GENEL - 30 Eylül 2018 Pazar 10:29

Tarihi kalenin surları yaz-boz tahtasına döndü

A
A
A
Tarihi kalenin surları yaz-boz tahtasına döndü

Karaman’ın simgesi olan tarihi Karaman Kalesi, surlarına yazılan yazılar nedeniyle kötü bir görüntü oluşturuyor.

Karaman’ın simgesi olan tarihi Karaman Kalesi, surlarına yazılan yazılar nedeniyle kötü bir görüntü oluşturuyor.


Hisar Mahallesi’ndeki kaleyi gezmeye gelen yerli ve yabancı turistler, sprey boyayla kalenin surlarına yazılan gelişi güzel yazıları görünce adeta şok oluyor. Surlara bu yazıları yazanlar ise uyarıcı levhaları umursamıyor.


"Karaman’da bulunan diğer tarihi mekanlarda da ciddi anlamda gerekli önlemler alınmıyor" diyen mahalle sakinlerinden Mustafa Çimen, "Kalenin surları tamamen bu yazılarla dolu. Bu durum karşısında sorumsuz insanlara karşı bir tedbir alınması gerekir. Kaleye koyulacak kameralar sayesinde yazıları yazanlar yakalanıp gerekli caydırıcı cezalar verilirse bir daha bunlar olmaz. Bizler dışarıdan misafirlerimiz geldiğinde buraları gezdirip göstermek istiyoruz. Ben uzun yılar Almanya’da kaldım. Orada tarihi eserler olmadığı halde çok değerli, bizim burada ise o kadar çok olduğu halde maalesef hiçbir değeri yok” dedi.


Ankara’dan Karaman’a oğlunu ziyarete gelen Mustafa Akbayır ise çirkin yazıları görünce çok şaşırdığını söyledi. Akbayır, "Karaman’da görev yapan oğlumu ziyarete geldim. Gelmişken tarihi yerleri de gezeyim dedim. Ancak Karaman Kalesi’ne geldik, kilitli olduğu için içini göremedik. Surlara gelişi güzel yazılar yazılmış. Çok çirkin gözüküyor ve benim de hoşuma gitmedi” diye konuştu.



Karaman Kalesi


Karaman merkezde yer alan Karaman Kalesi’nin 11. yüzyılın sonlarında 12. yüzyıl başlarında inşa edildiği düşünülmektedir. Karaman Kalesi, iç içe üç surdan oluşmaktadır. Bunlar dış, orta ve iç kale adlarını almaktadır. Bunlardan biri höyük üzerinde yer alan iç kale sağlam olarak günümüze ulaşabilmiştir. Höyüğün etrafını dolaşan orta kale surlarının bir bölümü ayakta kalabilmiştir. Selçuklular devrinde yenilenme görmüş, sonraki dönemlerde ise kent Karamanoğulları’nın egemenliğine girdiğinde kentin surları tekrar yenilenmiştir. Osmanlılar 1465 yılında iç kaleyi tekrardan onarmışlardır. Bu onarımlarda daha önce yıkılmış olan yapıların kitabeleri ve mimari parçaları kalenin beden duvarlarında kullanılmıştır. İç kale Bronz, Roma ve Bizans çağlarına ait izler taşıyan bir höyük üzerinde yer alır. İç kale dördü yuvarlak beşi dört köşe olmak üzere dokuz kuleden oluşmaktadır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.