GENEL - 06 Ocak 2019 Pazar 18:52

Profesör Kavukcu ilginç performansı ile Sarıkamış’ı anlattı

A
A
A
Profesör Kavukcu ilginç performansı ile Sarıkamış’ı anlattı

Kars’ın Sarıkamış ilçesindeki Allahuekber Dağlarında düzenlenen şehitleri anma programına katılan Prof.

Kars’ın Sarıkamış ilçesindeki Allahuekber Dağlarında düzenlenen şehitleri anma programına katılan Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, ilginç performansı ile Sarıkamış olayının masumiyetini anlattı. Bölge ikliminin zorlu koşullarını içinde ateşin de yer aldığı enstalasyona boyayla müdahale ederken, kendisine de dışarıdan boya ile müdahale edilerek bir anlatım dili oluşturan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı ve Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, bu kez Allahuekber dağlarında ilginç bir çalışmaya imza attı. Törenlerin yapıldığı deniz seviyesinden 2 bin 800 metre yükseklikte binlerce kişinin izlediği sanatı ile büyüleyen Kavukcu şunları söyledi:


"Tarihimizde önemli bir yer tutan ve toplumu derinden etkileyen Sarıkamış olayı için çağdaş sanat dili ile bir enstalasyon ve performans gerçekleştirdim. Sarıkamış, insanı derinden etkileyen bir trajedi. Tarihimizde önemli bir yeri olan bu savunma öyküsünün binlerce kahramanı var. Binlerce hayat burada son bulmuş, dünyanın en masum ölümleri burada yaşanmıştır. Özellikle de bu savunmada masumiyet simgesi haline gelmiş bir durumun dile getirilmesi önem arz etmektedir. İnsanın, öyküsünü dinlerken bile üşüdüğü Allahuekber Dağları’nın soğuğunda doğaya karşı verilen bir mücadele. Bu mücadelede karşı karşıya gelmiş iki ordu. Soğuktan üşümüş donmuş bedenler. Üşüse de donsa da kırmızı sımsıcak bir ateşin içinde. Tarihin seyrini değiştirmiş, Türkiye ve Rusya’nın günümüzdeki sınırlarını çizmesini sağlamış bir mücadele. On binlerce şehidimizin olduğu bu karşılaşmada, ölen masum insanların anısına her yıl gerçekleştirilen geleneksel yürüyüş etkinliği içerisinde hem şehitlerimizi anmak hem de bu Sarıkamış olayına dikkat çekmek için bir performans sergiledim. Bu performansta insan karşısında doğanın gücünü bir kez daha anlamamızı sağlamış Sarıkamış olayı, buz ve soğuk ile sıcak ve ateşin de bir birleşimidir. Bu vahim olayda can vermiş insanlar soğuğu hissettiği kadar bir ateş çemberi içinde sıcağı da hissetmişlerdir. Buradan hareketle doğanın insan üzerine adeta bir ölüm gibi çöktüğü Sarıkamış olayı için bir ateş çemberi oluşturup, ateş ve soğuğun aynı anda zıtlık oluşturduğu bir kompozisyon kurguladım. Çağdaş bir sanat dili ile gerçekleştirilen çalışmada doğa ve iklim koşullarının zorluğunu, çekilen acı ile bugün hissedilen hüznü birleştirmeye çalıştım" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Dayıdan yeğenlerine bakırcılık mirası Gaziantep’te Bakırcılar Çarşısı’nda 22 yıldır Turistlik El Sanatları Bakır ustalığı yapan Gökhan Bilici, 4 küçük yeğenine el sanatlarının püf noktalarını öğretiyor. Geleneksel bakırcılık sanatını gelecek nesillere taşıma misyonuyla hareket eden Bilici, bu zanaatın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kültür mirası olduğuna inanıyor. Çocukların her biri, dayılarının yanında hem eğleniyor hem de bakırı şekillendirmenin inceliklerini öğreniyor. Gaziantep’in tarihi çarşısında, bu 4 genç çırak, bakırcılık sanatının inceliklerini öğrenirken, aynı zamanda bu mesleğin geleceğini de şekillendiriyorlar. “Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir iş yapıyoruz” Bakırcılık sanatının hiçbir zaman ekonomik sıkıntı yaşatmayacağını söyleyen Bilici, “Turistlik El Sanatları Bakır ustasıyım. 22 yıldır bu işi yapıyorum. İşimi severek yapıyorum. Yeğenlerimde benimle birlikte çalışıyorlar. Bana yardımcı oluyorlar. Yeğenlerim yaklaşık 5 - 6 yıldır benimle çalışıyor. Mesleğimiz iyi bir meslek. Hiçbir zaman bizi aç susuz bırakmayacak bir meslek yapıyoruz. Fakat temelden eleman yetişmiyor. Mecbur biz yeğenlerimizi, çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeğenlerimde severek yapıyor işini. Zaten bir işi severek yapmazsan ondan bir verim alamazsın. Biz burada çaydanlık, sürahi, cezve ve ayran bardağı gibi birçok şey yapıyoruz” dedi. “Meslekler bir altın bileziktir” Meslek öğrenmenin gelecekte avantaj oluşturacağına değinen Bilici, “Bu mesleğin ölmemesi için herkesin kendi çocuğunu tüm meslek dallarında bir işe başlatmalı. İlerleyen zamanlarda esnaf olarak mesleğimiz ölmek durumunda. Biz son aşamasındayız. Belki bundan 5 yıl sonra hiç eleman yetişmeyecek. Okuyan kişinin mesleği oluyor. Eğer okumazlarsa ellerinde bir meslek olması onlar için gelecekte avantaj olur. Meslekler bir altın bileziktir” şeklinde konuştu. “12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum” Henüz 18 yaşında olmasına rağmen 12 yıldır çıraklık yaptığını söyleyen yeğen Ahmet Kaya, “6 yaşında başladım. 12 yıldır bu mesleği ve severek yapıyorum. Ben çok sevdiğim için kardeşlerimde ilgi duymaya başladı mesleğe. Kardeşlerimde artık severek yapıyor işini. Ben bu mesleği ustaların eline bakarak öğrendim. Benim bir küçüğüm Ömer, 8 yıldır yapıyor bu işi. Onun küçüğü Mehmet, 4 yıldır yapıyor. En küçüğümüz Emre, 9 yaşında 3 yıldır da o yapıyor” diye konuştu.
Malatya Uzmanlardan ’kene’ uyarısı Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde görev yapan Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, havaların ısınması ile birlikte kenelerden bulaşan KKKA virüsü tehdidine dikkat çekerek, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarına karşı vatandaşları uyardı. Halk arasında bilinen adıyla kene ısırması olan Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) hastalığı, Türkiye’de özellikle kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülüyor. Vakalarda yanlış müdahale sebebiyle KKKA ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi izler ile kendisini gösterebiliyor. “Doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı” Kene ısırığına maruz kalan birine panik yapmadan doğru müdahalede bulunulmasının önemine dikkat çeken Aile Hekimi Dr. Fuat Zengin, "Halk sağlığını ilgilendiren önemli konulardan bir tanesi de kenedir. Kene bir parazittir. Bu parazit daha çok Nisan ve Eylül aylarında toprak ve hayvancılıkla uğraşanlarda daha çok görebildiğimiz bir parazit türüdür. Kene, daha çok hayvanlarda emdiği virüsü insana taşıyor, taşınan virüs belirli bir zamanda sonra bir takım ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Kene bir insanı ısırdıktan sonra 12 ila 24 saat gibi bir süre geçmiş olması gerekiyor ki virüs bulaşmış olsun. Isırığa maruz kalan bir kişi öncelikle endişelenmeli ve kene doğru bir yöntemle bulunduğu yerden alınmalı. Sigara ile yakmak, üzerine alkol dökmek, keneyi yakmak bunlar kesinlikle yanlış olan yöntemlerdir. Kırsal bölgede yaşayan ve kenenin ısırdığı bir kişi ne yapacağını bilmiyorsa ya pense ya da bir ipi daire şeklinde keneye geçirerek yavaşça keneyi endişelenmeden çıkaracağız. Kene çıkarma esnasında endişelendirilir ve de sıkıştırılırsa patlama durumunda sıçrayan virüs ciddi sorunlara neden olabilir” dedi. "Elbise tercihine dikkat edilmeli” Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşların elbise tercihlerine dikkat etmesi gerektiğini belirten Zengin, "Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın vücutlarında açık yer olmamalı. Çalışırken, çorap ve çizme giymelerinin yanı sıra eldiven kullanımı önemlidir. Kene, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına sebep olabiliyor, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi riskinden dolayı kene ısırması önem arz etmektedir. Isırma sonrası hızlıca çıkarılmalı ve kontrollerin yapılması önerilmektedir" diye konuştu.