POLİTİKA - 17 Aralık 2017 Pazar 16:20

Cumhurbaşkanı Erdoğan Karaman’da

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan Karaman’da

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletin birbirine kenetlendikçe önüne set kurabilecek tek bir güç, hiçbir engel olmadığını belirterek, "Mesele aynı safta buluşan müminlerin arasında tefrikanın girmesine müsaade etmemektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletin birbirine kenetlendikçe önüne set kurabilecek tek bir güç, hiçbir engel olmadığını belirterek, "Mesele aynı safta buluşan müminlerin arasında tefrikanın girmesine müsaade etmemektir" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uçakla geldiği Konya Havaalanından helikopter ile Karaman’a geçerek, partisinin Karaman 6. Olağan Kongresi’nde partililerle bir araya geldi. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Spor Salonu’nda düzenlenen kongrede konuşan Erdoğan, 15 Temmuz’da Ankara’da şehit olan Karamanlı Muhammet Yalçın’ı anarak, "Şehit olduğunda henüz 22 yaşında umutlarla dolu bir üniversite öğrencisiydi. Darbecilerin bombalarının hedefi olduğunda babasıyla telefonla görüşüyordu. Tıpkı diğer 250 şehidimiz gibi Muhammet de alçakça, kalleşçe vuruldu. Şimdi bu Muhammet’in kanını döken insan müsveddeleri mahkemelerde tek tek hesap veriyor. Acımak yok, acırsak acınacak hale geliriz. Kardeşlerim son FETÖ’cü de hukuk önünde hesap verene kadar bu katil sürüsünün peşini bırakmayacağız. Dünyanın neresine kaçarsa kaçsınlar, nereye sığınırsa sığınsınlar nefesimizi daima enselerinde hissedecekler. Hukuk, demokrasi ve meşruiyet içerisinde adaletin tecellisi için gayret edeceğiz. O gece biz çağrımızı yaptığımızda çağrımıza karşı binler, on binler meydanlara yürüdüyse bunun sebebi var. Ama birisi de ne diyordu; ‘Darbe olsa önce tankların önüne ben çıkarım’ diyordu. O gece 23.17’de İstanbul’da havalimanına iniyor. Orada on binler var. Biz Dalaman’dan çağrımızı yaptık, sokaklara meydanlara dedik. Hakikaten benim milletim Türkiye genelinde sokaklara döküldü. Ama o kişi Atatürk Havalimanında öyle korktu, öyle korktu ki adamları hemen tanklara gittiler, tankların başındaki sorumlularla konuşup onlarla anlaştılar. Onlarla konuştuktan sonra bay Kemal otomobiline bindi tıpış tıpış tankların arasından Bakırköy Belediyesine gitti. Biz ondan 1,5 saat sonra falan havaalanına indik. Bize haber verseydi diyor. Biz milletimize çağrıyı yaptık, milletimiz oraya geldi. Demek ki sen milletin olduğu yerde yoksun, kaçtın Bakırköy Belediyesine sığındın. 16 saat sonra darbe halledildi. Hamdolsun Rabbim’in lütfuyla bugüne geldik. Fakat dakikalar meselesiydi. 15 dakika geç kalksaydık o atışlar bizleri vuracaktı. Onlar bir şeyi bilemiyordu, onlar hesabını yaparlar ama asıl hesap yapıcı Allah’tır. Allah’ın hesabı tüm hesapların üzerindedir bunu bilmiyorlardı" dedi.



"Bu millet birbirine kenetlendikçe önüne set kurabilecek tek bir güç, hiçbir engel yoktur"


Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:


"Bugün Hazreti Mevlana’nın vefatının 744. Sene-i devriyesini de idrak ediyoruz. Şeb-i Arus’un 744. senesinde Mevlana Celaddin-i Rumi Hazretlerini bir kez daha rahmetle yad ediyorum. ‘Allah’a ulaşacak birçok yol var ben aşkı seçtim’ buyuran aşk ateşi aradan 7,5 asır geçmesine rağmen halen bu topraklarda içimizde yanmaya devam ediyor. Her düğün gününde Hazreti Mevlana’yı yad ederken, bu ülkeyi bize vatan kılan, bizi biz yapan değerleri de hatırlıyoruz. Hazreti Mevlana adeta bugünlere ışık tutarcasına ’Sabır sıkıntıların anahtarıdır’ diyor. Hayatın inişli çıkışlı serencamında zorluklar karşısında pes etmemeyi, umudu daima diri tutmayı tavsiye ediyor. Allah’ın izniyle iman oldukça, sabır, azim oldukça üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir engel yoktur. Bu millet birbirine kenetlendikçe önüne set kurabilecek tek bir güç, hiçbir engel yoktur. Mesele aynı safta buluşan müminlerin arasında tefrikanın girmesine müsaade etmemektir."



"DEAŞ’ın, Suriye’nin PKK’ya altın tepside sunulmasının sadece bir aracı olduğunu hepimiz biliyoruz"


Yüzyıllardır aynı şehirde, mahallede barış içerisinde yaşamış insanların birbirlerine düşmanlaştırılmak istendiğini vurgulayan Erdoğan, "Bunun için de DEAŞ, PKK, YPG gibi terör örgütleri silaha boğularak adeta palazlandırılıyor. 4 bin tırı aşkın silah bunlara ulaştırılıyor. Bunları kendilerine söyledik, hayır diyemiyorlar. Bu silaha boğma kimi zaman 4 bin tırla göstere göstere kimi zaman da güya kazaen oluyor. Ancak her iki durumda da Suriye halkını katleden, ülkeyi büyük bir enkaz yığınına çeviren silahların menşei hiç değişmiyor. Geçtiğimiz haftalarda Rakka şehrindeki kepazelik bu iş birliğinin ilk değil son örneğidir. DEAŞ’lı teröristler kimliği herkesçe malum bir elin de devreye gelmesiyle Rakka’dan ellerini sallaya sallaya çıkmışlardır. Rakka tiyatrosu DEAŞ ile YPG’nin bir madalyonun iki yüzü olduğunu inkarı mümkün olmayan şekilde ortaya koymuştur. Suriye’de DEAŞ’a kaç YPG’ye tut diyen aynı merkezdir. DEAŞ’ın, Suriye’nin PKK’ya altın tepside sunulmasının sadece bir aracı olduğunu hepimiz biliyoruz. Suriye’nin parçalanması misyonun yerine getiren DEAŞ’ın farklı isimler, farklı kılıklar altında başka bölgelerde de devreye alınması bizim için şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü terör birilerinin gözünde yok edilmesi gereken bir bela değil çıkar hesaplarının vasıtası durumundadır. Bunlar kendi çıkarları için kullanabildikleri sürüce terör örgütlerini tehdit olarak görmezler. Bunu Trump’a söyledim. Biz karadan her türlü desteği veririz, siz de havadan destek verin Rakka’yı birlikte bitirelim dedim. Ama siz bir terör örgütünü başka bir terör örgütü ile bitirmeyi ortaya koyduysanız bu da sizin demokrasi anlayışınızı ortaya koyar dedim" şeklinde konuştu.



"Müslümanların başkenti olan Kudüs’ü Yahudilere mal edemezsiniz"


"Şimdi yeni bir durum ortaya çıktı. Kudüs." diyen Erdoğan, "Kudüs’te evanjelist, siyonist bir anlayış ben yaptım oldu mantığıyla Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ediyor ve kendi büyükelçiliklerini de alıyorlar. 1980 yılı 470 sayılı BM kararına rağmen bu adımı atanlar, biz sizi tanımıyoruz, biz yaptık oldu mantığı öyle mi diyorsunuz… Biz de sizi tanımıyoruz. Çarşamba günü İslam İşbirliği Teşkilatı liderler zirvesini olağanüstü toplantıya çağırdık. Sağ olsun hepsi geldiler toplantıya. Hristiyan dünyasının lideri Papa’yı aradım. Onun da bizim ile aynı düşüncede olduğunu gördüm. Bir taraftan da Bağlantısızlar lideri Venezuela Devlet Başkanını davet ettim. Sağ olsun o da toplantımıza katıldı ve orada mesajını çok açık net verdi. O da yetmez Arap Liginin dönem başkanı Ürdün Kralı 2. Abdullah’ı da davet ettim, o da geldi ve birlikte mesajlarımızı verdik. Geleceğim yer şu; bu mesajla, oy birliği, ittifakla dünyaya şu duyuruldu: Burayı kesinlikle Müslümanların bir başkenti olan Kudüs’ü Yahudilere mal edemezsiniz. Burada Müslüman ve Hristiyanların bir kadim tarihi vardır ama diğerlerinin yoktur. Siz de lütfen yerinizde durun ve Siyonist bir operasyon yapmaya kalkmayın. Kalkarsanız bunun da bedeli ağır olur. Türkiye bölgede attığı adımlarla bu kirli hesaplara çomak sokmuştur. Terör devletinin kurulmasına engel olmuştur. Çıkmış Kemal konuşuyor, diyor ki, ‘Orası diyor, hemen Filistin’in başkenti olarak ilan edilmeli’ diyor. Biz Filistin’in başkenti olarak çoktan ilan ettik. Kudüs şu anda işgal altında olduğu için oraya gidip büyükelçiliğimizi açamıyoruz. Ama bizim şu anda başkonsolosluğumuz bile büyükelçi ile temsil ediliyor. Fiili olarak biz bu işi yapmışız. Ama inşallah o gün de yakın. Bizim bizzat resmi olarak da o günler yakın ve büyükelçiliğimiz ayrıca orada açacağız" dedi.



"Yalanın en güçlü panzehiri hakikatlerdir"


Batılı kurum ve kuruluşların teröristlere verdiği desteğin medya boyutu ile kalmadığını dile getiren Erdoğan, "Terörün bu kadar meşrulaştırıldığı, alenen desteklendiği bir başka dönem yoktur. Ne diyor atalarımız ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ Bunlar da aynaya bakmadan bize çamur atmaya çalışıyorlar. Ama bu işi öyle beceriksizce, öyle pespaye biçimde yapıyorlar ki, her seferinde ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Biz bunların şantajlarına elbette boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Biz bunların yalan ve iftiralarla köşeye sıkıştırma yöntemlerine de rıza göstermeyeceğiz. Şunu unutmayın, yalanın en güçlü panzehiri hakikatlerdir" ifadelerini kullandı.



“Senin her yerin güçlü olsa ne olacak”


Ekrana yansıtılan harita üzerinden 1937 yılından bu yana Filistin işgalinin kronolojisini gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail askerlerinin şiddetini de birkaç örnekle salondakilere anlattı. Erdoğan konuşmasında ABD Başkanı Trump’a da seslenerek, “Ey Amerika, ey Trump sen bunları görmedin mi? Ondan sonra ’Dünyanın en güçlü devleti benim.’ Senin her yerin güçlü olsa ne olacak?” dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:


“Şu süreçte terör devleti İsrail askerlerinin neler yaptığını birkaç örnekle gösterelim. Şu delikanlı 14 yaşında, Cüneydi bu. 20 asker terörist, Cüneydi’nin ağzını burnunu kırmışlar, gözlerini bantla kapatmışlar Filistinli Cüneydi’ni sürükleyerek kafesin içine götürüyorlar. Şuraya bak, demek ki o kadar korkuyorlar ki, 14 yaşındaki genç bunları nasıl korkutuyor anlayın. Bu gencin elinde silah, ama bu gencin imanı var. Bu genç gün ola harman ola hesabını çok ağır soracak biliyorum. Ama bunla da yetinmediler ki. Down sendromlu çocuklardan bile korkuyorlar. Şu hale bak. Bu genç down sendromlu. Bundan bile korkacak kadar ürkek ve pısırıklar. İşte İsral bu. Ey Amerika, ey Trump sen bunları görmedin mi? Kafesteki çocukları görmedin mi. Bunları göre göre sonrada, ‘Dünyanın en güçlü devleti benim.’ Senin her yerin güçlü olsa ne olacak. Şu anda dünyaya Amerika ne diyor? Nükleer başlıklı silahınız olmayacak. Senin elinde nükleer başlıklı silahlar var. Sendeki silahlar ne olacak? O dursun. Avrupa öyle. Diğer ülkeler öyle. Peki seninkiler ne olacak? Adalet bu mu adalet? Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Ülkemizin önünde iki yol var. Ya boyun eğeceğiz, ya mücadele edeceğiz. Türkiye, ya parlayığa rıza gösterecek ya da bağımsızlığına sıkı sıkıya sarılacaktır. Bu ülkede millete hizmet etmek yıllardır, milletin kaynakları ile kendilerine saadet zinciri kuranlara dur demektir. Bu hortumları kestiğiniz zaman elbette birilerinin ayağına basıyorsunuz."



"Sen paranı idare et, Türkiye’de siyaset bana ait"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davos’ta katıldığı son toplantı da IMF Başkanı ile arasında geçen konuşmaya da değindi. Erdoğan, "Davos’taki son toplantımız, IMF’nin Başkanı orada, dedim ki, ’Sen Türkiye’yi mi yöneteceksin, paranı mı yöneteceksin. Sen paranı idare et, Türkiye’de siyaset bana ait.’ IMF’nin başındaki memur gitti, biz yerimizdeyiz Allah’ın izni ile. Sene 2013 IMF’ye borç bitti. 27,5 milyar dolar Merkez Bankası vardı, o da hamdolsun 120 civarında dolaşıyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Kıratlı: “Çeşmeli-Taşucu otoyol projesinin ilk etabı 9 farklı noktada devam ediyor” AK Parti Mersin Milletvekili ve TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyesi Ali Kıratlı, Çeşmeli-Taşucu otoyol projesinin ilk etabının 9 farklı noktada devam ettiğini belirterek, "41 kilometrelik Çeşmeli-Kızkalesi etabında süre anlamında projenin önünde gidiyoruz" dedi. Kıratlı, Erdemli ilçesinde yapımı devam eden projeleri yerinde inceledi. İlk olarak İmam Hatip Lisesi inşaat alanını ziyaret ederek yetkililerden bilgi alan Kıratlı, sonrasında Çeşmeli-Taşucu Otoban projesinin ilk etabı olan 41 kilometrelik Çeşmeli-Kızkalesi etabında devam eden çalışmaları inceledi, yüklenici firma yetkililerinden bilgi aldı. Çalışmalar hakkında bilgi aldıktan sonra açıklamalarda bulunan Kıratlı, “Şu anda ‘bu proje yapılmaz, hayal’ denilen Çeşmeli-Taşucu Otoban projesinin Çeşmeli-Kızkalesi etabında yapımı devam eden T2 tünelinin önündeyiz. 41 kilometrelik Çeşmeli-Kızkalesi etabında 10 kilometrelik 7 tünelin yanı sıra 2,5 kilometrelik 5 viyadük ve 8 bağlantı yolumuz var. Mersin’in en büyük ihtiyaçlarından biri olan ve adeta Mersin’in olmazsa olmazı diyebileceğimiz bu proje kapsamında yapılan çalışmalarda hiçbir canlıya, tarihi sit alanlarına, ekosisteme ve doğal güzelliğe zarar verilmeden devam ettiğinin altını özellikle çizmek istiyorum" diye konuştu. "Çeşmeli-Kızkalesi etabı, belirtilen süreden önce tamamlanacak" Çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğinin altını çizen Kıratlı, “2027 yılında bitmesi planlanan ve şu anda 9 farklı lokasyonda 400 emekçi kardeşimizin gayretleri ile yapımı devam eden 41 kilometrelik Çeşmeli-Kızkalesi etabında, süre anlamında projenin önünde gidiyoruz. Kısa süre sonra hizmete açacağımız Çukurova Uluslararası Havalimanımız ile Çeşmeli-Taşucu Otobanı projesi birlikte ele alındığında Mersin, 321 kilometrelik sahili ile ülkemizin ve belki de dünyanın önemli turizm bölgelerinden biri olacaktır. Bu yatırımların Mersin’e kazandırılmasında emeği olan başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Ulaştırma Bakanımıza, milletvekillerimize, önceki dönem milletvekillerimize, bakanlarımıza, tüm siyasi parti temsilcilerimize, yüklenici firmalarımıza ve en önemlisi tüm emekçi kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Erdemli programı kapsamında son olarak yeni hizmete açılan Erdemli Çevre Yolunda incelemelerde bulunan Kıratlı, burada yaptığı açıklamada, “Yerel seçimin hemen ardından hizmete açmaya söz verdiğimiz, özellikle Erdemli genelinde ve Mersin’den batı istikametine doğru giden güzergahta trafiği önemli ölçüde rahatlatacak olan 3,2 kilometrelik çevre yolunun hizmete açılmasının mutluluğunu yaşıyoruz. Çevre yolu başta Erdemli olmak üzere tüm Mersin’e hayırlı olsun. Mersin’e ve ilçelerine yatırımlarımız devam edecek” şeklinde konuştu. Kıratlı, programı kapsamında Erdemli Belediyesini de ziyaret ederek Belediye Başkanlığına seçilen Mustafa Kara’ya ’hayırlı olsun’ dileklerinde bulundu.
İstanbul MomTalks 8. yılında İstanbul’da ebeveyn ve eğitimcilerle buluştu Ebeveyn-uzman buluşma platformu MomTalks, 8. yılında İstanbul’da ebeveyn ve eğitimcilerle buluştu. Tüm gün süren ve alanının sevilen isimlerini bir araya getiren etkinliğe yediden yetmişe, çocuklarla ilgilenen ve kendini geliştirmek isteyenler katıldı. Ebeveyn-uzman buluşma platformu MomTalks, 8. yılında İstanbul’da hibrit olarak gerçekleşti. Ebeveynleri, eğitimcileri bilinçlendirmeye ve güçlendirmeye odaklanan etkinlik, 4 Mayıs Cumartesi günü Grand Pera’da gerçekleşti. Ebeveynler, ebeveyn adayları ve eğitimciler bir araya geldi Eğitimci Dr. Bahar Eriş ve Aile Çocuk Yazarı Zeynep İşman ortaklığında gerçekleştirilen etkinlikte her yaş grubundan çocuğu olan ebeveynler, ebeveyn adayları ve eğitimciler için zengin içerikler sunuldu. Girişimci Yazar Gamze Cizreli ve Başarı Uzmanı Mümin Sekman, İlham Verenler oturumunda “Ateşle Oynamak” ve “Rağmenci Olmak” başlıklı konuşmalarını yaptılar. Matematikçi ve eğitim girişimcisi Burcu Haboğlu Baba “Matematiksel hayat becerileri” başlıklı sunumuyla matematik öğrenimi üzerine kritik bilgiler verdi. Geleceğe Dokunan Anneler ev sahipliğinde gerçekleşen diğer oturumda ise Prof. Dr. İsmihan Çetin Artan, toplumda çok yaygın olan ancak fark edilmeyen çocuklukta duygusal ihmal konusunu anlattı. Artan, aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerini erken yaşta kazandırmanın ve aile kültürünün önemine dikkat çeken Evde Eşitlik Var projesinden bahsetti. Öğleden sonra ise Klinik psikolog Damla Til, Boşanma ve Ebeveynlik, Klinik psikolog Şule Önce “Kendini Doğurmak” konularında konuştu. Günün son oturumunda Eğitimci Prof. Dr. Soner Yıldırım, "Her Çocuk Öğrenir Ama Nasıl?" başlıklı konuşmasını yaptı. Tüm oturumların sonunda soru cevap bölümleri yapıldı. “MomTalks bilgi küratörlüğü hizmetiyle ayrışıyor” MomTalks’un fikir annesi Dr. Bahar Eriş, “Bilgiye erişimin çok kolay hale geldiği bu çağda, bilgi kirliliği de ciddi bir sorun. Ebeveynlerin kafası çok karışık. Özellikle çocuk yetiştirme gibi hassas bir alanda, doğru kişilerden kaliteli bilgiye ulaşabilmek büyük önem taşıyor. MomTalks 8 yıldır alanın en değerli uzmanlarını ebeveynler ve eğitimcilerle buluşturarak kaliteli içerik küratörlüğü hizmeti sunuyor. Geleceğin aileden başladığını düşünürsek, anne baba eğitiminin bir memleket meselesi olduğunu görebiliriz. Sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunun bilincindeyiz ve etkinliğimizi her yıl daha çok sayıda aileye ve eğitimciye ulaştırmayı hedefliyoruz” dedi. “Mutlu çocuklar mutlu aile ortamında yeşerir” MomTalks’un ortağı, Aile ve Çocuk Yazarı Zeynep İşman ise aile eğitiminin her geçen zaman daha da kritik hale geldiğini söyleyerek, “Mutlu, ahlaklı, değerleri olan bireyler yetiştirmek, sağlıklı bir toplum için olmazsa olmaz. Aile bir çocuğun ilkokuludur ve pek çok değer ailede yeşerir. Bu inançla, bugüne kadar binlerce ebeveyn ve eğitimciye dokunduk. Etkinliklerimizi hibrit yaparak yurt içi ve yurt dışından aileler ile de buluştuk. MomTalks artık bir aile ve ülkemizin her yanına bu güzel platformu taşıyacağız” dedi. Gün boyu fuaye alanında markaların standları katılımcılarla buluştu. Ürün tanıtımları ve çeşitli atölyeler gerçekleştirildi.
Eskişehir Kayı Boyu’ndan bugüne gelen ‘kös oyunu’ Türk Ocağı’nda öğretildi Eskişehir’deki Türk Ocağı’nda, Kayı Boyu’ndan bugüne gelen ve geleneksel bir tahta oyunu olan ‘kös’ katılımcılara öğretildi ve tarihçesi anlatıldı. Yaklaşık 8 asırdır Anadolu’da varlığını sürdüren ve Kayı Boyu’nun Kara Keçeli Yörükleri’nden kaldığı öğrenilen kös oyununun oynanışı Türk Ocakları’nda katılımcılara öğretildi ve tarihçesi anlatıldı. Çocukluğundan beri kös oynadığını belirten Bekir Ok, bu oyunu öğreten az sayıda kişilerden biri olduğunu dile getirdi. Kütahya’dan Eskişehir’e sırf kös oyununu anlatmak için geldiğini belirten Ok, bu oyuna geçmiş nesillerin sahip çıktığı gibi günümüzdeki vatandaşların da sahip çıkması gerektiğini söyledi. “Bu oyun genellikle Ramazan aylarında oynanıyor” Kös oyununu öğretmek ve tarihçesini anlatmak için Eskişehir’deki Türk Ocağı’na gelen Bekir Ok, bu oyunun Kayı Boyu’nun Kara Keçeli Yörükleri’nden günümüze geldiğini belirterek, “Oyunun kökü, Türklere dayanıyor. Tabii bu oyun zamanla köyde, halk arasında hayvan otlatmak için mi gittiklerinde meralarda oralarda zaman geçirmek için oynanan bir oyun. Bu oyun stratejiye dayalı zihin geliştirmeye yönelik bir oyun. Çünkü oyunun içerisinde plan yapılması gerekiyor. Burada maksat karşılıklı erlerimizi yok etmek. Bir nevi küçük savaş diyebiliriz bu oyuna. Şu anda ben 51 yaşındayım. Bundan 30 sene önce daha çok oynanıyordu bu oyun. Köy odalarında Ramazan aylarında bayan, erkek, gençler arasında oynanıyordu. Ama son 10 yıldır 15 yıldır bu oyun ekseriyetle Ramazan aylarında oynandı. Ramazan gecelerinde ve gündüz oruçluyken zaman geçirmek için oynanan bir oyun haline geldi. Ramazan gecelerinde ise sahura kadar gruplar halinde oyun oynanmaya devam ediyor. Bu oyunu oynayan ortalama yaş şu anda 35 ila 80 yaş arasında” ifadelerine yer verdi. "Amacımız bu köslerle çomaklık atış şekillerine göre bu erleri yok etmek" Kös oyununun tarihçesinin yanı sıra nasıl oynandığını da katılımcılara anlatan Bekir Ok, “Kös oyununun oyun aletleri 4 tane çomaktan oluşur. Bunların en uzunu 23 santimden fazla olmayacak şekildedir ve bombelidir. Ağaçların bir tarafı düz, uç kısımları da biraz çeltiktir. Bu 4 çolakla oynanır. Bu 4 çomağı havaya atarak onların geniş şekillerine göre onların isimleri var. Kös, iki linç, üçü lünç, ak dört ve altı. Bunun geliş şekline göre bir de bizim savaş alanımız var. Orada alanın sol tarafında 20 delik, sağ tarafında yine bir 20 delik. Burada 10 tane çomak vardır. Biz bunlara er yani asker deriz. Oyunda amacımız bu köslerle, çomakların atış şekillerine göre bu erleri yok etmek” dedi.
Niğde ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganı ile pedal çevirdiler Niğde’de ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganıyla 11. Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu gerçekleştirildi. Yeşilay’ın öncülüğünde Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliği ile düzenlenen bisiklet turunda Niğde Valisi Cahit Çelik ve bisikletçiler, Ömer Halisdemir Meydanı’nda toplandı. Vali Çelik, Belediye Başkanı Emrah Özdemir, Yeşilay Niğde Şube Başkanı Hayri Yıldız, Gençlik ve Spor İl Müdürü İlker Ötgünlü ve bisiklet tutkunları Şehit Ömer Halisdemir Meydanı’ndan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’ne kadar yaklaşık 10 kilometrelik mesafede bisiklet sürdü. Niğde Valisi Çelik burada yaptığı açıklamada, amaçlarının sağlıklı yaşam bilinci oluşturmak olduğunu ifade ederek, "Türkiye’nin dört bir yanındaki bisiklet severleri bir araya getirerek sağlıklı yaşam bilincini artırmayı hedefleyen Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu’nun 11’incisine kıymetli vatandaşlarımızla birlikte katılmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu yıl ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganıyla düzenlenen bisiklet turu bugün Türkiye genelindeki 81 ilde eş zamanlı olarak şehrimizde de gerçekleştirilmektedir. Yeşilay’ın öncülüğünde Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğiyle düzenlenen etkinlik, bağımlılıkların zararlarına dikkat çekmek ve sağlıklı yaşam bilincini artırmak amacıyla icra edilmektedir. Yeşilay’ın yıl boyunca düzenlediği bisiklet turlarıyla spor yaparak bağımlılıklarla mücadeleyi ve sağlıklı yaşamı teşvik etme çabalarına katkı sağlayacak vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Dileğimiz ve isteğimiz tüm vatandaşlarımızın her türlü bağımlılıktan uzak keyifli bir şekilde spor yaptıkları, doğayla çevreyle uyumlu bir şekilde bir hayat sürmeleridir. Bisiklet turuna katılan tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Kazasız belasız bir bisiklet turu diliyorum" dedi. Bisiklet tutkunları ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ ve ’Arabadan in, bisiklete bin’ sloganları ile pedal bastı.