SPOR - 29 Mayıs 2017 Pazartesi 17:31

Kastamonuspor 1966’dan Ziya Doğan’a sert cevap

A
A
A
Kastamonuspor 1966’dan Ziya Doğan’a sert cevap

Kastamonuspor 1966 Kulüp Yönetimi, Gümüşhanespor karşılaşması sonrası teknik direktörlük görevine son verilen Ziya Doğan’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi.

Kastamonuspor 1966 Kulüp Yönetimi, Gümüşhanespor karşılaşması sonrası teknik direktörlük görevine son verilen Ziya Doğan’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi.


Kastamonuspor 1966 Kulüp Yönetiminden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:


"24 Mayıs 2017 tarihinde karşılıklı anlaşarak yollarımızı ayırdığımız eski teknik direktör Ziya Doğan’ın 29 Mayıs 2017 tarihinde kendine ait internet sitesi üzerinden yaptığı mesnetsiz ve yanlış açıklamalarını üzüntüyle karşıladık. Ziya Doğan ile olan sözleşmemizi karşılıklı anlaşarak fesih ettiğimizi 25 Mayıs 2017 tarihinde, kendisinin okuyup onayladığı bir basın açıklamasıyla Kastamonu spor kamuoyuna duyurduk. Aradan bir hafta geçtikten sonra helalleşerek ve güzellikle ayrıldığımız Ziya Doğan’ın, Kastamonu ve kulübümüzle hiç alakası olmayan Trabzon’da yayın yapan bir internet sitesinin ’Ziya Doğan Gümüşhane Yolunda’ başlıklı haberini bahane ederek, Kastamonu’yu ve kulübümüzü rencide edici ifadeler kullanması kabul edilebilir değildir. Devre arasında yaptığımız transferlerin sadece ve sadece Ziya Doğan’ın adı için Kastamonu’ya geldiğini söylemek, her zaman hedefi şampiyonluk olan kulübümüzün sunduğu imkan ve kaynakları görmezden gelmek, büyük bir nankörlük. Ayrıca Kastamonuspor 1966 camiasını küçümsemektir. Devre arasında teknik heyetin ısrarıyla bazı düşük maliyetli transferler yapıldığı doğru olsa da kulübümüzün bu transferlerden ne kadar faydalandığı, bu transferlerden bazılarının kulübümüze ne kadar katkı sağladığı spor kamuoyunca yakından bilinmektedir. Ziya Doğan’ın transfer döneminde yurt dışında kardeşi ve yardımcısı Tacettin Doğan’a yaptırdığı oyuncu gözlemleri, bu oyuncuların Türkiye getirilip, geri gönderilmesi bile kulübümüze önemli bir külfet yüklemiş, bu isimlerden kadroya alınanlar Ziya Doğan tarafından oynatılmamıştır. Kulübümüz devre arasında Ziya Doğan’a hiçbir kulübün tanımadığı imkanı tanımış, devre arasında takım 21 gün kampa alınmıştır. Kastamonuspor 1966’nın sezonun ikinci yarısında gösterdiği başarıda baş aktör olan ve genellikle ilk 11’de forma giyen isimlerin ödemeleri ise ligin üstünde tutulmuştur. Bu nedenledir ki yönetimimiz hiçbir hesap gözetmeksizin


Türk futbolunun önemli bir değeri olarak gördüğü Ziya Doğan’ı 5. haftada takımın başına getirmiştir. Devre arasında yapılan maliyetli ve kaliteli transferlerde küme de kalmak için yapılmamıştır. Doğan’da spor kamuoyuna yaptığı her açıklamasında Play-Off’un ve 1. Lig’in gizli hedefleri olduğunu beyan etmiştir, kayıtlarda mevcuttur. Ziya Doğan’ın söylediğinin aksine Doğan’ın devre arasında göndermek istediği ancak Kulüp Başkanımız Metehan Babaş’ın bizzat kalması yönünde karar ortaya koyduğu futbolcularımız; Yaşar Çetin ve Oğuz Özden, takımımızın Play-Off yarı finali oynamasında önemli rol üstlenmiştir. Kulübümüzün her zaman destekçisi olan bu kulübümüzü küllerinden yeniden yaratan Belediye Başkanımız Tahsin Babaş’ın bilgisi dışında ne futbolcularımıza ne de teknik heyetimize vaatte bulunulmamıştır. Değerli belediye başkanımız Tahsin Babaş’ın şampiyonluk primiyle ilgili vaadi teknik heyetimizin ısrarı üzerine sezon ortasında, ek bir protokole dökülerek resmiyet bağlanmıştır. Belediye Başkanımız Tahsin Babaş’ın tüm iyi niyet ve çabalarını böylesi ucuz ifadelerle gölgelemeye çalışmak kimsenin haddine değildir.


Şu da bir gerçektir ki, kulübümüzün teknik ekibe ve tek bir futbolcusuna maç başı ayrıca prim borcu bulunmamaktadır. Kastamonuspor 1966 futbolcularına sezon başında taahhüt ettiği rakamların çok üstünde prim ödemesi yapmış, emeklerini hiçbir zaman karşılıksız bırakmamıştır. Yönetimiz ’kol kırılır yen içeride kalır’ düsturundan hareketle Ziya Doğan ve ekibinin her türlü isteğini sualsiz kabul etmiş, tüm kaprislere göz yummuş, tüm imkanları kendisi için seferber etmiştir. Teknik heyetin hatalı deplasman seyahatleri nedeniyle kulübün zararı sineye çekilmiş, takımımız deplasmanlara istenildiğinde hava yolu ile götürülmüş, istenildiğinde ise en lüks otellerde kampa alınmıştır. Ziya Doğan’ın özel şahsi işleri nedeniyle Play-Off çeyrek final turunda takımımızın bir gece İstanbul’da konaklamasına oradan da tekrar havayoluyla Hatay’a gitmesine bile tahammül edilmiş, sadece başarı beklenmiştir. Hatayspor’un rövanş maçı için Kastamonu’ya otobüsle gelmesi Kastamonuspor 1966’nın ne büyük zorluklara göğüs gerdiğinin en açık ispatıdır. Hedefe giden kulüpler bu yolda her zaman çeşitli engeller ve sorunlarla karşılaşabilir.


Tokatspor ve Hatayspor maçlarında puan kaybedilmesini maçın seyircisiz olmasına bağlayan bir teknik ekip görevini layıkıyla yaptığını nasıl iddia edebilir? Bunun tek bir adı vardır, o da algı değiştirmektir. Kastamonuspor 1966’yı yakından takip eden spor kamuoyu iddiasız Kayseri Erciyesspor maçında takımın önemli isimlerinin neden riske edildiğine, başarılı savunma oyuncumuz Erkan Sekman’ın bu maçta sakatlanmasına neden izin verildiğine halen cevap aramaktadır. En önemlisi ise Gümüşhanespor ile Gümüşhane’de oynadığımız Play-Off yarı final maçında tecrübeli oyuncumuz Mehmet Çakır’ın teknik heyet kararıyla neden oynatılmadığı, söz konusu maçta oynamak istediğini teknik ekibe ileten savunma oyuncumuz İbrahim Kaş’ın kadroya alınmaması başka bir muammadır. Hatta futbolcularımızın birçoğu Gümüşhanespor kadrosunu gördüklerinde şaşkınlıklarını gizleyememişlerdir. Sezon sonu yaklaşırken Ziya Doğan’ın Kastamonu’ya kendi getirdiği futbolcular dahi kendisinden duydukları hakaretler nedeniyle isyan etme noktasına gelmiş, yönetim kurulumuzun telkinleriyle sabredip sezon sonunu getirmişlerdir. İlk devrenin 19 puanla tamamlanmasında da Ziya Doğan’ın futbolcuları aşağılayan ifadelerinin payı büyük olmuştur. Çalıştığı süre zarfında başarı için kendisine tüm imkanları sunduğumuz Ziya Doğan’ın Gümüşhanespor maçını kendi hataları nedeniyle kaybetmenin hezeyanı ile Kastamonu’yu ve Kastamonuspor 1966’yı karalama çabası gülünçtür, kendini aklama çırpınışıdır.


Trabzon basının iddialarını ’flaş’ görmediğini dile getiren Ziya Doğan, bu ifadeyle ilerleyen günlerde Gümüşhanespor’un başına geçmesinin normal olduğunu mu ima etmektedir? Bunu Türkiye ve Kastamonu spor kamuoyu en iyi şekilde tahlil edecektir. Yönetimimiz, 4 değil 14 yılda sözleşmesi olsa kimsenin bu kulübe zarar vermesine müsaade etmeyecektir. Kastamonuspor 1966 Süper Lig hedefinden asla vazgeçmeyecek, bu kapsamda çalışmalarına kararlılıkla devam edecektir. Bu nedenle kişilerin kulübümüz üzerinden kendilerine prim kazandırma adına yarattıkları spekülasyonlara ayıracak zamanımız yoktur. Türkiye ve Kastamonu spor kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 2030 yılında nesli tükenme tehlikesi olan eşeklere sembolik nikah töreni yapıldı Antalya’nın Kumluca İlçesine bağlı Ortaköy Mahallesinde 2030 yılında nesli tükenme tehlikesi olan eşeklere dikkat çekmek için eşeklere sembolik nikah kıyıldı. Nikah sonrası eşeklere altın, nal, boncuk gibi takılar takıldı. Her Mayıs ayında insanlarla, hayvanlarla, suyla, toprakla, meyve sebzelerle havayla helalleşerek düet yapan Türk Halk Müziği Sanatçısı Aydın Aydın’ında katıldığı sembolik nikâh töreni Ortaköy Köy Yaşam Merkezinde gerçekleşti. Sembolik nikâh töreni öncesi eşekler süsülendi. Nikâh masasına getirildi. Sembolik nikâh memuru, nikâh şahitleri ve köy halkı huzurunda nikâh kıyıldı. Ardından eşeklere altın, nal, boncuk gibi takılar takıldı. Köy Muhtarı Halime Kaya beşi bir yerde altını taktı. Köy halkı ise marul, salatalık, havuç ve ot gibi yiyecekler ikram etti. Ardından yeni evlenen eşek çiftçiler traktöre bindirilerek balayına gönderildi. Gelin almasında tarktörün önüne geçerek yolu kesen vatandaşa zarf içinde para verildi. Ortaköy Mahalle Muhtarı Halime Kaya; “ Bugün sembolik olarak bu hayvanlarımızın nikâh törenini yapıyoruz. Bu hayvanlarımızın nesli tükenmesin. 2030 yılında tekrar eşeklerimizi hayatımızda görmek istiyorsak yaşatalım. Onları sevelim” dedi. Türk Halk Müziği Sanatçısı Aydın Aydın; “Helalleşme gününün patentini aldım. Her Mayıs ayında insanlarla, hayvanlarla, suyla, toprakla, meyve sebzelerle havayla helalleşiyorum. Bu sene de 2030 yılında nesli tükenmekte olan eşeklerle düet yaptım. Helalleştim. Onlara çok güzel bir nikah töreni düzenledim. Çünkü insanoğlu, sürekli bu hayvanı küfürde kullandı. Aşağıladı. Hor gördü. Ama insanoğlu bir şeyin farkında değil. İlk karayollarını belirleyen kim. Eşek. Gözleri çok güzeldir. Sesi muhteşemdir” dedi. Süleyman Uslu ise; “Günümüzde eşek sayısı azaldı. Eşeğin nesli tükenmemesi lazım. Yeni çocuklarımızın eşeğe değişik bir gözle bakıyor. Eşeği hiç görmeyen çocuklarımız var” dedi. Ortaköy Sakini Emin Kahraman ise; “Çocukluğumuzda eşeklerle yük çekerdik. Eşeklere vefa borcumuz var. Eşeklerin neslinin kesilmemesi için nikah kıydık. Düğün yaptık. Eşekleri evlendirdik” dedi.
Konya Lise öğrencileri savunma sanayiine 200’den fazla parça üretiyor Konya’da özel program ve proje uygulayan okul olarak kurulan meslek lisesinde, öğrenciler savunma sanayi için 200’den mekanik parça üretimi yapıyor. Lise öğrencileri savunma sanayi alanında bir şeyler üretmeninin gururunu yaşarken, ileride daha büyük görevler almayı hedefliyor. Konya Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Mehmet Tuza Pakpen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde öğrenci ve öğretmenler savunma sanayi için mekanik parça üretimi yapıyor. 200’den fazla parça üretilen okulun Makine Teknolojileri Alanı Savunma Mekanik Sistemleri Dalı’nda insansız hava araçları için bazı mekanik parçalar da üretiliyor. “Hepimiz güzel yerlere gelebilir ve güzel işler başarabiliriz” Türkiye’nin savunma alanında gelecekte kendine düşen görevleri üstlenmek istediğini anlatan 11. sınıf öğrencisi İrem Yüceloğlu, “İnsansız Hava Araçları bizim ülkemizin geleceği, biz de bunun parçalarını üretmekten gurur duyuyoruz. Büyük bölümlerini üretmesek bile küçük bölümlerinde katkımız olması, faydalı olmak bize gurur veriyor ve mutlu oluyoruz. Sonuçta ülkemize, insanlarımıza faydalı işler yapıyoruz. Bu okulun ve yaptıklarımızın parçası olmak mutlu hissettiriyor, mesleğimizi ve okulumuzu seviyoruz. Umarım ileride de bu okulun faydaları ile birlikte güzel yerlere gelebiliriz. İHA’lar için gerçekten daha çok çalışabiliriz. Bu alanda ne kadar çalışabilirim bilmiyorum ama yine de ülkenin geleceği veya savunmasının geleceği için bir şeyler yapmakta her zaman görevimi üstleneceğim. Savunmanın bir parçasında çalışmak güzel hissettiriyor. İlla ki güzel yerlere gelebilir ve güzel işler başarabiliriz. Sonuçta biz bir yerden başlamalıyız ki bu devam etsin. Bu yüzden bu yolda ve bu hedefte gidiyoruz. Umarım hedefimize ulaşırız” dedi. İlerleyen dönemlerde savunma alanında mühendis olmak isteyen 11. sınıf öğrencisi Eymen Efe Şanlı da, “Kesinlikle vatan için burada çalışmak bizi çok gururlandırıyor. Ailemiz açısından, kendi açımızdan olsun veya dışardaki arkadaş çevremizde olsun her zaman bir adım önde hissediyorum kendimi. İlerideki hedeflerim tabii ki buradan mezun olduktan sonra iyi bir mühendislik üniversitesine gitmek, iyi bir mühendis olarak yine savunma sanayi alanında vatan için iyi görevler yapmak istiyorum” şeklinde konuştu. 11. sınıf öğrencisi Eren Evren ise, “Bizler ileride milli savunma alanında çalışmak isteyen öğrenciler olduğumuz için burada İHA’lara parça üretmenin katkısı şu şekilde oluyor: bizler bu parçaların cad ve cam işlerini bilgisayar üzerinden yaparken aynı zamanda CNC üzerinden de üretime yöneliyoruz. Bu üretimler ileride mühendislik eğitimiyle de kendimize katacağımız gelişimlerle beraber çok iyi şekilde vatana hizmet etmemizi sağlayacak” ifadelerini kullandı. “Sadece bu işi severek yapabilecek öğrencileri bekliyoruz” Savunma Mekanik Sistemleri Atölyesinin kurucu şefi ve makine alan öğretmeni Ali Demir, “Burada özellikle bizim savunma sanayine dışarıdan iş alıp yapmamızın en büyük sebebi; sahada kullanılan ekipmanları öğrencilerin görmesi, yani parça tasarlanırken, üretilirken sahanın ne olduğunu bilerek yapsınlar. Bazı öğrencilerimizi test uçuşlarında saha görevlerini görsünler diye İHA uçuşlarına da götürdüğümüz oluyor. Gelecekteki amacımız; birkaç tane daha İHA veya İKA İnsansız Kara Araçlarının parçalarını burada bulundurup, onlar üzerinden de çalışma yapmak gibi bir planımız var. Öğrencilerimizin burada eğitim görmek için liselere geçiş sınavında 400 civarında bir puan almaları gerekiyor. Daha açık söylemek gerekirse yüzde 15’lik dilime girmeleri gerekiyor. Çünkü adrese dayalı bir okul değil okulumuz, imtihanla öğrenci alıyor. İkinci olarak mekanik imalatı sevmeleri gerekiyor. Yani bunu kendilerine sormaları gerekiyor, ’ben bu işi severek yapabilir miyim?’ Biz öğrencilerimizde aldığı not dışında herhangi bir teknik veya bilgi alt yapısı beklemiyoruz. Sadece bu işi severek yapabileceğini düşünen öğrencileri bekliyoruz” diye konuştu.
Tokat Din hizmetlerinde etkili iletişim ve medya kullanımı semineri Tokat İl Müftülüğü tarafından "Din Hizmetlerinde Etkili İletişim ve Medya Kullanımı" konulu seminer düzenlendi. Prof. Dr. Ali Büyükaslan konuşmacı olarak katıldığı seminere, Kur’an Kursu Öğreticileri, İmam Hatip, Müezzin Kayyımlar ve daire personeli katıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan Tokat İl Müftüsü Esat Yapıcı, Din Hizmetlerinde iletişimin ve medyanın önemini vurguladı. Yapıcı; “Dinimizi en doğru şekilde insanlara ulaştırmak için etkili iletişim ve medya kullanımı çok önemlidir. Bu alanda yapılan çalışmalar sayesinde din hizmetlerimiz daha geniş kitlelere ulaşmakta ve daha etkili bir şekilde sunulmaktadır” dedi. Prof. Dr. Ali Büyükaslan seminerde yaptığı konuşmada din hizmetlerinde etkili iletişim ve medya kullanımı için ipuçları verdi. Büyükaslan, din görevlilerinin hedef kitlelerini iyi tanımaları, doğru iletişim kanallarını seçmeleri ve medya araçlarını etkin bir şekilde kullanmaları gerektiğini söyledi. Büyükaslan ayrıca din görevlilerinin etik değerlere de dikkat etmeleri gerektiğini ve yanlış bilgi yaymaktan kaçınmaları gerektiğini vurguladı. Seminer, din hizmetlerinde etkili iletişim ve medya kullanımı konusunda katılımcılara önemli bilgiler kazandırdı. Katılımcılar, seminerde aldıkları bilgiler ışığında çalışmalarını daha da geliştirmeyi amaçladıklarını ifade ettiler.