ASAYİŞ - 08 Aralık 2025 Pazartesi 16:17

Kars’ta 5 yıl hapis cezası bulunan 1 kişi yakalandı

A
A
A
Kars’ta 5 yıl hapis cezası bulunan 1 kişi yakalandı

Kars’ta hakkında kesinleşmiş hapis cezası bulunan 1 kişi jandarma ekiplerince yakalandı.


Kars İl Jandarma Komutanlığı’nca, aranan kişilerin yakalanmasına yönelik yapılan çalışmalar sürüyor. Jandarma ekipleri, hakkında "Sayı ve Nitelik Bakımından Vahim Olan Silah veya Mermileri Satın Alınması Taşınması Bulundurulması " suçundan 5 yıl hapis cezası ile arama kararı bulunan 1 kişiyi saklandığı yerde yakaladı.


Yakalanarak İl Jandarma Komutanlığı’na getirilen şüpheli sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak Ceza İnfaz Kurumuna teslim edildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Dünyanın en büyük 6. otel yangını faciasında gerekçeli karar açıklandı Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de 78 kişinin hayatını kaybettiği, 137 kişinin de yaralandığı yangına ilişkin davada, mahkeme heyeti gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, sanıkların "yangın güvenliği eksikliklerini bilerek giderme yükümlülüğünü yerine getirmedikleri" ve "olursa olsun" kastıyla hareket ettikleri vurgulandı. Ayrıca kararda otel yönetiminin, "Misafirlere haber vermeyin, personeli uyandırın, yangını söndürün" şeklinde talimat verdiği de belirtildi. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan 406 sayfalık kararda, yangın anında "altın zaman" olarak nitelendirilen sürenin misafirleri kurtarmak için kullanılmadığı belirtilerek, "Yangın anında ’altın zaman’ olan sürenin otelde konaklayan misafirleri kurtarmak için kullanılmadığı anlaşılmakta. Sanıkların birden fazla kusurlu eylemleri sonucunda meydana gelen neticenin sanıklar tarafından gerçekleşmeyeceğinden veya istenmeyeceğinden bahsedilemeyeceği, bununda ötesine geçilerek bilinçli taksir unsurlarının aşıldığı" ifadelerine yer verildi. "Olası kastla sorumlu oldukları kabul edilmiştir" Ayrıca kararda, sanıkların öngörülen muhtemel neticeyi önlemek adına hiçbir tedbir almadığı, alınması için gerekli eylemlerde bulunmadığına dikkat çekilerek, "Yangına ilişkin eksikliklerin tespitine ve bilmelerine rağmen kasti eylem ve işlemlerle iptalini sağlayarak sanıklar tarafından öngörülen muhtemel neticenin ’olursa olsun’ kastıyla hareket edilerek vahim nitelikteki objektif olarak öngörülebilir ve önlenebilir neticenin ortaya çıkmasından, sanıkların ’olası kastla’ sorumlu oldukları kabul edilmiştir" denildi. Eksikliklere rağmen sorunlar giderilmedi Otelde hayati öneme sahip yangı güvenliği sistemlerinde ciddi eksikliklerin bulunmasına rağmen bunların giderilmediğinin bildirildiği kararda, tahliye çıkışlarının, acil aydınlatma ve yönlendirme levhalarının, elektrik tesisatı ile paratonerin yetersiz olduğu; sprinklerin bulunmadığı, yangın algılama ve alarm sistemlerinin çalışmadığı, duman tahliye sisteminin ve yangın kapılarının mevzuata uygun olmadığı vurgulandı. Ayrıca iş sağlığı ve güvenliği uzmanı çalıştırılmadığı ve personele yangın eğitimi verilmediği tespitlerine de yer verilerek, bu durumun riskin büyümesine neden olduğu aktarıldı. "Misafirlere haber vermeyin, personeli uyandırın, yangını söndürün" talimatı Kararda, sanıkların yıllardır yönetiminde bulundukları aile şirketine ait otelde yangın güvenliğiyle ilgili eksiklikleri bilerek gidermedikleri, masraflı olduğu gerekçesiyle iyileştirmeleri yapmadıkları, buna rağmen otel faaliyetini sürdürerek misafir kabul ettikleri belirtildi. Oteldeki yangın söndürmeyle ilgili eksiklikler, hatalı asansör ve merdiven yapısı, gaz tahliye sistemi gibi unsurların yangın eğitimi olmayan personelle birleşince yangın başlangıcındaki hayati-kritik dakikalar boşuna harcanarak felaketin boyutunun büyümesine sebep olduğu da dile getirildi. "Yangını ilk öğrenen olmalarına rağmen misafirleri uyarmadılar" Kararda, yönetim kurulu üyeleri Halit Ergül, Emine Ergül, Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu’nun, otelin tüm karar süreçlerinde etkin oldukları, yangın güvenliği denetiminde tespit edilen eksiklikleri "iptal ettirmeye" çalıştıkları ve olay günü yangını ilk öğrenen kişiler olmalarına rağmen misafirleri uyarmadıklarına da dikkat çekildi. Yine kararda, sanıkların turizm sektöründe deneyimli, eğitimli kişiler olmaları dolayısıyla bu riskleri öngörebilecek durumda oldukları, buna rağmen gerekli önlemleri almayarak olası bir yangında faciaya yol açabilecek sonuçları bilerek göze aldıkları bildirildi. "Otelin faaliyetine devamını sağlayarak ölümlere sebep oldular" Mahkeme heyeti, otel yönetiminin yangın sırasında personele, "Misafirlere haber vermeyin, personeli uyandırın, yangını söndürün" şeklinde talimat verdiğinin belirlendiğini de kaydetti. Kararda, sanıkların bilinçli taksir sınırını aşarak olası kastla hareket ettikleri, yangına ilişkin eksiklikleri kasti olarak gizledikleri ve otelin faaliyetine devamını sağlayarak ölümlere sebep oldukları sonucuna varıldı. Sanıkların "Bilmiyorduk" savunması inandırıcı bulunmadı Gerekçeli kararda, Grand Kartal Otel’de çıkan yangının, can kaybı bakımından dünyada kayıtlara geçmiş 6. büyük otel yangını olduğu da hatırlatılarak, sanıklardan bazılarının yangın sırasında kendi odalarını terk edip kimseyi uyarmadan otelden ayrıldıklarının kamera ve HTS kayıtlarınca da tespit edildiği aktarıldı. Kararda, sanıkların "Bilmiyorduk" şeklindeki savunmalarının inandırıcı bulunmadığı, bu sebeple "1. derece asli kusurlu" oldukları ve üzerlerine atılı "olası kastla öldürme" suçunu işlediklerinin sabit olduğu ifade edildi. Tüm bu unsurların bir arada değerlendirildiği, olayın "yangının sonuçlarının ağırlaşmasına neden olan ihmaller zinciri"nin sonucu olduğuna hükmedildiği, cezaların da bu tespitler doğrultusunda verildiğine vurgulandı. Mahkeme kararı 31 Ekim’de görülen davanın duruşmasında, tutuklu sanıklar otelin sahibi Halit Ergül, şirketin yönetim kurulu üyeleri Emine Murtezaoğlu Ergül, Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu, otel müdürü Zeki Yılmaz, Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir, otelin muhasebe müdürü Kadir Özdemir, Grand Kartal Otel’in Genel Müdürü Emir Aras, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve itfaiye eri İrfan Acar, 34 çocuğa karşı "Olası kastla öldürme" suçundan 34’er kez müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Aynı sanıklara yangında yaşamını yitiren 44 yetişkin yönünden 44’er kez "Olası kastla öldürme" suçundan 24 yıl 11’er ay hapis cezası verilmişti. Diğer sanıklara verilen cezalar Mahkeme heyeti, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan yargılanan otel muhasebe personeli Cemal Özer ve Mehmet Salun’u 22 yıl 3’er ay, LPG tesisat bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen ile İş Güvenliği Uzmanı Kübra Demir’i 21 yıl 4 ay 15’er gün hapis cezasına çarptırmıştı. Heyet; mutfak personeli Reşat Bölük, teknik görevliler Tahsin Pekcan ve Hüseyin Özer, denetim şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ve çalışanı Aleyna Beşinci, kafe işletmecileri İbrahim Polat ve İsmail Karagöz, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, eski Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel ile Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan’a 21’er yıl, teknik personel Bayram Ütkü’ye 18 yıl, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin’e ise 12 yıl hapis cezası vermişti. 3 sanık beraat etmişti Sanıklar Faysal Yaver, Ece Kayacan ve Enver Öztürk’ün beraatine hükmeden mahkeme, hapis cezası alan İbrahim Polat ve İsmail Karagöz’ün tutuklanmasını, Doğan Aydın hakkında ise "konutu terk etmeme" şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasını kararlaştırmıştı. Öte yandan, yangında ölen 44 yetişkin yönünden "olası kastla öldürme" suçundan ceza alan 11 sanığa, ayrıca "olası kastla yaralama" ve "olası kastla mala zarar verme" suçlarından da değişen oranlarda hapis cezası verilmişti.
İstanbul Tuzla Kariyer Fuarı kapılarını açıyor: 26 firma, 607 iş gücü talebini duyuracak İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Tuzla Bölgesel İstihdam Ofisi ile Tuzla Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği Tuzla Kariyer Fuarı, 11 Aralık 2025 Perşembe günü Tuzla Sahil Tören Alanı’nda kapılarını açmaya hazırlanıyor. Saat 10.00 ila 16.00 arasında ziyaretçilerini ağırlayacak fuar, Türkiye’nin önde gelen özel sektör firmalarını iş arayanlarla doğrudan buluşturacak. Bu yıl Tuzla Kariyer Fuarı’nda 26 firma, 81 ilan üzerinden toplam 607 kişilik iş gücü talebini duyuracak. Beyaz yaka pozisyonlarda 82 kişilik ayrı bir kadro bulunurken, firma temsilcisi sayısının 64-70 arasında olması bekleniyor. Perakende, lojistik, üretim, teknoloji, güvenlik ve sağlık sektörlerinin önde gelen şirketleri fuarda geniş bir istihdam yelpazesi sunacak. THY, DO & CO, Bim, Koton, Gratis, Amazon Turkey, RMK Marine, Arçelik LG, Ajax Turkey, Kent Gıda ve birçok önemli firma fuar süresince yüzlerce pozisyon için başvuru alacak. Yeni katılımcılar harekete geçti Bu yıl fuara katılan iki büyük şirket dikkat çekiyor. Anadolu Grup; kaynak personeli, boyacı, kalite kontrol mühendisi ve satış sorumlusu gibi pozisyonlar için 16 kişilik istihdam planlıyor. Turocas Grup ise elektrik teknikeri, insan kaynakları uzmanı, mühendislik kadroları, yönetici asistanı ve depo sevkiyat personeli gibi çok yönlü alanlarda işe alım yapacağını açıkladı. "Gençlerimizin fırsat eşitliğine erişmesi için çalışıyoruz" Tuzla Belediye Başkanı Eren Ali Bingöl, fuarın bölgesel istihdama katkısına dikkat çekerek şunları söyledi: "Üretimin ve emeğin merkezi olan Tuzla’da hayata geçirdiğimiz fuarla hem gençlerimizin hem de iş arayan tüm komşularımızın fırsat eşitliğine erişmesini hedefliyoruz. Firmalarla vatandaşlarımızı doğrudan buluşturarak istihdamı güçlendiriyor, Tuzla’nın ekonomik dinamizmini büyütüyoruz. Amacımız, hiç kimsenin iş arama sürecinde yalnız hissetmemesi. Bugün burada sunulan yüzlerce iş fırsatı, Tuzla’nın geleceğine yapılmış önemli bir yatırımdır. Bölgesel istihdamı güçlendirmeye yönelik iş birliği için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne de teşekkür ediyorum." Fuar, iş arayanlarla firmalar arasında doğrudan iletişim kurma imkânı sunarak hem bölgesel istihdama hem de nitelikli iş gücü arzına katkı sağlamayı hedefliyor. Tüm adaylar, Tuzla Kariyer Fuarı’na ücretsiz olarak katılabilecek.
Nevşehir Belediye başkanının sopayla gençleri dövdüğü iddia edildi Nevşehir’in Derinkuyu ilçesine bağlı Yazıhüyük beldesinde bir halı saha maçı sonrası yaşanan olayda, CHP’li Yazıhüyük Belediye Başkanı Birol Demirdelen’in misafir oyuncuları sopayla darp ettiği iddia edildi. Olay anına ilişkin cep telefonu görüntüleri ortaya çıktı. Alınan bilgiye göre, Niğde’ye bağlı Kildere beldesinden bir grup genç, halı saha maçı yapmak üzere Yazıhüyük beldesine geldi. Maçın ardından iki grup arasında tartışma çıktığı, kavganın büyümesi üzerine bazı kişilerin halı sahanın yanındaki kafeteryada bulunan bir odaya kilitlendiği öne sürüldü. İddiaya göre, olay yerine gelen CHP’li Yazıhüyük Belediye Başkanı Birol Demirdelen, zabıta ekiplerine kapının açılması talimatını verdi ve içeride bulunan misafir oyuncuları sopa ile darp etti. Darp edilenlerden birinin ilk müdahalenin jandarma tarafından yapılarak hastaneye sevk edildiği, ardından ambulansın da olay yerine çağrıldığı bildirildi. Yaşadıklarını anlatan Yasin Şahin, "Geçtiğimiz Cuma günü Yazıhöyük kasabasına halı saha maçına gittik. Yazıhöyük Belediye Başkanı daha önceden tasarlayarak ve planlayarak bizi darp etti. Kardeşimin kaburga kemikleri ve burnu kırıldı. Benim de burnum, elmacık kemiğim ve parmaklarım kırıldı. Vücudumun birçok yerinde et ezilmesi var" dedi. Belediye başkanının kendilerini soyunma odasına kilitlediğini iddia eden Şahin, "Yaklaşık 50 -60 kişilik grubu içeri alarak ‘bunları öldürün, sağ çıkartmayın’ diye talimat verdi. Olay yerine jandarma ekipleri ulaşmamış olsaydı, bizi orada öldüreceklerdi" diye konuştu. Yazıhöyük Belediye Başkanı Birol Demirdelen de sosyal medya hesaplarından yazılı bir açıklama yaparak, kendisine karşı itibar suikastı yapıldığını savundu. Demirdelen, "Olayı yatıştırmak için oraya gittim. Benim girmem esnasında arkamdan kalabalık bir grup kapıyı zorlayarak içeri girdi. Kalabalığın içinde elinde sopa olan birisinin elinden sopayı aldım. Kamuoyuna sunulan görüntülerden dolayı suçlanmamı kabul etmiyorum. Bütün gayret ve mücadelem olayın büyümemesi içindi" dedi.
Ankara Öğretmene ve akrana şiddeti uzmanı değerlendirdi Uzman eğitimci ve yazar Şemsettin Ceran, okullarda öğretmene şiddet ve akran zorbalığına karşı çözüm önerilerini sunarak, "Birinci defa suç işlendiği zaman verilecek ceza çözüm değil. Bu yüzden ben okul disiplin kurulunun kaldırılmasını ve onun yerine değerlendirme kurulunun kurulmasını öneriyorum" dedi. Uzman eğitimci ve yazar Şemsettin Ceran, geçtiğimiz günlerde Ankara’da ve İstanbul’da okullarda yaşanan akran zorbalığı ve öğretmene şiddet konularına değindi. Ceran, Ankara’da bir lisede öğretmenleriyle dalga geçen ve saygısızca davranışlarda bulunan öğrencilerin ve İstanbul Erkek Lisesi’nde bir grup öğrencinin, 9. sınıf öğrencilerini okul kampüsündeki yatakhanede darp etmesi üzerine İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. Ceran, okullarda öğretmene şiddet ve akran zorbalığının vahim duruma ulaştığını, sorunun sadece liselerde değil, ortaokullarda da yaygınlaştığını belirtti. Bu iki konunun çözülmediği sürece okullarda eğitim öğretimin sağlıklı yürütülmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Ceran, öğretmenine hakaret eden, akranlarına zorbalık yapan çocukların, hayatı gırgır, şamata ve şov olarak gören, değerlerinden uzak, ruhsuz kimseler olduğunu ifade etti. ’Mevcut Ortaöğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliği’nin öğrencileri bu tarz eylemlerinden caydıracak, farkındalık kazandıracak durumda olmadığının da altını çizen Ceran, cezaların ceza olmadığını, tam aksine bir ödül niteliğinde olduğunu vurguladı. Ceran, suça karışmaya meyilli öğrencilerin mizaçları gereği, yine okulda ve çevresinde arkadaşlarını rencide etmeye devam edeceklerini ifade etti. Ceran, mevcut disiplin cezalarının bu sıkıntıların çözümü olmadığını, bunun yerine bu suçları işleyen öğrencilere farkındalık kazandıracak, rehabilite edecek, onları hayatın gerçekleriyle tanıştıracak yeni uygulamaların getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. "Mevcut sistem sadece ceza veriyor" Uzman eğitimci ve yazar Şemsettin Ceran, okullarda suça karışmış öğrencilere verilen cezaların caydırıcı olmadığını ve bu cezaların sadece ’ceza’ olarak kaldığını belirterek, "Disiplin kurulları, soruna karışan öğrencilere gerekli cezaları veriyor. Ancak mevcut sistem sadece ceza veriyor. Diyelim ki kınama cezası veriyor, okuldan uzaklaştırma cezası veriyor. Ya da okul değişikliği cezası veriyor. Ama bu cezalar maalesef öğrenci için bir ödül niteliği taşıyor. Çünkü artık bu cezayı alan öğrenciler, arkadaşları içinde mimleniyor. Kabadayı ve elebaşı konumuna geçiyor ve ona daha da fazla zarar veriyor. Bundan dolayı benim teklifim çok farklı. Artık birinci defa suç işlendiği zaman verilecek ceza çözüm değil. O halde ne yapmamız gerekiyor? Bunun için ilk olarak çocuğun suçunu değerlendirmek lazım. Bu yüzden ben okul disiplin kurulunun kaldırılmasını ve onun yerine değerlendirme kurulu kurulmasını öneriyorum. Değerlendirme kurulunda bu tarz öğrenciler geldiği zaman onlara ilk önce ceza vermemek lazım. Öncelikle öğrenciler, değerlendirme kurulunda 3 farklı seçenekle karşı karşıya kalacak. Eğer öğrencinin psikolojik sorunları varsa psikiyatristlere gidip tedavi olunması istenecek. Öğretmene şiddet ya da arkadaşına şiddet uygulamışsa ya da akranına zorbalık yapmışsa bu tarz hareketler yapan öğrencileri de uygulama merkezi dediğimiz merkezlere gönderilecek. Burada farkındalık kazanacak, kişilik bulmaya çalışacak ve bir şekilde uyum sağlamasını öğrenecek. Eğer çocuk ondan sonra yine aynı hareketleri yapmaya devam ederse, o zaman da çocuğun örgün eğitimi ile ilişiği kesilecek" diye konuştu. "Öğrenciler rehabilite edilecek, tedavi edilecek ve ondan sonra okula gelecek" Okullarda suça karışmış öğrencilerin topluma kazandırılması için çeşitli yerlerde sosyal projelere katılmasını sağlamayı hedeflediklerini vurgulayan Ceran, "Öğrenciler rehabilite edilecek, tedavi edilecek ve ondan sonra okula gelecek. Mesela yaşlı bakım evleri. Suça karışan çocuk 10-20 gün yaşlı bakım evlerinde yaşlılara hizmet edecek. Onların psikolojisini, onların geldiği noktayı, kendisinin de en son oraya geleceğini farkında olması için kendine bir farkındalık oluşturacak ya da hastanelerin onkoloji ve psikiyatri bölümünde hastalarla ilgilenecek, hayatı anlayacak. Kendisinin de bir gün oralara düşebileceğini, orada da insanların yaşadığını, yani kendisinin bu şekliyle kalmayacağını, yaşlanacağını idrak edecek. Bir diğeri de özel eğitim okullarıdır. Özel öğrencilerimiz, güzel yavrularımız var. Onlarla beraber vakit geçirmelerini, onlarla arasındaki şeyin ne olduğunu, duygusal bir bağ kurmasını, insan olmasını hatırlatacağız. İşin özü bu. İnsan olmasını, şuurlu bir insan olmasını, değerlere saygılı bir insan olmasını, erdemli bir insan olmasını öğreteceğiz. Bir de bu süreçte mutlaka Türk tarihini, Orta Asya’dan başlayıp günümüze kadar olan Türk tarihini okumasını öneriyoruz. Eğitim evde başlar ama maalesef velilerimiz bazen duyarsız kaldıkları için, sosyal medyaya daldıkları için, çocuklar da sosyal medyaya daldıkları için evde bir ilgisizlik söz konusu. Bu da maalesef aile hayatımızı olumsuz yönde etkiliyor, iletişimi olumsuz yönde etkiliyor" şeklinde konuştu.