- 29 Eylül 2021 Çarşamba 16:04

“Kars Antlaşması’nın Tarihteki Önemi” konulu konferans

A
A
A
“Kars Antlaşması’nın Tarihteki Önemi” konulu konferans

Kars’ta “Kars Antlaşması’nın Tarihteki Önemi” konulu Uluslararası Konferansı düzenlendi.

Kars’ta “Kars Antlaşması’nın Tarihteki Önemi” konulu Uluslararası Konferansı düzenlendi.


Kars Belediyesi’ne ait Aynalı Köşk Konferans Salonu’nda Azerbaycan Başkonsolosluğu, Nahçıvan Devlet Üniversitesi ve Kafkas Üniversitesi’nce ortaklaşa düzenlenen konferans her iki ülkenin Milli Marşlarının okunmasıyla başladı. Konferansın açılış konuşmasını Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuri Guliyev yaptı. Nahçıvan Devlet Üniversitesi Rektörü Doç. Dr. Elburs İsayev ve KAÜ Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu da birer konuşma yaptı.


Son olarak söz alan Kars Valisi/Belediye Başkan Vekili Türker Öksüz, “135 günlük Rus kuşatması sonrasında Kars halkının kahramanca savunması sonucunda 29 Eylül 1855 günü Kars Zaferi’nin kazanılması nedeniyle Sultan Abdülmecid tarafından Kars’a Gazilik Madalyası verilişinin 166’ncı yılını kutluyor, bir kez daha tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı serhat şehrimiz Kars; sahip olduğu jeopolitik ve stratejik önem nedeniyle tarihi boyunca birçok kültür ve medeniyete beşiklik etmiş, bu medeniyetlere ait birçok tarihi ve kültürel eserlerin yanında bünyesinde barındırdığı eşsiz doğal güzellikleri ile adeta açık hava müzesi konumundadır” dedi.


Öksüz, “Kars, sahip olduğu ekonomik, kültürel, siyasi, stratejik değerlerinin yanı sıra, tarih içinde üstlendiği rollerle ülkemizin en önemli bölgelerinden biri olmuştur. Tarihi sayısız destanlarla bezeli Anadolu coğrafyası, dünyanın en pahalı topraklarıdır. Asya steplerinden yola çıkılarak, Ani’nin fethi ve Malazgirt Zaferi’nden bu yana binlerce yıldır her karışı için ağır bedeller ödenmiş bu topraklar, kan verilerek, can verilerek vatan yapılmıştır. 43 yıl Rus işgalinde kalan Kars, Doğu Cephesi komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın emrindeki kuvvetlerin 28 Ekim 1920’de harekete geçmesi ve 9’uncu Kafkas Tümeni’nin şehre girmesiyle, 30 Ekim 1920’de düşman işgalinden kurtarılmıştır. Kars’ın kurtuluşu, düşmana karşı top-yekün mücadele veren Türk halkına büyük moral olmuştur. Milli mücadele döneminin ilk zaferlerinden olan Kars’ın düşman işgalinden kurtuluşu, cumhuriyetimizin temellerinin atılmasındaki en büyük etkenlerden de birisi olmuştur. Kars, Birinci Cihan Harbinin Kuzey Kafkas cephesidir ve bu nedenle dağlarında, platolarında, bu kutsal topraklarda on binlerce şehidimiz yatmaktadır. 1.Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti tamamen yıkılma sürecine girmiş, bu süreçte Osmanlı Devleti bünyesinde bulunan milletlerin çoğu Osmanlı Devleti’nden ayrılarak kendi devletlerini kurmuştur. Bu süreçte 1918 -1921 yılları arasında Anadolu topraklarına yeni bir oluşum başlamış, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılmaya başlanmıştır. Bu geçiş sürecinde birçok devlet TBMM ile anlaşmalar yapmıştır. Bu anlaşmaların bir tanesi Kafkas devletleri ile yapılan Kars Antlaşması’dır” diye konuştu.


Öksüz, “1921 Türkiye ile Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Arasında Dostluk Antlaşması” başlığını taşıyan ve 13 Ekim 1920’de, bugün Valilik binası olarak kullandığımız binada imzalanan Kars Antlaşması, özellikle yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti için çevresindeki devletleri birbirine yakınlaştıran ve Türkiye’nin doğu sınırını korunmasında oldukça etkili olan bir antlaşmadır. Antlaşmaya göre Türkiye’nin doğu sınırı çizilmiş Doğu cephesi kapanmış, doğu sınırı ile ilgili herhangi bir sıkıntı kalmamıştır. TBMM’yi Doğu Cephesi’nde en çok uğraştıran Ermeni sorunu da ortadan kaldırılmıştır. Birbiriyle bağlantılı bir süreç sonunda imzalanan Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşmalarının, bugün “Ermeni Sorunu” ve bu çerçevede dillendirilen iddialarının cevaplandırması bakımından başvurulması gereken en temel hukuki kaynaklar olduğunu söyleyebiliriz. Şanlı bayrağımızı 101 yıl önce Kars Kalesi burçlarına diken yiğit ecdadımızın emaneti, emin ellerdedir ve biz Karslılar, ecdadın bırakmış olduğu kutsal mirasın yılmaz bekçileriyiz. Bağımsızlık ateşini 30 Ekim’de yakan hürriyet sevdalısı şehitlerimiz, Kars’ı vatan topraklarına katan kahramanlarımız emin olsunlar ki! Kars’ın kalesindeki ay-yıldız, dünya durdukça Türkiye’ye güneş gibi doğmaya devam edecektir. Vatanımızın selameti ve bekası için gazi olmuş, şehitlik mertebesine erişmiş kahraman vatan evlatları, aziz milletimizin gönlünde ve dualarında daima yaşayacaktır. Sözlerime son verirken Kars Antlaşması’nın 100’üncü yılı münasebetiyle Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu, Kafkas Üniversitesi ve Nahçivan Devlet Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği bu konferansın hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.


Konferans daha sonra oturumlarla devam etti. Konferans Nahçıvan Üniveristesi’nin Kars Antlaşmasının 100. Yılı dolayısıyla hazırlanan video gösterisiyle son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.