GENEL - 20 Mart 2019 Çarşamba 02:00

Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “Küresel anlamda hazımsızlığın farkına varmak zorundayız”

A
A
A
Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “Küresel anlamda hazımsızlığın farkına varmak zorundayız”

Karabük Üniversitesi 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda Memur-Sen Derneği tarafından ‘Büyük Teşkilat Buluşması’ programı düzenlendi.

Karabük Üniversitesi 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda Memur-Sen Derneği tarafından ‘Büyük Teşkilat Buluşması’ programı düzenlendi.


15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’ndaki programa, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, AK Parti Karabük Milletvekili Niyazi Güneş, AK Parti İl Başkanı İsmail Altınöz, Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Levent Uslu, AK Parti Karabük Belediye Başkan Adayı Prof.Dr. Burhanettin Uysal ve sendika üyeleri katıldı.


Programda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye’de istikrarın gerekliliğini belirterek, “Bu coğrafyada olup bitenleri magazin izler gibi izleyenlerle bizim olaya bakışımız arasında fark var. Coğrafya yeniden dizayn ediliyor. Dolayısıyla bu coğrafyada olup biteni görmek ve bize ilişkin küresel anlamda hazımsızlığın farkına varmak zorundayız” dedi.


Memur-Sen ailesi olarak 27 yıllık bir emek hareketi olarak çeyrek asrı geride bıraktıklarını söyleyen Yalçın, “Yarım asra yürüyoruz. Bu sendikal yolculukta bir tek gayemiz vardı. O da üyemize, ülkemize yer küreye ilişkin hayırla yad edilecek kazanımlara imza atmak. Ülkenin korku tünelinden çıkmasını vesayetin ülke üzerinden kalkmasını, ham demokrasi yerine tam demokrasi olmasını, herkesin ülkesine korkusuzca cesurca hizmet edebileceği fotoğrafın bu ülke için temin edilmesi, yer kürede tüm mazlum ve mağdurun umudunun tazelenmesi ve yeniden büyük Türkiye’ mümkün diye başlayan yolculuğun sonuca ulaştırabilmesi noktasında bir gayret göstermektedir. 27 yıllık sendikal serüvenimizde buna ilişkin yolculuk gerçekleştirdik” dedi.


Memur-Sen teşkilatının her zaman dik durduğunu ifade eden Yalçın, “Bu ülkede bir değişim olacaksa, dünyada yeni bir dönüşüm olacaksa teşkilatın bu durumda çok kıymetli bir pozisyonu var. Biz şimdiye kadar bu sorumlulukla hareket ettik. Gelinen nokta bakımında çok ciddi badireleri aştık, sorumluluğumuz çok daha farklı bir boyutta. Çünkü kendi ülkemizi yaşanabilir kılma noktasında ülkenin üzerindeki vesayetin kaldırılıp aktarılabilmesiydi. 10 yılda bir ülkenin istikrarını bozan, rahatsız edici apolet seslerinin, postal seslerinin bu ülkenin üzerinden kaldırılabilmesiydi. Ham demokrasisini tam demokrasi yapmak istememizin altındaki temel hikaye burasıdır. Bu anlamda bu teşkilat hep onurlu ve dirayetli durdu” diye konuştu.


“Yönetsel iradesinin güçlü kılınması konusunda pozisyon almış bir teşkilatız”


Yalçın, Türkiye’de çok önemli değişikliklere katkıları olduklarını dile getirerek, şunları söyledi: “Kamu görevlilerinin 1965’te 624 sayılı kanunla sendikal hakkı kazandığı ama sendikal hakkının karikatürlere malzeme olacak kadar karük olduğunu siz biliyorsunuz. Bir sendikacı üyemin hakkını arıyorum diye devleti umumiyenin temsilcisini milletin huzurunda eleştiremez diyen sendikal çerçeveyi 1965 yılında 624 sayılı kanunla veri başlangıcının yapıldığı o süreç 1971 muhtırası ile lav edilmiştir. Ondan sonraki süreçte 12 Eylül, 1992 yılına gelindiğinde uluslararası sözleşmelerden yola çıkarak artık bizim için fiili durum oluşturma zamanı gelmiştir. Çünkü artık anayasa buna müsaade etmese de uluslararası sözleşmelere imza atmış bir Türkiye var. Örgütlenmenin önü açılmıştır, sadece cesaret gerekiyor. Bu sürecin maliyetini taşıyan irade gerekiyor diye yola çıkılmış. 1995’e gelindiğinde 5 sendika konfederasyon oluşmuş ve peşinden anayasa değişikliği ile beraber örgütlenme hakkı tebliğ edilmiştir. Ama 2001 yılına kadar balçık, çamur çiğneme süreci sürmüştür. 2001’den 2009’a kadar sağımızda ve solumuzda diye tabir ettiğimiz töreye ve teröre bağlı olarak yapılan temsili ile kamu görevlileri herhangi bir şey elde etmezken, 2009 yılında 6 sendikada yer alınca Memur-Sen referandumda önümüze konulacağı bir süreçte bir çağrıda bulunmuş ve eğer referandum paketine toplu sözleşmeyi dahil etmezseniz yetki bize geçti. Toplu görüşme masasına oturmaz, karşılıksız bırakırız diye resti çekmiştir. Referanduma dahil edildiği için ve tekrar omuzlamış ve bu ülkede toplumsal sözleşmeyi ekleyerek kamu görevlilerine sendikacı hakkını Memur-Sen almış ve 4 toplu sözleşme ile 260 kazanımı imza altına alınarak olmaz denilen bir çok şeyi olan bir duruma getirmiştir. Şimdi önümüzde yeni eşikler var. Şimdi yeni zamanlar var. Buna ilişkin duruşumuzu kontrol etmek var. Biz bu ülkenin demokratik zeminin güçlendirilmesini, yönetsel iradesinin güçlü kılınması konusunda pozisyon almış bir teşkilatız. Onun için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi referandumu önümüze geldiğinde o süreci 100 bin baskı üreterek cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi nasıl bir sistemdir diye en akademik çalışmayı sahaya indiren bir teşkilattır.


“Hazımsızlığın farkına varmak zorundayız”


İstikrarsız yönetim tarih olsun, parlamenter sistemin kısır tartışmaları tarih olsun. Ülke 5 yıllık bir istikrar kazansın ve bu yönetsel istikrarın sonunda ekonomi büyüsün, milli gelir büyüsün. Bu ülkede korku ile uyandığımız günler geri kalsın. Bu ülkede dolar, kur yerinden oynar, bizim aklımız yerinden oynar. Bu ülkede ekonomi dalgalanır, borsa yerinden oynar, bizim aklımız yerinden oynar. Ekonomik dalgalanmalar birilerinin saadeti, birilerinin felaketi olur. 28 Şubat’ta 381 milyar doları hortumlayanların, bugün haksız kazançlarının keyfini sefasını sürüyor, ama cefasını biz çekiyoruz. Çünkü biz sabit gelirliyiz. “Ülkede ekonomik istikrar kaybolduğunda ilk ağlayacak kitleyiz çünkü sabit gelirliyiz. Ülkede yönetimde istikrar kaybolduğunda ilk etkilenecek kitleyiz. Çünkü Biz kamu görevlisiyiz. Bu ülkede istikrar gerekiyor dünden daha fazla gerekiyor. Onun için biz Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin hayata geçirilmesinde en aktif rolü aldık. Biz olayı bir başkasının gördüğü noktadan çok daha ötesinden görüyoruz. Bu coğrafyada olup bitenleri magazin izler gibi izleyenlerle bizim olaya bakışımız arasında fark var. Coğrafya yeniden dizayn ediliyor. Libya gitti Mısır teslim alındı olarak diye bir devlet var mı yok mu tartışılıyor. Suriye 5e bölünecek demişti. Suriye’nin beşe bölünme sürecinde makas nereye doğrulacak onun planları yapılıyor. Türkiye Fırat kalkanı Operasyonu ile o plana bir makas atarak kesmeye çalışıyor. Dolayısıyla bu coğrafyada olup biteni görmek ve bize ilişkin küresel anlamda hazımsızlığın farkına varmak zorundayız” ifadelerini kullandı.


31 Mart’ta yapılacak seçimi yerel seçimlerin dışında gördüğünü kaydeden Yalçın, “Olayı geniş noktadan görmek zorundayız. Eğer bu seçim sonrasında oluşabilecek fotoğraf Amerika’ya nara attırıyorsa, Netanyahu’ya cümbüş yaptırıyorsa, Hollanda’yı yüzünden çiçekler açtırıyorsa burada bir sorun var demektir. Bizim Memur Sen ailesi olarak olayı gördüğümüz noktayı çok iyi fark ettiğini, bu fotoğrafı güçlendirecek hangi tahkimat varsa onun gereğini yapacağını biliyorum. Bu ülkenin , coğrafyanın geleceği açısından, bu kadar hareketliliğin yaşandığı, içimizdeki bir çok yapıya dışarıdaki para babalarından yatırımlar yaparak lejyonerler gibi bu ülkenin huzurunu bozacak şekilde sahaya çektiği zeminde bu ülkenin istikranın ne ifade ettiğinin en iyi anlayacak teşkilat burası. Çünkü bu teşkilatın kurucu iradesinin entelektüel kapasitesi çok yüksek. Ben bu yolculuğun başarı ile sonuçlanmasını ve bu ülkeye katkı sunabilecek bir sonuca tekabül etmesini son derece önemli olduğunu ifade ediyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Başkan Görgel: “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda” Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikada çıkan yangınla ilgili olarak “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Kahramanmaraş’ta ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikadaki alanda incelemede bulunan Başkan Görgel, yetkililerden bilgi alıp fabrika sahiplerine ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini iletti. Yangının büyük bir bölümünün kontrol altına alındığını ifade eden Başkan Görgel, “Burası büyük bir mobilya fabrikası, bize gelen ihbarın ardından kısa sürede gelip yangını söndürmeye çalışıyoruz. Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Kimyasal maddelerin de olduğu için yangının söndürmek kolay değil. Gerçekten arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor. Biraz önce kum ocağı atölyemizde kaza meydana geldi, bir kardeşimiz canımız vefat etti. Ne yazık ki zor bir gece geçiriyoruz. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Başkan Görgel, yangın söndürme çalışmalarına itfaiye daire başkanlığının ekiplerinin yanı sıra orman bölge ve emniyet teşkilatının da destek verdiğini ifade etti.
İstanbul Akademisyenin kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadına adli işlem başlatıldı Türk-Alman Üniversitesi Akademisyeni ve Akşam Gazetesi yazarı Tacettin Kutay’ın 6 yaşındaki kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadın hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama-Hakaret" suçlarından adli işlem başlatıldı. Kutay, olaya ilişkin sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yaparak şunları kaydetti: “6 yaşındaki kızım Fulya ile Göztepe’de yürüyorduk. İlahi söylemek istedi ve ’Ey aşıkı dildade’ okumaya başladı. ’Lailahe illallah Muhammedurrasulullah’ derken videodaki kadın yanımızdan geçiyordu. Durdu ve Fulya’ya ’Bunları size nerede öğretiyorlar anaokulunda mı?’ diye sordu. ’Ben öğretiyorum’ dedim. ’El kadar çocukların beynini bu saçmalıklarla yıkıyorsunuz. Ben üniversite hocasıyım, siz ne cahil insanlarsınız’ dedi. Bu gemi azıya almışlık, şuursuzluk sokak ortasında altı yaşında çocukları sözlü taciz etmeye kadar vardı. Varın gerisini siz hesap edin.” Edinilen bilgilere göre, Kutay’ın polisi araması üzerine M.G. (73) isimli şüpheli işlemler için karakola götürülürken her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Emekli hemşire olduğu öğrenilen M.G. hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama- Hakaret" suçlarından, Kutay hakkında ise "Hakaret" suçundan adli işlem başlatıldı. Dosyaları ikmalen adliyeye gönderilen şahıslar adli makamlarca karakoldan serbest bırakıldı.
Bursa “Mahzen-32” operasyonunda yakalanan 27 şüphelinin tamamı tutuklandı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde eş zamanlı düzenlenen “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 kişi, kıskıvrak yakalandı. Hakim karşısına çıkarılan şüphelilerin tamamı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütü çökertildi. Organize suç örgütü üyesi şüphelilerin, Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları tespit edildi. Bunun yani sıra Bursa’ya il dışından getirdikleri yaşları 17 ile 25 arasında tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin iş yerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri öğrenildi. Sıkı takibin ardından çete çökertildi Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak-verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan polis, çeteyi çökertti. Operasyonlarda çetenin elebaşını Hakkı Saral’ın da arasında bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 şüpheli yapılan operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Operasyonlar sonucu 10 iş yeri ile 34 evde yapılan aramalarda 16 adet tabanca, 56 milyon 434 bin TL değerinde 53 adet çek ve senet, bin 272 adet farklı çaplarda fişek, 430 bin 400 TL nakit para, 123 bin 800 dolar, 20 bin 800 euro ve 2 tane lüks araç ele geçirildi. İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatan kişinin ise 41 yaşındaki iş kadını D.T. olduğu öğrenildi. Çetenin elebaşının da aralarında bulunduğu 27 kişi adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece 27 şüphelinin tamamı tutuklanıp cezaevine gönderildi.