GÜNDEM - 22 Ekim 2025 Çarşamba 09:59

Akyaka’da 53 metreden su çıktı

A
A
A
Akyaka’da 53 metreden su çıktı

Akyaka’da 50 metre derinlikten su çıktı.


Kars’ın Akyaka ilçesine bağlı Kürekdere köyünde yürütülen sondaj çalışmaları sonucu 53 metre derinlikten su çıkarıldı. Yıllardır yaşanan su sıkıntısına çare olacak gelişme, köy halkı tarafından sevinçle karşılandı.


Yapılan sondaj çalışması ile köylerinden su çıktığını ifade eden köy muhtarı Tahir Öztürk, "53 metrede suya ulaştık. Köyümüzün uzun süredir yaşadığı içme suyu sorununu çözmüş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İlkbahar aylarında güneş enerjili su sistemi kurarak bu hizmeti kalıcı hale getireceğiz" dedi.


Yetkililere ve emeği geçenlere teşekkür eden muhtar Öztürk, bu çalışmanın köy için büyük bir ihtiyaç olduğunu ve artık yaz aylarında yaşanan su yetersizliğinin sona ereceğini kaydetti.



Akyaka’da 53 metreden su çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Palancıoğlu, Avrupa Birliği Toplantısı’nda Türkiye’nin haklarını savundu Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, İstanbul’da gerçekleştirilen Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi 33’üncü Türkiye Çalışma Grubu Toplantısı’na katıldı. Avrupa’dan ve Türkiye’den yerel yöneticilerin bir araya geldiği toplantıda, Türkiye ve Avrupa arasında ilişkileri güçlendirecek çeşitli çalışmalar ve yapılması gerekenlerle ilgili görüş ve tavsiyelerini paylaşan Başkan Mustafa Palancıoğlu, "3 yıl önce 4 Aralık’ta Kayseri’mizde Anadolu’da bu toplantıyı gerçekleştirmiştik. Bugün Avrupa Bölgeler Komitesi’nin 33. toplantısını gerçekleştiriyoruz. Bu toplantılar hem Türkiye hem Avrupa Birliği ülkeleri arasında ilişkilerin gelişmesine vesile oluyor. Avrupa-Türkiye ilişkileri uzun süredir maalesef adalet ve eşitlik temelinden uzaktır. Ben yaklaşık 10 yıldır Avrupa Konseyi toplantılarına katılarak, ülkemizi temsil ediyorum. Türkiye özellikle FETÖ başta olmak üzere terör örgütleri ile mücadele etmiş ve etmeye devam edecektir. Şu anda artık herhangi bir sıkıntının ve güvenlik sorununun yaşanmadığı bir ülke konumuna gelmiştir. Özellikle son yüzyılın en büyük depremini yaşamış ve bu yaraları saran bir ülkeden bahsediyoruz. Birçok ülkenin cesaret edemeyeceği yaklaşık 500 bine yakın konut inşa edilmiştir. Dolayısıyla Türkiye farklı krizleri yönetmek zorundadır. Bugün Türkiye bulunduğu konum itibariyle Avrupa ile Asya arasında köprü konumunda, çevresinde savaşların devam ettiği bir ülkedir. Türkiye, Ukrayna ve Rusya arasındaki masum sivillerin ölmesine sebep olan savaşı durdurmaya gayret eden, arabuluculuk yapan bir ülkedir" dedi. "Avrupa Gazze ile ilgili niye hiçbir şey yapmıyor?" Toplantıda önemli önerilerde bulunan Başkan Palancıoğlu, "Tabii benzer şekilde Avrupa’da bir konu çok gündeme gelmiyor. Demokratik haklardan bahsediyoruz ama demokrasi eğer Avrupa’da işliyorsa masum 50 binin üzerinde bir sivilin öldüğü Gazze ile ilgili niye hiç kimse bir şey yapamıyor niye bahsedemiyor. Savunmasız bir ortamda Gazze ile ilgili Avrupa Birliği’nin duruşunu net bir şekilde görmek isterdim. Biz Ukrayna’daki, Rusya’daki sivil ölümlerine de karşıyız. Dolayısıyla bu tür konuların Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerini zedelememesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle gümrük birliğinin güncellenmesi, vize serbestliğinin sağlanması, kurumsal ve şeffaf diyalog kanallarının açılması son derece önemli. Şu anda sanayicilerimizin özellikle Avrupa’ya girişi, vize alması çok zorlaşmıştır. Özellikle bazı sanayici gibi kitlelerin ülkeler arası seyahatinin, akademisyenlerin de hakeza öne çıkması ve bunlara yardım edilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. "Türkiye gibi güçlü bir ülkenin Avrupa Birliği’ne katacağı çok şey var" Gündem başlıkları ne olursa olsun iletişim ve diyaloğun sürdürülmesinin her zaman en doğru ve en yapıcı yol olduğuna inandığını belirten Başkan Palancıoğlu, "Şu anda Avrupa Birliği’nin en önemli ayaklarından birisi yerel ve bölgesel yönetimler. Ben bizzat toplantılara katılıyorum. 4 Kasım’da Brüksel’de Avrupa Birliği Genişleme Zirvesinde temsilcilerin çoğu genişlemenin artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu kabul etmiştir. Yani Avrupa Birliği’ne giriş sürecinin kolaylaştırılması lazım. Türkiye yıllardır sabırla bekliyor. Türkiye gibi güçlü bir ülkenin Avrupa Birliği’ne katacağı çok şey var. Aynı şekilde Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye çok şey katacağını düşünüyorum. Avrupa Birliğine katılım sürecinde Türkiye üzerine düşeni yapmıştır. Bu sürece Türkiye olarak büyük katkı sunmaktayız. Avrupa Birliği’nin de desteklerini bekliyoruz" dedi. Türkiye’de özellikle iklim alanında çok büyük başarılar elde edildiğini kaydeden Başkan Mustafa Palancıoğlu, "Son dönemde özellikle çevre ve iklim değişikliği başlığı adı altında Avrupa Birliği’nin 2025 yılı ilerleme raporunda da belirtildiği gibi Türkiye’de Avrupa Birliği ile ilgili özellikle iklim alanında çok büyük başarılar sağlanmıştır. İklim Değişikliği Başkanlığı kurulmuştur. Belediyelerde iklim değişikliği müdürlüğü, geri dönüşüm müdürlüğü, sıfır atık müdürlüğü kurulmuştur. Kayseri’deki Serbest Bölge Yönetim Kurulu Başkanıyım. Sürekli iklim değişikliğine uyum sürecinde sıfır karbon politikası gereği yeşil dönüşüme uygun üretim yapmak için altyapıyı hazırlıyoruz. Dolayısıyla bu Türkiye açısından son derece önemli. Aynı zamanda önümüzdeki yılda 2026’da İklim Değişikliği Zirvesini Türkiye’de gerçekleştirecek ve sizleri misafir edeceğiz. Biz belediye olarak Türkiye’de belki nadir sayıda geri dönüşüm çalışması yapan belediyeden bir tanesiyiz. Yaklaşık 600.000 nüfuslu ilçede geri dönüşüm çalışmaları yapıyoruz. Ayrıca enerji tasarrufu gibi çalışmalar da yapıyoruz. Parklarımızda güneş enerjisi ile çalışan ışıklandırma ve enerji tasarrufuna uygun altyapı çalışmaları yapılmaktadır. AB’den aldığımız hibe ile tarımda yer altından suyun çıkarılmasını güneş enerjisi ile destekliyoruz. Çevre atıklarını toplarken kullandığımız araçların güneş enerjisi ile çalışan araçlar olması ve güneş enerjisi panelleri kurulumları ile ilgili de destek aldık" ifadelerini kullandı. "Aslında Avrupa Birliği ülkeleri ile yerel yönetimler olarak aile yapısını koruyucu önlemler almamız lazım" diyen Başkan Palancıoğlu şunları söyledi: "Gençlerin eğitimiyle alakalı, boşanmaları durdurmak, parçalanmış aile çocukları ile alakalı çalışmalar yapmamız, psikolojik destekler vermek lazım. Özellikle yaşlıların sahiplenilmesi gibi konulara ağırlık vermemiz lazım. Gençler bizim için önemli. Ben bir akademisyenim. Dolayısıyla gençlerin eğitimi de son derece önemli. Şu anda Melikgazi Belediyesi olarak Türkiye’de en çok okul yapan belediyeyiz. 26 adet okul yaptım. Bunlardan biri Havacılık ve Uzay Bilimleri Lisesi. 18 adet kütüphane yaptım. Gecemiz gündüzümüz çocuklarla ilgili. Çocuklarımız ve gençlerimizi mutlaka geleceği iyi hazırlamamız lazım. Avrupa Birliği ülkeleri ile gençler arasında birçok programlar var, bunu arttırılması lazım. Özellikle de yerel ve bölgesel yönetimler üyesi olarak söylüyorum. Belediyeler arasındaki değişim programlarına finans desteği başlatılmalı. Yerel yönetimlerin AB ile iş birliği süreci ve demokratik yönetişim konularının ele alındığı toplantıda verdiğimiz önemli mesajların, Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki diyaloğu güçlendirmesini ve geleceğe katkı sunmasını diliyorum. İnşallah sizleri Kayseri’de tekrar ağırlamak mümkün olur."
Denizli Kara meyve altın sıvıya dönüşüyor Denizli’de Ekim ayının ilk günlerinde üretici tarafından başlayan zeytin toplama çalışmaları Ocak ayının ortalarına dek devam ederken, Buldan Delice Zeytinyağı işletmesine getirilen zeytinler yaklaşık bir saat içerisinde altın sıvı olarak adlandırılan zeytinyağı haline getiriliyor. Denizli’de Ekim ayının ilk günlerinde üretici tarafından başlayan zeytin toplama çalışmaları Ocak ayının ortalarına dek devam ederken, Buldan Delice Zeytinyağı işletmesine getirilen zeytinler yaklaşık bir saat içerisinde altın sıvı olarak adlandırılan zeytinyağı haline getiriliyor. Çuvallar veya kasalara doldurulan geneli Gemlik türü zeytinler tartılarla ölçülerek zeytinyağı işletmesine teslim ediliyor. Zeytin hasadının yoğun bir şekilde devam ettiği bugünlerde zeytinyağı fabrikalarında hummalı çalışmalar gerçekleşiyor. "Üretim anlamında verimden memnunuz" Buldan Bozalan mahallesinde zeytin üreticiliği yapan Mehmet Ali Taşlı, bu yıl zeytin veriminin geçtiğimiz yılla oranla yaklaşık aynı durumda seyrettiğini dile getirerek, "Üretim anlamında verimden memnunuz. Zeytinlerimizi işleme tesisimize teslim ettik. Zeytin yüzyıllar boyu tarihte büyük önem arz etmektedir. Barışın ve bereketin simgesidir. Ege ve Akdeniz bitkisidir. Verimin artması için düzenli olarak halk arasında bordo bulamacı denilen bakır sülfat verilmesi halinde istenilen neticeyi alabiliyoruz. Bu işlemler düzenli periyotlarla uygulanırsa erken don olaylarına ve kurtla mücadelede etkili oluyor. Yapılan mücadele ile üreticimizin yüzünü güler. Kuraklıktan dolayı pek çok bitki ve hayvanın olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Devletimiz ve yardım kuruluşları tüm Türkiye’de etkili çalışmalar yürütüyor. Ülkemizde su havzalarının korunması gerektiğine inanıyorum" dedi. "Bu yıl zeytin veriminin çok iyi olmasından dolayı 5 ila 6 kilogram zeytinden 1 kilogram zeytinyağı elde ediliyor" 1 Ekim itibariyle üreticilerin topladıkları zeytini Delice Zeytinyağı işletmesine getirdiklerini dile getiren işletme çalışanı Duran İncekız; " Günlük 80 ton işleme kapasitesine sahibiz. Gelen zeytinleri temiz suyla yıkayarak kazana gönderiyoruz. Kazanda hamur kıvamına gelen zeytinler daha sonra yağı ve çekirdeği ayrılarak filtreleme işlemine geçiyor. Yapılan işlemlerin ardından kara meyve berrak bir şekilde altın sıvıya dönüşüyor. Müşterilerimiz gözleriyle görerek zeytinyağlarını teslim alıyor. Bu yıl zeytin veriminin çok iyi olmasından dolayı 5 ila 6 kilogram zeytinden 1 kilogram zeytinyağı elde ediliyor. Müşterilerimizi memnun etmek için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Üreticilerimize bereketli ürünler temenni ediyorum" diye konuştu.
Diyarbakır Acil tıp eğitiminde dijitalleşme çalışmasına uluslararası kongrede ödül Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil tıp uzmanı Dr. Ayhan Tabur, sağlık yönetimi alanında düzenlenen uluslararası bir kongrede önemli bir başarı elde etti. Dr. Tabur’un "Acil Tıp Eğitiminde Dijitalleşmenin Öğrenim Süreçlerine Katkısı ve Sanal Simülasyon" başlıklı çalışması, 16. Uluslararası Sağlık ve Hastane Yönetimi Kongresi kapsamında en iyi poster sunumu ikincilik ödülüne layık görüldü. Sağlık Akademisyenleri Derneği (SAD) ile Kuzey Karolina Pembroke Üniversitesi (UNC-Pembroke) iş birliğinde, Antalya’da düzenlenen kongrenin başkanlığını Prof. Dr. H. Seval Akgün ve Prof. Dr. Allen C. Meadors yürüttü. Kongrede sürdürülebilir sağlık sistemleri, dijital hastanelerin organizasyonu, yönetimi ve sağlık alanında finansal okuryazarlık gibi güncel konular ele alındı. Ödüle layık görülen çalışmada, acil tıp eğitiminde dijitalleşmenin öğrenme süreçlerine katkısı bilimsel veriler ışığında değerlendirildi. Özellikle sanal simülasyon uygulamalarının, acil servis ortamında karşılaşılan yüksek riskli ve hızlı karar verilmesi gereken klinik senaryoların eğitiminde önemli avantajlar sunduğu vurgulandı. Çalışmada, sanal simülasyonların hekimlerin klinik becerilerini geliştirdiği, ekip içi iletişimi güçlendirdiği ve hata yapma riskini azaltarak güvenli bir öğrenme ortamı sağladığı ifade edildi. Kongre kapsamında sunulan posterler bilimsel özgünlük, yöntemsel yeterlilik, yenilikçi yaklaşım ve sunum kalitesi gibi kriterler doğrultusunda jüri tarafından değerlendirildi. Yapılan değerlendirme sonucunda Dr. Tabur’un posteri, en iyi poster sunumu ikincilik ödülüne layık görülerek başarı belgesi ile ödüllendirildi. Ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda akademisyen, sağlık yöneticisi ve uygulayıcının katıldığı kongrede, sağlık hizmetlerinin geleceğinde dijital dönüşümün rolü kapsamlı biçimde ele alındı. Etkinlik, sağlık eğitiminde yenilikçi yaklaşımların paylaşılmasına ve disiplinler arası iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sundu. Dr. Ayhan Tabur, aldığı ödülün acil tıp eğitiminde dijital uygulamaların yaygınlaştırılması açısından önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu belirterek, bilimsel çalışmalarını sürdürmeye devam edeceğini ifade etti.
Osmaniye Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde turp mesaisi: Soğuk suyun içinde ekmek mücadelesi Osmaniye’de turp hasadıyla birlikte kadınların zorlu mesaisi devam ediyor. Tarladan gelen turplar, soğuk kış şartlarında yıkanarak torbalanıyor, ardından Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde turp işinde çalışan kadınlar, sabahın erken saatlerinde başladıkları mesailerinde suyun içinde çalışarak hem aile bütçelerine katkı sağlıyor hem de üretimin önemli bir parçası oluyor. Tarladan traktör römorklarıyla getirilen turplar, önce dökülüyor, ardından hortumlarla ve Savrun çayının soğuk sularında kadınların emeğiyle yıkanıyor. Tarladan gelen turplar, soğuk havaya rağmen kadınların özverili çalışmasıyla sürerken, yıkanan ve torbalanan turplar Türkiye’nin farklı şehirlerinde sofralara ulaşmaya devam ediyor. Bu işe yeni başlayanlar için işin zor olduğunu söyleyen Feride Kocaman, "Suyun içinde çalışıyoruz ama alışkın olduğumuz için bize zor gelmiyor. Normalde zor bir iş ama bilene kolay. Sabah 7.30 - 8 gibi başlıyoruz. Kamyon ne zaman dolarsa işimiz o zaman bitiyor" ifadelerini kullandı. Turpun tarladan sofraya uzanan yolculuğunu anlatan kadınlar, "Turp tarladan geliyor, burada suya dökülüyor, yıkanıyor. Biz de torbalama işlemini yapıyoruz. İstanbul, Ankara, Adana, Diyarbakır nereye istenirse oraya gidiyor. Biz de evde limonla, pul biberle tüketiyoruz, çok şifalı" diye konuştular. (MSL-