SAĞLIK - 02 Mayıs 2022 Pazartesi 15:28

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yiyit: '10 güne kadar kalan kısıtlamalar kalkabilir'

A
A
A
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yiyit: '10 güne kadar kalan kısıtlamalar kalkabilir'

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, sağlık kuruluşları ve toplu taşımalardaki maske uygulaması kısıtlamalarının vaka sayıları aşağı trendde olduğundan bir hafta, 10 güne kadar kalkabileceğini söyledi.

Memleketi Karabük’te polis evinde düzenlenen protokol bayramlaşmasına katılan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, bayramlaşma sonrası İHA’ya açıklamalarda bulundu. Covid-19 döneminde böyle bir salgının en ideal optimum nasıl yönetileceğini dünyaya gösteren bir ülke olduklarını belirten Prof. Dr. Yiyit, bunun da şu anda meyvelerini yemeye başladıklarını söyledi.

Virüsün geldiği noktada son varyant olan Omicron’un hızlı yayıldığını ama eski varyantlar gibi ciddi hastalık yapmadığı gerçeği ortaya çıktığı andan itibaren her şeyin yeniden güncellendiğini kaydeden Prof. Dr. Yiyit, “Rakamlarımız olabildiğince hızla aşağıya doğru iniyor ve bu bizim için iyi bir kazanım oldu. Vakalarımızın hastaneye yansımalarının çok hızlı inmesi bizi cesarete etti. Şimdi mevcut haliyle yapılan toplantılar Omicron’un sağlık sistemi için bir yük olmadığı ve rakamların aşağıya iniş trendinin ineceğini gördük.

Son Bilim Kurulu toplantımız Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Külliye'de yapıldı ve bir daha gerekmedikçe toplantı yapmama kararına varıldı. Bütün o kısıtlamaları ve Covid-19’un bize getirdiği sıkıntılardan hepsinden kurtulmaya karar verdik. Sadece toplu taşıma ve özellikle sağlık tesislerinde maske kullanımının bir süre devam etmesi ve bunun da günlük rakamın binin altına düştüğü anda kaldırılması söz konusu. Yakın bir zamanda muhtemelen bir hafta, 10 gün için en son kalan kısıtlamaların kalkacağını düşünüyorum.

Mevcut haliyle aslında virüs çok hızla yayılsa bile genel yaklaşım bir üst solunum yolu enfeksiyonuna döndü, yani akciğer tutumu çok fazla gözlemlemediğimiz için bu bizi çok rahat hareket etmeye itti. Normal bir gripte nasıl bir tedbir alıyorsak, bunda da böyle yürümeye karar verdik. Gribin yoğun olduğu dönemde bireysel korunma tedbirlerinin ön plana çıktığı bir yol haritası seçiyoruz. Hasta olan kişi kendini koruyor. 65 yaş üstü riskli olan hastalar daha çok dikkat ediyor ve aşılarını oluyorlar. Bu dakikadan sonra hasta olan, hastalık riski yüksek olanların tedbirlerini alacağı bir dönem.

Toplumsal anlamda biz herhangi bir kısıtlama ve yasaklama gibi bir niyetimiz yok. Bu virüs bu haliyle devam ederse artık geçmiş olsun deme zamanı. Yaşadığımız 2 yıllık sıkıntı ve stresin mazide tarihi yaşanmış 2 yıllık olay olarak kalma ve bırakılma zamanı. Bu bayram, aslında bu kadar aradan sonra bayram gibi yaşayabileceğimiz, maske ve mesafenin aramızdan çıktığı, gönül rahatlığı ile ellerimizin tokalaştığı ve sarılmanın mümkün olduğu, büyüklerimizin ellerinin öpülebildiği bayram kutlama hakkını bize tekrar geri verdi. İnşallah bundan sonra da çok ciddi bir sıkıntı göreceğimizi düşünmüyoruz. Bu şekilde rahat düşünmemizi gösterecek şekilde gidiyor rakamlar. Sonbahar geldiğinde tekrar duruma bakacağız. Şu an için bir endişemiz ve kötü beklentimiz yok” dedi.

“Şu an ülkemize karşı sağlık turizmi patlaması var”

Covid-19 döneminde böyle bir salgının en ideal optimum nasıl yönetileceğini dünyaya gösteren bir ülke olduklarının da altını çizen Prof. Dr. Nurettin Yiyit, “Covid-19 sürecinde salgın ülkemize girmeden bilim kurulları oluşturuldu, rehberler ve tedbirler oluşturuldu. İlaçlarımızı hazır tutarak hastanelerimizi büyüttük. Dünyada aşı üretebilen 9 ülkeden biri olmayı başardık. Sağlık allamında yapılabilecek her şeyi yaparak hızlı bir şekilde reaksiyon alabilen bir ülke olduğumuzu gördük. Covid-19 döneminde böyle bir salgının en ideal optimum nasıl yönetileceğini dünyaya gösteren bir ülke olduk. Bunun da şuanda meyvelerini yiyoruz.

Şuan ülkemize karşı sağlık turizmi patlaması var. Dünyanın her yerinden hastalar akın akın ülkemize geliyor. Buda pandemi döneminde sağlık sistemimizin çok ciddi bir sınav verdiğini ve bunu da tam puanla geçtiğinin göstergesi. Bizim hekimlerimiz, hemşirelermiz dünyanın bütün ülkelerinden talep görüyor. Normal şartlarında bir çok ülke başka ülkede yetişmiş sağlık personelini kendi ülkesine almak istemiz. Türkiye’deki bütün doktor ve hemşireler inanılmaz bir rağbet görüyor dünyanın her yerinde. Covid-19 sürecinde bu işin en idealini göstermenin de sonuçları aslında. Eskiden insanlar ileri düzey tedavi için yurt dışında sevk olma yarışına girerdi, şuan yurt dışından insanlar Türkiye’ye nakil olma yarışına girdi. Uçak ambulanslarla vatandaşlarımızın başka ülkelerden kendi ülkesine gelmek için nakil sırası oluştu. Bunlarda aslında bu süreçte gösterdiğimiz başarının sonuçları” diye konuştu.

Prof. Dr. Yiyiy, yeni bir varyant veya yeni bir virüs ülkeye girme riskinin gözükmediğini de sözlerine ekleyerek şunları söyledi:

“Eğer böyle bir şey söz konusu olursa da ne kadar hazırlıklı olduğumuzu hep birlikte gördük. Sağlık altyapımız çok güçlü ve güçlenerek devam ediyor. Yeni hastaneler hala açılmaya devem ediyor ve yeni sağlık profesyonelleri sağlık ordusuna katılmaya devam ediyor. Artık biz aşı üretmeyi başarmış bir ülkeyiz. Bir sonraki süreçte asla böyle bir hazırlık sürecimiz olmayacak, çünkü artık biz bu aşamayı geçtik. Filyasyon gibi aşılama sistemleri gibi zaten hazır ve oturmuş halk sağlığı uygulamalarımız var. Yeni bir tehlike olursa o tehlikeye en hazırlıklı ülkenin yine bizim olacağımızı net söyleyebilir. Şuan için endişeye mahal bir durum yok. Artık kavuşma, kucaklaşma ve maskesiz mesafesiz ellerimizin sımsıkı birleşme zamanı. Bunun da değerini ve kıymetini bilip, sağlık anlamında öncelikle herkes kendinin doktoru ve hemşiresi olmak durumunda. Hastalıklara karşı kendimizi korumalıyız. Görünür yakın bir tehlike ülkemiz için söz konusu değil.”

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.