EĞİTİM - 17 Haziran 2021 Perşembe 14:11

KMÜ’de protokol ve sosyal davranış kuralları eğitimi verildi

A
A
A
KMÜ’de protokol ve sosyal davranış kuralları eğitimi verildi

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörlüğü tarafından "Protokol ve Sosyal Davranış Kuralları Eğitimi" düzenlendi.

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörlüğü tarafından "Protokol ve Sosyal Davranış Kuralları Eğitimi" düzenlendi.


Üniversitenin akademik birim yöneticileri ve idari personeline yönelik olarak farklı tarihlerde çevrim içi ve yüz yüze düzenlenen eğitim semineri KMÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Candan tarafından verildi.


Seminerin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Namık Ak, protokolün tanımından bahsederek, “Protokol, kamusal alan ve sosyal yaşamda düzenlenen etkinliklerde, resmi iş ilişkilerinde, resmi yazışmalarda, resmi görüşme ve toplantılarda yöntem ve biçim yönünden uyulması ve uygulanması gereken kurallar bütünüdür.” dedi.



"Usul esastan önce gelir"


Rektör Namık Ak, kurumsal temsilin yanı sıra bireysel temsilin de önem arz ettiğine vurgu yaparak “Bireysel temsil öğesi olarak kılık kıyafet, davranış ve konuşma etkili unsurlardır. Kamusal ve sosyal yaşamda protokol, saygı ve nezaket kurallarının bilinmesi ve bunlara uygun hareket edilmesi yöneticilerin önemli sorumluluklardan birisidir. Hem kurumlar arası ilişkilerde hem de ast-üst ilişkileri başta olmak üzere kurum içi ilişkilerde, uyulması ve uygulanması gereken yönetsel ve sosyal davranış kurallarının bilinmesi ehemmiyet taşımaktadır” şeklinde konuştu.


Rektör Namık Ak, kamuda hizmet sunan yöneticilerin ve kamu görevlilerinin halkla ilişkileri yürütürken gerekli kuralları bilmelerinin büyük bir önem taşıdığını ifade ederek ’usul esastan önce gelir’ sözünü hatırlattı. Rektör Namık Ak, "Programımızın, kurumumuzun imajının daha da iyi hale getirilmesine vesile olmasını ümit ediyorum.” diyerek konuşmasına son verdi.


"


Nezaket kuralları, çağımız insanı için vazgeçilmez bir hal almıştır"


Açılış konuşmasının ardından "Protokol ve Sosyal Davranış Kuralları" adlı eğitim seminerini veren Doç. Dr. Hakan Candan, "Yakın geçmişte sosyetik bir zümre davranışı olarak görülen nezaket kuralları, çağımız insanı için vazgeçilmez bir hal almıştır" diyerek sözlerine başladı.


Doç. Dr. Candan, protokol ve sosyal davranış kurallarının insanların toplu yaşamaya başlamalarıyla hayatımıza girdiğini ifade ederek eski çağlarda insanların çadıra girerken mızraklarını dışarıda bırakmalarının nezaket gereği olduğunu, tarihi çok eskilere dayanan el sıkışmanın da kişilerin birbirlerine zarar vermeyeceklerini gösteren ve günümüze kadar gelen bir davranış şekli olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Candan görgü, terbiye, nezaket, zarafet gibi kavramlara da açıklık getirerek şunları söyledi: "Görgü, toplumların tarihsel süreçte geliştirdikleri saygı ve incelik kurallarıdır; toplumsal davranışları kabul edilebilir sınırlar içine alır, uygarlık düzeyinin göstergelerinden biridir. Terbiye, kişilerin görgü kurallarına göre eğitilmeleri ve bu kurallara uyum göstermede alışkanlık oluşturmalarıdır. Nezaket, kişinin aldığı terbiye sonucu ölçülü, hoşgörülü, saygılı, barışçı ve dürüst davranması iken zarafet, kişinin sosyal yaşamındaki tutum ve davranışlarıyla çevresinde bıraktığı hoş etkidir."



"Protokol, saraylarda ve mabetlerde doğmuştur; saygınlığın koruyucusudur"


Doç. Dr. Candan, protokol kavramının da önemine dikkat çekerek "Protokol, saraylarda ve mabetlerde doğmuştur. Devlet ve diplomasi törenlerinde, resmi ilişkilerde teşrifat ve öncelikler bakımından uygulanması gereken kurallar bütünüdür. Protokol aynı zamanda bireysel, kurumsal ve ulusal saygınlığın koruyucusudur" dedi.


Doç. Dr. Candan, ’öndegelme hakkı’ anlamına gelen protokol sırasının hukuksal statü ve hiyerarşik yapıdan doğduğunu ifade ederek araştırmalara göre iş yaşamında bir yöneticinin başarısının yüzde 33 kişiliği, yüzde 33 iş bilgisi, yüzde 34 oranında da protokol ve temsil niteliğiyle ilgili olduğunu dile getirdi. Denklik, karşılıklılık (mütekabiliyet), işlem eşitliği, makam gibi kavramlar üzerinde de duran Doç. Dr. Candan, imaj kırıcılar hakkında açıklamalarda bulundu. İlk izlenim anlamına gelen imajın, kişiler arasında ilk 30 saniye ile 4 dakika arasında oluştuğunu söyleyen Candan, "İmajın yüzde 55’ini görünüm ve beden dili, yüzde 38’ini konuşma ve ses tonu, yüzde 7’sini de ne söylendiği oluşturur" diye konuştu.



""Argonun sıradanlaştığı ve normalleştiği bir dönemdeyiz"


Doç. Dr. Candan, hem kadınlar hem de erkekler için bakımsızlık, uygun olmayan kılık kıyafet, takı ve dövme gibi unsurların başta gelen imaj kırıcılar olduğunu belirterek argo konuşmanın da son derece tehlikeli bir mayın tarlası olduğunu söyledi. "Argonun sıradanlaştığı ve normalleştiği bir dönemdeyiz" diyen Candan, argo konuşmanın kişiyi olumsuz etkilediğini aktardı. Protokol kurallarına uymanın ve ast-üst ilişkilerine dikkat etmenin hayati önemde olmakla birlikte astların görüş ve düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmesinin günümüzün demokratik değerleri açısından elzem olduğunu belirten Candan, örgütsel demokrasinin egemen olmadığı kurumlardan başarı çıkmayacağını söyledi. Doç. Dr. Candan, sözlerini Hazreti Peygambere ait olan "Nezaket hangi şeyde bulunursa onu mutlaka süsler; hangi şeyden de çekilip alınırsa onu eksik ve kusurlu yapar." hadisiyle tamamladı.


Program, plaket takdiminin ardından sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.