YEREL HABERLER - 20 Ocak 2012 Cuma 13:41

KUZEYDOĞA DERNEĞİ İLE ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI TÜRKİYE’NİN İLK YABAN HAYATI KORİDORU AĞAÇLANDIRMA PROJESİNE İMZA ATIYOR

A
A
A
KUZEYDOĞA DERNEĞİ  İLE ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI TÜRKİYE’NİN İLK YABAN HAYATI KORİDORU AĞAÇLANDIRMA PROJESİNE İMZA ATIYOR

2008 yılında KuzeyDoğa Derneği tarafından önerilen yaban hayat koridoru, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve KuzeyDoğa Derneği işbirliğiyle hayata geçiriliyor.
Bu ay beşinci yaşına giren KuzeyDoğa Derneği, Kuzeydoğu Anadolu’da yürüttüğü doğa koruma ve yaban hayatını geliştirme çalışmalarını yeni bir aşamaya taşıyor. Dernek, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’yla birlikte, 81 kilometre uzunluğunda, 23 bin 533 hektar büyüklüğünde ve dört ili kapsayan Türkiye’nin İlk Yaban Hayatı Koridoru ağaçlandırma projesine imza atıyor.
2006 yılından beri serhat illerimiz Kars, Iğdır, Ardahan ve Ağrı’da ayı, kurt, vaşak gibi büyük memeli türlerinin araştırılması ve korunması için durmaksızın çalışan KuzeyDoğa Derneği, 30 Aralık 2011 tarihinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile imzaladığı Türkiye’nin İlk Yaban Hayatı Koridoru projesinin hayata geçirilmesine yönelik protokolü imzalayarak çalışmalarını bir adım öteye taşıdı.
Önceki gün yapılan Yaban Hayatı Koridoru toplantısında ise, Kars, Erzurum, Ardahan ve Artvin’i geçecek olan koridorun sınırları kararlaştırıldı. KuzeyDoğa Derneği’nin önerisi doğrultusunda; Çölleşme ve Erozyonla Mücadele (ÇEM) Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün müşterek imzaladığı Sarıkamış- Posof Yaban Hayatı Koridoru İşbirliği Protokolü sonucunda, daha önce ÇEM Genel Müdürlüğü ve KuzeyDoğa Derneği ile birlikte arazi çalışmaları sonucunda belirlenen, Yaban Hayatı Koridoru Bitkilendirme Projesinin sınırları üzerinde görüş birliğine varıldı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından sınırlarının uygunluğu belirtildi. Yaban Hayatı Koridoru Bitkilendirme Projesi’nin yapımı için çalışmalara başlanması gerektiği kanaatine varıldı.
Türkiye için bir ilk olan koridor hakkında KuzeyDoğa Derneği başkanı ve Utah Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu şunları söyledi:
“Doğa koruma biliminin en önemli kavramlarından biri olan yaban hayatı koridorları, aradaki doğal alanların yok olması sonucu birbirinden ayrı kalmış doğal yaşam alanlarını ve canlılarını birbirlerine bağlarlar. Örneğin ABD’deki Yukon-Yellowstone koridoru 3200 km uzunluğunda ve 1.3 milyon km²’yi kapsar. Özellikle son 20 yılda, ABD’den Güney Afrika’ya, Latin Amerika’dan Avustralya’ya, düzinelerce ülkede gerçekleştirilen yaban hayatı koridorlarına ülkemizde de ihtiyaç vardır. 2006 yılından beri bozayı, vaşak, kurt, yaban kedisi ve diğer memeli türlerini araştırdığımız Kars-Erzurum Sarıkamış Ormanları-Allahuekber Dağları Milli Parkı da, acilen diğer ormanlara bağlanması gereken izole kalmış ve ufak bir orman parçasıdır. Her ne kadar 22,980 hektarı kapsasa da, bu alanın sadece dörtte biri ormandır ve esasında Sarıkamış Ormanları’nın çoğu milli park sınırları içinde değildir. Daha da önemlisi, alanda yaşayan bozayı, kurt ve vaşak gibi yırtıcı memeli türleri, çok büyük alanlar gerektiren bayrak türlerdir. Örneğin bir erkek bozayı, 300 km²’den büyük bir alanı kullanabilir. Daha da önemlisi, KuzeyDoğa Derneği olarak 2011 yılında gerçekleştirdiğimiz Türkiye’nin ilk kurt takip projesinde, koordinatlarını SMS mesajı olarak bize yollayan GPS/GSM/UHF/VHF vericili kurtlarımızın binlerce kilometre karelik bir alanı kullandığını tespit ettik. Ekim 2011’de zarar vermeden yakalayıp boyunlarına verici takıp doğaya saldığımız kurtlardan Kuzey, ilk iki ayda 2000 km²’lik bir alanı kullanırken, Doğa 600 km² büyüklüğünde bir alanı kullandı. Yani sadece iki ayda bu kurtlar, Sarıkamış Milli Parkı’nın 13 misli bir alanı kullanarak, bu parkın yaban hayatı için ne kadar yetersiz olduğunu ve bölgedeki diğer doğal alanlara bağlanmasının önemini somut olarak bizlere gösterdi.
İlk olarak 2008 yılında zamanın Çevre ve Orman Bakanlığı’na önerdiğimiz Türkiye’nin İlk Yaban Hayatı Koridoru projesi, Sarıkamış Ormanları - Allahuekber Dağları Milli Parkı’nı bölgedeki diğer ormanlara ve milli parklara bağlayarak, Sarıkamış’ın izolasyonuna son verecektir. Bu projeyi benimseyen, destekleyen ve ağaçlandırmasını gerçekleştirecek olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve ilgili genel müdürlükler, Türkiye’de doğa koruma için çok önemli bir ilke imza atmış olacaklardır. 23,533 hektarı kapsayan Türkiye’nin ilk yaban hayatı koridoru, 22,980 hektarlık Sarıkamış Ormanları-Allahuekber Dağları Milli Parkı’ndan daha büyük bir alanın da korunmasını sağlayacaktır. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından “Muhafaza Ormanı” koruma statüsü verilmiş olan bu alan, koridor olarak yaban hayatının hareketini sağlayacak olmasının yanı sıra, bölgedeki yaban hayatı için de önemli yaşam alanları sağlayacaktır. Alanın yaklaşık üçte ikisi hâlihazırda orman olduğundan, sadece üçte biri ağaçlandırılarak, Kars’tan Gürcistan sınırına kadar 81 km boyunca uzanan bir orman koridoru oluşturulacak ve bölgedeki yaban hayatının Karadeniz, Kaçkarlar ve Aşağı Kafkasların geniş ormanlarına ulaşabilmesi sağlanacaktır.
Bu projeyle, Kars’tan başlayarak Erzurum, Artvin ve Ardahan illeri boyunca Gürcistan sınırındaki Ardahan Posof’a kadar uzanan orman parçaları arasında ağaçlandırma ve diğer ormancılık faaliyetleri yaparak bağlantılar oluşturulacaktır. Böylelikle bölgede küçük orman bloklarına sıkışmış canlıların, özellikle de bozayı, kurt, vaşak, karaca ve geyik gibi büyük memeli hayvanların bu büyük coğrafya boyunca hareket imkânının arttırılması, popülasyonlarının bağlanması ve bölgenin yaban hayatı çeşitliliğin zenginleşmesi hedeflenmektedir. Ayrıca, Sarıkamış Ormanları-Allahuekber Dağları Milli Parkı’ndaki kurt, bozayı, ve vaşak gibi yırtıcı türlerin daha geniş ormanlara ulaşmasını sağlayarak bölgedeki insan-yırtıcı hayvan çatışmasının azaltılması ve Allahuekber ve Yalnızçam dağlarının çıplak sırtlarının ağaçlandırılarak, Kura Nehri havzasındaki mevcut erozyonun azaltılması da amaçlanmaktadır. Ümidimiz, Türkiye’nin tüm doğal alanlarının yaban hayatı koridorlarıyla birbirlerine bağlanması, korunan alanların çok daha fazla olması ve Türkiye’nin yaban hayatının geleceğinin garantiye alınmasıdır.”
YABAN HAYATI KORİDORU AĞAÇLANDIRMA PROJESİ PROTOKOLÜ
Yaban Hayatı Koridoru Ağaçlandırma Projesi protokolü, Çölleşme ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü Merkez ve Taşra Teşkilatları ve KuzeyDoğa Derneği’nin ortak yürütecekleri çalışmaların uygulama prensiplerini kapsamaktadır. Bu projeyle, hâlihazırda Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın bölgede her yıl yaptığı ağaçlandırma çalışmaları, koridorun oluşturulmasına odaklanacak ve bölgedeki yaban hayatı varlığının artması ve popülasyonlarının bağlanması doğrultusunda yapılacaktır.
Proje kapsamında koridorun planlanması, projelendirilmesi, ağaçlandırması, rehabilitasyonu, mera ıslahı, gerekli alanların tel örgüyle çevrilmesi, gerekli muhafaza memurlarının istihdamı, mülkiyet durumunun belirlenmesi, gerekli tahsislerin yapılması ve uzman personelini görevlendirme gibi sorumlulukları Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ilgili üç müdürlüğü üstlenirken, Türkiye’nin ilk yaban hayatı koridorunu öneren KuzeyDoğa Derneği de koridorun bilimsel altlığını oluşturmak, koridorun geçtiği il ve ilçelerde ilgili kurumlarla organizasyon ve iletişimi sağlamak, planlama ve projelendirme aşamasında derneğin ilgili uzman personelini görevlendirmek, koridor ve önemiyle ilgili yöre insanını ve kamuoyunu bilgilendirmek ve koridorun uzun dönemli bilimsel izleme planına katkı koymak gibi sorumluluklar üstlenmektedir.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ’den Filistin için haykıran Amerikalı öğrencilere destek İsrail’in Filistin’e karşı saldırılarına tepki gösteren ABD’li öğrenci ve akademisyenlerin gözaltına alınmasını kınayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) yönetimi, öğrenci ve akademisyenlere destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Manisa CBÜ yönetimi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı insanlık dışı saldırılara ve ABD’li akademisyen ve öğrencilerin İsrail’in saldırılarına karşı gösteri düzenlerken gözaltına alınmalarına tepki göstererek, basın açıklaması yaptı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi alanında saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunduğu basın açıklamasına ellerinde Türk bayrağı ve Filistin bayrağı taşıyan çok sayıda öğrenci ve akademisyen destek verdi. “Bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemiyorlar” Basın açıklamasında konuşan Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, “Maalesef ki içinde yaşadığımız 21. yüzyılda inşa edilen ortak insani değerlere, ilkelere ve normlara rağmen tüm dünyanın gözü önünde yine bir insanlık dramının yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ekim ayında başlayan ve 7 aydır devam eden İsrail saldırılarında 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 35 binden fazla sivil vatandaşın katledilmesi karşısında vicdan sahibi her insan gibi kahroluyoruz ve ah ediyoruz. Dünya devletlerinin İsrail’in zulmü karşısında sessiz kalmaları, dahası katliamları destekleyen politikalar benimsemeleri birer akıl tutulmasına dönüşmüştür. Şüphesiz batının bu iki yüzlü tutumu bizler için yeni değildir. Akan kan Müslüman kanı olduğunda Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hocalı’da, Bosna’da, Kıbrıs’ta sözde medeni Batı’nın bu iki yüzlülüğünü biz hep gördük, hep yaşadık. Ancak İsrail’in saldırılarının sergilediği vahşet ve ortaya çıkan soykırım tablosu öyle ağır olmuştur ki; Batı toplumlarında farklı din, dil, ırka sahip olsa da benzer vicdana sahip her kesimden vatandaşın tepkisini çekmiştir. Kendi yönetimlerinden umudunu kesen Batılılar, insan olmanın ve vicdan taşımanın gereğini yaparak hem İsrail’e hem kendi ülkelerine tepkilerini bireysel eylemlerle dile getirmeye başlamıştır. Yıllarca bize medeniyet nutukları atan batı ülkelerinin çıkarları için bir soykırım karşısında sessiz kalmaları yetmezmiş gibi bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemedikleri de görülmüştür. Siyonizm odaklı vahşet karşısında tepki gösteren Amerikalı öğrencilere yönelik baskı ve şiddet de bu durumun tüm dünya halkları tarafından görülmesini sağlamıştır” dedi. Filistin’e destek gösterileri düzenleyen öğrencilere karşı ABD polisinin üniversiteleri işgal ettiğini dile getiren Rektör Kibar, “ABD’de çok sayıda kampüs polisler tarafından işgal edilmeye başlamıştır. Son 3 haftadır yaşanan süreçte 2 binden fazla akademisyen ve öğrenci orantısız güç kullanılarak şiddete maruz kalmış ve ağır ceza suçluları gibi ters kelepçe ile göz altına alınmıştır. Manisa CBÜ ailesi olarak yaşanan bu süreci kabul edemiyor, tüm inancımızla reddediyor ve ABD ile İsrail yönetimlerine sesleniyoruz; sadece Gazze’deki masum sivilleri değil, aynı zamanda insanlık vicdanını, onurunu, evrensel hukuku, insan haklarını, medeniyet değerlerini ve normlarını da katlettiğinizi görün ve bu zulmü durdurun artık. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır şiarını benimseyerek tüm gücümüz ve kararlılığımızla ABD ve İsrail yönetimleri tarafından sürdürülen bu zulmün karşısında olduğumuzu çok net bir şekilde bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu. Manisa Valisi Enver Ünlü ise yaptığı açıklamada, “Filistin yarım asırdan fazla bir süredir vahşetin en şiddetlisini yaşandığı bir yer haline geldi. Biz bu coğrafyadan çekildikten sonra bu başladı. O tarihten beri de gözyaşı dinmedi. Siyonist İsrail ve gözü dönmüş eli kanlı cani Netanyahu, Refah kentine de saldırıların da çok yakında başlayacağını açıkladı. Dünyanın gözü önünde çok büyük bir katliam, çok büyük bir acı yaşanıyor. Bütün dünya buna sessiz. Ancak başta Amerikalı öğrenciler, Avrupa’da sivil toplum kuruluşları çok büyük bir mücadele veriyorlar. 2 bin 500 Amerikalı öğrencinin gözaltına alındığını, baskıya ve zulme uğratıldığını, çok sayıda akademisyenin görevden el çektirildiğini üzüntüyle öğrendik. İnsanoğlunun hayal gücünü zorlayan, merhamet duvarlarını tarumar eden bu vahşet karşısında maalesef dünya kamuoyu görmez, duymaz, konuşmaz olmuştur. Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere, bu insanlık dramına gerek yurtiçinde gerek yurtdışında en şiddetli tepkiyi veren yine aziz milletimiz ve devletimiz olmuştur. Dini farklılıklar sebebiyle zulme maruz kalan ve en çok da savunmasız kadınların ve çocukların hayatını kaybettiği bu vahim hadiseler, insan olma şuuruna erişmiş her vicdanı derinden yaralamıştır” dedi. Basın açıklamasına Manisa Valisi Enver Ünlü ve eşi Sema Ünlü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Vali Yardımcısı Erhan Günay, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, protokol üyeleri, akademisyenler, öğrenciler katıldı.
Düzce Düzce’de hıdırellez ateşini Vali yaktı Düzce’de Hıdırellez coşku ile kutlandı. Bir çok etkinliğe ev sahipliği yapan Yeşil Vadiyi Hıdırellez Şenliği için Düzceliler doldurdu. Hıdırellez ateşini ise Vali Selçuk Aslan yaktı. Kışını sona ermesi ve baharın gelişiyle birlikte kutlanan Hıdırellez Bayramı Düzce’de de coşku ile kutlandı. Bahçeşehir Bölgesi Yeşil Vadi etkinlik alanında Hıdırellez kutlaması yapıldı. Kutlamaya Vali Selçuk Aslan, AK Parti Genel Merkez Kadın Kollar Başkanı ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, AK Parti Düzce Milletvekili Ercan Öztürk, Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Burçin Sarıcan, kurum müdürleri, vatandaşlar ve çocuklar katıldı. Vali Selçuk Aslan, tüm Düzce halkının Hıdırellez Bayramı’nı kutlayarak “Hıdırellez kültürü gerek Anadolu’da gerek Balkanlar’da, tüm toplumlarda önemli bir kültürel değer unsuru. Burada belli bir yaştakiler bu geleneği cıvıl cıvıl yaşamış kişiler. UNESCO’nun somut olmayan kültür mirası listesine Türkiye’nin ve Makedonya Cumhuriyeti’nin katkılarıyla yer almış olan Hıdırellez, insanlığın maziden, kadimden bugüne baharın gelişini yeni umutların coşkusunu temennisini dileğini yansıtan Hıdırellez kutlaması Anadolu coğrafyasının pek çok yerinde farklı görünümlerde yaşayan bir kültür. Bahar yeni umutlar, dilekler, bolluk bereket diliyoruz birlik beraberliğimiz daim olsun” diye konuştu. “Etkinliklerin devamı gelecek” Baharın gelmesi ile etkinliklerinde devamının geleceğini söyleyen Milletvekili Ayşe Keşir “Türk töresinde çok uzun zamandır kutlanan Hıdırellez Şenlikleri vesilesi ile bir araya geldik. Baharın gelmesiyle birlikte Düzce’mizde bu etkinlikle başlayarak pek çok etkinliğin arkasından geleceğine inanıyorum” dedi. Konuşmaların ardından Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Gençlik Merkezi Halk Oyunları ekibi gösterisi izleyenleri mest etti. Sonrasında ise Vali Selçuk Aslan Hıdırellez ateşini yaktı. Ateşin yanmasıyla etkinlik alanına kurulan stantları gezen Vali Aslan ve protokol üyeleri tek tek fotoğraf çekildi. Etkinlik boyunca çocuklara ve vatandaşlara yiyecek içecek ikramı yapıldı. Pamuk Şeker Balon ve oyuncaklar işle vakit geçiren çocuklar etkinliğin tadını çıkardı.