GENEL - 15 Temmuz 2020 Çarşamba 11:38

Yaşar Üniversitesinde 15 Temmuz anma etkinlikleri

A
A
A
Yaşar Üniversitesinde 15 Temmuz anma etkinlikleri

Yaşar Üniversitesi tarafından ‘15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen çevrimiçi törende, Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof.

Yaşar Üniversitesi tarafından ‘15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen çevrimiçi törende, Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre İşeri tarafından “Türk medyası ve 15 Temmuz Darbe Girişimi” başlıklı seminer verildi. Anma töreninde konuşan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, “Demokratik toplumlarda, toplumu bilgilendirme ve yönetimleri gözetleme işlevi üstlenen medyanın, kendisi de demokratik esaslara göre yapılandırılmak zorundadır” dedi.


Yaşar Üniversitesinde, ‘15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ anma etkinlikleri kapsamında, çevrimiçi tören düzenlendi. Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre İşeri tarafından “Türk medyası ve 15 Temmuz Darbe Girişimi” başlıklı seminer verilirken, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer de konuşma yaptı. Dinçer, “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında; ülkemizin kuruluşundan bu yana vatanımız uğruna yitirdiğimiz, başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi, rahmet ve saygıyla anıyoruz. Dünya olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Bu yıl fiziksel olarak bir araya gelemesek de çevrimiçi olarak yine hep birlikteyiz. Böylesi günlerde bir araya gelerek milli birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunun vurgulanmasının, toplumsal hafızayı diri tutmak adına önemli olduğunu düşünüyorum. Demokratik toplumlarda, toplumu bilgilendirme ve yönetimleri gözetleme işlevi üstlenen medyanın, kendisi de demokratik esaslara göre yapılandırılmak zorundadır" diye konuştu.



"Medya, demokratik bir kamuoyunun inşasına katkı sağlar"


Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yılında, İzmir’deki bir toplantıda gazetecilere hitaben söylediği sözleri hatırlatan Dinçer, "Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, ’Türkiye basını, milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır’. Medya, demokratik bir kamuoyunun inşasına katkı sağlar. Ben sadece, üniversitem adına, bu ülkenin aydınları olarak cumhuriyete ve demokrasiye her zamankinden daha çok sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.



""Kamu yararının gözcüsü medya"


Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre İşeri ise, 15 Temmuz örneğinde olduğu gibi medyanın kamu yararının gözcüsü olarak dördüncü güç yani kontrol erki işlevini yerine getirdiğine dikkat çekti. Prof. Dr. İşeri, şöyle konuştu: “15 Temmuz 2016’da Türkiye, sadece tarihinin en kanlı darbe girişimlerinden birine değil aynı zamanda en kapsamlı terör saldırılarından birine maruz kaldı. Türk halkının milli birlik ruhu içerisinde demokrasiden taraf duruşuyla, darbe girişimi püskürtüldü. Böylece, inişlerle ve çıkışlarla dolu olan Türkiye’nin demokrasi tarihi, bir kritik eşikten daha geçti. Türk halkının demokrasi mücadelesi yönünde seferber olmasında; televizyon, sosyal medya ve çeşitli dijital platformların önemli rolü olmakla beraber milli birliktelik ve demokrasi vurgusu yapan ulusal basının da bu mecralarda yoğun şekilde kullanıldığı unutulmamalı. Böylece; ulusal medya, haber içerikleriyle halkı aydınlatarak demokratik katılım örneği olarak ‘demokrasi nöbetleri’ tutmaları için halkın seferberlik vesilesi olmuştur. 15 Temmuz örneğinde görüldüğü üzere medyanın kamu yararının gözcüsü olarak dördüncü güç işlevini yerine getirmesi demokrasilerin olmaz ise olmazıdır. Tabii medyanın bu işlevini kalıcı bir şekilde yerine getirmesi için düşünce ve basın özgürlüğünün her koşulda tesis edilmesi gerekir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği üzere; ‘Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve izmihlal (yok oluş) vardır. Her terakkinin (ilerlemenin) ve kurtuluşun anası hürriyettir.’"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.