SAĞLIK - 18 Mayıs 2022 Çarşamba 10:24

“Sosyal Medya Depresyonu” yaygınlaşıyor

A
A
A
“Sosyal Medya Depresyonu” yaygınlaşıyor

Sağlık Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı iş birliğiyle, Gençlik Haftası kapsamında Yaşar Üniversitesinde “Gençlik ve Sosyal Medya-Ne Kadar Gerçek Ne Kadar Sanal?” adlı bir söyleşi düzenlendi.

Sağlık Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı iş birliğiyle, Gençlik Haftası kapsamında Yaşar Üniversitesinde “Gençlik ve Sosyal Medya-Ne Kadar Gerçek Ne Kadar Sanal?” adlı bir söyleşi düzenlendi. Söyleşide konuşan Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Berrin Özyurt, ‘Facebook Depresyonu’ ismiyle ortaya çıkan sosyal medya sebebiyle oluşan depresyonun gençler arasında yaygın görüldüğüne dikkat çekti. Özyurt, “Bunun en yaygın nedeni, kişinin kendisini sosyal medyada arkadaşları ile karşılaştırmasıdır. Tatile gidenlerin ya da ilişki biçimi değişenlerin fotoğraflarını gördüklerinde kıskanıyor ve kendilerini kötü hissediyorlar. İkinci en önemli neden ise dikkat çekememektir. Gençler arkadaşlarından daha az yorum ve beğeni aldıklarında, genel geri bildirimleri yeterli görmediğinde de depresyon durumu ortaya çıkabilir” dedi.


Sağlık Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı iş birliğiyle, 15- 22 Mayıs Gençlik Haftası kapsamında Yaşar Üniversitesi’nde düzenlenen “Gençlik ve Sosyal Medya- Ne Kadar Gerçek Ne Kadar Sanal?” adlı söyleşide, üniversite gençlerine sosyal medya kullanımı farkındalığı oluşturmak adına bilgiler verildi.


We Are Social ve Hootsuite ortaklığında yayınlanan ‘Dijital 2022 Küresel Genel Bakış Raporu’na göre; küresel internet kullanıcıları, 2022’nin başında 4,95 milyara yükseldi ve internetin nüfuz ettiği oran şu anda toplam dünya nüfusunun yüzde 62,5’ini oluşturuyor. Ocak 2022’de alınan verilere göre dünya çapında 4,62 milyar yani dünyanın toplam nüfusunun yüzde 58,4’üne eşit sayıda sosyal medya kullanıcısı var. Küresel sosyal medya kullanıcı sayısı, 2021’de 424 milyon yeni kullanıcının sosyal medyaya adım atmasıyla son bir yılda yüzde 10’dan fazla arttı.


Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Berrin Özyurt, “Gençler sosyal medyayı mesajlaşmak, gezinmek, oyun oynamak, bilgi edinmek, anında sohbet etmek, resim, müzik veya metin belgeleri bulmak, indirmek veya değiş tokuş etmek için kullanıyor. Sosyal medya kullanımı, gençlerin sosyalleşme süreci içinde kendini tanıması, kendi doğru ve yanlışlarını, kurallarını, değerlerini ve normlarını sınaması için başka sosyal etkileşimlere ek olarak kullandığı bir araç. Fakat sosyal medya kullanımının hem yararı hem de zararı bulunuyor. İyi yanlarından birkaç örnek vermek gerekirse; sosyal medya toplumsal organizasyonlara katılma fırsatı sağlıyor. Farklı altyapılardan gelen kişilerle çevrim içi ilişkiler kurarak ilgilerini paylaşmayı ve kişisel kimlik ve sosyal beceriler oluşturmaya yarıyor. Öğrencilere, sınıf dışında da ödevler ve projeler için iletişim kurma şansı tanıyor” dedi.



Sosyal medyada karşılaştırma yapmak depresyona neden oluyor


Sosyal medya bağımlılığının bilişsel, duygusal ve davranışsal olarak kendini gösterdiğinden bahseden Özyurt, bunun özellikle gençlerde yaygın olarak görülen ‘Facebook Depresyonu’ ismiyle ortaya çıkan sosyal medya kaynaklı depresyona yol açtığına dikkat çekti. Özyurt, “Sosyal medya platformlarında çok uzun süre zaman geçiren ergenlerde görülen depresyona bu isim veriliyor. Almanya’da yapılan çalışmalarda, Facebook kullanıcılarının üçte birinin siteyi ziyaret ettikten sonra kendilerini daha kötü hissettikleri sonucuna ulaşılmış. En yaygın sosyal medya kaynaklı depresyonun nedeni, kişinin kendisini sosyal medyada arkadaşları ile karşılaştırmasıdır. Tatile gidenlerin ya da ilişki biçimi değişenlerin fotoğraflarını gördüklerinde kıskanıyor ve kendilerini kötü hissediyorlar. İkinci en önemli neden ise dikkat çekememektir. Gençler arkadaşlarından daha az yorum ve beğeni aldıklarında, genel geri bildirimleri yeterli görmediklerinde depresyon durumu ortaya çıkabilir. Bunun yanında sosyal medya bağımlılığı gençlerde anksiyete, depresyon, yalnızlık hissi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, uyku problemleri, ikili ilişkilerde sorunlar, notların düşmesi ve derslere odaklanamama, obsesif kompulsif bozukluğa neden olabiliyor” diye konuştu.



Siber zorbalık, günlük yaşamdaki zorbalıktan daha yıkıcı


Dr. Berrin Özyurt, sosyal medyadaki en büyük risklerden biri olan siber zorbalığı anlatarak “Siber zorbalık ergenlerde, depresyon, anksiyete, yoğun bir yalnızlık ve intihar gibi ciddi psikososyal sonuçlara neden oluyor. Cinsel içerikli mesajlar, fotoğraflar ya da görüntüleri cep telefonu, bilgisayar veya diğer dijital araçlar yoluyla göndermek, almak ya da aktarma söz konusu olabilir. Kişiler, şiddete veya başka sapkın davranışlara maruz bırakan bazı internet sitelerine tesadüfen de olsa girebilir veya merak ve keşif duygusunu doyurmak için bu tarz siteleri arayıp bulabilir. Gençler sohbet ortamlarında suiistimal edici kişiler veya gruplar ile kontrolü dışında karşılaşabilirler ve taciz edilebilirler. Gençler kendileri ile ilgili bilgileri gönderme konusunda pek temkinli davranmayabiliyor. Fotoğraf göndermek veya özel bir bilgiyi kamuya açık profillerinde paylaşmak gibi kişisel verilerinin güvenliğini sağlayamadıkları davranışlarda bulunabiliyorlar. Siber zorbalık, günlük yaşamdaki zorbalıktan daha fazla depresyona ve kaygıya sebep olmaktadır. Cep telefonları, karşılıklı mesajlaşma ve sosyal ağ web sayfaları takip etmek, tehdit etmek ve partnere zarar vermek amacıyla da kullanılmaktadır. Gençlerin üçte biri bir saatte 30 mesaj atarak partnerlerinin nerede oldukları, ne yaptıkları ve kimle olduklarını takip ettiklerini ifade etmiştir. Flört şiddeti olarak ifade edilen bu durum gittikçe önemli bir sorun halini almaktadır” dedi.



“Mahremiyet duygunuzun zedelenmesine izin vermeyin”


Gençlere önerilerde bulunan Özyurt, “Sosyal medyada paylaşılan her şeye inanmayın. İnsanlar sosyal medya hesaplarından çoğunlukla en iyi anlarını paylaşıyor. Yani gerçeğin bir kısmını, tamamını değil. Görünenin ardında ne olduğunu bilemiyoruz. Başkalarının hayatlarına sürekli dahil olmak bireyselliğe zarar veriyor. Mahremiyet duygunuzun zedelenmesine izin vermeyin. Kendinizi geliştirmenin başka yollarını arayın. İnsanların birçoğu sosyal medyayı araştırma kaynaklı kullansa da pek çok bilgi yüzeysel ve genel geçer bilgilerden oluşabiliyor. Hayatınızdaki boşlukları sorgulayın. Sosyal medyaya aşırı takılmak, aslında hayatımızın pek de yolunda gitmediğine işaret ediyor. İşiniz mi kötü gidiyor, yoksa ilişkiniz mi? Kaçtığınız şeyleri belki de çözme vakti gelmiştir. Bugün arkadaşlıklar bile neredeyse sosyal ağlar üzerinden yaşanıyor. Halbuki yüz yüze etkileşimin yerini sanal araçlar alamaz. Zaman zaman sevdiğiniz insanlara vakit ayırıp yüz yüze görüşün” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Gümüşhane’de 322 bin 398 sebze fidesi toprakla buluşacak Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi (TAKE) kapsamında, Gümüşhane’deki küçük aile işletmeciliğinin geliştirilmesi için “Fide Bizden, Üretmek Sizden” projesi kapsamında yüzde 50 hibeli toplam 322 bin 398 adet sebze fidesi dağıtımı başladı. Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüz tarafından son yıllarda sayısı hızla artan ve kırsal kesimdeki vatandaşlara gelir kapısı olan gerek örtü altı yetiştiriciliğine destek olmak ve küçük ve parçalı tarım arazilerini üretime kazandırmak için hazırlanan projenin bedeli 1 milyon 768 bin TL. “Fide Bizden, Üretmek Sizden Projesi” projesi kapsamında Merkez, Kelkit, Şiran, Köse, Torul ve Kürtün ilçelerinde üreticilere 322 bin 398 adet sebze fidesi dağıtımına başlandı. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü bahçesinde yapılan fide dağıtım programında proje hakkında bilgi veren İl Müdürü Dr. Ahmet Mesut Kıraç, Gümüşhane’nin coğrafi konumunu ve kendine has iklim özelliklerini tarımsal üretiminde avantaja çevirmek istediklerini belirterek, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüz tarafından desteklenen ve bütçesi 1 milyon 768 bin TL olan “Fide Bizden Üretmek Sizden Projesi”nin küçük aile işletmeciliğinin geliştirilmesi için hazırlanan bir proje olduğunu, proje ile Gümüşhane genelinde bulunan küçük ve parçalanmış arazileri karlılığı yüksek üretimlerle ekonomiye kazandırılmasının amaçlandığını ve proje kapsamında üreticilere 156 bin 870 adet domates, 115 bin 868 adet biber, 34 bin 440 adet hıyar ve 15 bin 120 adet patlıcan fidesi olmak üzere toplam 322 bin 398 adet sertifikalı sebze fidesi dağıtımı yapılarak, örtü altı ve açık alanlar olmak üzere yaklaşık 100 dekar alanda sebze üretimi gerçekleştirileceğini kaydetti. Gümüşhane’nin iklim özellikleri nedeniyle her ne kadar zor şartlarda üretim yapılsa da üretilen ürünlerin renk, tat ve aroma gibi kalite özelliklerinin çok iyi olduğunu, bu nedenle üretilen ürünlerin gerek İl içinde gerekse komşu illerde çok tercih edildiğini ve pazar değerinin yüksek olduğunu belirten Kıraç, sebze üretimini geliştirmek için farklı proje çalışmalarının da devam ettiğini söyledi. Fide dağıtımına ilk olarak örtü altı yetiştiricilerinden başladıklarını, diğer dağıtımlarının Mayıs ayı içerisinde yapılacağını ifade eden İl Müdürü Kıraç, projenin çiftçilere hayırlı olmasını dileyerek, projede emeği geçenlere teşekkür etti.
Edirne Edirne’de üniversite öğrencilerinden Gazze’ye destek protestosu Edirne’de Trakya Üniversitesi öğrencileri tarafından İsrail’in Gazze’yi işgalini kınamak amacıyla “Gazze İçin Ses Ol” isimli protesto gerçekleştirildi. Trakya Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Trakya’dan Geçerken Topluluğu öncülüğünde Balkan Yerleşkesi’ndeki kampüs cami inşaatı önünde gerçekleştirilen protestoda Türk ve Filistin bayrakları ile "Bebek katili İsrail" yazılı pankartlar açıldı. Topluluk üyesi öğrenciler, İsrail’in Gazze’yi işgalini protesto etmek amacıyla basın açıklamasında bulundu. Gazze’ye ses olmak, bu durumu normalleştirmemek, unutturmamak için tek yürek olan üniversite öğrencileri, sessiz protesto gerçekleştirdi. Program ilk olarak ilahiyat son sınıf öğrencisi Muhammet Bostancı’nın Vera, hemşirelik 3. sınıf öğrencisi Mehmet Sait Esin’in, Filistinli Enes’in Dersi isimli şiirleri okuması ile başladı. Basın açıklamasını tıp fakültesi 3. sınıf öğrencisi Enes Büyükçetintaş okudu. Son günlerde Filistin ve İsrail arasında yaşanan çatışmalardan dolayı çok sayıda can kaybının yaşanması ve bölgede barış ve güvenliğin bozulmasının küresel vicdanı derinden yaraladığını söyleyen Büyükçetintaş, "Gazze’nin yoğun bombardımana tabi tutularak orantısız güç kullanılmasından ötürü bölgede ağır bir insanlık trajedisi yaşanmaktadır. Son yaşanan olaylar İsrail ve Filistin arasında 1948 yılından bu yana devam eden çatışmaların kronikleşmiş bir hal aldığını ortaya koymaktadır. Gazze’de 16 yıldır kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere milyonlarca insan temel gıda, su, ilaç-tıbbi gereçler, akaryakıt ve enerji kaynaklarına erişememiş bölge adeta ablukaya alınarak açık hava hapishanesine çevrilmiştir. Tarihi süreç içerisinde milyonlarca insanın vatanından sürgün edilmesi, binlerce sivilin katledilmesi ve yüzlerce yerleşim yerinin tahrip edilmesi savaş suçu olmakla birlikte, olağanüstü önlemlerin alınmasında geç kalınmış bir insanlık suçudur" ifadelerine yer verdi. "İnsani yardım koridoru oluşturulmalı" İnsancıl hukuk kapsamında alınacak önlemlerin en başında sivil halk için insani yardım koridoru oluşturulmasının geldiğini söyleyen Büyükçetintaş, "Pratikte süregelen çatışmalar, bu topraklar üzerinde yaşayan insanların temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere, güvenliklerini ve temel yaşam ihtiyaçlarının kesintiye uğramasına yol açmaktadır. Gazze’ye sağlanan temel gıda, enerji ve insani yardımların kesilerek sivil yerleşimlerin hedef gözetilmeksizin vurulması, uluslararası hukukun açık ve ağır biçimde ihlali olarak karşımızda durmaktadır" dedi. "Hayati öneme sahip sağlık ve gıda yardımları bölgeye ulaştırılmalı" Bölgede yaşayan siviller için acilen güvenli bir bölgeye geçiş sağlanması ve insani yardım koridoru vasıtasıyla hayati öneme sahip sağlık ve gıda yardımlarının bölgeye ulaştırılması gerektiğine değinen Büyükçetintaş, İsrail-Filistin arasındaki çatışmanın daha fazla insanlık dramına yol açmadan bir an önce sona erdirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Düzenlenen etkinlik, İl Müftü Yardımcısı Fatih Samet Okumuş’un dua ettirmesinin ardından sona erdi.