SPOR - 19 Nisan 2020 Pazar 14:57

İlk 6 ay doğumluların profesyonel futbolcu olma şansı yüksek

A
A
A
İlk 6 ay doğumluların profesyonel futbolcu olma şansı yüksek

Türkiye’de bulunan bütün profesyonel liglerdeki 3 bin 651 futbolcuyu araştıran üç antrenör, yaptıkları çalışma sonucu yılın ilk 6 ayında doğan çocukların profesyonel olma şanslarının daha yüksek olduğuna belirlerdi.

Türkiye’de bulunan bütün profesyonel liglerdeki 3 bin 651 futbolcuyu araştıran üç antrenör, yaptıkları çalışma sonucu yılın ilk 6 ayında doğan çocukların profesyonel olma şanslarının daha yüksek olduğuna belirlerdi.


Türkiye’deki tüm profesyonel liglerde (Süper Lig, TFF 1. Lig, TFF 2. Lig ve TFF 3. Lig) yer alan 3 bin 651 profesyonel futbolcunun filiz (ilk) lisansının hangi şehirden çıktığını araştıran antrenörler çok çarpıcı sonuçlara ulaştı. Hitsporder kurucusu Halil İbrahim Toy, Sertaç Kök ve Ahmet Ayvaz’ın birlikte yürüttüğü çalışmanın sonucunda profesyonel futbolcuların genellikle ilk 6 ay (ocak-haziran) doğumlu oldukları ortaya çıktı. Profesyonel liglerde yer alan 3 bin 651 futbolcudan 2 bin 293 oyuncu ocak-haziran arası aylarda doğduğu belirlendi.


İlk 6 ay doğumlu oyuncuların profesyonel olma şansının fazla olmasında, ağustos ve sonraki aylarda doğmuş olan oyuncuların önceden bir alt yaş kategorisinde oynayabiliyorken, statü değiştikten sonra oynayamamasının etkili olduğunu belirten Halil İbrahim Toy, "İlk 6 ay doğumlu olmayan oyuncular, ilk 6 ay doğanlarla yıl olarak aynı yaşta olsalar da fiziksel olarak gelişimleri onlar kadar erken olmuyor. Onlardan geç oluyor diyebiliriz. Önceden ağustos ayı sonrası doğumlular bir alt yaş kategorisinde oynarken şu an böyle bir durum yok. Bu sebepten futbol zekası ve yetenekten ziyade fiziksel gücün daha önemli olduğu gibi bir durum oluşuyor. Belki de çok daha iyi, çok daha yetenekli futbolcular harcanıyor" dedi.



"81 ilin 38’inden çıkan profesyonel oyuncu sayısı 0-10 arasında"


Tüm profesyonel liglerde oynayan yabancı oyuncular ile birlikte içinde bulunduğu transfer yasağı durumundan ötürü zorunluluktan kendi oyuncularını oynatan Manisaspor, Kardemir Karabükspor ve Şanlıurfaspor’un dahil edilmediği çalışmada Türkiye’nin neredeyse yarısının profesyonel oyuncu çıkaramadığını ifade eden Toy, "Profesyonel liglerde yer alan 3 bin 651 futbolcunun filiz (ilk) lisanslarının hangi şehirlerden çıktığını araştırdık ve sonucu bir Türkiye haritası ile de görsel hale getirdik. Çalışmamız sonucunda 81 ilin 38’inin 0 ile 10 oyuncu arasında profesyonel oyuncu çıkarabildiğini gördük. Bu gerçekten çok acı bir tablo" şeklinde konuştu.


Türkiye’nin 83 milyon nüfusuna rağmen 14 milyon 809 bin 100 nüfusa sahip 38 ilden 0-10 arasında profesyonel oyuncu çıkmasının ve bu verilerin Türk futbolunun gelişimi için kullanılabileceğini söyleyen Toy, "Ben, Sertaç Kök ve Ahmet Ayvaz olarak üç antrenör bu çalışmayı Türk futbolunun artık daha iyi olabilmesi için yaptık. Tabi ki futbol yetkililerimiz de şüphesiz bu durumun farkındalardır. Gerekli çalışmaları yapacaklardır. Biz daha çok meslektaşlarımıza bu çalışmayı ulaştırarak onlarda da farkındalık oluşturmak istedik. Her şey Türk futbolu için" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.