- 10 Eylül 2021 Cuma 12:20

Vali Gürel, AFAD gönüllüleri ile bir araya geldi

A
A
A
Vali Gürel, AFAD gönüllüleri ile bir araya geldi

Karabük Valisi Fuat Gürel, İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı öncülüğünde yürütülen ‘AFAD Gönüllülük Projesi’nde yer alan AFAD gönüllüleriyle bir araya geldi.

Karabük Valisi Fuat Gürel, İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı öncülüğünde yürütülen ‘AFAD Gönüllülük Projesi’nde yer alan AFAD gönüllüleriyle bir araya geldi.


Valilik Toplantı Salonunda gerçekleşen programda AFAD Gönüllüleri ile tek tek tanışan Vali Fuat Gürel, afet bölgesinde gerçekleştirdikleri başarılı çalışmaları nedeniyle Teşekkür Belgesi takdim etti.


AFAD Gönüllülerinin afet bölgesinde devletimize ve yöre insanımıza çok değerli bir destek verdiklerini ifade eden Vali Gürel, “11 Ağustos günü Karadeniz Bölgesinde meydana gelen sel afetinden hemen sonra Kastamonu ilimizin Şenpazar ve Bozkurt ilçelerinde görev alan AFAD gönüllerimizin ve Kızılay ekiplerimizin yaptıkları çalışmalar bölge insanımızın takdirini kazandı. Afetlere hazırlık yaparak ve gerekli önlemleri alarak uğrayacağımız zararları en asgari seviyeye çekmemiz mümkün. Afetin ne zaman, nerede ve ne şekilde olacağını bilmiyoruz ama neler yapmamız gerektiğini biliyoruz ve yapabiliriz. Kendi isteği doğrultusunda, dayanışma ve yardımlaşma amacıyla bireysel çıkarlar gözetmeksizin hiçbir maddi beklentisi olmadan sadece faydalı olmak arzusuyla fiziksel gücünü, zamanını, bilgi birikimini, yeteneğini ve deneyimini kullanarak afet ve acil durum öncesinde, sırasında ve sonrasında toplum hizmeti çalışmalarına katkı sağlayan AFAD gönüllülerimize yapmış oldukları çalışmalar için teşekkür ederim. 11 Ağustos 2021 tarihinde aşırı yağışlara bağlı olarak meydana gelen sel, su baskını ve heyelanları yaşadığımız felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Böylesine acı ve elem dolu bir afeti bir daha yaşamamak dileğiyle, sahada canla ve başla çalışan bütün gönüllülerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.