POLİTİKA - 11 Şubat 2017 Cumartesi 20:35

Başbakan Yardımcısı Şimşek: “7 Haziran’dan sonra koalisyon kurulsaydı ülkenin doğusu PKK tarafından işgal edilecekti”

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Şimşek: “7 Haziran’dan sonra koalisyon kurulsaydı ülkenin doğusu PKK tarafından işgal edilecekti”

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 7 Haziran’dan sonra koalisyon kurulsaydı ülkenin doğusunun PKK tarafından işgal edileceğini belirterek, MHP’nin basiretiyle bu kalkışmanın önlendiğini söyledi.
AK Parti Kastamonu İl Başkanlığı tarafından Kastamonu Belediyesi Nikah ve Konferans Salonunda düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Başkanlık Sistemini anlatarak, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referanduma ‘evet’ denilmesini istedi.
Şimşek, yeni bir hükümet sistemi inşa ettiklerini belirterek, “Bazılarının iddia ettiği gibi bu rejim değişikliği değildir. Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve hukuk sistemidir. Bu, yaklaşık 100 yıl önce karar verilmiş, asla değişmeyecek, zaten bizimde güçlü bir şekilde destek verdiğimiz, yaşattığımız temel ilkelerdir bunlar. Cumhuriyet kurulalı 65 tane hükümet gelmiş, normalde 5 yıldan 20 tane bile hükümetin gelmemesi gerekiyordu. Fakat biz, 65 hükümettin bahsediyoruz. Dolayısıyla bu yeni sistemde iki seçim arasında 5 yıl kesintisiz icraat olacaktır. Kim seçilirse seçilsin ekibini kuracak, 5 yıl ülkeye güçlü bir şekilde hizmet edecektir. Seçimlerden mutlaka tek başına bir iktidar çıkacaktır. Siyasi istikrar böylece kalıcı hale gelecektir. Uzlaşma kültürü gelişecektir, çünkü toplumda en az yüzde 50’sinin desteğini alması gerecek yeni Cumhurbaşkanının. Dolayısıyla güçlü bir millet desteği olacaktır. Millet desteğiyle 5 yıllık hizmet etme fırsatı bulacak. Hükümet kurulamama gibi bir sorun olmayacak. 70’lı yıllarda, 90’lı yıllarda olduğu gibi, o dönemleri hatırlarsınız. Seçimler yapıldıktan sonrada aylarca hükümet kurma görüşmeleri devam etti. 7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşen seçimlerde halkımız bize tek başına hükümet kurma görevi vermedi. Geçici hükümetle 1 Kasım seçimlerine kadar ülke idare edildi. Gerçi biz, burada bir hükümet boşluğu oluşturmadık. Olmaması için gerekeni yaptık ama bu, önümüzdeki yıllarda bu sorunun tekrardan yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Bu sistem ile millet, güvenoyunu seçimlerle birlikte hükümete vermiş olacak. Dolayısıyla seçimlerden hemen bir gün sonra hükümet iş başında olacak. 5 yıllık bir süreyle Cumhurbaşkanı, kendi ekibini, bakanlar kurulunu oluşturmuş olacak ve üst düzey bürokrasiyi oluşturmuş olacak ve güçlü bir şekilde millete hizmet edecektir” dedi.
Yeni sistemde cumhurbaşkanlarının en fazla iki dönem seçilebileceğini söyleyen Şimşek, “Dolayısıyla bazılarının iddia ettiği gibi bu sistem değişikliğiyle birlikte kimseye kalıcı bir koltuk, kalıcı bir makam, mevki söz konusu olmayacak. Nihayetinde de millet karar verecek. Millet ilk dönemden sonra yapılan icraatlardan memnun kalırsa belki iki dönem tekrar şans verecek, belki de tanımayacak” diye konuştu.
Devletin gerçek sahibinin her zaman millet olduğunu vurgulayan Şimşek, “İlk defa milli irade ben icraya hem yasamaya dolaylı olarak ta yargıya çok güçlü şekilde yansıyacaktır. Dolayısıyla millet belirleyici olacaktır. Meclis eski fonksiyonlarını en güçlü bir şekilde yerine getirmeye devam edecektir” şeklinde konuştu.
Yeni sistemle birlikte denetimde zerre kadar zayıflamanın olmayacağını ifade eden Şimşek, şöyle konuştu:
“Güvenoyunu millet vereceği için gensoru önergeleri olmayacak ama onun dışında, meclis çıkaracağı kanunlarla hükümetin sınırlarını belirleyecek ve yön verecektir. Yetmeyecek, araştırma, inceleme ve yazılı soru önergeleriyle denetim yapacaktır. Hatta soruşturma mekanizmasıyla denetim daha da güçlenecektir. Bugün Cumhurbaşkanı yetkileri çok güçlü, 1980 ihtilalından sonra aslında Cumhurbaşkanına çok güçlü yetkiler verilmiş. Ama bir sorumluluğu yok, hesap verme zorunda değil. Yeni sistem aslında meclisi güçlendirecek. Milletvekilleri, ihtiyaçlarını karşılayacak yasaları kendileri teklif edecektir”
Yeni sistemde iki başlılık olmayacağını belirten Şimşek, “Biz, mevcut sistemde bir sıkıntı olmadığını zannediyoruz. Bu mevcut sistem krizlere gebe bir sistemdir. Bugün halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı ve meclisten çıkmış bir hükümet var. Aynı partiden veya gelenekten geldiği için sıkıntılar en az düzeyde yaşanıyor. Bu mevcut sistemle biz devam edersek Türkiye, önümüzdeki dönemlerde ciddi krizler yaşayabilir. Bir taraftan halkın desteğiyle yüzde 50’den fazla oy almış Cumhurbaşkanı olacak, belki farklı partilerden farklı siyasi eğilimlerden bir hükümet gelecek başa. Peki, anlaşamazlarsa ne olacak. İşler tıkanacak. Bu mevcut sistemi günümüz itibariyle değerlendirmeyin. Biz, zaten bu anayasa değişikliğini bugünün sorunlarını gözü alarak yapmadık. Bu anayasa değişikliği önümüzdeki 10 yıllarda 100 yıllarda Türkiye’nin önünü açmaya yönelik bir çalışmadır” ifadelerini kullandı.
Hem cumhurbaşkanını hem meclisi hem de hükümeti milletin doğrudan doğruya seçeceğini ifade eden Şimşek, şunları söyledi:
“Biz, milletimize güveniyoruz. Millet karar verecektir. Dolayısıyla çok açık ve net olarak söylüyorum bazılarının iddia ettiği gibi yeni sistemde meclis zayıflamayacak, parlamento zayıflamayacak tam aksine çok daha güçlü olacaktır.”
Türkiye’nin, terörle mücadelede çok daha güçlü bir şekilde çok daha etkin bir şekilde mücadele edeceğine dikkat çeken Şimşek, şunları kaydetti:
“Yani terörle mücadele aslında yeni sistem ile bir anlamda güç katacaktır. Bölümü terör örgütü Suriye’de yaşanan devlet boşluğundan yararlanarak daha çok eğitim ve silaha erişip daha çok eleman devşirme yoluyla hatırlarsanız tam 7 Haziran seçimlerinden sonra kurulamayan hükümet nedeniyle hatta muhalefet anlaşsaydı ki MHP’nin basireti sayesinde bu emelleri gerçekleşmedi. Güçlü bir koalisyon hükümet kurulmuş olsaydı terör örgütü buna hazırlık yapmıştı. Nusaybin gibi, Cizre gibi, Diyarbakır’ın bazı mahalleleri gibi neredeyse şehirlerin bir kısmını işgale kalkışacaktı”
“Yeni sistem ile birlikte hükümet krizleri tarihe karışacaktır” diyen Şimşek, şunları söyledi:
“Bu yeni sistem ile birlikte inanıyorum ki insanlarımız özgürlüklerini çok daha iyi bir şekilde yaşayacaklar ve özgürlük ve güvenlikleri daha sağlam bir şekilde güvenliğe kavuşmuş olacak. Teröre karşı etkin çok daha güçlü ve etkin kararlarla yeni sistem sayesinde alınacak. Bu sistem sayesinde terörlü daha etkin mücadele edebileceğiz. Yeni sistem ile birlikte hükümet krizleri tarihe karışacaktır. Çünkü birlik ve uzlaşma kültürü içerisinde olmamız gerekecek. Kutuplaşma olmayacak. Çünkü Cumhurbaşkanı milletin yüzde 50’sinden fazlasının oyuyla başa gelecek. Bu daha fazla uzlaşma ve daha fazla kucaklaşmayı gerektirecektir. Hükümet ile meclisin yeni sistem sayesinde uyumu çok daha güçlenecektir. Çünkü birlikte çalışma kültürü daha da çok gelişecektir. Diyelim ki meclis işleri tıkadı. Diyelim ki vatandaşın istediği kanunları çıkartmıyor. Cumhurbaşkanı veya meclis seçime gidebilecektir. Ama ikisinden birisi seçime gitme kararı alırsa hem cumhurbaşkanı seçimi hem de meclis seçimi aynı gün aynı saatte yapılacak. Bu nedenle her iki tarafta uzlaşma yolunu seçecektir. Vesayet rejimine, vesayet sistemine külliyen son veriyoruz. Millet kararı verecek. Söz milletin olacak. Millet meclisi seçecek, niye korkuyorsunuz milletten, millet hükümeti seçecek, Cumhurbaşkanını seçecek.”
Yeni sistemin en büyük faydasının yargının bağımsız ve tarafsız olması olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, şöyle devam etti:
“Biz, 2010 referandum seçimlerinde yargı mensupları kendi aralarında oy vererek kısmen HSYK’yı biçimlerdir dedik. Ama FETÖ ihanet şebekesi HSYK’yı ele geçirdi. Ondan sonra Türkiye’nin başına gelmedik felaket kalmadı. Şimdi yeni dönemde millet yargıda da iradesini ortaya koyacak. TBMM, 13 üyeden oluşan HSYK’nın 7 üyesini atayacak, meclisi de millet belirleyecek. Meclis seçecek. Geriye kalan 6 üyeden 4 tanesini Cumhurbaşkanı atayacak, kalan 2’sini ise Adalet Bakanı ile Müsteşar seçecek. Dolayısıyla yargı, aslında burada yeni sistem ile birlikte sadece bağımsız olmayacak birde tarafsız olacak”
Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Güçlü bir Türkiye için yönetimde istikrar için bu yeni hükümet sistemi olmazsa olmazımızdır. Bu Cumhuriyet tarihinde yapılmış en önemli reformlardan bir tanesidir. Bu sistemin diğer güçlü ülkelerdeki sistemden farkı yoktur. Bugün ABD’de de, Rusya’da da, Fransa’da da başkanlık sistemi var ve tıkır tıkır işliyor.”
Konuşmasının ardından Şimşek, Kastamonu Valiliğine giderek Vali Vekili Ünal Kılıçarslan’ı makamında ziyaret etti. Vali Vekili Kılıçarslan’dan yürütülen çalışmalar hakkında detaylı bilgiler alan Şimşek, daha sonra Kastamonu Belediyesine geçti. Kastamonu Belediye Başkanlığı önünde kendisini bekleyenlerle selamlaşan Şimşek, Belediye Başkan Vekili Eşref Can ile görüştü. Belediyenin çalışmaları hakkında bilgiler alan Şimşek, son olarak AK Parti Kastamonu İl Başkanlığına geçerek İl Başkanı Av. Halil Uluay ile bir araya geldi. Burada partililerle bir süre sohbet eden Şimşek, karayoluyla Kastamonu’dan ayrıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Başkan Özyiğit: "2 ayda 17 bin 500 metrekarelik alanı belediyemize kazandırdık" Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Türkiye’de kamulaştırmasız el atma davası ile en fazla muhatap olan belediye olduklarını belirterek, 2 ayda 72 davayı çözüme kavuşturduklarını ve toplam 17 bin 500 metrekarelik alanı belediyeye kazandırdıklarını ifade etti. Mersin Yenişehir Belediye Meclisi Mayıs Ayı Olağan Toplantısının Birleşimi, Başkan Abdullah Özyiğit başkanlığında yapıldı. Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıda gündem maddeleri görüşülerek karara bağlandı. Mecliste konuşan Özyiğit, Yenişehir’in belediye hizmet alanı sorununa ilişkin yaptıkları çalışmaları meclis üyeleriyle paylaştı. 2019’da göreve geldikten hemen sonra çözdükleri 36 milyon TL’lik bir dosyayı örnek gösteren Özyiğit, şöyle konuştu: "Türkiye’de kamulaştırmasız el atma davası ile en fazla muhatap olan belediyeyiz. 500’e yakın dava var. İmar planlarında sağlık tesisi, okul ve belediye hizmet alanı gibi kamusal alanların mülkiyeti özel şahıslarda ise 5 yıl içerisinde bunların kamulaştırılması gerekiyor. Ancak yıllardır bu problem çözülemediği için üstümüzde yük olarak kaldı. Şu anda yaptığımız çalışmalarla bu alanları kamulaştırıyoruz. Kamulaştırdığımız anda devam edilen davaların faiz yükünden de kurtulmuş oluyoruz. Ayrıca mahkemenin belirlediği fiyatların altında vatandaşlarla anlaşarak bu alanları kamulaştırıyoruz. Biz 5 yıl önce göreve geldiğimizde böyle bir dosyanın çözümünü oluşturmuştuk. 2015’te kaybedilen bir davanın ifasında 36 milyon lira seviyesine ulaşmış bir dosya. Biz onun ödemesini 4 yıllık bir döneme yaydık. Orda elde ettiğimiz parsellerde ilk BETEM’i yaptık. Mayıs ayı içerisinde hemen yanında bir de okul inşaatı temelini atacağız." "2 ay içerisinde 72 davayı çözüme kavuşturduk" Kamu adına bilinç ve cesaretle sorunları çözmeye devam edeceklerini vurgulayan Özyiğit, "Geçtiğimiz 2 ay içerisinde 72 davayı çözüme kavuşturduk. Toplam 17 bin 500 metrekarelik alanı belediyemize kazandırdık" dedi. Bu çalışmaları belediye bütçesini düşünerek yaptıklarını dile getiren Özyiğit, şunları kaydetti: "İnönü Bulvarı’nda Yenişehir İlçe Emniyet Müdürlüğünün ön tarafında bulunan arazi şu anda belediyemizin mülkü haline geldi. Orası da çok kıymetli bir yer. SayaPark AVM’nin karşısında 7,5 dönümlük bir alan belediyemizin mülkiyetine geçti. Bugünün fiyatıyla kamulaştırmak istesek 300 milyon lira gibi bir bedel tutan bu yerlerin 110 milyon lira seviyesinde kamulaştırılması sağlandı. Kamulaştırmasız el atma davalarına muhatap olabilecek 106 hektarlık bir alandan söz ediyoruz. Biz bunları 5 yılın sonunda çözmüş olacağız. Aksi takdirde ipin ucunu kaçırırsak, faizi bizi boğar."
Mersin Başkan Seçer: "İstiyoruz ki kadın muhtarların sayıları daha da artsın" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, yerel seçimlerin andından muhtarlarla bir araya geldi. Muhtarlar Buluşması kapsamında ilk olarak Akdeniz, Mezitli, Yenişehir ve Toroslar olmak üzere 4 merkez ilçenin muhtarlarıyla bir araya gelen Seçer, görevlerine devam eden muhtarlara tebrik, yeni seçilen muhtarlara ise hayırlı olsun dileğinde bulundu. Vatandaşların ihtiyaç duyduğu her şeyi kendisinden talep etmesi gerektiğini ifade eden Seçer, "Belediye başkanı şehrin her şeyidir. Vatandaş benden isteyecek, eksiğini, gediğini, taleplerini ve şikayetlerini dile getirecek. Hizmet aldığı noktada hayır duasını, teşekkürünü edecek. Zaten bizim en büyük enerjimiz vatandaşın sevgisidir" dedi. "Geçen dönem 22 kadın muhtarımız vardı, şu anda 50" Seçer, 355 muhtarın yeni seçildiğini, önceki dönem görev yapan 455 muhtarın da görevlerine devam ettiğini belirtti. Kadın muhtarların sayılarının artmasına ilişkin de temsilde adalet vurgusu yapan Seçer, "4 merkez ilçemizin 204 muhtarının 75’i yeni seçildi, 129’u da görevine devam ediyor. Sevindirici bir nokta da geçen dönem 22 kadın muhtarımız vardı, şu anda 50 kadın muhtarımız var. Yeterli mi? Değil. Ama olsun. 22’den 50’ye çıkmak da güzeldir. Türkiye nüfusunun yüzde 50’si kadındır. Her alanda temsiliyette adaletli olacağız. İstiyoruz ki kadın muhtarların sayıları daha da artsın" diye konuştu. "Seçimlerde herkes üzerine düşen mesajı aldı" 31 Mart Yerel Seçimlerinin, Türkiye’deki siyasi yol haritasını değiştiren bir seçim olduğunu ifade eden Seçer, seçim sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Seçer, "Ben milletimin ferasetine her zaman güvendim. Vatandaşların, bir seçimde iktidara getirdiği bir partiyi, bir seçim sonra yerle yeksan ettiğini Türkiye’nin siyasi tarihinde görebilirsiniz. Ben milletimin ferasetine inanıyorum. Seçimlerde herkes üzerine düşen mesajı aldı. Hepimiz aldık. Ben de aldım ve dedim ki; ‘çalışan, ayrımcılık yapmayan, halka dokunan, samimi olan ve halkın kalbine giren kazanır.’ Doğru düşünmüşüm, felsefem doğruymuş. Şu anda o felsefem daha da zenginleşti, sağlamlaştı ve artık daha da inanıyorum" dedi. "Muhtarlarımızla mesai arkadaşıyız" Vatandaşlara hizmet götürme noktasında muhtarlarla iş birliğinin önemine değinen Seçer, "Muhtarlarımızla mesai arkadaşıyız. Birbirimizi sevmek zorunda değiliz, iş birliği yapmak zorundayız. Benim daire başkanım, şahsım, partim ve dünya görüşüm muhtarı alakadar etmemeli. O da mahallesine, mahalle sakinine götüreceği hizmetle meşgul olmalı. Sadece Büyükşehir Belediyesi ile değil, ilçe belediyelerimizle diyaloglarını sağlam kurmalı. Her şeyin başı iyi diyalog, iletişim ve saygı dili. Birbirimize saygıyla ve sevgiyle yaklaşacağız. Çözülmeyecek hiçbir sorun yok, hepsinin üstesinden geliriz" şeklinde konuştu. Muhtarlara Teksin uygulamasını etkin kullanmalarını öneren Seçer, uygulamayı vatandaşların da etkin kullanmasını sağlamalarını tavsiye etti. Teksin uygulamasına ilçe belediyelerini entegre etmek için öneri sunduklarını ifade eden Seçer, ilçe belediyeleriyle uyumlu çalışabilmek adına bunun önem arz ettiğini kaydetti. "Sorunları, birbirimize yardımcı olarak çözeceğiz" İlçe belediye başkanları ve muhtarlarla uyum içerisinde çalışmalarının Mersin’i ve vatandaşları olumlu etkileyeceğine işaret eden Seçer, “Sorunları, ‘benim görev alanım, senin görev alanın’ deyip birbirimize atarak, birbirimizi halk karşısında inciterek, sıkıntıya sokarak değil, birbirimize yardımcı olarak çözeceğimizden vatandaşlarımızın emin olmasını istiyoruz. Muhtarlarımızı da yapıcı bir şekilde bu işin içerisine kattığımız zaman Mersin çok daha güzel hizmet alır, büyür, gelişir ve herkesin yaşamak istediği bir kent haline gelir" dedi. İkinci 5 yıllık çalışma sürecinde eski politikaları devam ettireceklerini vurgulayan Seçer, yeni vizyon projeleriyle de Mersin’i ve Mersinlileri kalkındıracaklarını kaydetti. Seçer, şöyle devam etti: "Mersin’de ikinci 5 yılda vatandaşlarımızı raylı sistemlerle seyahat ettireceğiz. Yakın zamanda Metro’nun inşaatı hızlanacak. Kentsel dönüşüm, yerinde dönüşüm ve sosyal konut projelerini beraber yürüteceğiz. Vatandaşlarımızın uygun fiyatlarla belediye evlerinde kirayla yaşamalarını ve kira öder gibi taksitlerle konut sahibi olmasını sağlayacağız" Seçer, ayrıca Müftü Deresi Yaşam Vadisi projesinden de bahsederek, Mersin’e yakışır projelerin altına imza atacaklarını dile getirdi.