SPOR - 28 Nisan 2024 Pazar 09:27

Karslı bayan atletler milli takımda!

A
A
A
Karslı bayan atletler milli takımda!

Karslı bayan atletler Milli Takım’da ay yıldızlı formayla Avrupa Dağ Şampiyonası’nda Türkiye’yi ve Kars’ı temsil edecek.


27 Nisan 2024 tarihinde Siirt Eruh’ta düzenlenen Türkiye Dağ Şampiyonası ve Avrupa Dağ Şampiyonası Milli Takım Seçmelerinde Kars rüzgarı esti.


Şampiyonaya katılan bayan atletler aldıkları başarılı sonuçlarla Milli Takım’a katıldılar. Türkiye Dağ Şampiyonası ve Avrupa Dağ Şampiyonası Milli Takım Seçmelerinde katılan Zennure Güneş, U20 Bayanlarda 5 bin 900 metrede Türkiye 2’incisi olurken, Berivan Topuz ise Türkiye 4’üncüsü oldu. Alınan başarılı sonuçların ardından Güneş ve Topuz Milli Takım formasıyla Türkiye’yi atletizm şampiyonlarında yerini alacak.


Milli sporcular Zennure Güneş ve Berivan Topuz, Fransa’da 30 Mayıs-2 Haziran 2024 tarihleri arasında yapılacak olan Avrupa Dağ Şampiyonası’nda Kars’ı ve Türkiye’yi temsil edecek.



Karslı bayan atletler milli takımda!

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Murat Özkaya: “İstanbul’da oynayamazsak stadımız yapılana kadar Bursa ya da Eskişehir’de oynamak istiyoruz” Eyüpspor Başkanı Murat Özkaya, “Süper Lig’e çıkarsak Esenler Erokspor ile stadı ortak kullanabileceğimiz konuşulmuştu. Eğer İstanbul’da oynayamazsak Bursa ya da Eskişehir’de oynamak istiyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in yeni ekibi Eyüpspor’da Başkan Murat Özkaya, şampiyonluk kupasının alınmasının ardından İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. İlk olarak Süper Lig’e çıktıkları için mutlu olduklarını fakat orada kalıcı olmak istedikleri için ilk hedeflerinin yeni stat olduğunu söyleyen Özkaya, “Hayat şimdi başlıyor. Kalıcı olmak istiyorsak ilk işimiz bir stadımızın olması. Tesislerimiz çok iyi. Ama en büyük problemimiz stadımız ve bu stadı bitirmemiz gerekiyor. Eyüp halkı olarak bu stadı istiyoruz. Büyüklerimizin de takdirini bekliyoruz. Gelecek 5 yılı hayal eden, Avrupa’da mücadele eden bir Eyüpspor’un başarısı ve ülke futboluna hizmetini sürdürmesi için bu stada ihtiyacı var. En azından Eyüp halkının buna çok ihtiyacı var. Bizim projemiz var; çok amaçlı yaşayan bir stat. Biz sadece takdirini bekliyoruz” şeklinde konuştu. “İstanbul’da oynayamazsak stadımız yapılana kadar Bursa ya da Eskişehir’de oynamak istiyoruz” Süper Lig’e çıkmaları durumunda Esenler Erokspor’un stadını ortak kullanabileceklerinin daha önce konuşulduğu fakat olmazsa Bursa ya da Eskişehir’de maçlarını oynamak istediklerini aktaran Başkan Özkaya, “Birinci planımız stadı yapmak. İkinci planımızsa daha önce Esenler Erokspor ile konuştuğumuz şekilde Süper Lig’e çıkarsak orada oynamaktı. Daha önceden iş birliği anlaşmamız vardı. Stadı ortak kullanabileceğimiz konuşulmuştu. Eğer İstanbul’da oynayamazsak stadımız yapılana kadar Bursa ya da Eskişehir’de oynamak istiyoruz. Bursa ya da Eskişehir taraftarına, hangisi bizi kabul ederse onlarla birlikte Süper Lig’i orada yaşatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Daha önce kendisi ve Eyüpspor için koyduğu 5 yıllık hedefin tamamlandığını belirten Özkaya, “Ben 5 yıl öncesinde hedeflerimiz için 5 yıllık vade vermiştim. Şimdi o 5 yıl bitti, yeni bir 5 yıl başladı” sözlerini dile getirdi. “Arda Turan’ın gelişinin ayak izlerini seyrediyorsunuz” Son olarak Arda Turan’ın çok iyi bir teknik direktör olduğundan ve daha fazlasını başararak Türk futbolunu ileriye götüreceğinden söz eden Murat Özkaya, “Arda Turan Türk futboluna yıllarca hizmet etmiş, milli olmuş. Çalkantılı, yüksek, şiddetli, her türlü şekilde futbola ruhunu vermiş birinin gelişinin ayak izlerini seyrediyorsunuz. İnşallah bu ülke çok büyük bir teknik direktör kazanacak. Kendi ruhunu yansıtmaya devam ederse Türk futbolu onunla beraber çok ileri gidecek. Arda Turan’a sahip çıkın, birlikte Türk futboluna hizmet edelim” diye konuştu.
Aydın Hava sıcaklıkları mevsim normallerinde seyredecek Türkiye’nin en sıcak illerinden olan Aydın’da, yeni haftada hava sıcaklıklarının mevsim normallerinde seyretmesi beklenirken, en yüksek sıcaklığının 30 derece olacağı tahmin ediliyor. Aydın genelinde son günlerde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin altına düşerken Meteoroloji Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre yarından itibaren hava sıcaklıklarının mevsim normallerinde seyretmesi bekleniyor. Konu ile ilgili Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre hava sıcaklıklarının, il genelinde 13 Mayıs 2024 Pazartesi gününden itibaren artarak mevsim normallerinde seyredeceği tahmin ediliyor. Aydın’da en yüksek hava sıcaklığı, 15 ve 16 Mayıs tarihlerinde 30 derece olacak. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre Aydın’da 13 Mayıs Pazartesi günü hava sıcaklığı en düşük 14, en yüksek 29 derece olacak. Kentte gün boyunca parçalı ve çok bulutlu hava hakim olacak. 14 Mayıs Salı günü hava sıcaklığı en düşük 15, en yüksek 29 derece olacak. Kentte gün boyunca parçalı ve az bulutlu hava hakim olacak. 15 Mayıs Çarşamba günü hava sıcaklığı en düşük 14, en yüksek 30 derece olacak. Kentte gün boyunca parçalı bulutlu hava hakim olacak. 16 Mayıs Perşembe günü hava sıcaklığı en düşük 15, en yüksek 30 derece olacak. Kentte gün boyunca parçalı bulutlu hava hakim olacak.
Antalya Kursiyer olarak başladığı kursta, usta öğretici oldu Antalya’da 14 yıl önce boş zamanını değerlendirmek için kentin geleneksel Ormana’ya özgü unutulmaya yüz tutmuş “Gılamıklı Dokuma” kursuna katılan Hacer Parmaksız, zaman içinde kendini geliştirip usta öğretici olarak yeni kursiyerlere meslek öğretiyor. 2010 yılında Ormana ’da açılan yöresel Gılamıklı Dokuma kursu açıldığını ve burada kursiyer olarak katılarak dokumayı öğrendiğini anlatan Parmaksız, “2010 yılından bu zamana kadar sürekli olarak burada çalıştım ve yine kurslara devam ettim. Bu yıl ise ben iyi bir öğretici olduğumu düşünerekten usta öğretici belgemi aldım ve Halk Eğitim Merkezine müracaat ettim. İbradı Halk Eğitim Merkezi bana Gılamıklı Dokuma kursu açtı. Şu anda 17 kursiyerim var. Kursa yeni başladık. Yeni kursiyerlerim çok hevesliler. Bu sanatı öğreneceklerine inanıyorum. Bu dokuma gerçekten sevgi ve aşk isteyen bir meslek. Unutulmaya yüz tutmuş ve 300 yıllık geçmişi olan bir meslektir. Bu 300 yıllık geçmişi olan zanaatı öğrendik ve gençlerimize ve başkalarına aktarmaya gayret gösteriyoruz ve aktaracağız. Gerçekten çok güzel bir zanaat. Unutulmasın ve devam etsin diye uğraşı gösteriyoruz” dedi. “Başka bir bölgede yok” Türkiye genelinde Ormana Gılamıklı dokuma diye geçtiğini ve başka bir bölgede bu dokumanın olmadığını anlatan Parmaksız, “Bu Gılamıklı dokuma sadece Ormana’ da dokunuyor. Tezgahlarımız çalışıyor. Şu anda 5 tane tezgahlarımız var. Bu tezgahlar hayırsever vatandaşlar tarafından alındı. İnşallah tezgahlarımızı daha da çoğaltacağız. Türkiye’nin her yerinden siparişler alıyoruz. Öncesinde yöresel örtü olarak bayanların örtündüğü bir örtü olarak yapılıyordu. Sonradan ise biz bunu geliştirdik. Çalışmalarımızı masa örtüsü, şal, peştamal gibi birçok ürün üretiyoruz. Çalışmalarımıza her geçen gün yenilerini ekliyoruz. Glamıklı dokuma demek, kozadan üretilmiş ipekten yapılmış örtülerdir. Öncesinden yöremizde kadınların tesettür olarak örtündükleri geleneksel örtülerdir. Türkiye’de başka bir yerde dokunmuyor. Sadece Ormana’ya özgüdür. Bu örtülerimiz 300 yıllık bir geleneğin ürünüdür” diye konuştu. “300-1000 TL arasında satışa sunuluyor” Parmaksız, “Fiyatlarımız ürün çeşitlerine göre 300 TL den başlayıp bin liraya kadar satıyoruz. Arkadaşlarımız bu işi hem severek yapıyorlar, hem de unutulmaya yüz tutmuş sanatımızı yaşatıyoruz. Hem siparişler alıyoruz, hem de yöremize gelen turistlere yerinde satışlar yapıyoruz. Aile bütçemize ise katkı sağlıyoruz” dedi. “Ürün çeşidine göre dokuma değişiyor” Tezgahlarda bir problem olmazsa, iplikler kırılmazsa bir saatte bir metre dokuma yapabildiklerini söyleyen Parmaksız, “Tabi ki bunu usta kişiler yapabiliyor. Yeni kursiyerlerin yapması imkansız. Zamanla kursiyerlerde ustalaştıkça onlarda yapacaklar. Dokumanın üerinde örnek koyarsak bir günde ancak bir parça çıkar. Bazı parçalarımız ise 3-4 gün sürebiliyor. İpek dokuma ise daha zor dokunuyor. Yavaş ilerliyor. Çünkü çok dikkat ister” şeklinde konuştu. “4 yıl önce kursa katıldım” Kursiyerlerden Hülya Kocakulak, 4 yıl önce dokuma kursuna katıldığını söyledi. Dokumayı öğrendikten sonra kursları bırakmadığını ve halen devam ettiğini söyleyen Kocakulak, “4 yıldır vakit buldukça zamanımın çoğunu dokumada geçiriyorum. İlk etapta dokumaya halk eğitim kursu diye başladık. Fakat sonradan bu dokuma farklı yönlere gitti. Bizim ananelerimiz, babaannelerimiz Ormana’da bulunan 2 katlı düğmeli evlerin alt katlarında kendi imkanları ile kurdukları tezgahlarda dokumalarını yaparlarmış. Ormana’nın kendine özgü dokumanın adi gılamık dokuma yani ipekten dokuma yaparlarmış. Pijamalarını, içliklerini kendileri dokurlarmış. Zaman içerisinde teknoloji ilerleyince dokuma bitme noktasına gelmiş. Tezgahlar kırılıp yakılmış. Bu dokuma sanatı da unutulmaya yüz tutmuş bir sanat olarak günümüze taşındı. Çok az kişi bu sanatı biliyordu. Halk Eğitimin açtığı kurslar ile bizde bu kursun öğrencisi olduk. Bu dokumayı öğrendik. Unutulmaya yüz tutmuş 300 yıllık bu geleneği bizde yaşatmaya çalışıyoruz. Dokuma unutulmaya yüz tutmuş bir sanat. Bizde bu sanatın birer sanatçısıyız. Yaptığımız dokumalarda bizim eserlerimiz oluyor. Herkesin kendine özgü bir eseri var. Bizden sonraki nesillerinde bu sanatı sürdürmesini istiyoruz” diye konuştu. “Saat ustasıydım” Kursiyerlerden Nejla Parmaksız 3 yıldır dokuma sanatı ile ilgilendiğini ve çok severek yaptığını söyledi. Her geçen gün dokumayı daha da geliştirdiğini ve başardığına inandığını anlatan Parmaksız, “Kendimi her geçen gün daha da geliştiriyorum. Zaten öğrenmenin sınırı yok. Sanatta bir iş bitti denilmez. Kendi asıl mesleğim saat tamir usta öğreticisiyim. Yaklaşık 15 yıl bu işi yaptım. Pandemi döneminde tamamen Ormana’ya yerleştik. Burada saat tamiri işini gerçekleştiremeyeceğimden kendime bir uğraş aramaya başladım. Bir anda kendimi dokuma atölyesinde buldum. Hocalarımız bana büyük destek verdiler. Şu anda kursa gelmek isteyen birçok kursiyer var. Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarını geliştirmek için elimizden gelen her türlü desteği vermekten de mutluyuz. İyi ki dokuma var. Burada olmaktan dolayı çok mutluyum” dedi.
Yalova Anaokullu motokrosçu Uras Alp, yarışlarda şampiyonluk kovalıyor Yalova’da erken yaşlarda bisiklet sürmeyi öğrenmesinin üzerine motokros sporuna yönlendirilen 6 yaşındaki anasınıfı öğrencisi Uras Alp İşler, katıldığı profesyonel yarışlarda şampiyonluk kovalıyor. 1 yaşında yürümeye, 2 yaşında denge bisikletine binerek sürmeye başlayan Uras Alp, 4 yaşında da tek başına ustaca bisiklet sürmeye başladı. Uras’taki bu yeteneği fark eden babası, çocuğunu motor sporlarına yönlendirdi. Kocaeli’nde bulunan bir kulüpte 5 yaşında motokros sporuna başlayan Uras Alp, geçtiğimiz yıl 2 yarışmada boy gösterdi. Bu sezon yarışlarında iddialı şekilde hazırlanan Uras Alp İşler, kendinin 2 kat ağırlığındaki 50 kiloluk motorla çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Uras’ın babası Alper İşler, çocuğunun bu yönde yetenekli olduğunu gözlemlediklerini belirterek, "Uras’ın erken yaşlarda bisiklet sürmeye başlaması, motosiklete devamına neden oldu. Motosikleti bir deneyimlemek istedik ve deneyimledik. Motosiklete de başarılı olunca yarışlara katılmaya karar verdik. Bu geçen sezon mevsimsel nedenlerden dolayı 2 yarışa katılabildik. Bu yıl yeni bir sezon başlıyor. 19 mayısta Afyonkarahirsar’dayız. İyi yarışıyoruz ama tek eksiğimiz var, parkurumuz yok. Yalova’da parkur problemimiz var. Ona rağmen çalışmalara devam ediyoruz. İnşallah Yalova’yı iyi bir şekilde temsil edeceğimizi düşünüyoruz" dedi. "Motor sürmek tehlikeli değil, ekipman kullanmadan binmek tehlikeli" Uras’ın çok istekli olduğuna değinen İşler, çocuğunun başarılı olacağına inançlarının tam olduğunu söyledi. Motor sporlarının maliyetli bir spor dalı olduğunu kaydeden İşler, çocuğun gelişimi adına ise çok faydalı olduğunu anlattı. Motor sürmenin tehlikeli olmadığına vurgu yapan Alper İşler, "Motor kullanmayan çocuklardan daha farklı reaksiyonlar alabiliyoruz Uras’ta. Motor sürmek tehlikeli değil. Ekipmansız motora binmek ve bu işi amatörce yapmak, kask, ekipman kullanmadan binmek tehlikeli. Trafikte kullanmak çok tehlikeli. Parkurda, hocalarla, bu işi bilen insanlarla yapmak kesinlikle tehlikeli değil, çok fazla da güvenli. Motor sporlarında motokros başlangıç kısmı, temel kısmı. Motokrostan sonra kendi düşünceleriyle ne yapmak istediğine karar verecek" ifadelerini kullandı. Minik motor sporcusu Uras Alp İşler ise Afyon’da dereceye girmek istediğini kaydetti. Yalova’da parkurunun olmamasından dolayı zorluk çektiğini söyleyen Uras Alp, "Keşke Yalova’da parkur olsaydı, insanlar cadde sürmeseydi, parkurda sürseydi. Yalova Türkiye birincisi olurdu" dedi. Minik motokrosçu koruyucu ekipmanlarının önemine vurgu yaptı.