GENEL - 30 Aralık 2020 Çarşamba 09:20

Koronavirüs, sağlık yapılarında mimariyi de etkiledi

A
A
A
Koronavirüs, sağlık yapılarında mimariyi de etkiledi

Salgın hastalıkların, mimari yapıların tasarımında oluşturduğu değişiklikler hakkında bilgi veren Eber Mimarlık’ın kurucusu Özge Eberliköse, sosyal mesafe kurallarına uygun giriş, bekleme, asansör ve kat planlamalarının yapıldığı, güneş alan odalar, yoğun bakım birimlerinin koğuş tipi değil her bir yatak için izolasyon odaları biçiminde planlandığı mimari revizyona başladıklarını belirtti.

Salgın hastalıkların, mimari yapıların tasarımında oluşturduğu değişiklikler hakkında bilgi veren Eber Mimarlık’ın kurucusu Özge Eberliköse, sosyal mesafe kurallarına uygun giriş, bekleme, asansör ve kat planlamalarının yapıldığı, güneş alan odalar, yoğun bakım birimlerinin koğuş tipi değil her bir yatak için izolasyon odaları biçiminde planlandığı mimari revizyona başladıklarını belirtti.


Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan korona virüs (COVID-19) salgını ile birlikte hayatın her alanında bir takım yeni düzenlemeler uygulamaya konuldu. Gelişen bu yeni dünyada, mimari yapılarda da farklı bir bakış açısı kazanılarak tasarımın başka bir boyuta taşınması sağlandı. Tasarladığı ve hayata geçirerek imzasını attığı yapılar ile sağlık mimarisine yön veren firmalardan biri olan Eber Mimarlık’ın kurucusu Özge Eberliköse, salgın hastalıkların, mimari yapıların tasarlanma sürecinde oluşturduğu değişikliklere dair açıklamalarda bulundu.


“Sağlığı inşa ediyoruz” söylemi ile 2006 yılından itibaren faaliyetlerini sürdüren Eber Mimarlık’ın kurucusu Eberliköse: “Her insan bir sağlık problemi ile karşılaştığında kendini güvende, konforlu ve rahat hissettiği bir yerde tedavi olmak ister. Hali hazırda içerisinde bulunduğumuz günler mental olarak tüm insanlarda bir huzursuzluk oluştururken, bizler tüm detaylarıyla insanlara hizmet eden sağlık yapılarımız ile bu huzursuzluğun maksimum düzeyde önüne geçmeye çalışıyoruz.” dedi.


Mimarinin sağlık üzerindeki etkisinin asla göz ardı edilemeyeceğini vurgulayan Eberliköse; “Hayata geçirilen tüm projelerde bireysel ve toplumsal sağlığa karşı sorumluluk bilinciyle hareket edilmeli. Bu bilinçle hareket edip, tüm detaylarıyla insana hizmet edip huzur veren sağlık yapıları oluşturulduğu noktada tüm toplumsal sağlık sorunlarına karşı güçlü bir konuma gelmiş oluruz.” ifadelerini kullandı.


Sağlık binaları tasarımında gereken değişime dikkat çeken Eberliköse, şunları söyledi: “Sosyal mesafe kurallarına uygun giriş, bekleme, asansör ve kat planlamalarının yapılması, yeteri kadar sayıda dinlenme alanlarının oluşturulması, akıllı ve teknolojik sistemler ile tasarlanmış hasta odaları, bina içerisinde el temasının minimum düzeyde gerçekleşmesine olanak sağlayan çözümlerin olduğu ve özellikle de hayati önem taşıyan yoğun bakım birimlerinin artık kesinlikle koğuş tipi çözümlerden her bir yatak için izolasyon odaları biçiminde planlandığı çözümlerin yer aldığı önemli ayrıntılar olacaktır. Biz bu salgın hastalık sürecinde hem mevcut hastanelerimizde hem de yeni tasarladığımız sağlık binalarımızda tüm bu çözümlerle revizyonlarımıza başladık. Covid-19 ve bu tarz diğer bulaşıcı hastalıklar nedeniyle bu revizyonları hızlandırdık.”


Eberliköse, sağlık yapılarında binanın yeteri kadar güneş ışığı alması ve taze havanın yapıda her noktaya ulaştıracak mekanik sistemlerin kesinlikle atlanmaması gerektiğine dikkat çekerek, “Sağlık yapılarında fonksiyonel, tüm çözümleri ile insana huzur ve sağlık dağıtan yapıların oluşturulmasının sağlanmalıdır.” diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.