SAĞLIK - 22 Ağustos 2025 Cuma 09:58

Türkiye’nin ilk Tüp Bebek Merkezinde anne baba olma hayaline bilimsel dokunuş

A
A
A
Türkiye’nin ilk Tüp Bebek Merkezinde anne baba olma hayaline bilimsel dokunuş

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Hastanesi Üremeye Yardımcı Teknikler Merkezi (Tüp Bebek Merkezi) Ünite Sorumlusu Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker, tüp bebek tedavisindeki yenilikçi yöntemleri anlattı.


Türkiye’nin ilk tüp bebek merkezi olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Üremeye Yardımcı Teknikler Merkezi, Prof. Dr. Refik Çapanoğlu hocanın başkanlığında Prof. Dr. Erol Tavmergen ile Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker öncülüğünde 1988’de kuruldu. Türkiye’de bir ilki başaran Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker ve Prof. Dr. Erol Tavmergen, yaptıkları çalışmalarla birçok anne ve babanın umut ışığı oldular. Kurdukları laboratuvarda ilk denemelerini fareler üzerinde yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker, daha sonra kısa süre içerisinde çocuk sahibi olamayan evli çiftlerde tedaviye başladıklarını ifade etti. Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker, "İlk 7 hastadan 2 tanesi gebe kaldı. Bu bebekler 1989’da dünyaya geldiler ve bu oran o tarihler için dünya istatistiklerinin üzerindeydi" dedi.



"Tüp bebek tedavisinde kadının yaşı önemli bir faktördür"


Tüp bebek uygulamasından bahseden Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker, "Embriyo evli çiftlerden alınan yumurta ve spermin bir tüp içerisinde bir araya getirilmesi ile oluşur ve tüp bebek ismini de buradan alır. Aslında bizde bu süreçte tabiatı taklit etmekteyiz. Tedaviye başlamadan önce hem kadını hem de erkeği ele almak önemlidir. Çünkü gebelik oluşmaması sadece kadına bağlı bir sebepten dolayı olmayabilir. Erkek faktörü de yüzde 50’ye varan oranlarda etkili olmaktadır. Tüp bebek tedavisinin uygulanabilmesi için kadının döllenmeye elverişli yumurta üretebilen en az bir yumurtalığının bulunması ve gebeliği sürdürebilecek bir rahiminin olması, erkeğin de sperminin olması gereklidir. Tüp bebek başarısında özellikle kadın yaşı çok önemli bir faktördür. Kadın yaşı 35 üzerine çıktığında gebelik şansı azalmaya başlar ve 40 yaşından sonra da iyice düşer" diye konuştu.


Teknolojinin gelişimi ile birlikte birçok yeni yöntemin ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Tavmergen Göker, "Bu yöntemlerden birisi ilk kez Palermo tarafından uygulanan ‘Mikroenjeksiyon’ yöntemidir. Mikroenjeksiyon, tek bir spermin yumurta hücresinin içerisine mikroskop altında enjekte edildiği ve embriyo oluşumunu takiben anne adayına transfer edildiği bir yöntemdir. Çiftlerin öncelikle tetkikleri tamamlanmakta ve kendileri hangi tedavi yöntemi için uygun ise yumurtlatma tedavisi, aşılama veya tüp bebek tedavisi planlanmaktadır" dedi.


Prof. Dr. Ege Nazan Tavmergen Göker, "Tüp bebek tedavisinin tercih edilme nedenlerinin birisi de hasta çocuğa tedavi imkânı olabilecek donör kardeş ihtiyacı bulunmaktadır. Ayrıca belirli genetik hastalıklarda oluşan embriyonun hasta veya taşıyıcı olduğunun embriyodan biopsi alınarak ‘preimplantasyon genetik tanı (PGD)’ yöntemi ile belirlenerek, sağlıklı embriyonun transfer edilmesi ve bu şekilde genetik açıdan sağlıklı bir bebek sahibi olma şansı arttırılmaktadır" diye konuştu.


Tüp bebek tedavisinin uygulama alanlarında bahseden Prof. Dr. Tavmergen Göker, "Tüp bebek tedavisini uygulama alanı çoğunlukla doğal yollarla çocuk sahibi olamayanlar olmaktadır. Ancak günümüzde erken menopoz, kanser tedavisi ile yumurtalık rezervinin kaybedilmesi ve benzeri hastalıklar nedeni ile ortaya çıkabilecek üreme sorunlarında da tercih edilmektedir. Bu kapsamda erkek veya kadında eşey hücreleri, embriyolar saklanabilir. Bu hücreler -1960C’de dondurularak muhafaza edilir. Dondurma sonrası her yıl süre uzatması için başvurulması gerekir. Yasal olarak dondurularak saklanma süresi beş yıldır. Bu süreyi aşan durumlarda Bakanlıktan izin alınması gerekiyor" dedi.



"Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği eğitim ve sertifika merkeziyiz’’


Prof. Dr. Tavmergen Göker "Merkezimiz, hasta sayısı açısından Türkiye’deki resmi kurumlar arasında üst sıralarda yer almaktadır. Bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, hem hizmet kalitemizi sürekli artırmakta hem de alanımızda öncü konumda ilerliyoruz. Sunduğumuz sağlık hizmetlerinin yanı sıra bilimsel platformda da başarılı çalışmalar yapılıyor. Kuruluşumuzdan buyana geçen 37 yıllık sürede, bizim öncülüğümüzde merkezler açılmıştır. Tüp bebek tedavisi uygulayabilmek için Sağlık Bakanlığı onaylı 6 aylık eğitim programını tamamlamış olmak ve sertifika almak zorunluluğu vardır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tüp Bebek Merkezi sadece tedavi merkezi olmayıp aynı zamanda Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirmiş bir eğitim ve sertifikasyon merkezidir. Merkez aynı zamanda Ege Bölgesi’ndeki tek sertifikasyon merkezidir ve Sağlık Bakanlığı tarafından altı ayda bir denetlenir. Bu yönlerimizle hem sağlık hizmetlerine hem de sağlık alanına ve uluslararası bilimin gelişmesine katkı sağlamaktadır" diye konuştu.



Türkiye’nin ilk Tüp Bebek Merkezinde anne baba olma hayaline bilimsel dokunuş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Sarıkamış şehitleri için eksi 10 derecede saygı nöbeti Sarıkamış Harekatı’nın 111’inci anma etkinlikleri kapsamında Allahuekber Dağları’nda donarak şehit olan binlerce Mehmetçiğin anısına öğrenciler sıfırın altında 10 derece soğukta temsili saygı nöbeti tuttu. Etkinlik, Kafkas Üniversitesi Sarıkamış Meslek Yüksek Okulu önünde başladı. Okul önünde toplanan öğrenciler ve protokol üyeleri, ellerinde Türk bayraklarıyla yaklaşık 4 kilometre yürüyerek Alisofu Şehitlik Anıtı’na geldi. Buradaki program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. O dönemde yaşanılan zorlukları hissetmek adına asker kıyafeti giyen öğrenciler, değişimli olarak Alisofu Şehitlik Anıtı’nda temsili saygı nöbeti tutarak nöbet değişimi gerçekleştirdi. Kuran-ı Kerim tilaveti ve duaların ardından program sona erdi. Programın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kars Valisi Ziya Polat, "Ecdadın, atalarımızın izinde, onların iman dolu yüreklerine vatan, millet sevdasıyla Allahuekber Dağları’nda şahadet şerbeti içmesinin 111’inci yılındayız. Öncelikle tüm şehitlerimizi, bütün ecdadımızı rahmetle, minnetle anıyoruz. Kardan kefen giyen atalarımızı, büyüklerimizi bu imanı, inancı gençlerimize aktarmak için bugün 22 Aralık’ta genç kardeşlerimiz, hemşehrilerimiz, STK’larımız, kurum kuruluşlarımız, saygı nöbeti yürüyüşümüzü devraldık. Genç kardeşlerimizle saygı nöbetine başladık. Tabii bu dağlar, Allahuekber Dağları on binlerce yiğidin iman dolu, inanç dolu, devlet, millet için düşmandan çok soğukla mücadelesinin hüzün hikayesinin yazıldığı topraklar. Bu devlet, bu millet için şehit olan şehadet şerbeti içmek için yola çıkan tüm şehitlerimize rahmet, minnet, saygılar diliyoruz" dedi. Polat, "Bugün nöbeti devralan genç kardeşlerimiz aynı kalple, aynı akılla bu iman, bu inançla yürüdüler ve yürüyecekler. Bu devlete hizmet etmek, bu millete hizmet etmek için gerektiğinde de canımızı seve seve feda etmek için yürüyoruz. Nöbeti tutuyoruz, nöbeti devralıyoruz. Sarıkamış şehitlerimizi anma programı 3-4 Ocak’ta bu topraklarda olacak. Tüm hemşehrilerimizi anma töreni programımıza davet ediyoruz. Birlikte dağlarda aynı soğuğu hissediyoruz. Belki aynı soğuk olmayabilir ama bu imanla, bu inançla, bu düşünceyle bu yollarla şehitlerimizin izinde yürümek için tüm hemşehrilerimizi, tüm insanlarımızı, Türk milletimizi buraya davet ediyoruz" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından program sona erdi. Programa, Vali Ziya Polat, Kars Belediye Başkanı Prof. Dr. Ötüken Senger, Sarıkamış Kaymakamı Enis Aslantatar, Sarıkamış Belediye Başkanı Serdar Kılıç, AK Parti Kars İl Başkanı Muammer Sancar, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Tolga Adıgüzel, Kızılay Kars Şube Başkanı Kübra Hüryurt, daire amirleri, STK temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."