GENEL - 20 Ocak 2020 Pazartesi 18:56

7 şehirden 110 öğrenci Türk Müziği Kampı’na girdi

A
A
A
7 şehirden 110 öğrenci Türk Müziği Kampı’na girdi

Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 5.

Gençlik ve Spor Bakanlığı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 5. Tematik Kış Kampları’ndan Türk Müziği Kampı Kastamonu’da başladı. Ağrı, Ardahan, Gümüşhane, Hatay, İzmir, Osmaniye ve Şanlıurfa’dan gelen 110 genç, 5 gün boyunca sosyal ve kültürel gezilerin yanı sıra Türk müziği konusunda faaliyetlerde bulunacak.


Ağrı, Ardahan, Gümüşhane, Hatay, İzmir, Osmaniye ve Şanlıurfa’da Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğüne bağlı yurtlarda kalan 110 öğrencinin katıldığı Türk Müziği Kampı, Kastamonu Kredi ve Yurtlar Kurumu Fahrettin Paşa Konferans Salonu’nda düzenlenen programla başladı. Kampı çok önemsediklerini söyleyen Kastamonu Vali Yardımcısı İbrahim Çenet, öğrencilere kamptan maksimum derecede yararlanmalarını tavsiye etti. Çenet, “Bu ara tatilde böylesine güzel bir etkinliğe katılmanızdan dolayı sizleri tebrik ediyorum. Nedense spordan, futboldan fırsat bulup da bu rafine alanlara eğilmek gerçekten eksik bir yanımız. Bu alandan Bakanlığımızın ve Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğümüzün aynı zamanda aramızda bulunması bizler için çok büyük bir zenginlik. Bilimde olsun, sanatta olsun bu tarz rafine işlerle uğraştığınız zaman ülkelerin daha üretken, daha müreffeh ve daha ileri giden, ileri yaptığını da biz tarihten günümüze görebiliyoruz. Sizleri böyle kişisel gelişiminiz için dersleri, kitapları değil de bulmuş olduğunuz bu etkinlik ve aktivitelere bakarak kişisel gelişiminizi her alanda sağlamanız üniversiteyi bitirdiğiniz zaman sizin daha sonraki yaşamınıza da artı değerler katacaktır. Ben bu vesileyle sizlerden iyi bir kamp dönemi geçirmenizi ve buradan maksimum faydalanmanızı rica ediyorum” dedi.



“Kamp 5 gün sürecek”


Gençlik ve Spor İl Müdürü Reşat Asrak ise, ülkenin dört bir yanından gençlerin Türk Müziği Kampı için Kastamonu’ya geldiğini söyledi. Kampın 5 gün süreceğini belirten Asrak, “Üstatların Türk müziğinin hem gelişimini hem de en güzel örneklerini dinleyerek Türk müziği temalı kampımızı gerçekleştireceğiz. Açılış dersimizi Ankara Müzik ve Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Parlak hocamız verecekler. Sadık Yalsızuçanlar hocamız ile ’Edebiyat Penceresinden’ adlı müziğimize bakacağız ve pek çok değerli Türk sanat müziği değerlerimizden Türk sanat müziği ve klasik Türk müziğinden eserleri dinleyeceğiz. Sosyal, sportif ve kültürel faaliyetlerle dolu dolu 5 günlük Türk Müziği Kampı’nda güzel vakitler geçireceğiz” dedi.



Kampın ilk dersini Rektör Parlak verdi


Geçmişten günümüze Türk müziğinin geçirdiği süreçlerin irdeleneceği Türk Müziği Kampı’nda ilk dersi Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Parlak verdi. Kastamonu’ya uzun yıllar önce konser için geldiğini söyleyen Parlak, “TRT döneminde Anadolu’nun her tarafına görevli olarak giderdik, yarışmalar düzenlerdik ve orada insanlarımızla bir araya gelirdik. Gittiğimiz illeri de tanıma ve gezme fırsatlarımız oluşurdu. Biz bu vesileyle Kastamonu’yu, Taşköprü’yü ve Cide’yi, ayriyeten çevre ilçelerden biri olan Safranbolu’yu da bu vesileyle gezdik. Kastamonu’ya ayrı bir hayranlığımız var. Bu güzel doğası, güzel kültürüyle ve güzel insanlarıyla uzun yıllardan sonra bir kez daha bir arada bulunmuş olmak bizler için bir kez daha mutluluk vesilesi oldu. Güzel sanatlar, insan ruhunu sanattan bağımsız düşünmek mümkün değil. Atatürk’ün dediği gibi ’Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’" diye konuştu.


“Bana göre en iyi hayat damarıdır sanat” diyen Parlak, “Çok güzel bir söz var. ‘Bilim ve sanat bir kuşun kanatları gibidir, bunu dengeli kullanan toplumlar yükselirler.’ Yani, biri diğerinden daha önemli değildir. Bilim ve sanat bir kuşun kanatları gibidir. Kuş, kanadının birini fazla kullanırsa dengesi bozulur ve uçamaz, dengeli kullanması lazımdır. Bilim ve sanatı kullanamayan toplumlar da tavuk toplumlardır. Tavuğun da kanatları vardır ama uçamıyor. Önüne atılan birkaç tane buğdayı gagalarken arkasından yumurtanın götürüldüğünden haberi olmaz bile. Böylece bilim ve sanatın önemi vurgulanıyor. Bilim ve sanatın aslında birbirinden farklı olmayan, bir ehemmiyette bulunması gerektiğine dair bir söz. Elbette insan ruhu sanatla yüceliyor. Yani tabii ki de maddeci bir çağda yaşıyoruz, kapitalist bir çağda ve insan madde ile kuşatılmış bir durumda. Öyle ki toplumları bir lokma ekmekle adeta terbiye ediyorlar bu zamanda. İnsanlar o bir lokma ekmeğin ardına takılmış, bütün hayatını onu temin edebilmek uğruna maalesef hayatlar harcanıp gidiyor. Oysaki insan denilen olgu temel ihtiyaçların bittiği yerde başlıyor. Temel ihtiyaçların bittiği yerde insanlık denilen olgu başlıyor. Orada ruhun güzelliği, inceliği, felsefe, derinlik ve inanç başlıyor. Sanat burada çok önemli bir yere tekabül ediyor. Çünkü sanat ruhun bütün inceliklerini, ruha dayanan her şey bir araçtır. Bu durum insanın kendi doğasında olan bir şeydir. Karnımızı doyuruyoruz, başlıyoruz sohbet etmeye. O sohbette de kültürel sohbetler oluyor, inanca dair sohbetler oluyor. Yani, sanat bir ihtiyaçtır. O yüzden insanı sanattan, sanatı da insandan ayrı düşünmek mümkün değil. Çünkü sanatta aslında insanla yüceliyor” şeklinde konuştu.


Kamp boyunca akademik seminerler, şehir gezileri, şehit yakınları ve gazilerini ziyaret, sinema gösterimleri, konserler ve birbirinden farklı sportif etkinlikler düzenlenecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt’ta escort ile pazarlık kavgasında kaza ile kardeşini öldürdü Esenyurt’ta iddiaya göre eve eskort çağıran ve fiyat konusunda anlaşamayan ağabey kardeş, kadının arkadaşları ile kavga etti. Ağabey, kavga ettiği kişilere karşı bıçağını kullanmak isterken yanlışlıkla kardeşini şah damarından yaralayarak ölümüne neden oldu. Olay, bugün sabah saatlerinde Esenyurt Sultaniye Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. İddiaya göre, Uğur Ş. ile kardeşi Engin Ş., eve internet üzerinden para karşılığı eskort çağırdı. Ağabey kardeş ile eve gelen kadın arasında ilerleyen dakikalarda para nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine eskort kadın, kendisini eve getiren korsan taksi şoförüne haber verdi. Aşağıda bekleyen korsan taksi şoförü, bunun üzerine yukarı çıkarak iki kardeş ile tartışmaya başladı. Kadın, ardından yaşanan tartışmayı arkadaşlarına da haber verdi. Lüks rezidansa gelen bir grup, ağabey kardeşin bulunduğu evi bastı. Bu esnada Uğur Ş., eline aldığı bıçakla gelen şahısları rezidansın koridorunda kovaladı. Uğur Ş.’nin arkasından kardeşi Engin Ş. koşarak kavgayı ayırmaya çalıştı. Uğur Ş., arbede esnasında yanlışlıkla kardeşi Engin Ş’yi şah damarından bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Uğur Ş.’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınırken, olaya ilişkin soruşturma sürüyor.
Bolu Bolu Belediye Başkanı Özcan: "Konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" BOLU (İHA) – Bolu’da çam ormanlarıyla dikkat çeken Pirahmetler köyü ve At Yaylası’nda maden aranması için ruhsat verildiği iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" dedi. Uydu fotoğrafları üzerinden ruhsat verildiği öne sürülen alanları göstererek süreci anlatan Özcan, "Pirahmetler köyü bölgesinde 2021 yılında bir firmaya altın arama ruhsatı verilmiş. Daha sonra da ’Altın aranacağı henüz belli değil’ gibi söylemler oldu. ’Bu işin peşini bırakmayacağım’ demiştim. Bizi çok şaşırtan ve üzen bazı gelişmeler oldu" dedi. "Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" Başkan Tanju Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda At Yaylası bölgesinde çok kıymetli bir torf madeni var. Türkiye’nin en kıymetli torfu olduğu söyleniyor. Hatta bununla ilgili Bolu’ya daha önce gelenler olmuştu. Köylüler sadece bu konu hakkındaki duyumları üzerine ayaklanmışlardı. Birbirine çok yakın iki alana maden arama ruhsatı verilmiş. Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Değeri belki de 100 milyonlarca doları bulan torf madeni var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam. Buraya her gün zabıta ekibi gönderiyordum. Orada yaşayan vatandaşlar lütfen dikkat etsinler. At Yaylası ve Pirahmetler bölgesinde herhangi bir sondaj çalışması olursa bizim haberimiz olsun." "Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" Konunun takipçisi olacağını dile getiren Başkan Özcan, "At Yaylası’nda torf madeni var diye bu alanı talan etmelerine izin vermememiz lazım. Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım. Cevap gelmezse çevreci örgütleri Bolu’ya davet edeceğim" şeklinde konuştu.