EKONOMİ - 24 Haziran 2021 Perşembe 09:31

Ekinözü İçmeler’de turizm sezonu başladı

A
A
A
Ekinözü İçmeler’de turizm sezonu başladı

Kahramanmaraş’ta 3 ayrı kaynaktan yeryüzüne ulaşan ve birçok hastalığın tedavisinde şifa kaynağı olarak görülen doğal maden suyu kaynaklarının bulunduğu Ekinözü ilçesinin İçmeler bölgesinde yeni sezon başladı.

Kahramanmaraş’ta 3 ayrı kaynaktan yeryüzüne ulaşan ve birçok hastalığın tedavisinde şifa kaynağı olarak görülen doğal maden suyu kaynaklarının bulunduğu Ekinözü ilçesinin İçmeler bölgesinde yeni sezon başladı.


Ekinözü Belediye Başkanı Bilal Eker, sezonun açıldığı İçmeler’in ülken birçok yöresinden gelen misafirlerini ağırlamaya başladığını söyledi.


‘Acı su’ olarak adlandırılan doğal maden suyu kaynaklarının olduğu İçmeler’de kapsamlı bir değişime imza attıklarını belirten Başkan Eker, “İçmeler, yenilenen yüzü ile şifa bulmak için bölgemizi tercih edecek vatandaşları ağırlamaya hazır” dedi.


Özellikle pandemi süreci ile ilgili tüm tedbirlerin alındığını kaydeden Başkan Eker, “Vatandaşlarımız, güvenli ve tabiatla iç içe bir tatil geçirmeleri için gerekli tüm önlemlerimizi aldık. Misafirlerimizin gönlü rahat olsun” ifadelerini kullandı.


Ekinözü Belediye Başkanı Bilal Eker, Gaziantep, Diyarbakır ve Mardin gibi illerden gelerek Aşağı İçmeler’de konaklayan vatandaşlarla hasbıhal etti. Başkan Eker, misafirlerle görüş alışverişinde bulunarak herhangi bir taleplerinin olup olmadığını sordu. Fırın, kasap ve market ile hediyelik eşya satan esnafları da dolaşan Başkan Eker, bol kazançlar temennisinde bulundu.


Burada bir değerlendirme yapan Başkan Eker, İçmeler’in her yıl bu dönemde binlerce kişiyi ağırladığını söyledi.


Sezonun ilk misafirlerinin geldiğini anlatan Ekinözü Belediye Başkanı Bilal Eker, pandemi süreci nedeniyle tedbirleri en üst seviyede aldıklarını vurguladı.


Özellikle Aşağı İçme’de önemli çevre düzenlemeleri yaptıklarının bilgisini veren Başkan Eker, “İçmeler’in ilçemiz için öneminin farkında olarak günler öncesinden çalışmalara başlamıştık. Aşağı İçmeler’de Büyükşehir Belediyemizin desteği ile bir meydan düzenlemesi yapıldı. Atıl durumdaki binalar ve oteli yıkarak yepyeni bir görünüme kavuşturduk. Vatandaşlarımızın rahatça dinlenebileceği park alanlarının düzenlemesini bitirdik. Görüştüğümüz misafirlerimiz de bu değişimin farkında. Eski hali ile şimdiki hali arasında çok fark olduğunu söylüyorlar. Bu güzel düşünceler de bizleri ayrıca sevindiriyor. Misafiri baş tacı sayan bir anlayışla hareket edip bambaşka bir İçmeler oluşturmak istemiştik. Misafirlerimizin izlenimleri de bizleri hem mutlu etti hem de daha sonraki çalışmalarımız için motivasyon sağladı” dedi.


Temizlik ve hijyene büyük önem verdiklerini aktaran Başkan Eker, “Pandemi sürecinde en önemli konular temizlik ve hijyen. Biz de hem belediyecilik hizmetlerinde hem de konaklama açısından bu iki konu üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Vatandaşlarımızın gönlü ferah olsun. Onların sağlığı en büyük önceliğimiz. Vaka sayısı açısından da çok iyi bir noktadayız. Bu nedenle huzurlu ve güvenli bir tatilin adresi İçmeler diyoruz. Orta İçme’de yapımında sona yaklaşılan bir Sağlık Turizmi Merkezimiz var. İnşallah burasının da tamamlanmasıyla birlikte modern ve birçok hizmetin aynı çatı altında sunulduğu bir tesise kavuşmuş olacağız.


Sezonun hemen başındayız. Misafirlerimiz yavaş yavaş geliyor. Hareketlenmenin önümüzdeki günlerde başlayacağını düşünüyoruz. Bizler de misafirlerimizi tatilleri süresince rahat ettirme adına beklentilerini öğrenmek, görüşlerini almak adına sürekli iç içe olmaya gayret gösteriyoruz. Ev sahipliğimizi en iyi şekilde yaparak, memleketlerine döndüklerinde kentimizle ilgili güzel intibalar bırakmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.


İçmeler ve Ekinözü’ndeki değişimde katkısı olanlara teşekkür eden Başkan Eker, “İlçemizin ve dolayısıyla İçmeler’in yenilenmesinde katkı sunan başta AK Parti Grup Başkanvekilimiz Sayın Mahir Ünal’a, milletvekillerimize, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Hayrettin Güngör’e ve destek sunan herkese teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.


Aşağı İçmeler’de konaklayan misafirler de, bölgedeki değişimin göze çarptığını söylediler. Daha önceki yıllara oranla büyük ilerleme kaydedildiğini dile getiren vatandaşlar, “İçmeler’e daha önceden de gelmiştik. Malum pandemi var. Bu sene biraz geç kaldık. Ama gerçekten güzel değişimlere şahitlik ediyoruz. Meydan düzenlemesi ve temizlik bizleri çok memnun etti. Ekinözü Belediye Başkanımız Bilal Eker de sürekli bizlerle görüşerek herhangi bir talebimizin olup olmadığı ile ilgileniyor. Kendisine ve Ekinözü halkına teşekkür ediyoruz” dediler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Hak-İş Genel Başkanı Arslan: "1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür" Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür" dedi. Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş), 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında Kocaeli’de bulunan Seka Park’ta bir miting gerçekleştirdi. Mitingde konuşan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, tüm dünyadaki mazlum ve mağdurların yanında olduklarını belirterek, "Gözyaşı, dili ve vicdanı olmak zorundayız. Onun için savaşın acılarını yaşayanlara, iklim değişikliği, açlık ve yoksulluğun pençesinde çırpınanlara, mültecilere, göçmenlere merhamet elimizi uzatıyoruz. Filistin’de, Gazze’de, Kudüs’te, Yemen’de, Mısır’da, Suriye’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Afganistan’da ve dünyanın neresinde olursa olsun yapılan zulüm, soykırım ve vahşete karşı çıkıyoruz. Dünyanın tüm mazlum ve mağdurları için barış, özgürlük, demokrasi ve adalet talebimizi güçlü bir şekilde haykırıyoruz. 1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür" diye konuştu. "Kişi başına düşen milli gelirin artması, daha iyi ücret seviyelerinin belirlenmesini talep ediyoruz" Arslan, dayanışma için birlik ve beraberlik mesajı vererek, 1 Mayıs’ta Kocaeli’den sendikal taleplerini şöyle sıraladı: "Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Toplu pazarlık kapsamının genişletilmesini, sendikal hak ve özgürlüklerin daha ileriye taşınmasını, sendikalara üye olduğu için işçilerin işten çıkarılmasının doğru bulmuyoruz, son bulmasını istiyoruz. Bugün, bu alanda ücretler üzerindeki ağır vergi yüküne bir kez daha dikkat çekiyoruz. Vergide adalet sağlanmasını, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz. Aile yükümlülüklerini dikkate alan, adil bir vergilendirme sistemi, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik modeli ve vergi denetiminde etkinliğin artırılmasını talep ediyoruz. Artan hayat pahalılığına karşı emekçileri koruyacak daha etkin politikaların hayata geçirilmesini istiyoruz. Enflasyon rakamlarının aşağı seviyelere inmesi, kişi başına düşen milli gelirin artması, daha iyi ücret seviyelerinin belirlenmesini talep ediyoruz. Ücretlilerin milli gelirden aldığı payın artırılmasını, ekonomik büyümeden ve refah artışından hak ettiğimiz payı istiyoruz. Büyüyen, gelişen Türkiye’den emekçiler daha fazla pay alsın istiyoruz. İnsanı merkeze alan, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ve Türkiye ekonomisi istiyoruz. Kayıt dışı istihdamın azaltılması, insan onuruna yakışmayan, güvencesiz çalışma sisteminin sona erdirilmesi, iş kazalarının son bulması ve daha iyi bir sosyal güvenlik sistemi için alanlardayız. İstihdamda kadın ve gençlere daha çok yer verilmesini istiyoruz. Annelik hakkının korunmasını, kreş ihtiyacının karşılanmasını istiyoruz. Gençlerin eğitim, staj, işe giriş ve istihdam imkanlarının geliştirilmesini istiyoruz. Çocuk işçiliği ile daha etkin mücadele edilmesini istiyoruz. Engellilerin toplumsal yaşama etkin bir şekilde katılımının sağlanmasını istiyoruz. Asgari ücret tespit komisyonunun yapısının katılımcı bir anlayışla yeniden belirlenmesini istiyoruz. 4857 sayılı iş kanunun, işgücünün değişen şartlarına uygun olarak iş güvencesi kapsamının genişletilmesini ve sendikal hak ve özgürlüklerin güçlendirilerek korunmasını talep ediyoruz. Kapsam dışında kalan emekçiler için kadro istiyoruz. 696 sayılı KHK ile kadroya geçen emekçiler için tayin, becayiş ve nakil hakkı istiyoruz. Mevsimlik ve geçici işçilerin sorunlarını da yakından biliyor ve tam çözümü için mücadele ediyoruz. Çaykur başta olmak üzere mevsimlik, geçici kamu işçileri ile kampanya işçilerinin sorunlarının çözülmesini istiyoruz. Kamu çerçeve protokolüne belediyelerin ve özel idarelerin de dahil edilmesini istiyoruz. Mahalli idarelerin iştiraklerinde/ şirketlerinde çalışan işçilere yılda 52 günlük ilave tediye ödenmesini istiyoruz. Belediyeler, belediyelere bağlı kuruluşlar ve belediye şirketlerinde çalışanların da enflasyon farkı, ilave artışlar ve iyileştirmelerden istisnasız olarak yararlanmasını istiyoruz. Ev işçileri ve bakım işçilerinin iş kanunu kapsamına alınarak sendikal haklarının sağlanmasını istiyoruz." Hastane Bilgi Yönetim Sistemi Çalışanlar Derneği yöneticilerinden Tamer Kızılgün, 1 Mayıs’ta haklarını savunmak için buraya geldiklerini ifade ederek, "Bizler buraya 1 Mayıs’ta haklarımızı savunmak için geldik. 1 Mayıs işçiler için her ne kadar bayram olsa da biz taşeron çalışanlar için bayram olarak geçmiyor. Bizler 696 sayılı kanunda kadro dışı kalan taşeron kesimiz. Hastanede yaptığımız görev çok kritik ve önemli. Seçimlerden önce bakanımız Vedat Bilgin müjde verdi. Bu müjdeyi hala bekliyoruz. Bakanımız değişti ama hala müjde gerçekleşmedi. Şu an da hiç kimse bundan bahsetmiyor. Bize her seçim öncesi sözler verildi. Bizler artık bu sözlerin yerine getirilmesini istiyoruz" dedi.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi ekibinden öğrencilerin eğitim hedefleri için TÜBİTAK projesi Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Büyük’ün yürüttüğü ’Türk Yükseköğretim Sisteminde Mikro-Yeterliliklerin Kredilendirilmesi İçin Gereksinimlerin Belirlenmesi’ projesi TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazandı. Projeleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Köksal Büyük, “Mikro-yeterlilikler ya da diğer bir ismi ile mikro krediler öğrenme kazanımlarını, iş yükünü ve kredi değerini içeren kısa süreli eğitim programlarıdır. Öğrenciler, kendi eğitim hedeflerine uygun yeterlilikleri seçebilir ve alacakları krediyi önceden bilebilirler. Yüksek öğretim kurumları, öğrenme kredisi karşılığı olmayan okul dışı eğitim faaliyetlerini akademik krediye dönüştürmek için bugüne kadar yeterince çaba sarf etmediler. Ancak, geleceğin başarılı üniversitelerinin okul dışı öğrenmeye imkan tanıyan kurumlar olacağını net bir şekilde ifade etmeliyim. Bu açıdan, mikro-yeterlilikler büyük bir fırsattır. Konu ile ilgili olarak Avrupa Komisyonu, mikro-yeterlilikler için ortak tanımlar ve standartlar geliştirmeyi hedeflerken, Avrupa Birliği Konseyi ise hayat boyu öğrenme ve istihdam edilebilirlik adına bu yaklaşımı destekleyen kararlar almıştır. Türkiye’de ise, son zamanlarda bu yeterliliklerin yükseköğretim sistemine entegrasyonu ve uygulanması üzerine yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Bu süreçler, uluslararası öğrenci hareketliliğini destekler ve öğrenenlere kişisel ve profesyonel gelişimleri için esnek eğitim imkanları sunar" dedi. “Daha etkin bir uygulama modeli tasarlanabilecek” Projenin kapsamına da değinen Prof. Dr. Köksal Büyük, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki mikro-yeterlilik uygulamalarının mevcut durumunu ve modellerini belirlemek, farklı ülkelerdeki benzer uygulamalarla karşılaştırmalı analiz yapmak, Türkiye’nin eğitim sistemi özellikleri ve ihtiyaçlarına uygun mikro-yeterlilik ilke ve esaslarının oluşumuna katkı sağlamak önemli çıktılarımız arasındadır. Bu süreçte öğrencilerin, öğretim elemanlarının ve iş dünyasının mikro-yeterliliklere bakış açıları ve beklentileri araştırılacak, böylece daha etkin bir uygulama modeli tasarlanabilecektir. Yükseköğretimdeki tüm paydaşların yani Yükseköğretim Kurulu, üniversite yönetimleri, öğretim elemanları, idari personel, öğrenciler ve sektör temsilcilerinin mikro-yeterliliklere ilişkin hazır bulunma düzeyleri belirlenecek ve bu konudaki potansiyel direnç noktaları tespit edilecektir. Ayrıca, mikro-yeterliliklerin kredi değerlerinin belirlenmesi, kontrol edilmesi ve kabul süreçlerini içeren bir sistem tasarımı yapılacak, bu süreçlerin yükseköğretime entegrasyonu sağlanarak sistemin uygulanabilirliği arttırılacaktır. Son olarak hem eğitim sistemimize hem de öğrencilerimize katkı sağlayacak olan proje ekibimizde Anadolu Üniversitesi’nden değerli araştırmacılarımız Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Doç. Dr. Murat Akyıldız, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nurcan Deniz ve ASBÜ’den Doç. Dr. Ahmet Yusuf Yılmaz yer almaktadır.”