KÜLTÜR SANAT - 13 Aralık 2018 Perşembe 15:12

İhlas Vakfı Türk Dünyası Koordinatörü Numan Aydogan Ünal, üniversiteli gençlerle buluştu

A
A
A
İhlas Vakfı Türk Dünyası Koordinatörü Numan Aydogan Ünal, üniversiteli gençlerle buluştu

Kastamonu’da üniversite eğitimi gören gençler ile bir araya gelen İhlas Vakfı Türk Dünyası Koordinatörü Numan Aydoğan Ünal, gençlere tecrübelerini aktardı.

Kastamonu’da üniversite eğitimi gören gençler ile bir araya gelen İhlas Vakfı Türk Dünyası Koordinatörü Numan Aydoğan Ünal, gençlere tecrübelerini aktardı.


Kastamonu’da faaliyet gösteren İhlas Vakfı Sıla Erkek Öğrenci Yurdu, yurtta ikamet eden üniversiteli gençlere yönelik bir konferans gerçekleştirdi. Konferansa uzun yıllar boyunca Türk Dünyasında görev yapan İhlas Vakfı Türk Dünyası Koordinatörü Numan Aydoğan Ünal katıldı. Türk Dünyası Coğrafyasında uzun süre görev yapan İhlas Vakfı Türk Dünyası Koordinatörü Numan Aydoğan Ünal, 20. yüzyılın Türk Dünyası açısından zorlu geçtiğini ifade ederek, “Bizim yirminci asırda bütün Türk Dünyası makul ve mazlumdur. 93 Harbi olmuştur, Balkan Harbi olmuştur. Gerek Osmanlı Devleti gerek Türk İslam Devletleri, Kafkasya tarihin en acı olaylarını yaşamıştır. Yirminci asır Türkün gözyaşlarıdır. Kastamonu birinci dünya harbinde en genç şehit veren il Kastamonudur. En fazla şehit veren illerden birincisi Konya, ikincisi Kastamonu’dur. Çanakkale’de şehit olanların büyük bir çoğunluğu Kastamonu’dur. Bu civardaki insanların çoğu yetimdir” dedi.



“Türk nüfusunun 1 milyar olması gerekirken şu an o nüfus yok”


Dünya’da Türk nüfusunun 1 milyar olmamasının nedenlerini anlatan Ünal, "Osmanlıyı kırk, elli parçaya böldüler, Türk İslamı yirmi, otuz parçaya böldüler. Bu coğrafyayı hep parçaladılar. İkincisi İslamı parçaladılar. Türk nüfusunun 1 milyar olması gerekirken şu anda 350 milyon. Ne oldu birinci cihan harbi Osmanlıyı bitirdi, ikinci cihan harbi Türk İslam coğrafyasını bitirdi. Stalin gençleri cepheye götürmüş. Sadece 700 bin asker Alman Cephesinde ölmüş. Birinci Dünya Savaşını Türk nüfusunu bitirdi. Türk nüfusunun 1 milyar olması gerekirken şu an o nüfus yok. Çin’in böyle bir durumu yok. Atom bombaları, nükleer santralleri var. Türk Nüfusu 10 milyar olursa bunlar bizde de olur. Türkler birleşecek. En zengin madenlerde Türklerin yaşadığı bölgelerde var. Petrol var, doğal gaz var hepsi var. Ne yapacaklar bundan sonra atom bombası, nükleer silah yapacaklar. Yoksa biz bu coğrafya da zorlanırız” şeklinde konuştu.


Ünal, konuşmasının devamında şu ifadelerini kullandı:


"Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri diyor ki: Büyük İslam Alimi: Eshab-ı Kiram’da İslamiyete en büyük hizmeti Osmanlı yapmıştır. Şimdi Türkler, Osmanlıyı kurmuşlar. Hep Türk Devletlerini kurmuşlardır. Demek ki Türkler çok zafer kazanmışlar. Anadolu’nun kapısını Alparslan açmıştır. Dünyadaki en büyük idealist Peygamber Efendimizdir."


Son olarak söz alan Sıla Erkek Öğrenci Yurdu Müdürü Enis Köklü Yurt da "Yurt olarak bu tür konferanslara önem veriyoruz. Çünkü gençler bizim için önemlidir. Yaşanmış gelişmelerden gençlerimizin bilgisinin olması gereklidir. Yurdumuzda Türk Dünyası ülkelerinden gelen öğrenci arkadaşlarımız var” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ardahan Ardahan’da 210 çiftçiye 45 ton korunga tohumu dağıtıldı Ardahan Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen "Mera Islah ve Amenajmanı Projesi" dolayısıyla 210 çiftçiye 45 ton korunga tohumu dağıtıldı. Ardahan DSİ Müdürlüğünde "Mera Islah ve Amenajmanı Projesi" düzenlendi. Proje ile meraların aşırı otlatmadan oluşan baskının ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Tarım ve Orman İl Müdürü Muhammet Fatih Cineviz, program sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Cineviz, "Burada Mera Islah ve Amenajmanı Projemiz çerçevesinde meralarımızda aşırı otlatma baskısından kurtarmak amacıyla ekim alanlarında üreticilerimize tohum dağıtımı gerçekleştirdik. Bu vesile ile tarımsal üretim alanlarında hayata geçireceğimiz bu tohum ekilişlerinden sonra yem bitkisi üretimi arttırmak neticesinde meralarımızda oluşan baskıyı azaltmayı amaçlıyoruz. Bugün çiftçilerimize 45 ton korunga tohumu gerçekleştirdik. Korunga bitkisi sadece bir yem bitkisi olma özelliğinin yanı sıra aynı zamanda arıcılarımız için de çok kıymetli ve vazgeçilmez bir bitki türüdür. Nektar noktasında arıcılarımız destekleyen bir özelliğe sahip. Bu anlamda hem büyükbaş-küçükbaş hayvanlarımızın yem bitkisi karşılanmak, hem de arıcılarımızın daha verimli bir sezon geçirmesini temin etmek amacıyla da korunga bitkilerimizi Ardahan’ın verimli topraklarıyla buluşturma amacına hizmet eden bu programda yer almak çok önemliydi. Üreticilerimizin memnun olduğunu da görüyoruz. İnşallah hasat döneminde de verimli bir dönem geçirmiş oluruz. İklimsel şartlarda bir anormallik yaşamazsak çiftçimizin yüzü gülecek" dedi. Cineviz, proje kapsamında 210 çiftçiye toplam 45 ton korunga tohumunun dağıtımını gerçekleştirdiklerini de söyledi. Korunga tohumu alan çiftçiler ise desteklerden dolayı memnun olduklarını dile getirdi.
Antalya Kemik erimesi, çocuklukta ortaya çıkıyor Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeynep Cantürk, Türkiye’de 50 yaş üzerindeki her 4 kişiden birinde görülen kemik erimesinin, çocuklukta ortaya çıktığını ve önlenebileceğini ifade etti. Prof. Dr. Cantürk, “Günümüzde artık kemik erimesinin çocuklukta ortaya çıkan çocuk hastalığı olduğu ancak erişkin yaşta kendini belli ettiği, erişkin yaşta klinik olarak görüldüğü anlaşılmış durumda. Biz bu hastalığı önleyebiliriz” dedi. Kemik kütlesi, 30 yaşına kadar artabilir 45. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi’nde konuşan Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeynep Cantürk, “Osteoporoz (Kemik Erimesi) Risk Faktörleri” başlıklı sunum yaptı. Prof. Dr. Cantürk, yapılan yeni araştırmalar üzerine kemik yapımın 30 yaşına kadar sürdüğünü açıklayarak, şöyle konuştu: “Kemik yapımı aslında vücutta doğumdan itibaren ergenliğe kadar sürekli artış göstermektedir. Eskiden ergenliğe kadar diye bilirdik, artık günümüzde yapılan araştırmalarda 30 yaşına kadar kemik yapımının, kemik kütlesinin arttığı tespit edilmiş durumda. 30 yaşına kadar eğer yeterli, dengeli, kalsiyumdan zengin beslenme sağlanır, kanda D vitamini düzeyi normal aralıklarda tutulur, egzersiz yapılırsa o zaman kemik kazanımı giderek daha güçlü olur. Kemik kütlesinin asıl olarak belirleyicisi genetiktir ama yaklaşık yüzde 25 oranında sağlıklı beslenip, elimizden geldiğince artırabiliriz. Biz buna doruk kemik kitlesi deriz, bu kazanım 30 yaşına kadar ne kadar iyi olursa; zaman içinde menopozun devreye girmesi yani adetten kesilmeyle artan kemik erimesine karşı ya da yaşlanmayla ortaya çıkan kemik erimesine karşı kemik daha güçlü olur ve kemik erimesi görülme oranı azalır”. Prof. Dr. Zeynep Cantürk, kemik erimesinin önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Çocuk yaşta yapılabilecek kemik taramasıyla önlem alınabileceğini kaydeden Cantürk, şöyle konuştu: “Günümüzde artık kemik erimesinin çocuklukta ortaya çıkan çocuk hastalığı olduğu ancak erişkin yaşta kendini belli ettiği, erişkin yaşta klinik olarak görüldüğü anlaşılmış durumda. Biz bu hastalığı önleyebiliriz, 50’li yaşlardan itibaren önce kamburlaşma giderek küçülme sonra tekerlekli sandalyeye maruz kalma gibi durumlar aslında önlenebilir. Bunun için de riskli kişilerin, çocukluktan itibaren sağlıklı beslenmeyi benimsemesi, uygun kontrollerle kemik erimesinin taranması, sonra uygun zamanda zaman geçirmeden tedavi edilmesiyle bu kötü gidiş önlenebilir.”