- 06 Temmuz 2018 Cuma 11:22

Kars’ta tarihi tabyaların durumu içler acısı

A
A
A
Kars’ta tarihi tabyaların durumu içler acısı

Kars’ta tarihi tabyaların durumu içler acısı, tabyalar şehri olarak bilinen ve 46 tabyası bulunan kentte tabyaların çoğu yıkılarak talan edilmiş vaziyette bulunuyor.

Kars’ta tarihi tabyaların durumu içler acısı, tabyalar şehri olarak bilinen ve 46 tabyası bulunan kentte tabyaların çoğu yıkılarak talan edilmiş vaziyette bulunuyor.


Kente bulunan 46 tane tabyadan sadece birkaç tanesi ayakta duruyor. Kalan tabyalar ise kimliği belirsiz kişilerce yıkılarak talan edilmiş. Her gün yüzlerce yabancı turistin ziyaret ettiği kentte tarihi tabyaların yıkılmasına yetkililerde seyirci kalıyor.


Kars merkezde bulunan tarihi binaların yıkılarak yerine beton ve çok katlı binalar yapılmasının ardından tarihi tabyalar da bir bir yıkılarak yok oluyor. Özellikle Kars Kalesi’nin etrafından bulunan tabyalar tamamen yıkılmış, yıkılmak üzere olan tabyalarda içkicilerin mekanı halini gelmiş.


Anadolu’nun savunulması ve bölgenin korunması için 18. yüzyıldan itibaren yapımlarına başlanan ve sayıları 46’ı bulan Kars tabyaların kalanlarına sahip çıkılmasını isteyen vatandaşlar, “Kars tabyalar şehri. Ancak günümüzde tabyalara sahip çıkan yok. Tabyalar kimliği belirsiz kişiler tarafından talan edildi. Kalenin etrafında çok sayıda tabya var. Ama bu tabyalar yıkılmış, tahrip olmuş ve kaybolmaya yüz tutmuştur” dediler.


“Turizme kazandırılmasından vazgeçtik bari korunsun”


Kars’taki tabaların gözler önünde yıkılmasına anlam veremediklerini ifade eden vatandaşlar, tabyaların turizme kazandırılmasından vazgeçtiklerini, en azından yıkılmaktan korunmasını istediler.


Kars’ta tarihin gözler önünde kaybolduğuna dikkat çeken vatandaşlar, “Tabyalar korunmuyor. Ya içerisi hayvan barınağı olmuş, yada içkicilerin mekanı olmuş. Zaten büyük çoğunluğu yıkılmış, demir kapıları, pencereleri sökülmüş ve götürülmüş, yetkililer ise buna seyirci kalıyor. Yazık değil mi? Göz göre göre bir tarihin kaybolmasına nasıl müsaade edilir? Anlamış değiliz” diye sitem ettiler.


Kars tabyaları arasında İnönü Tabyası, Karadağ Tabyası, Hafız Paşa Tabyası, Arap Tabyası, Gaziler Tabyası, Kerim Paşa Tabyası, Kanlı Tabya, Cenup Tabyası, Çukur Tabya, Fevzi Paşa Tabyası, Hüseyin Paşa Tabyası, Kerim Paşa Tabyası, Yusuf Paşa Tabya, Thomson Tabyası, Dik Tabya, Veli Paşa Tabyası, Şimendifer Tabyası, Çakmak Tabyası, Çifte Gögüs Tabyası, Muhlis Paşa Tabyası, Churcil Tabyası, Süvari Tabyası, Çim Tabya günümüzde ya hayvan barınağı olarak kullanılıyor. ya da kimliği belirsiz kişiler tarafından kazılarak yıkılmış vaziyette bulunuyor. Bunlardan sadece Kanlı Tabya Kafkas Harp Tarih Müzesi olarak kurtarıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gölbaşı’nda mıntıka temizliği Gölbaşı Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri ilçenin dört bir yanında mıntıka temizliği yaptı. Ankara’nın Gölbaşı Belediyesi ekipleri daha temiz bir Gölbaşı için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri gün boyu refüjler, kaldırımlar, yollar, parklar ve bahçelerde temizlik çalışması yaptı. Koordineli bir şekilde çalışan ekipler, çalı süpürgeleriyle kaldırımları ve yolları temizlerken, vakumlu yol süpürme araçları cadde ve ara sokakları pırıl pırıl temizledi. Çöp kutularındaki atıklarda ekipler tarafından toplandı. Yapılan temizlik çalışması ile hem çevre kirliğinin hem görüntü kirliliğinin önüne geçildi. Ankara’nın en temiz ilçelerinden biri olan Gölbaşı’nda, Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri her gün çalışmalarına devam ediyor. “Sabahın erken saatlerinden itibaren ekiplerimiz sahaya iniyor” Daha temiz ve ferah bir Gölbaşı için özveriyle çalışmaya devam edeceklerinin altını çizen Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı “Göreve geldiğimiz ilk gün dediğimiz gibi önceliğimiz halk sağlığı ve çevre kirliliğini önlemek. Ekiplerimiz bunun için gece gündüz çalışıyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren ekiplerimiz sahaya iniyor. Mesai gözetmeksizin çalışmalarımız sürüyor. Gölbaşılı hemşehrilerimize temiz ve sağlık bir ortam sunmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Muğla Ula Hüseyin Ercan Ermaş Anadolu Lisesi öğrencilerinden Bilim Fuarı Ula Hüseyin Ercan Ermaş Anadolu Lisesi öğrencilerinin gerçekleştirmiş olduğu projelerin ve sanatsal etkinliklerin yer aldığı Bilim Fuarı, yerel katılımcılar ve ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. Bilim fuarı; bölgedeki eğitim ve bilim alanındaki iş birliğini güçlendirmek ve gençleri bilimsel çalışmalara teşvik etmek amacıyla büyük bir gelişme sağladı. İçerik bakımından özellikle yerel-kültürel değerlere odaklanan çalışmaların yanı sıra, sanatsal çalışmaların da sergilenmesi, fuarı renkli ve ilgi çekici hale getirdi. Resim çalışmaları, deprem bilinci üzerinde çalışılan projeler, sağlıklı beslenme ve geri dönüşüm üzerine yapılan bilimsel çalışmalar da oldukça ilgi gördü. Psikolojiden matematiksel keşiflere kadar geniş bir yelpazede çalışmalarını sergileyen öğrenciler, belirli süre boyunca gerçekleştirdikleri araştırmaların sonuçlarını fuar katılımcılarıyla paylaştı. Özellikle yerel ve yöresel içeriklere odaklanan projeler, katılımcıların ilgisini çekti ve bölgenin kültürel zenginliğini yansıttı. Düzenlenen etkinlik, yerel topluluğun eğitim ve bilim alanındaki önemli bir adımı olarak kaydedildi. Gelecek yıllarda da benzer etkinliklerin düzenlenerek gençlerin bilimsel keşiflerine destek verilmesi bekleniyor. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Bilim fuarının açılışına Ula Kaymakamı Mehmet Rıdvan Doğan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Cüneyt Yiğit, Ermaş Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ercan, Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ercan ve çevre okulların müdürleri de katıldı.
Eskişehir Koca, karısının sağ eli, karısı da eşinin sol eli oldu Eskişehir’de çeyrek asırdır yaşadıkları tüm sağlık sorunlarına rağmen birbirlerine destek olmaktan vazgeçmeyen Cevat Gündüz ve Ayşe Gündüz çifti, felç geçirmeleri sonucunda vücutlarının belli bölgelerinin tutmaması nedeniyle gerçek anlamda birbirlerinin eli ve ayağı oluyor. Yaklaşık 28 yıldır birlikte yaşayan Cevat Gündüz ve Ayşe Gündüz çifti görenlerin takdirini topluyor. Felç geçirmesi nedeniyle sağ eli tutmayan Cevat Gündüz yıllardır akciğer kanseri ile mücadele ediyor. 6 yaşında çocuk felci yaşayan Ayşe Gündüz’ün ise sol eli tutmuyor. Bu sorunlarını birbirleriyle yardımlaşarak gideren çift, yaşadıkları tüm sağlık sorunlarına birlikte kafa yoruyor. Kelimenin tam anlamıyla birbirlerinin hem eli hem de ayağı olarak bir çocuk da yetiştiren çift, ilişkilerde saygının son derece önemli olduğuna vurgu yaparak her şeyin sevgiyle başladığını söyledi. Genç çiftlere yönelik de tavsiyelerde bulunan Gündüz çifti, mutlu olmak için bazı şeylere sabretmek gerektiğini ifade etti. "Onun yapamadığını ben yapıyorum, benim yapamadığımı o yapıyor" Eskişehir’de yaşayan Cevat Gündüz, eşiyle 28 yıldır birlikte olduklarını belirtti. Eşinin 6 yaşındayken çocuk felci geçirmesi nedeniyle sağ elinin tutmadığından ve yüzde 67 engelli raporu bulunduğundan bahseden Gündüz, "Ben akciğer kanseriyim, 3 defa ameliyat geçirdim. Şah damarım atmış, yakın zamanda yeniden ameliyat olacağım. Sevgi ve saygı olduktan sonra aşk olur. Mesela benim sol elde, onun sağ elde engel var. Onun yapamadığını ben yapıyorum, benim yapamadığımı o yapıyor. Bu işler böyle yürüyor. Birbirimizin eli ayağıyız. Mesela salatayı ben yapıyorsam bulgur pilavını eşim yapıyor. Çocuk bile büyüttük, 27 yaşına geldi. Yeri geliyor benim olmadığım sıralar kundağını dişiyle bağlıyordu. Sevene engel yok. Zaten sevmeden hiçbir şey olmaz. Hayat sevgiyle başlar. Mesela sevmesen bir şey yiyebilir misin? Yiyemezsin. Buradan genç çiftlere tavsiye vermek istiyorum. Her şey sevgi ve saygıdan ibaret, sabır şart. Sabretmek çok önemlidir" dedi. "O benim hem kalbim, hem de sağ elim" Cevat Gündüz’ün eşi Ayşe Gündüz ise, evlilik süreçlerinde nasıl zorluklar yaşadıklarını anlatarak şu sözleri kaydetti: "Biz çok fakirlik çektik. Çocuğum okula gidiyordu, beslenme koyamıyordum. Ağlıyordum. Öğretmen, ’Ayşe hanım, çocuğa niye beslenme koymuyorsun’ derdi. Ben de, ’Öğretmen hanım, sen hiç yokluğu bilmiyor musun? Olsa hiç koymam mı?’ derdim. Allah razı olsun, o dönemlerde bir öğretmen çocuğa boyuna bir simit ve meyve suyu parası verirdi. Artık hastayım. Eşimin 2-3 senedir çok yardımı oluyordu ama şimdi kendisi de hasta. Ben iyi kötü kendim yapıyorum. Hasta diye ona da kıyamıyorum, kendi işimi kendim yapmaya çalışıyorum. Seviyorum onu, sevmem mi hiç? El ele verip tüm zorlukları aştık, bundan sonra da zaten aşacağız. Birbirimizi tanıdık, bildik. O bana yardım oldu, ben ona yardım oldum. Öyle 28 yıl geçti. O benim hem kalbim, hem de sağ elim. Her şeyde sabır olacak. Her zorluğu, yoksulluğu çektik. Kurban olduğum Allah herkese geçim düzen versin."