KÜLTÜR SANAT - 27 Eylül 2018 Perşembe 17:35

Kastamonu’da ‘Tarihi Şehri Yaşatmak’ Sempozyumu başladı

A
A
A
Kastamonu’da ‘Tarihi Şehri Yaşatmak’ Sempozyumu başladı

Türkiye Yazarlar Birliği, Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kastamonu Belediyesi ve Kastamonu Üniversite’sinin ortaklaşa düzenlemiş olduğu “Prof.

Türkiye Yazarlar Birliği, Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kastamonu Belediyesi ve Kastamonu Üniversite’sinin ortaklaşa düzenlemiş olduğu “Prof.Dr. Hakkı Acun Hocanın Aziz Hatırasına” Tarihi Şehri Yaşatmak isimli Sempozyum başladı. İki gün boyunca devam edecek olan sempozyumda tarihi şehirler ile ilim ve bilim insanlarının önemi konu alınacak.


Kastamonu Üniversitesi Bilgehan Bilgi Merkez Kütüphanesi Konferans salonunda gerçekleştirilen sempozyumda tarihi şehirler ve bu tarihi şehirlerde ön plana çıkmış bilim adamları ele alınacak. Konferansa Türkiye Yazarlar Birliği Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Doğan, Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı Musa Kazım Arıcan, Kastamonu Büyükşehir Belediye Başkanı Tahsin Babaş, AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Seyit Aydın, AK Parti Kastamonu İl Başkanı Doğan Ünlü, Taraklı Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.


Sempozyum açılış konuşmasında konuşan Türkiye Yazarlar Birliği Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Doğan, “Tarihi yaşatmak şehri yaşatmak bu faaliyet bizim için bir vefa borcu Kastamonu tarihimizin önemli merkezlerinden. Onun Osmanlı öncesi merkezi konumu yanında, Osmanlı döneminde de önemini koruduğunu biliyoruz. Ne yazık ki, bu güzel tarihi şehrimiz eski mevkinin gerisine düştü. Kastamonu’nun tarihi kimliği ile tanınması önem taşıyor. Bu sene Türk Dünyası Kültür Başkenti olması güzel bir fırsat. Belediyeler de eskisine göre daha dikkati tarihi yapılar hususunda. Buna rağmen, restorasyon faaliyetlerinin tarihi muhtevaya uygunluğu noktasında ciddi tereddütler var. Bu tereddüde yol açan elbette kötü örnekler. Bir bakıyorsunuz harabeye yüz tutmuş bir ev eski halini hatırlatır şekilde betondan yeniden yapılıvermiş. Gerçek bir tarihi eser onarılırken, dönemine yakışmayan unsurlar eklenmiş. Onarılan tarihi binalara da hakkını vermek zorundayız. Restore edilen tarih binalar ne yapılıyor? Bazıları ticari amaçlı kiraya veriliyor. Bir kısmı da kurumlara, dini yapılara, cemaatlere veriliyor tahsis ediliyor. Vaktiyle bu binalarda ne yapılırdı? Şimdi ne yapılıyor veya yapılmıyor. Geçmişimizin maddesini ayağa kaldırmak için onarım önemli. Bu şöyle veya böyle yapılıyor. Maddi onarımdan sonra manevi ve ruhi bir onarıma da ihtiyaç var. Bu da onarım görmüş tarihi yapının amacına uygun şekilde kullanılması” dedi.


“Kastamonu Pir Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerinin himayesindedir”


Daha sonra konuşan Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı Musa Kazım Arıcan, “Medeniyetler tarihinin, bir yandan şehirlerin tarihidir. Medeniyetler şehirde hayat bulur, şehirler medeniyetlerin büyüleyip serpildiği beşiklerdir. İnsan, şehri inşa ederken, şehir de insanı inşa eder. Şehir inşa ve imar edilirken, esasen insanı ve tarihi inşa ve imar etmekteyiz. İnsan, ahlakıyla, inancıyla ve kültürüyle şehirleri inşa ederken tarihini de mühürlemektedir. İnsanla şehir bir ruh ve karakter kazanırken, gelecek nesiller de bu ahlak, inanç ve kültürle şehrin insanı olarak yetişir. İnsan şehri inşa eder, şehir de insanı. Tarih şehirlerde yazılır. Şehir ile ilişkisi olmayan tarih yok gibidir. Şehir olmadan tarih olamaz. Kastamonu’da Pir Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerinin himayesindedir. Lütfen şehirlerimize sahip çıkalım ki tarihe salimen teslim edelim. Betonlaşmaya kurban vermeyelim şehirlerimizi. Betonlaşan şehirler tarihe mal olamaz. Tarihi şehirlerimiz, tarihin derinliklerinden beri yaşaya gelen şehirlerimiz, betonlaşan şehirler değil, tas ve ahşap mimariyle inşa ve imar edilmiş şehirlerdir. Dikey büyüyen şehirler değildir tarihi şehirlerimiz, yatay büyümüş şehirlerdir yaşayan şehirlerimiz. Dikey büyüyen, gökdelenlerle kurulan şehirler tarihe mal olamayacak şehirlerdir. Yatay büyüyen şehirler, tarih kuran, tarihe mal olan ve yaşayabilme istidadı gösteren şehirlerdir” şeklinde konuştu.


“Özellikle tarihi ve şehri yaşatmayı bir bütün olarak görüyoruz”


Programda konuşan Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş,” Bu yıl Kastamonu’da açılış töreniyle birlikte yapabildiğimiz kadar faaliyeti gerçekleştirdik. Özellikle Kastamonu’ya ait gelenek ve göreneklerin yaşatılmasında her türlü faaliyetin içerisinde olduk. Özellikle tarihi ve şehri yaşatmayı bir bütün olarak görüyoruz. Burada yaptığı çalışmalarla hem belediyemiz hem valiliğimz hem de buradan söylemek istiyorum vakıflar genel müdürlüğü ve Kastamonu Bölge Müdürlüğümüz çok teşekkür ediyorum. Büyük gayret gösteriyoruz. Hedefler koyuyoruz yapabildiğimiz kadar yapabiliyoruz ama daha çok çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Bugün hem tarihi hem şehri yaşatmak adına bu sempozyumda bu konunun gerçeklerini konuşmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.


Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Seyit Aydın, “Hakkı Acun hepimizin iyi bildiği, bu toprakların yetiştirdiği bir sanat tarihçisiydi. Nihayetinde bir bilim insanıydı, bilim adamıydı. Merhum Hocamız, gerek yurt içinde gerek yurt dışında yürüttüğü ve katkıları olduğu birçok kazı ve restorasyon çalışmasını da imza atmıştır. Hakkı Acun’un bu yönüyle hem insanlık tarihine hem de Türk tarihine ve İslam dünyasına büyük katkıları olmuş bir şahsiyettir” cümlelerini kullandı.


Programda konuşun AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik, “Çok yaşımız ileri olmasa da kendi eğitim hayatımızda bile geriye dönüp baktığımda gelişmenin tarihi yok ederek olacağını bize söyleyerek okul hayatımıza devam ettik. Geriye dönüp baktığımda bugün geldiğimiz noktalarda bizim için daha önemli olacağını düşünüyorum. Yüzlerce eseri vakıflar bölge müdürlüğümüz ayağa kaldırdı. Belediyemiz son 4-5 yılda çok iyi çalışmalar yaptı” diye konuştu.


Program konuşmaların ardından dersler ile devam etti. Sempozyum iki gün boyunca devam edecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Özel bireyler için önemli çalıştay Kastamonu’da düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler” çalıştayı başladı. Çalıştayda konuşan Milletvekili Ekmekci, "Farklı başlıklar altında toplanan masalarımızın her birinden çıkacak raporların özel eğitim alanında ilgili kurumlarımıza ciddi bir güzergah açacağından ve rehber olacağından eminim" dedi. Kastamonu Valiliği tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nda düzenlenen “Türkiye Yüzyılı Kastamonu Özel Bireyler Çalıştayı” başladı. 2 gün sürecek çalıştayın açılış programı AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, Kastamonu Belediye Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş, KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç, İl Sağlık Müdürü Çağdaş Derdiyok, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Daire Başkanı Fatih Paça ve Kastamonu Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Huriye Boyraz, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Çalıştayın açılışında konuşan Milletvekili Serap Ekmekci, “Milletvekili olarak mecliste yürüttüğümüz rutin görevlerimiz ve yer aldığımız komisyonlarımız var. Mazbatamı almamla birlikte öncelikli çalışma alanı olarak sosyal gelişme konularına yöneldim. Darda kalanı feraha erdirmek, eksik kalanı tamamlamak, çaresiz olana çare bulmak için yola çıktım. Geride kalan bir yıllık sürede bu güzergahta çalıştım ve çalışmayı hız kesmeden sürdüreceğim. Kadın ve anne olmam, avukatlık mesleğimde yaşadıklarım, belediye meclis üyelikleri ve kadın kolları başkanlığındaki edindiğim bilgiler beni bu seçeneğe sürükledi diyebilirim. Milletvekili olmamla birlikte okullarımızı ziyarete başladım. Eğitim en önemli konularımızdan biri. Çocuklar geleceğimizin emekçileri. Her okul ziyaretimde çantamı eksikler, düzeltilmesi gerekenler, tamamlanacaklarla doldurdum. İdarecilerimizle, öğretmenlerimizle, öğrencilerimizle sohbetlerimiz neticesinde “ortak akıl” diyoruz ya, işte bu çalıştay fikri ortaya çıktı” dedi. Özel eğitimin önemine değinen Ekmekci, "Özel eğitim alanı, üzerinde hassasiyetle durmamız ve dünyada ki mevcut sistemleri dikkatle izlememiz gereken bir çalışma alanı. Bilimin çeşitli dalları ile ilişkili olup, eğitim biçim ve içeriğinin değişme kapasitesi olan özel eğitim için çeşitli paydaşların işbirliği olmazsa olmaz. Akademi ile veli görüşü, sağlıkçı ile sosyal hizmetçi görüşü, eğitimci ile sporcu görüşleri aynı potada harman edilmeli ki ortaya en doğru ve güncel yöntem çıksın” diye konuştu. “Bu ekip birlikte başaracak” Desteklerini daima sürdüreceğini belirten Ekmekci, “Siz değerli çalıştay katılımcıları, her biriniz çalıştığınız alanların uzmanlarısınız. Hazırlık toplantılarımızda her birinizin bu kutsal emeklerini gördük. O kadar dolu bir çalıştay programı hazırladınız ki maça bir sıfır galip başladık diyebiliriz. 2 gün sürecek çalıştayımızın son derece verimli geçeceğinden de şüphemiz yok. Bu ekiple birlikte başaracak. Farklı başlıklar altında toplanan masalarımızın her birinden çıkacak raporların özel eğitim alanında ilgili kurumlarımıza ciddi bir güzergah açacağından ve rehber olacağından eminim. Çalıştay bildirimizi bakanlıklarımıza ulaştıracağım ve takipçisi olacağım. Verdiğiniz emeğin karşılık bulması için elimden geleni sizlerin desteği ile ortaya koyacağım. Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Türkiye Yüzyıl’ında ülkemizin her alanda lider ülkelerden biri yapmanın gayretindeyiz. Çağ ne gerektiriyorsa, ortak akıl ve bilim neyi işaret ediyorsa, imece ile ne kadar yol yürüyebiliyorsak, yürüyeceğiz” şeklinde konuştu. Açılışın ardından konusunda uzman ekiplerle birlikte çalıştay için oluşturulan komisyonlarda istişareler yapmaya başladı.
Ankara Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan: “Sendikal hareketlerin güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Değişen iş yapısı ve çalışma koşulları karşısında, sendikal hareketlerin güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir” dedi. "Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" başlıklı 13. Çalışma Meclisi Toplantısı Ankara’da düzenlendi. Toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve diğer sendikaların başkanları ile temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Işıkhan, "1 Mayıs’ın, günün anlam ve önemine uygun olarak, barış içinde ve bayram havasında geçmesini; emekçilerimizin esenliğine de vesile olmasını temenni ediyorum. Meclisimiz, bugün ve yarın; çalışma hayatında insana yakışır iş, yeşil ve dijital dönüşümün iş gücü piyasalarına etkileri ve adil çözüm; c) sendikal örgütlenmede yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri; d) Toplu sözleşme sürecinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri olarak dört oturum şeklinde toplanacaktır. Bu toplantılarda bulunmamız, çalışma hayatımızın sadece mevcut durumunu değil, geleceğe dair vizyonumuzu tartışmak ve belirlemek için hepimize bir fırsat sunmaktadır" şeklinde konuştu. Dünyada, bölgede, jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmaların yaşandığını belirten Işıkhan, pandemi gibi salgın hastalıklar, doğal afetler, göç hareketleri, savaşlar, su, gıda ve enerji krizlerinin beraberinde yeni riskler ve belirsizlikler getirdiğini vurguladı. Türkiye olarak belirsizliklerin getireceği her türlü riske karşı alınacak tedbirlere yönelik dikkatli bir şekilde çalıştıklarını kaydeden Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çizdiği Türkiye Yüzyılı vizyonu ile daha güçlü, daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir sosyo-ekonomik kalkınmayı sağlayacak politikaları uygulamaya devam edeceklerini ifade etti. “Kadın ve genç istihdamında artış sağlayacak özel politikalar geliştiriyoruz” Nihai hedeflerinin Türkiye Yüzyılını, emeğin, yatırımın, üretimin, istihdamın, büyümenin, kalkınmanın ve refahın yüzyılı yapmak olduğunu söyleyen Işıkhan, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak 12. Kalkınma Planı ile Orta Vadeli Programı da dikkate alarak, genel istihdamın yanı sıra özellikle kadın ve genç istihdamında artış sağlayacak, özel politikalar geliştiriyoruz. Bildiğiniz gibi, günümüzde çalışma hayatı, hızla değişen ekonomik, teknolojik ve sosyal dinamiklerle karşı karşıyadır. Dijitalleşme, yapay zeka, otomasyon gibi faktörler, çalışma hayatındaki rolleri ve beceri gereksinimlerini yeniden tanımlıyor. Bu anlamda günümüz itibarıyla gerçek bir dönüşümün içindeyiz. Bu dönüşümün, çalışanları nasıl etkilediğini, iş gücü piyasasında hangi alanlarda yeni fırsatlar ve hangi alanlarda tehditler oluşturduğunu anlamak, geleceğe dair stratejiler belirlemede kritik öneme sahiptir” ifadelerini kullandı. Konuşmasında dönüşümün merkezinde her zaman insanın ve emeğin olması gerektiğini dile getiren Işıkhan, insan onurunu koruyarak, adil çalışma şartlarını sağlayarak ve çalışan haklarını güvence altına alarak bu dönüşümü yönlendirmeleri gerektiğinin altını çizdi. “Sendikal hareketlerin güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir” Çalışma hayatındaki sosyal diyaloğun; kurumsal, kapsayıcı ve şeffaf biçimde işlemesinde önemli bir rol üstlenen sendikaları desteklediklerini hatırlatan Işıkhan, “Değişen iş yapısı ve çalışma koşulları karşısında, sendikal hareketlerin de güçlenmeye devam etmesi gerekmektedir. Değişen işgücü piyasalarının ve yeni iş modellerinin; sendikal örgütlenmeye etkilerinin tartışılması ve yeni modellerin geliştirilmesi kaçınılmazdır. Diğer yandan, istihdamın geleceği konusunda ise sadece işsizlik rakamlarına odaklanmak yeterli değildir. İstihdamın niteliği, güvencesi ve insana uygunluğu da göz önünde bulundurulmalıdır. İstihdam oluşturma politikaları, sadece iş ve işçi sayısını artırmakla kalmamalı, aynı zamanda kaliteli ve sürdürülebilir işlerin oluşturulmasını da hedeflemelidir” diye konuştu.