleriyle yürüttüğümüz Klaros Kazısı’na vermiş olduğu destekten dolayı Saya Holding’e çok teşekkür ederiz."



Cem Mengi: "Kültürel mirasa sahip çıkıyoruz


Saya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, Klaros kazılarına verdikleri desteği şöyle değerlendirdi: "Bugün dünya şehirleri, kültürel mirası yalnızca geçmişin bir izi olarak değil, geleceğin inşa edici gücü olarak da görüyor. Başta İstanbul olmak üzere Roma ve Atina gibi şehirler, kültürel miraslarını turizmin, diplomasinin ve ekonominin merkezine yerleştirerek ciddi bir kalkınma aracı hâline getirdi. Biz de böyle bir bakış açısıyla hareket ediyoruz. Klaros’a verdiğimiz destek yalnızca kazı alanına değil; aynı zamanda kültür ekonomisinin gelişimine, yerel kalkınmaya ve uluslararası tanınırlığa yönelik sürdürülebilir bir katkıdır. Bu yaklaşımımız evrensel sürdürülebilirlik ilkeleriyle de örtüşüyor. Türkiye’nin ve İzmir’in kültürel yükselişinde Klaros gibi merkezlerin geçmişle birlikte geleceği de inşa edeceğine inanıyor, bu tür örneklerin çoğalmasını diliyoruz."



Klaros: sessiz hafıza


Antik Çağ’da Apollon adına kehanetlerin yapıldığı Klaros Antik Alanı, yalnızca bireylerin değil, kralların ve şehirlerin geleceğini belirleyen bir merkezdi. Kolophon Antik Kenti’nde yer alan bu alan, Notion Antik Kenti’ne kutsal yollarla bağlanıyor; hem inanç hem de siyasi kararlar açısından evrensel ve bölgesel bir otorite işlevi görüyordu.


Klaros’un tarihi, İzmir’in kuruluş hikâyesiyle de doğrudan bağlantılı. Antik yazar Pausanias’a göre Büyük İskender’in gördüğü rüya, Klaros’taki kahinler tarafından yorumlanmış ve bu kehanet doğrultusunda Smyrna’nın yeni yerleşim alanı belirlenmişti. Bu yönüyle Klaros, yalnızca bir kutsal alan değil; şehir kurduran, gelecek tayin eden bir medeniyet merkezi niteliği taşıyor.



Kazıların zorlu serüveni


Klaros Antik Alanı’ndaki arkeolojik çalışmalar, 19. yüzyılın sonlarında başladı ancak tarih boyunca çeşitli nedenlerle sık sık kesintiye uğradı. Savaşlar, kaynak yetersizliği ve yönetimsel değişiklikler nedeniyle kazılar bugüne dek yalnızca 51 yıl aktif sürdürülebildi. Bu kesintiler, Klaros Antik Alanı’nın potansiyelinin yeterince açığa çıkmasını uzun yıllar engelledi.


Dönüm noktası ise 2001 yılında Ege Üniversitesi’nin kazı sorumluluğunu üstlenmesiyle yaşandı. Prof. Dr. Nuran Şahin’in bilimsel liderliğinde başlayan bu dönem, bugün Doç. Dr. Onur Zunal’ın bilimsel danışmanlığında istikrarlı ve metodolojik biçimde devam ediyor.


Doç. Dr. Onur Zunal, Klaros’ta açığa çıkan her buluntu ve eserin insanlık tarihine dair yeni bir bilgi ve bakış sunduğunu vurgulayarak; "Klaros yalnızca geçmişin sessiz tanığı değil; Apollo’nun bilgeliğiyle geleceğe ışık tutan bir kültür durağı, bir hafıza mekânı" dedi.



İzmir’in keşfedilmemiş kültürel gücü


Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kültür turizminin geliştirilmesi için gösterdiği ısrarlı çabaları övgüyle karşıladıklarını, Türkiye’nin kültür turizminde sahip olduğu büyük potansiyeli iyi değerlendirmesiyle, yeni yolların açılacağını vurgulayan Saya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mengi, İzmir gibi şehirlerde kültür ekonomisinin gelişiminde, Saya Holding’in desteği ve benzer örneklerin çok değerli olduğunu belirtti. Mengi, "Bugün Atina’da, Roma’da kültürel miras yalnızca korunmakla kalmıyor; aynı zamanda bir deneyim ekonomisine dönüştürülerek şehirlerin ekonomik kalkınmasına doğrudan katkı sağlıyor. Türkiye de elindeki tarihsel mirasın zenginliğini kültür turizminin gelişmesi yönünde kullanmak durumunda. Örneğin İzmir, sahip olduğu eşsiz tarihsel ve arkeolojik zenginliğe rağmen, bu kültür ekonomisi içinde henüz sistemli ve sürdürülebilir bir yer edinmiş değil. Elbette bu fark bir eksiklik değil, büyük bir fırsat aynı zamanda. Klaros gibi merkezler, İzmir’in sadece geçmişte değil, gelecekte de kültürel bir odak olabileceğini gösteriyor. Biz bu vizyonla hareket ediyor, sadece kazı alanına değil; İzmir’in potansiyeline yatırım yapıyoruz" diye konuştu.



Saya Holding: Kültürü geleceğe taşıyan vizyon


Saya Holding, Klaros Kazısı’na sağladığı desteği sıradan bir sponsorluk değil, çok boyutlu bir toplumsal sorumluluk olarak tanımlıyor. Cem Mengi, bu yaklaşımı şöyle özetledi: "Kültür, yalnızca devlete bırakılmayacak kadar büyük bir mirastır. Özel sektör bu alanda bilimle, sanatla, yerel halkla birlikte hareket ettiğinde, kalıcı ve dönüştürücü bir etki oluşturabilir. Klaros Antik Alanı’na yapılan katkı, yalnızca toprağa değil; medeniyetin kalbine dokunmaktır."



Klaros kazılarının ana sponsoru Saya Holding

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.