GENEL - 19 Eylül 2018 Çarşamba 17:40

Kastamonu’da Ahilik Kültürü Haftası kutlandı

A
A
A
Kastamonu’da Ahilik Kültürü Haftası kutlandı

Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı, Kastamonu’da çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı, Kastamonu’da çeşitli etkinliklerle kutlandı.


Kastamonu Ticaret İl Müdürlüğü ile Kastamonu Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği işbirliğinde Nasrullah Meydanı’nda tören düzenlendi.


Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, mehteran ekibinin çaldığı marşlarla devam etti.


Törende konuşan Vali Yaşar Karadeniz, “Ahilik, özellikle ticaret hayatında sağlanmaya çalışılan birçok denetimin, birçok prensibin geçmişteki uygulama halidir. Ahiliğin içinde iş disiplini var. Herkes işini bir disiplin içinde yapıyor. O da insanında verdiği hizmetin kalitesini, arttırmalarını sağlıyor. Ayrıca iş ahlakı var. İş ahlaki da kişinin müşterileri ile belli bir prensipler içerisinde çalışmasını sağlıyor. Sadece kendi işiyle ilgili değil, diğer meslektaşlarıyla da belli disiplinler içinde iş yapması anlamına geliyor. Bugün iş hayatında özellikle işini doğru yapan firmalar arasında karlılık birinci amaç olmaktan çıkmıştır. Çünkü sadece kar elde etmek için çalışan işletmelerin bunu çok uzun süre sürdüremedikleri, bir noktadan sonra o karlılığın azaldığı görüldüğü için artık işletmeler için öne çıkan birinci hedef müşteri memnuniyeti olmuştur. Eğer müşteri memnun edilirse, o zaman onu kendini bağlamış oluyorsunuz, hem de onun tavsiye ile yeni müşteriler kazanıyorsunuz. İnsanların mal, hizmet alımlarında reklamcılık sektörü ne kadar gelişmiş olursa olsun, en önemli reklamın bizzat o hizmetten yaralananların tavsiyelerin en büyük reklam olduğunu araştırmalar gösteriyor. Biz bu değerleri bugüne taşırsak, bu disiplinle, iş ahlakıyla, bu birliktelikle inanın işi daha iyiye gider. Günü kurtarmaya yönelik hareketler bunun tam tersi sonuçları doğurur. Ahilik Haftası’nın anlamını iyi bilerek ve bizzat iş hayatımıza taşıyarak, bu kutlamaları daha büyük anlam taşıyacağını biliyoruz” dedi.


Afetzedelere geçmiş olsun temennisinde bulundu


AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik ise, 13 Eylül’de şiddetli dolu ve yağış nedeniyle vatandaşlara geçmiş olsun temennisinde bulunarak, “Aldığımız bilgiye göre 4 binin üzerinde bina zarar gördü. Bina ve araçlarla ilgili tespit çalışmaları yapılıyor. Mevzuata göre çeşitli yardımlar yapılacaktır. Benzer hadiselerde yaptığımız yardımları buralarda da yapıyoruz. Valiliğimiz sosyal yardımlaşmadan ödenek talep etti. Valiliğimizin incelemesi sonucunda gerekli yardım yapılması için inceleme devam ediyor” diye konuştu.


“5 yıldır esnaflarımızla ilgili belediyeye şikayet olmadı”


Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş da, “Her yerde olduğu gibi ilimizde de esnaflık önemli bir meziyet, bunu kurallarına uygun yaptığınız sürece, insanların size olan bakışları, sizinle olan alışverişi daha etkin bir hal alıyor. Özellikle Osmanlıdan beri ahilik kavramıyla bizde beliren o esnaflık ruhu ve ahlakı halen ilimizde devam ediyor. Ben bunu çeşitli vesilelerle söylüyorum. Esnafımız her bakımdan müşterilerine ahilik çerçevesinde gelenek ve doğruluğuyla hareket ediyor. 5 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum bu ilde esnaflarımızla ilgili daha bir şikayet olmadı. Bazı zamanlar sorunla oluyor ama bizler esnaf odamızla aramızdaki ikili ilişkilerle halletmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.


“Günümüzde ahiliği her zamankinden daha çok anlamaya mecburuz”


Kastamonu Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkan Vekili Ali Ufuk Dravor ise, şöyle konuştu: “Bizler, Ahiliği sadece esnaf ve sanatkarların geçmişten gelen bir gururu olarak değil, aynı zamanda büyük bir değişim ve dönüşüm içerisinde olan ülkemizin ölümsüz bir ışık kaynağı olarak görüyoruz. Kendisinden çok başkalarını düşünen en az kendisi kadar başkalarının da hak ve hukuklarını kollayan bir insan modeli ortaya koyan Ahiliği, tam da bu noktada her zamankinden daha çok anlamaya mecburuz. Ülkemizin son dönemlerde yaşamakta olduğu döviz manipülasyonunu bir fırsat bilerek ellerinde bulunan ya da fabrikalarında ürettikleri ürünleri değerinin üzerinde kazanca dönüştüren kişi ve kuruluşlar Ahilik kültürünün toplum ve insan merkezli anlayışını benimseyememiş, esnaf ve sanatkâr anlayışından uzak, gözlerini hırs bürümüş kişilerdir. Bu anlayışta olanlar devletimizin almakta olduğu tedbir ve denetimlerle bu tutumlarından vazgeçecek ve yaptıklarından utanacaklardır. Pabuçları er geç dama atılacaktır”


Kastamonu Ticaret İl Müdürü Sefa Özata da, şunları kaydetti: “Ahilik, toplumda yaşayan herkesi birbirine yaklaştıran kaynaştıran, dost edindiren bir olgudur. Bu bağlamda 13 Eylül akşamı yaşadığımız doğal afet sebebiyle zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Ahilik Kültür Haftası sebebiyle esnaflarımızın, vatandaşlarımızın zararlarının karşılanması konusunda duyarlı olmalarını ve Ahilik kültürünü canlandırmalarını temenni ediyorum”


Konuşmaların ardından çırak, kalfa ve ustalık belgesi almaya hak kazananlara belgeleri verildi. Daha sonra esnaflıkta 50. yılını dolduran esnaflara da plaketleri takdim edildi. Sepetçioğlu Halk Oyunundan sonra peştamal kuşatma gösterisiyle birlikte sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Down sendromlu doğmuştu: Özel hastaneye 21 milyonluk tazminat şoku Kocaeli’de bebek bekleyen çift, hamilelik sürecinde başvurdukları özel hastanede dörtlü tarama testi talep etti. İstedikleri testlerin yaptırılmadığını iddia eden çift, doğumun ardından bebeklerinin down sendromlu olduğunu öğrendi. Hastaneye ve gebelik durumunu takip eden doktora dava açan çifte, 8 yıllık hukuk mücadelesinin ardından 21 milyon 289 bin 691 TL tazminat ödenmesine karar verildi. İzmit’te yaşayan Faruk (44) ve Serpil Gürdal (40) çifti, 2016’da ikinci kez bebek bekledikleri dönemde hamilelik süreciyle ilgili destek almak için ilçedeki özel bir hastaneye başvurdu. Gürdal çiftinin iddiasına göre dörtlü tarama testi talepleri doktorun, “Bana güvenmiyor musunuz? Bebeğiniz gayet sağlıklı, bu işin uzmanıyım” söylemleriyle gerek görülmemesi üzerine reddedildi. Hamilelik sürecinin 7’inci ayına giren Serpil Gürdal, bebeğin karnında hareket etmemesi sebebiyle eşi Faruk Gürdal ile hastanenin yolunu tuttu. Yapılan incelemenin akabinde Serpil Gürdal, bebekte bağırsak enfeksiyonunun yaşandığı öne sürülerek ameliyata alındı. Sezaryen ile dünyaya gelen erkek bebeğin yapılan tetkiklerin ardından down sendromlu olduğu belirlendi. Bunun üzerine Gürdal çifti konuyu mahkemeye taşıyarak, doktor ve hastaneden şikayetçi oldu. 21 milyonluk tazminat Kocaeli 1’inci Tüketici Mahkemesi’nde açılan dava 8 yılın ardından karara bağladı. Mahkeme, aileye 21 milyon 89 bin 691 TL maddi, 200 bin TL de manevi tazminat ödenmesine hükmetti. “İlk taramadan sonraki tahlillerimiz yapılmadı” Süreci anlatan Faruk Gürdal, “İlk çocuğumuzu Allah 8 yıl sonra nasip etti, sonrasında tüp bebek yaptık. İkinci çocuğumuz doğal yollardan geldi, hamilelik sürecinde üzerinde çok durduk. Özel bir hastaneye gitmek istedik. Aslında maddi durumumuz çok da iyi değildi, işsizdim. Özel hastanede insanlar özel ilgi bekler. 15 günde bir gidersiniz ense yapısı, kalp atışına bakarlar, fakat bunların hiçbiri fark edilmedi. Hamilelik sürecinin 7’nci ayında annenin mide bulantıları, düşük tehlikesi süreçlerini yaşadık. Çocuğun hiç kıpırdamadığını öğrendik. Tahlillerin tamamını yaptırmak istedik fakat ilk taramadan sonraki tahlillerimiz yapılmadı. Biz yapılmasını istemiş olmamıza rağmen yapılmadı. Doktorumuz ‘Bana güvenmiyor musunuz? Ben size ne söylüyorsam odur. Gerek yok bebeğiniz gayet sağlıklı’ dedi. ‘Hocam bu tarz sorunlar yaşıyoruz, problem olmaz mı?’ dediğimizde ise ‘Hayır ben bu işin uzmanıyım. Bana güvenmeniz gerekiyor’ dedi” ifadelerini kullandı. “8 yılın sonunda dava lehimize sonuçlandı” Eşinin hamileliğinin 8’inci ayında doğuma alındığını kaydeden Gürdal, “Sebebini sorduğumuzda bağırsak enfeksiyonu yaşadığını, ölüm tehlikesi olduğu için bir an önce alınması gerektiğini söyledi. İşin ucunda ölüm olduğu için biz de kabul ettik. 1 gün sonrasında ameliyata alındı ve down sendromlu olduğunu öğrendik. Biz down sendromunun ne olduğunu bilmiyorduk. Yoğun bir psikolojik baskı yaşadık. Psikolojik ve maddi süreci nasıl atlatırız diye çok düşündük. İyi bir aile bireyi olamam, iyi bir çocuk yetiştiremem düşüncesiyle dava açmaya karar verdik. 8 yılın sonunda dava çok şükür lehimize sonuçlandı” diye konuştu. "Emsal olmaktan mutluyum" Emsal niteliğinde bir karar çıktığını söyleyen Faruk Gürdal, “Karar lehimize sonuçlandı. Miktarı biz belirlemedik, maddiyatta gözümüz yok. 21 milyon TL lehimize sonuçlandı. Çok heyecanlıyım, çok mutluyum. Çocuğuma güzel bir gelecek hazırlayacağım için çok mutluyum. Türkiye’deki ailelere emsal olmaktan mutluyum. Çocuğumun eğitimi için harcayacağım. 8 yaşına geldi, hala bezleniyor. Konuşamıyor, çok geç yürüdü. 3,5 yaşında yürümeye başladı. 36 günlük yoğun bakım süreci vardı. Bu süreç bizi çok etkiledi. 35 gün yavrumuza kavuşamadık. Annesi boğazından hortum salarak beslemişti. Bu süreçler bizi çok yıprattı. O benim evladım, down sendromlu olduğu için bu davayı açmadım. Çocuğumun hakkı olduğu için bu davayı açtım” dedi.
Muş Muş’ta iki araçta silah ve uyuşturucu ele geçirildi Muş’ta düzenlenen operasyonda iki araçta uyuşturucu madde ve ruhsatsız silah ele geçirilirken, gözaltına alınan 3 kişi tutuklandı. Muş Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürlüğü ekiplerince uyuşturucu madde ticareti ve sevkine yönelik yapılan çalışmalarda iki araçta silah ve uyuşturucu madde ile yakalanan 3 kişi, sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. Muş Valiliğinden yapılan açıklamada, “Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğümüzce ilimize veya batı illerine uyuşturucu madde ticareti ve sevkine yönelik yapılan çalışmalarda uyuşturucu madde taşıdığı tespit edilen 2 araç ekiplerimiz tarafından takibe alınmış ve belirtilen araçlar durdurularak narkotik madde arama köpeği Thor eşliğinde arama yapılmıştır. Yapılan kontrollerde bin 53 gram metamfetamin maddesi, 13,4 kilogram skunk maddesi, 1 adet AK-47 piyade tüfeği, 2 adet şarjör, 4 adet 7,62 mm fişek ele geçirilmiştir. Konu ile ilgili olarak Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğümüzce 4 şüpheli şahıs TCK 188 kapsamında işlem yapılmak üzere gözaltına alınmış, ayrıca bu şüphelilerden 2’si hakkında Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğümüzce 6136 S.K.M suçundan adli işlem başlatılmış ve şüpheli şahıslar emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmiş olup, 3 şahıs mahkemece tutuklanırken, 1 şahıs adli kontrol şartıyla serbest kalmıştır” denildi.
Ankara Adalet Bakanı Tunç: “Şu anda cezaevlerinde 65 bin 986 öğrenci var" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, cezaevlerinde 65 bin 986 öğrenci olduğunu belirterek, bunlardan bin 164 kişinin örgün eğitimde ön lisans, bin 269 kişinin de lisans eğitimi gördüğünü söyledi. Adalet Bakanı Tunç, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu toplantısına katıldı. Tunç, İstanbul Sözleşmesi yürürlülükten kaldırıldıktan sonra 2021 yılında 343, 2022’de 358, 2023’te 315, bu yıl içinde de şu ana kadar 107 kadın cinayeti yaşandığını belirterek, "Dolayısıyla hiç olmasın, yani bu noktada en aza indirelim. Türkiye olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre bizim bölgemiz orta sıralarda gözüküyor. Ama bizim ülkemizde hiç kadın cinayeti olmasın, biz bunu temenni ederiz” ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol imzaladıklarını ve meslek liseleri açtıklarını ifade eden Tunç, “Şu anda cezaevlerinde 65 bin 986 öğrenci var. Bunların tabii yaşı küçük olan da var, ileri yaşta olanlar da var. Açık öğretim ortaokulu okuyan var, 9 bin 389 kişi. Açık öğretim lisesi okuyan var, 43 bin 184 kişi. Açık öğretim fakültesi ön lisans ve lisans okuyan 6 bin 914 kişi var. Örgün eğitim ortaokula gidenler, örgün eğitim liseye gidenler; 494 kişi. Örgün eğitim ön lisans bin 164 kişi. Örgün eğitim lisans, yani gündüzleri üniversiteye gidiyor, akşamları cezaevine dönüyor. Okulda da kimse onun cezaevinde kaldığını bile bilmiyor, yani böyle insancıl bir ortam var. Cezaevlerinde bin 269 kişi lisans eğitimi görüyor. Yüksek lisans 61, doktora 21, uzaktan eğitimle ön lisans 38, uzaktan eğitimle lisans 91, Adalet Mesleki Eğitim Merkezi’nde 8 Mayıs itibarıyla bin 550 kişi şu anda mesleki eğitim görüyor. Çok programlı liselerde de 237 kişi” dedi.