GÜNDEM - 29 Haziran 2025 Pazar 10:24

Yapay zekayla üretilen sahte videolar yanlış bilgi yayıyor

A
A
A
Yapay zekayla üretilen sahte videolar yanlış bilgi yayıyor

Yapay zekanın getirdiği yenilikler, kitleleri manipüle etmek için kullanılmaya başlandı. Bugün sosyal medyada dolaşan yapay zeka üretimi videolar, ciddi bir dezenformasyon tehdidi oluşturuyor. Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Alikılıç, bu bilgi kirliliğinden etkilenmemek ve yanlış bilginin yayılmasına aracı olmamak için önerilerde bulundu.


Son günlerde sosyal medyada yayılan videolar, izleyicileri etkileyen gerçekçilikleriyle dikkat çekiyor. Toplumun çok az bir kesimi videoların yapay zeka programlarıyla yapıldığını anlasa da birçoğu bu videolara inanıyor. Sokak röportajından kaza ve afet görüntülerine, politikacı ve ünlü kişilerin açıklamalarından geleceğe yönelik kurgu haberlere üretilen sahte içerikler bilgi kirliliği oluşturuyor. Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Alikılıç, "Öncelikle insanların, maruz kaldıkları içeriğin sahte olabileceği konusunda şüpheci olması, izlediği veya dinlediği içeriğe dikkat etmesi ve sahtelik konusunda farkındalık seviyesini artırması gerekiyor. Ardından sahte içeriği nasıl tanıyacağını öğrenmesi gerekiyor. Yapay zeka ile üretilen tüm videolarda ’AI-Generated’ veya ’Yapay zeka ile üretilmiştir’ etiketi otomatik olarak görünür hale getirilmeli. Konuyla ilgili kamu spotları oluşturulmalı. Unutmayın, yapay zeka insanlığın aynasıdır; onu iyiye kullanmak da kötüye kullanmak da bize bağlı" dedi.



Derin sahtecilik tehlikesi


Yapay zeka ve derin öğrenme teknikleriyle hazırlanan, oldukça gerçekçi derin sahtecilik (Deepfake) videolarıyla ilgili uyarılarda bulunan Prof. Dr. Özlem Alikılıç, şunları söyledi:


"Dünyada ve ülkemizde birçok önde gelen isme ait siyasi açıklamaların çarpıtılması için sahte görüntüler oluşturulması, derin sahtecilik teknolojisinin kamuoyunu etkileme ve siyasi anlatıları çarpıtma potansiyeline önemli örnekler teşkil etmektedir. Ayrıca maalesef ki bu durum, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirebilir, siyasi manipülasyona zemin hazırlayabilir ve güvenilir bilgi ekosistemini zedeleyebilir. Sadece bu yönde değil finansal açıdan da büyük tehditler teşkil ediyor. Derin sahtecilik videoları finansal dolandırıcılık yapmak amacıyla da kullanılmaya başlandı. YouTube’da 237 milyon abonesi olan bir yayıncının ses ve görüntüsünün, derin sahtecilik ile finansal dolandırıcılık yapan birileri tarafından başka bir sosyal medya platformunda taklit edilmesi ve onun adına bir cep telefonu markasının en pahalı sürümünü hediye etme sözü verilmesi bunun son örneklerinden. Bu olaylar, her yaştan insanı hedef alan, yapay zeka araçları kullanılarak yapılan dolandırıcılıklara karşı bizlerin ne kadar savunmasız kalabildiğimizi gösteriyor."



"İzleyicilerin şüpheli olması gerekiyor"


Sahte içeriklere karşı neler yapılabileceğinden bahseden Prof. Dr. Alikılıç, "Bu konuyu bana göre dört katmanda ele almak gerekiyor: şüphe-dikkat-farkındalık, bireysel eğitim, kurumsal sorumluluk, teknik önlemler ve yasal düzenlemeler. Öncelikle insanların, maruz kaldıkları içeriğin sahte olabileceği konusunda şüpheci olması, izlediği veya dinlediği içeriğe dikkat etmesi ve sahtelik konusunda farkındalık seviyesini artırması gerekiyor. Ardından sahte içeriği nasıl tanıyacağını öğrenmesi gerekiyor. Ben buna ’eğitim yoluyla insan müdahalesi’ ismini veriyorum. Örneğin; videolardaki anormal detaylar, ses uyumsuzlukları gibi, görüntüdeki tuhaf mantık hataları gibi. Ama burada sadece bireylere yüklenmek yetmez; medya kuruluşlarının toplumun dezenformasyonla mücadelesinde inisiyatif alması, bunun bir kurumsal vatandaşlık görevi olduğuna inanması ve bu doğrultuda bazı aksiyonlar alması gerekiyor. Örneğin, doğrulama mekanizmaları oluşturması, bu videoları paylaşırken konuyla ilgili bilgilendirici içerik ve etiketleme yapması lazım. En nihayetinde kanunların da bu yeni manipülasyon yöntemlerine hızlıca ayak uydurması gerekecek" şeklinde konuştu.



"Kamuoyu yapay zeka karşısında güçlenmeli"


Derin sahtecilikle mücadelede insan unsurunun, özellikle de eğitimin rolünün vazgeçilmez olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alikılıç, "Kritik olan, toplumun her kesiminde ’dijital şüphecilik refleksi’ oluşturmak. Unutmayın, yapay zeka, insanlığın aynasıdır; onu iyiye kullanmak da kötüye kullanmak da bize bağlı. Bu mücadeledeki vurguyu kamuoyunu yapay zeka ile korkutmak yerine, yapay zeka karşısında güçlendirmek üzerine kurmalıyız. Yapay zekayı düşman değil, kontrol edilmesi gereken bir araç olarak göstermeliyiz. Yapay zeka okuryazarlığını geliştirmek için; okul müfredatlarına dijital okuryazarlık dersleri eklenmeli. İlköğretimden itibaren ’Medya ve Dijital Okuryazarlığı’ ve ’Yapay Zeka Güvenliği ve Etik’ dersleri zorunlu hale getirilmeli. Belediyeler, STK’lar ve devlet kurumları iş birliğiyle aynı okullardakine benzer eğitimler planlanmalı. Özellikle, dijital kullanımı yüksek olan 50 yaş üstü gruba yönelik projelerin öncelikli olması gerekli. En çok izlenen televizyon kanallarının reklam kuşaklarında kamu spotlarının gösterilmesi etkili olabilir. Yapay zeka ile üretilen tüm videolarda ’AI-Generated’ veya ’Yapay zeka ile üretilmiştir’ etiketi otomatik olarak görünür hale getirilmeli. Teyit veya arama motorları kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak, ’Derin Sahtecilik Tarayıcısı’ eklentileri veya yapay zeka izlerini tarayıp belirleyen görsel arama araçları yaygınlaştırılmalı. Sosyal medya şirketleri, algoritmalarını dezenformasyonu yaymaya değil, çürütmeye odaklayacak şekilde güncellemeli" dedi.


Hukuki anlamda da yasal düzenlemelerin getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Özlem Alikılıç, sözlerine şöyle devam etti:


"Kasıtlı dezenformasyon için cezai yaptırımlar getirilmeli. Yapay zeka üretimi sahte içeriklerin siyasi manipülasyon amacıyla kullanılması ve kamuoyunu yanıltması ve negatif yönlendirmesi suç sayılmalı."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Arka koltuktan direksiyona geçti, bir gencin ölümüne neden oldu Trabzon’un Akçaabat ilçesinde dün gece kırmızı ışıkta motosikleti ile dururken kendisine hızla çarpan sürücünün sebep olduğu kazada hayatını kaybeden 24 yaşındaki Ramazan Altunay, bugün son yolculuğuna uğurlandı. Arkadaşına ait aracın arka koltuğunda otururken Çarşıbaşı ilçesinde bir benzinlikte arkadaşının durarak markete girmesini fırsat bilen sonrasında direksiyona geçerek aracı kaçıran 22 yaşındaki E.Y.’nin açık cezaevinden izinli çıktığı iddia edildi. Alınan bilgilere göre, Trabzon’un Çarşıbaşı ilçesinde dün gece bir akaryakıt istasyonunda sürücünün yakıt almak için araçtan indiği sırada E.Y. (22) isimli genç aracın arka koltuğunda otururken bir anda öne geçerek aracı çalıştırıp kaçtı. Çaldığı otomobille Akçaabat ilçesi Söğütlü mahallesine gelen E.Y. Karadeniz Sahil Yolu üzerinde kırmızı ışıkta durarak yeşil ışığın yanmasını bekleyen 61 AHP 145 plakalı motosikletin sürücüsü Ramazan Altunay’a (24) arkadan hızla çarptı. E.Y. çarpmanın etkisi ile yaklaşık 30 metre ileriye sürüklenirken, genç kurye olay yerinde hayatını kaybetti. Kazanın ardından yakalanan E.Y.’nin ehliyetsiz ve alkollü olduğu, çeşitli suçlardan da sabıkasının bulunduğu öğrenildi. E.Y. tüm bunların yanında dün Trabzon’daki açık cezaevinden izinli olarak çıktığı iddia edildi. Arka koltuktan sürücü koltuğuna ölüm yolculuğu Akçaabat ilçesinde çalıntı araçla yaşanan ve bir gencin hayatını kaybettiği kazaya neden olan kamyonetin benzinlikteki görüntüleri ortaya çıktı. Akaryakıt istasyonunun güvenlik kameralarına yansıyan görüntülere göre, pikapla istasyona gelen sürücü araçtan inerek markete girdi. Bu sırada arka koltukta oturan E.Y. (22), sürücü koltuğuna geçerek aracı çalıştırdı ve hızla olay yerinden uzaklaştı. Marketten çıkan sürücü, aracının yerinde olmadığını fark etti. İstasyona gelen başka bir araca durumu anlatan sürücü o araçla birlikte çalınan pikabın peşine düştü. "Kamerayı incelediğimizde araçtaki başka bir kişinin arabayı alıp gittiğini gördük" Akaryakıt istasyonu sahibi Onur Kobya, yaptığı açıklamada "Gece saatlerinde bir araç istasyona yanaştı. Sürücü araçtan inerek markete girdi. Sonrasında bir anda araç çıkış yaptı. Şöför dışarı çıktığında "Arabam yok deyince kameralara baktık. Kamerayı incelediğimizde araçtaki başka bir kişinin arabayı alıp gittiğini gördük. Akaryakıt çalışanları şaka olduğunu düşünmüş çünkü arabayı alan kişi araçtaki arkadaşıydı. Baktık ki durum ciddi polise bilgi verdik. Aracı çalınan sürücü de istasyona gelen başka bir araçla gitti. Bir kaza olmuş çok üzüldük" ifadelerini kullandı. Gözyaşlarıyla defnedildi Trabzon Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsi işlemlerinin ardından Ramazan Altunay’ın cenazesi Akçaabat ilçesine bağlı Doğanköy Mahallesi’ne getirildi. Topuzoğlu Camii’nde ikindi namazı sonrası kılınan cenaze namazında baba Hasan Altunay taziyeleri kabul etti. Baba Hasan Altunay ve anne Ayşe Altunay’ın 6 çocuğundan biri olan Ramazan Altunay’ın cenazesi, kılınan namazın ardından aynı mahallede toprağa verildi.