GÜNDEM - 22 Ekim 2024 Salı 09:50

Teröristbaşı Gülen, Kestanepazarı’ndan 53 yıl önce kovuldu

A
A
A

İzmir Kestanepazarı Öğrenci Yetiştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyd Dayhan, ismi ’Kestanepazarı’ ile anılan teröristbaşı Gülen’in dernekleriyle hiçbir alakası olmadığını, vaizlik görevi yaptığı zamanlarda 1971 yılında buradan kovulduğunu belirtti.

ABD’nin Pensilvanya eyaletinde yaşarken, terör örgütü yandaşları tarafından öldüğü açıklanan FETÖ silahlı terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in ölümü İzmir’de de sevinçle karşılandı. Teröristbaşının adını ilk duyurmaya başadığı ve 1967-1971 yılları arasında vaizliğini yaptığı Kestanepazarı Camii’nin adı ise bazı zaman Fetullah Gülen ile anılıyordu. İzmir’de 1945 yılında kurulan derneklerinin, hayırseverlerinin desteği ile Diyanet İşlerine bağlı faaliyetlerini sürdürdüğünü ve güzel nesiller yetiştirmeyi amaç edindiğini söyleyen Kestanepazarı Yetiştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyd Dayhan, ismi bazı zaman ’Kestanepazarı’ ile anılan teröristbaşı Gülen’in dernekleriyle hiçbir alakası olmadığını, vaizlik görevi yaptığı zamanlarda 1971 yılında kovulduğunu dile getirdi.

53 yıl önce kovulmuş

Fetullah Gülen’in kendi görüşlerini cemaate yansıtmasından ötürü caminin vaizliği görevinden kovulduğunu belirten Kestanepazarı Öğrenci Yetiştirme Derneği Başkanı Cüneyd Dayhan, teröristbaşının hiçbir zaman kendilerinden olmadığını vurguladı. Dayhan, "Yüz yılı aşkın kesintisiz Kur’an eğitimi veren Kestanepazarı Öğrenci Yetiştirme Derneği, kurulduğu günden bugüne kadar, içine sızmak isteyen hiçbir illegal şahsa müsaade etmemiştir. Tamamıyla Kur’an kurslarında Diyanet İşleri Başkanlığımıza bağlı ve sahip olduğu öğrenci yurtları da Milli Eğitim Bakanlığımızın denetiminde faaliyetlerine devam etmektedir. Bizden önceki dernek başkanımız, 1967- 1971 yılları arasında Kestanepazarı Camii’nde vaizlik görevi yapmaktan başka hiçbir görevi olmayan bu şahsın kendi eserlerini okutmasından duyduğu rahatsızlıktan dolayı dönemin yönetim kurulu tarafından görevinden uzaklaştırılmıştır. İzmir’de kurumlardan uzaklaştırılan, Türkiye’de kurumlardan uzaklaştırılan ilk şahıs olarak kayda geçmiştir. Ve şunu da rahatlıkla söyleyebilirim: Fetullah Gülen, derneğimizin hiçbir zaman ne yönetim kurulu üyesi olmuş, ne de üyesi olmuştur" dedi.

"Hesabını Allah’a verecek"

Gülen’in ölümüyle ilgili de konuşan Cüneyd Dayhan, "Onun ölümüyle de ilgili şunu söyleyebilirim: ’İnkarcılar için artık azap vakti gelmiştir’ diyorum. Herkes yaptığının hesabını Allah’a verecek. Bu millete çektirilen bu millet için reva görülen her şeyin hesabını Allah’a verecekler" açıklamalarına yer verdi.

Ali İhsan Çiftçi - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir 6 gündür kayıp olan öğretmeni bulmak için çalışmalar devam ediyor Eskişehir’de 6 gündür kayıp olan 51 yaşındaki Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı, bulmak için AFAD Eskişehir İl Müdürlüğü koordinesindeki 40 kişilik ekip, havadan ve Porsuk Çayı’nın içinde arama çalışmalarını sürdürüyor. Eskişehir’de 6 gün önce kaybolan Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı arama çalışmaları devam ediyor. Öğretmenin son görüldüğü yer olan Porsuk Çayı’nın Gökmeydan Mahallesi kısmında Eskişehir İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü’nden 9, Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi’nden (OBAK) 5, Dorlion Arama Kurtarma’dan (DAK) 4, MEB Arama ve Kurtarma Birimi’nden (AKUB) 5, Şişecam’ın Acil Vaka Ekibi (SAVE) 4, itfaiyeden 6,Tepebaşı Arama Kurtarma (TAK) 5 ve Sivil Arama Kurtarma Derneği’nden (SARTEM) 2 çalışan olmak üzere toplam 40 kişilik ekiple aramalar, öğretmenin kaybolmasının 6’ıncı gününde devam etti. Havadan dron ve su da ise hem ekiplerin girmesi hemde botlarla yapılan aramalar sabah saatlerinde başladı. Ankara’dan ve Bursa’dan getirilen özel burunlu köpeklerin işaret ettiği yerde arama çalışmaları yoğunlaştı. Ekiplerin kıyı taraması da sürüyor. Tuncay Arslan’ın yakınlarının da çalışmaları yakından takip ettiği bölgede gözlendi. AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun çalışmaları sahada koordine edip yakından takip ediyor.
Kahramanmaraş MADO’dan "Salep Manifestosu" MADO, Anadolu’nun kadim lezzetlerinden biri olan salebe yönelik yaklaşımını "Salep Manifestosu" ile kamuoyuyla paylaştı. Manifestoda salebin bir içeceğin yanı sıra, kültürel miras, doğaya saygı ve sürdürülebilir üretim vurgusu öne çıktı. MADO tarafından yapılan açıklamada, salebin Anadolu’nun bin yıllık topraklarında, Torosların eteklerinde yetişen orkide köklerinden elde edildiği hatırlatılarak, her fincanın bu coğrafyanın belleğini taşıdığı ifade edildi. Salebin geçmiş ile gelecek arasında bağ kuran bir sembol olduğuna işaret edildi. Kültürel miras olduğu da vurgulandı. Manifestoda, MADO’nun salebi yalnızca bir ürün değil, kültürel bir miras olarak ele aldığı belirtildi. Bu kapsamda Türkiye’de tescilli salep yetiştiriciliği yapan ilk markalardan biri olunduğu, kendi tarlalarında üretim yapıldığı ve orkide koruma ile yaygınlaştırma projelerinin yürütüldüğü kaydedildi. Salep üreticilerine alım garantisi sunularak sürdürülebilir tarımın desteklendiği aktarıldı. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile üniversitelerle iş birlikleri gerçekleştirildiği, Salep çalıştayları ve farkındalık programlarıyla üreticiler, öğrenciler ve kamuoyunun bilgilendirildiği ifade edildi. "Katkısız ve sürdürülebilir üretim" Doğallık ve saflık başlığı altında, ürünlerde katkı maddesi ve sentetik aroma kullanılmadığı belirtilirken, salep orkidesinin doğadaki dengesini korumak amacıyla kontrollü kök kullanımı ve sürdürülebilir hasat uygulamalarının hayata geçirildiği bildirildi. Manifestoda, gerçek salebin sabır ve ustalık gerektirdiği vurgulandı. MADO üretim sürecinde geleneksel yöntemlerin çağdaş tekniklerle birleştirildiği, her aşamanın deneyimli ustalar tarafından denetlendiği belirtildi. Salep kıvamı ve aromasının nesiller boyu korunan orijinal MADO reçetesiyle sağlandığı, bu bilgi birikiminin usta-çırak eğitim programlarıyla aktarıldığı kaydedildi. MADO’nun salebi yalnızca kış mevsimiyle sınırlamadığına dikkat çekilen açıklamada, Türkiye’de soğuk salep ürününü ilk kez ticarileştiren marka olduğu hatırlatıldı. Soğuk salep ve incirli, Antep fıstıklı, Türk kahveli gibi yeni çeşitlerle genç neslin damak zevkine hitap edildiği ifade edildi. "Her Mevsim Salep" vizyonu doğrultusunda global lansmanlar gerçekleştirildiği bildirildi. MADO, Salep Manifestosu kapsamında salebi çeşitlendirmeyi, geliştirmeyi ve yeniliklerle zenginleştirmeyi sürdüreceğini açıkladı. Soğuk salep çeşitleri ve farklı tat kombinasyonlarıyla salebin geleceğin içeceği haline getirilmesinin hedeflendiği belirtilirken, salebin Türk mutfak kültürünün evrensel elçisi olarak dünyaya tanıtılacağı vurgulandı. Orkide koruma ve sürdürülebilirlik konusunda da daha kapsamlı adımlar atılacağı ifade edildi.