POLİTİKA - 13 Şubat 2015 Cuma 16:55

Maliye Bakanı Şimşek Karabük'te

A
A
A
Maliye Bakanı Şimşek Karabük'te

AK Parti Kadın Kolları Kongresi’ne katılmak üzere Karabük’e gelen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “1990’lı yıllarda Türkiye’yi hasta adam olarak görüyorlardı. Halbuki bugün hasta adamlar Avrupa’da” dedi.
AK Parti Kadın Kolları Kongresi için Karabük’e gelen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti hükümetleri ile Türkiye’nin geldiği noktaya değindi. 12 yılda AK Parti hükümeti sayesinde Türkiye’nin geliştiğini ve büyüdüğünü ifade eden Şimşek, “Kongremiz inşallah hayırlara vesile olur. Büyük bir çaba var. Kendinizle gurur duymalısınız. Sizin sahada çalışarak, destek verdiğiniz partiniz son 12 yılda Türkiye’yi büyütmüş, geliştirmiş ve çok daha ileriye götürmüş. Türkiye hem ekmeğini büyütmüş refahını artırmış, hem özgürlükleri yükseltmiştir. Benden önceki çok değerli konuşmacılarımız birkaç hususa değindiler. Bir kere her şeyden önce bırakın kadınlarımızı eve hapsetmeyi biz 2023 hedeflerine Türkiye’yi dünyada en iyiler arasına girme sürecinde kadınlara çok büyük bir rol, olmazsa olmazı olduğunu biliyoruz. Partimizde bu çerçevede hareket ediyor” diye konuştu.
“EĞİTİME ÖNEM VERİYORUZ”
Eğitim sorununu çözerek kadınların iş hayatına kazandırıldığını hatırlatan Bakan Şimşek, fırsat eşitliği açısından eğitimin önemli olduğuna dikkat çekti. Şimşek, “Bir iki rakam ile ifade edeyim. Aslında AK Parti döneminde kadınlara her alanda, birçok insan açısından en önemli konu eğitimdir. 2002 yılında ortaöğretimde 100 erkek öğrenci başına 72 kız öğrenci vardı. 12 yılda sadece ortaöğretimde 100 erkek öğrenci başına olan kız öğrenci sayısını 102’e çıkardık. Yakında yüzde 100’u bulacak. Fırsat eşitliği açısından ve diğer bütün açılardan baktığınız zaman eğitim her şeyin başıdır. Bırakın kadınlarımızı eve hapsetmeyi, öyle bir zihniyeti asla kabul etmeyiz, iş hayatında, girişimcilikte önlerini açtık. Kadınların iş gücüne katılım oranını 2002 yılındaki rakam bu günlerde yüzde 30’u aşmış durumdadır. Yükseköğretime giden bu rakam yüzde 70’lerin üzerindedir. Biz eğitim sorununu çözerek kadınlarımızın iş hayatına kazandırılması noktasında çok önemli bir adım atmış oluyoruz” dedi.
“TÜRKİYE AK PARTİ İLE BÜYÜDÜ”
1990’lı yıllardan 2002’ye kadarki 12 yılda Türkiye’nin yerinde saydığını söyleyen Bakan Şimşek, AK Parti ile birlikte Türkiye’nin büyüdüğünü belirtti. AK Parti ile birlikte Türkiye’nin 3.5-4 kat büyüdüğünü dile getiren Bakan Mehmet Şimşek, şöyle devam etti:
“1990’a gittiğiniz zaman Türkiye ekonomisi yaklaşık 200 milyar dolar. 2002’ye kadar birçok hükümet geliyor, 12-13 yılda maalesef Türkiye yerinde saymış. Ve 2002 yılında AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’nin milli geliri 230 milyar dolar. Ve bu rakamı 830 milyar dolarlara kadar çıkartmış. Bizden önceki 12-13 yılda Türkiye yerinde sayarken, AK Parti dönemlerinde Türkiye 3.5-4 kat büyümüş. Bu bile başlı başına yeterli.1990’lı yıllarda dünyada büyük bir kriz yok. Ama Türkiye krizle boğuşmuş. Çünkü o günkü hükümetlerin vizyonu yok. Reform yapamamışlar. Milletle gönül bağını kuramamışlar. AK Parti hükümetlerinden önce 2002’ye kadar 57 hükümet gelmiş 79 yılda. Hükümetlerin ortalama ömrü 16-17 ay. Siz düşünün bu kadar sürede orta ve uzun vadeli program yapabilir misiniz? Şimdi biz istikrar içerisinde Türkiye’yi büyütüyoruz. 2050’ler, 2070’lerden bahsediyoruz. Ortadoğu ve dünyanın başka ülkelerinde 20-30 yıl iktidarda olan hükümetler ve başkanlar var. Ama onlar reform yapmadığı için o ülkeler çok büyük yer altı zenginliklerine rağmen arzulanan başarıya ulaşamıyorlar. AK Parti istikrarı yakalamış ve bunu reformla güçlendirmiş.”
“DÜNYA KRİZLE UĞRAŞIRKEN EN AZ ETKİLENEN ÜLKE TÜRKİYE’YDİ”
1997 ve 1999 yıllarında küresel ölçekte kriz yaşanmamasına rağmen Türkiye’de büyük krizler yaşandığını hatırlatan Bakan Şimşek, 90’lı yıllarda Türkiye’nin hasta adam olarak görüldüğünü söyledi. Türkiye’nin artık hasta adam olmadığını ifade eden Şimşek, şöyle dedi:
“1997, 1999’da Türkiye büyük krizler yaşamış. Ama küresel ölçekte bir kriz yok. 2008-2009 yılını hatırlayın. Son 80 yılın en büyük dünya krizi yaşandı. Ama Türkiye ve AK Parti hükümeti Türkiye’nin temellerini öyle çok güçlendirdi ki küresel krizden en az etkilenen ülkelerden biri haline geldi. Avrupa’da büyük bir borç krizi yaşandı. 90’lı yıllarda Türkiye’yi hasta adam olarak görüyorlardı. Halbuki bugün hasta adamlar Avrupa’da. Türkiye’nin bu gün borcunun milli geliri oranı yüzde 33, bu rakam Avrupa’da yüzde 96. Yani Türkiye’nin üç katı.”
“VERGİNİN YÜZDE 86’SI FAİZE GİDİYORDU”
2000’li yılların başında Türkiye’de toplanan vergilerin yüzde 86’sının iç ve dış borç faizine ödendiğini söyleyen Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye’nin yardım eden ülke haline geldiğine dikkat çekti. Bakan Şimşek, “AK Parti hükümetleri döneminde biz bunların tamamını değiştirdik. 2002 yılına gidin Türkiye esnafından, işçisinden herkesten topladığı vergilerin yüzde 86’sını devletin iç ve dış borç faizine ödüyordu. Toplanan her 100 liralık verginin 86 lirası faize gidiyordu. Eski Türkiye’nin hali buydu. Büyük bir borç yükü vardı. Milletten topladıklarını, millete hizmet ve yatırım olarak aktaracaklarına iç ve dış borç faizine aktarıyorlardı. O nedenden dolayı IMF’ye el açıyorlardı. O nedenden dolayı Türkiye belini doğrultamıyordu. Artık hizmet ve yatırım bütçeleri söz konusudur. Geçen sene milletimizden 100 lira vergi topladıysak 86 lirasını yatırıma ve hizmete harcadık. 2002’nin tam tersi yaşanıyor. 1980’den beri borcun faizinin en düşük olduğu, faiz yükünün bütçede en düşük olduğu dönemdeyiz. Son 33 yılın en iyi noktasındayız. Çünkü biz milletten toplananı, tekrar millete hizmet ve yatırım olarak geri döndürüyoruz. Ondan dolayı siz kendinizle gurur duymalısınız. Ülkenin dört bir yanındaki hizmetlerde sizler varsınız. Bu hizmetler ve yatırımlardan dolayı eğer Türkiye’nin herhangi bir köşesinde birileri Allah razı olsun derse o bizim hanemize yazılıyor. Biz bu sene eğitime yaklaşık 90 milyar lira para harcıyoruz. Bu vergi gelirlerinin yaklaşık 4’te 1’ni eğitime harcıyoruz. AK Parti hükümeti döneminde yaklaşık 473 bin öğretmen atanmıştır. Dile kolay. Yani bizden önce yapılan öğretmen atamasını biz katlamışız. Niye çünkü bizim önceliğimiz eğitimdir. 234 bin derslik yapmışız. Şimdi en büyük kaynağı Türkiye’nin uzun vadeli geleceğine, eğitime harcıyoruz. Sağlık her şeyin başında geliyoruz. Bütçenin en büyük kalemi sağlık. 81 milyar lirayı sağlığa harcıyoruz. Hemen hemen her vatandaşımız sağlık hizmetine erişiyor. Bu gün dünyanın en gelişmiş ülkesi ABD’de 45 milyona yakın insanın sağlık sigortası yok. Ama Türkiye’de bütün vatandaşlarımıza biz sağlık hizmeti veriyoruz. Özel hastanelerde tedavi imkanı sağlıyoruz. Sadece sağlıkta vatandaşlara kaliteli hizmet sunmakla kalmadık, dünyanın önemli sağlık merkezlerinden birisi haline geldik” dedi.
“DOMATES DE ÜRETECEĞİZ, TABLETTE”
İstanbul’a dünyanın en büyük hava alanının inşa edildiğini dile getiren Bakan Şimşek, katma değeri yüksek olan ürünler üreterek Türkiye’nin kalkınacağını ifade etti. Bakan Şimşek, “İkinci temel önceliğimiz alt yapı. Biz her alanda kat ve kat yatırım yapmışız. Biz gelmişiz 12 yılda 17 bin kilometreden fazla yol yapmışız. Havalimanları 26’dan 52’ye çıkmış. Şu anda dünyanın en büyük hava limanlarından birini İstanbul’a yapıyoruz. 32 milyon yolcu kapasiteli bir havaalanı yapıyoruz. İşte budur. Gerçek milliyetçilik Türkiye’yi büyütmektir. Araştırma ve geliştirmeye çok büyük önem veriyoruz. İlgi yoğun, teknoloji yoğun ürünlerle dünyada büyük bir küresel aktör, siyasi ve ekonomi anlamda hızlı bir şekilde süreç başlamıştır. Tabii ki domates de üreteceğiz, tablet bilgisayar da üreteceğiz. Ama katma değeri yüksek ürünlerde biz yoğunlaşacağız. O nedenle uzun vadeli çözüm arayışındayız. Araştırma, geliştirme, alt yapı, eğitim işte bunlar çok çok temel unsurlardır” şeklinde konuştu.
“VATANDAŞIN CEBİNDEN BİR TANE BANKA KURTARMADIK”
2008-2009 yıllarında dünyadaki bankaların batmasına rağmen Türkiye’de bir tane bile bankanın batmadığına dikkat çeken Bakan Şimşek, şöyle devam etti:
“Türkiye IMF’ye el açar duruma gelmişti. IMF’de borcu çok şartlı verir. Mesele IMF’nin bir miktar para vermesi değil hangi şartlarla vermesidir. Türkiye 1958’lı yıllardan beri ilk defa IMF’ye borçlu olmayan bir ülke haline gelmiştir. Türkiye geçen sene milli gelire oranla dünyada en çok uluslararası yardım yapan, fakir ve fukaraya sahip çıkan birinci sıradaki ülkedir. Bunu BM’nin rakamları söylüyor. Yani Türkiye artık el açan, yardıma muhtaç bir ülke değil, yardım eden ve borç veren bir ülke durumuna gelmiştir. Bu sizin sayenizde olmuştur. 2000’li yıllarda eski Türkiye’nin başka özellikleri var. Türkiye’de 22-23 banka vardı. Milleti borçlandırdılar. O bankaları bir şekilde rehabilite ettiler. 2008-2009 yılında ne oldu. Dünyanın en büyük finans krizi yaşandı. ABD’de, İrlanda’ya, Kazakistan’dan, Dubai’ye dünyanın bir çok köşesinde binlerce banka battı. Türkiye’de bir tane banka battı mı? Vatandaşın cebinden bir tane banka kurtardık mı? Hayır çünkü sizin gönül verdiğiniz AK Parti iktidarı, bankaları iyi yönetti, iyi denetledi. Dünyada bankacılık krizi yaşanırken, Türkiye’de yaşanmadı. 1994’e gidin. Türkiye’de bankalar batmıştı, dünyada bankalar batmamıştı. Çünkü biz milletin içinden geldik. Millete hizmet için buradayız. Bizim daha büyük hedeflerimiz var.”
“GERÇEK MİLLİYETÇİLİK ÜLKENİN BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK”
AK Parti hükümeti ile birlikte milli savunmada dışa bağımlılığın yüzde 40’lar seviyesine düştüğünü hatırlatan Şimşek, “Eski Türkiye’de askerimiz yani milli savunma ihtiyaçlarımızın yüzde 75’i ithal ediliyordu. Askerin bütün ihtiyaçlarının yüzde 75’i ithal ediliyordu. AK Parti ile birlikte milli savunmada dışa bağımlılığı yüzde 40’a düşürdük. Bu gerçek milliyetçilik, gerçek vatanseverliktir. Oraya buraya bağırmak ve çağırmakla olmuyor. Gerçek milliyetçilik ülkenin birlik ve beraberliğini sağlamaktır. Türkiye 30-40 yıldır bir terör sorunuyla karşı karşıya. Bir mesele var. AK Parti’ye kadar bu konuya güvenlik penceresinden bakıldı. 30-40 yılda Türkiye terörle mücadeleye 350 milyar dolar harcamış. Şimdi biz diyoruz ki gelin kardeş olalım, beraber olalım. Kürtler, Türkler diğer bütün kesimler. Daha çok özgürlük ekseninde kardeşlik hukuku ekseninde gelin sorunları çözelim. Bunun içeride ve dışarıda istismarını yapanlar, istemeyenler harekete geçiyorlar. Çünkü düşünün Türkiye önümüzdeki 30-40 yıl içinde 350 milyar doları kalkınmaya, sanayiye, bilime harcasa Türkiye’yi kimse tutar mı? Çünkü Türkiye’nin pozitif enerjisi boşa değil ülkenin harcanmalı” dedi.
“REFORM VE İSTİKRAR GEREKİYOR”
Türkiye’nin Avrupa’da en büyük 6. ekonomi olduğunu hatırlatan Şimşek, reform ve istikrar sayesinde Türkiye’nin Avrupa’da ilk ikiye gireceğine dikkat çekti. Çözüm sürecine de dikkat çeken Bakan Şimşek, “Türkiye iç huzuru ve barışı tesis ederse. Avrupa ile arayı kapatacak ve şu anda en büyük 6. ekonomisiyiz. Avrupa’da ilk ikiye girecektir. Bunun için reform ve istikrar gerekiyor. Çözüm süreci Türkiye’nin büyüme modeli olacak. Doğuda nüfus çok genç. Batman’da nüfusun yüzde 60’ı 25 yaş altındadır. Çok genç bir nüfus var. Yanı başımıza bir bakalım. Suriye’deki insanlık trajedisini gözler önüne serelim. 300 bin insan hayatını kaybetti. Halbuki reform yapılsa, demokratikleşme sürecine girilmiş olsa bugün Suriye bambaşka yerde olacaktı. Şehirler yerle bir oldu. Irak çok mu farklı, Yemen çok mu farklı? Yemen çok mu farklı? Kafkaslarda sorun yok mu? Kuzey’de sorun yok mu? Maalesef bu türden karmaşık etnik sorunlar, daha çok demokratik ortamda çözülememiş. AK Parti hükümeti ile birlikte çok karmaşık sorunlar daha çok demokratik ortamında birlik ve kardeşlik ile çözmek istiyor. Bunu istemeyenler bundan nemalananlar var. Dışarıda zaten dünya ülkeleri ile rekabet halindeyiz. Onlarda Türkiye’nin prangalarından kurtulmak istemez. Türkiye bu sorunları çözerken, Türkiye’nin tarihi var. Türkiye’nin çok büyük bir geçmişi, tarihi olan bir ülkedir. Bunu biliyorlar. AK Parti bunun farkında. AK Parti sorun çözmeye çalışıyor” diye konuştu.
“HDP’Yİ ANLARSINIZ, CHP VE MHP HANGİ MANTIKLA KARŞI ÇIKIYOR”
İç Güvenlik Paketi’nin ayrıntılarını hatırlatan Maliye Bakanı Şimşek, pakete karşı çıkan MHP ve CHP’ye de tepki gösterdi. Bakan Şimşek, 7 Haziran 2015 genel seçimleri için daha fazla çalışılması gerektiğine dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Tabii ki insanlarımızın gösteri yapma hakkı var. Kendilerini ifade edecekler. Ama hiç kimsenin kamunun veya vatandaşın malına ve canına kastetme hakkı yoktur. Başkasının işyerini yakma, şehirlerimizi savaş alanına döndürme hakkı yok. Molotof kokteylleriyle otobüsleri yakmaya hakkı olabilir mi? HDP’yi bir noktaya kadar anlarsınız. Onlar bu güne kadar şiddeti arkasına alarak devam etti. MHP bu kuyruğa nasıl takılıyor. Hangi mantıkla iç güvenlik reformuna karşı çıkıyor. CHP hangi mantıkla bütün olayda ve tedbirleri engellemeye karşı çıkar. İşte burada renkler ortaya çıkıyor. Çünkü onlar Türkiye istikrarsızlaşsın biz de ondan nemalanalım. Böyle bir mantık olabilir mi? Bu ülke hepimizin. O nedenle bizim istikrara sahip çıkmamız lazım. 7 Haziran 2015 gününe kadar her zamandan daha çok çalışmamız lazım. Bakın birçok ülkeyi karıştırıyorlar. Bizim istikrarımızı sürdürmemiz lazım. Bizim mutlaka ve mutlaka her zamankinden kat ve kat daha fazla çalışıp ve koşturmamız lazım. Tabi iki iç güvenlik reformu yapılacak. Gelinen noktada maalesef bu istismar edilmiş. Şimdi biz yine Avrupa standartlarında bir takım yetkiler veriyoruz. Çünkü kamu düzeni olmadan istikrar olur mu? Bu iç güvenlik paketine karşı çıkanlara anlam veremiyoruz. Engelleme çabasındalar. Onu bilmemiz lazım. Çünkü sahada bu konuları gerçekten konuşmamız lazım. Türkiye’yi büyütmeye devam ediyoruz. OECD ülkeleri var. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri var. 2002 yılında Türkiye’de doğan 1000 canlı bebekten 31’i ölüyordu. Biz bunu düşürdük. 10 yılda yaptık. AK Parti sadece Türkiye’yi önceki hükümetlere göre kat ve kat ileriye götürüyor diyerek bunlar gerçekten çok çok önemli konular.”
Bakan Şimşek, emeklilerle ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Şimşek, konuşmasının ardından Karabük Valiliği’ne ziyaret için kongre salonundan ayrıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.
İstanbul Bayraktar TB3 SİHA yerli motor ile rekor irtifaya çıktı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. Bayraktar TB3, yerli motor ile 33 bin feet irtifaya çıkarak rekor kırdı. Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB3’ün test süreci başarıyla devam ediyor. İlk uçuşunu Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak 27 Ekim 2023 tarihinde yaptıktan sonra orta ve yüksek irtifa performans testlerini başarıyla sürdüren SİHA, bir testi daha başarıyla tamamlayarak rekor kırdı. Yerli motorla rekor irtifa Bayraktar TB3 SİHA, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 33 bin feet irtifaya çıkarak Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, gerçekleştirilen yüksek irtifa uçuş testi sırasında yerli bir motorla şimdiye kadar çıkılan en yüksek irtifaya ulaştı. Bayraktar TB3 SİHA yerli motorla kırdığı irtifa rekoru ile Türk havacılık tarihine önemli bir imza attı. Milli havacılık tarihinin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor. Toplam uçuş 327 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 327 saat 35 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG Anadolu’dan ilk uçuş 2024’te Öte yandan Bayraktar TB3 SİHA’nın katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacağı öğrenildi. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif, gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi yapacak. İhracat şampiyonu Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Dünyanın en büyük SİHA ihracatçısı olan Baykar’ın halihazırda imzalanan sözleşmelerinin yüzde 97.5’i ihracat kaynaklı gerçekleşti. Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.
Nevşehir Nevşehir’deki dolandırıcılık operasyonunda 5 tutuklama Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekiplerince sahte ilanlarla yaklaşık 350 kişiyi 3 milyon lira dolandıran çeteye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 27 şahıstan 5’i tutuklandı. Nevşehir’de ikamet eden Emrah A. isimli vatandaş internet sitesinde yayınlanan satış ilanında gördüğü elektrikli bisikleti almak istedi. Piyasa değeri yaklaşık 20 bin lira olan elektrikli bisikleti ikinci el olarak 5 bin 250 liraya pazarlık yaptı. Dolandırıcılar bir İnternet satış platformunun benzerini yaparak bu site üzerinden ödeme yapılmasını sağladı. Emrah A. almış olduğu 2. el elektrikli bisikletin ödemesini yaptı. Ödemenin gelmediğini söyleyen dolandırıcılar Emrah A. ile tekrar iletişime geçti. Bunun üzerine dolandırıldığını anlayan Emrah A. şikayette bulundu. Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli olarak çalışma başlatan Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 3 ay fiziki ve teknik takip yaptı. Ekipler Sosyal medyada yer alan ikinci el ürün satış ilanları aracılığıyla, sahibinden.com isimli alışveriş sitesinin benzerini/sahtesini yapmak suretiyle, sahte "güvenli ödeme" siteleri aracılığıyla; dolandırıcılık işlemi yapıldığını belirledi. Nevşehir Merkezli Iğdır, Van, Mardin, Gaziantep, Adana, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Tekirdağ ve İzmir illerinde yapılan operasyonlarda 27 şüpheli şahıs gözaltına alınmıştı. Yapılan operasyonda 27 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınırken, yapılan aramalarda; dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılan 34 cep telefonu, 38 sim kart, 5 SD kart, 3 laptop ile çok sayıda dijital materyal ve 1 adet kurusıkı silah ele geçirildi. Nevşehir Emniyet Müdürlüğüne getirilen şüphelilerin Emniyetteki işlemleri sonrasında Adli makamlara sevk edilen 27 şüpheliden 7’si tutuklandı. 5 şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken 15 şahısta savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.