SAĞLIK - 29 Nisan 2021 Perşembe 13:51

Prof. Dr. Ağras: "Çocuklarda idrar kaçırma önemli bir sağlık sorunudur"

A
A
A
Prof. Dr. Ağras: "Çocuklarda idrar kaçırma önemli bir sağlık sorunudur"

Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof.

Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof. Dr. Koray Ağras, idrar kaçırmanın çocukluk çağında en sık görülen sağlık sorunları arasında yer aldığını söyledi.


Prof. Dr. Ağras, çocuklarda 5 yaş ve sonrasında görülen idrar kaçırmanın dikkat edilmesi gereken bir sorun olduğunu belirtti.


"Gece veya gündüz idrar kaçırma birbirinden farklı iki sağlık sorunudur” diyen Ağras, “Gece idrar kaçırmaya çocukların uykularının ağır olması, gece saatlerinde böbreklerindeki idrar üretiminin azalmaması veya mesane kapasitelerinin küçük oluşu gibi sebepler neden olabilir. Gece idrar kaçırmada genetik yatkınlık, obezite, dikkat eksikliği ve uykuda nefes almayı zorlaştıran durumlar da etkili olabilmektedir. Gündüz idrar kaçırma ise, olası riskleri nedeniyle daha çok dikkat edilmesi gereken bir sağlık sorunudur. Tuvalet eğitiminin düzgün olmamasından kaynaklanabileceği gibi, bazen de altta yatan böbrek ve mesane hastalıkları ile nörolojik hastalıklardan kaynaklanabilir. Gündüz idrar kaçırmasına, idrarını bekletme, aniden sıkışarak tuvalete koşturma, idrar tutmak için bacaklarını çaprazlama, idrar yaparken ıkınma gibi bulgular da eşlik edebilmekte, hatta hastalar idrar kaçırma olmadan sadece bu bulgular ile bize başvurabilmektedir. Gündüz idrar kaçıran hastalarda tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarına bağlı olarak zamanla böbreklerde çürüme odakları görülebilmekte, idrar torbasının tam boşalmadığı hastalarda mesane fonksiyonları kalıcı olarak bozulabilmektedir. Özellikle gündüz idrar kaçırması olan çocukların tedavisi geciktiğinde, böbrek yetmezliği gelişebilir ve mesane fonksiyonlarının tedavisi zorlaşır. Bunların yanında idrar kaçırma çocuklar için önemli bir psikolojik travmadır, çocuklarda güven eksikliği, utangaçlık, arkadaş çevresinden dışlanma, içine kapalılık gibi önemli sorunlara yol açabilmektedir. Çocuklara asla ve hiç bir şekilde ceza verilmemeli, çocukların moral ve motivasyonları üst düzeyde tutulmalıdır. Çocuklarda idrar kaçırma sorununun değerlendirilmesi ise son derece kolaydır. Öncelikle idrar tahlili ve ultrason yapılarak varsa altta yatan sorunlar tespit edilir. Bu tetkiklere ek olarak en az iki gün boyunca çocuğun aldığı sıvının ve çıkardığı idrar miktarının kaydedileceği “işeme günlüğü” tutulmalı, ayrıca çok basit bir işlem olan ’işeme testi’ yapılmalıdır. İşeme testinden hemen sonra mesanesinde idrar kalıp kalmadığı veya kaldıysa ne kadar kaldığı ultrason ile mutlaka ölçülmelidir" diye konuştu.


"Yeni tedavi metodları umut veriyor"


İdrar kaçırma tedavisi konusunda da bilgiler veren Prof. Dr. Koray Ağras şunları söyledi: "İdrar kaçırma tedavisinin ilk basamağı ‘Üroterapi’dir. Üroterapi ilaç veya cihaz kullanmadan, çocuğun idrar kaçırmaya yol açan bazı alışkanlıklarının düzenlenmesi anlamına gelir. Sadece üroterapi ile, bir grup çocukta idrar kaçırmanın önlenmesi mümkündür. Gece idrar kaçırmasının tedavisi, altta yatan soruna göre uykudan uyandıran kilot içi alarmlar veya yatmadan önce ağızdan alınan ilaçlarla olmaktadır. Gündüz idrar kaçırmasının ise tedavisi farklıdır ve son yıllarda, ülkemizde de çok az sayıda merkezde mevcut olan, yeni ve etkili tedavi metodları ortaya çıkmıştır. Bu yeni tedaviler sayesinde, eskiden sıkça kullandığımız ve çocuğun sürekli kullanmasını istediğimiz mesane gevşetici ilaçlara olan gereklilik azalmaktadır. Bu tedavilerden ilki, çocuğun bacaklarının arasında işemeyi kontrol eden kasların düzgün kasılıp gevşemesinin öğretildiği ’Biofeedback’ isimli tedavidir. Diğeri ise işeme refleksini düzenlemekte etkili olan ’Tens’ tedavisidir. Bu tedaviler Çocuk Ürolojisi hekimi ile koordineli çalışan özel eğitimli fizyoterapistlerce verilir. Her biri, birer saatlik seanslar halinde haftada bir veya iki kez yapılır ve ideal sonuçların alınması için en az 10, 12 seans gereklidir. Çocuklar için güzel olan tarafı ağrısız ve iğnesiz oluşlarının yanında, ebeveynler yanlarındayken TV monitöründeki eğlenceli animasyonlar aracılığıyla uygulanmalarıdır. İdrar kaçırmayı birçok farklı metodla yüz güldürücü biçimde tedavi etmekte, çok başarılı sonuçlar almaktayız. Çocuklarında idrar kaçırma sorunu olan aileler endişelenmemeli ama tedavi konusunu da ihmal etmemelilerdir. İhmal edildiğinde çok önemli sorunlara yol açan çocuklarda idrar kaçırma, geç kalınmaması kaydıyla basit önlem ve tedavilerle ortadan kaldırılabilir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.