ASAYİŞ - 24 Ocak 2023 Salı 19:41

Genel sekreter cinayetinde ilk sanık, 10 yıl sonra hakim karşısına çıktı

A
A
A
Genel sekreter cinayetinde ilk sanık, 10 yıl sonra hakim karşısına çıktı

Kastamonu Üniversitesi eski Genel Sekreteri Muhiddin Sağlam’ın 2012 yılında öldürülmesi olayıyla ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde ilk sanık, 10 yıl sonra hakim karşısına çıktı.

Kastamonu Üniversitesi eski Genel Sekreteri Muhiddin Sağlam’ın 2012 yılında öldürülmesi olayıyla ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde ilk sanık, 10 yıl sonra hakim karşısına çıktı. Evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonrası öldürülen genel sekreter cinayetinde kullanılan silahtan çıkan boş kovan, FETÖ soruşturması çerçevesinde evinde arama yapılan sanığın evinde bulundu.


Kastamonu Üniversitesi eski Genel Sekreteri Muhiddin Sağlam, 2012 yılının Aralık ayında ikamet ettiği Safalan Caddesi’ndeki evine geldiği sırada uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybetmişti. 25 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü soruşturması sebebiyle M.T.’nin evi arandı. Yapılan aramada, şifreli çanta içerisinde çok sayıda boş silah kovanı ele geçirildi. Balistik incelemesi yapılan kovanlardan birisi, Kastamonu Üniversitesi eski Genel Sekreteri Muhittin Sağlam cinayetinde kullanılan silahtan çıktığı tespit edildi. Bunun üzerine M.T. hakkında "kasten öldürme" suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.



"Bana kumpas kuruldu"


Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde M.T. hakkında açılan dava görülmeye başlandı. Tutuksuz yargılanan M.T., duruşmada yaptığı savunmada, kendisine kumpas kurulduğunu iddia ederek, "Hem kendileri hem de ben mağdur oldum. Bana kumpas kuruldu. 3 Aralık’ta tutuklandım. Benim hiçbir suçum olmamasına rağmen bana bilgi verilmedi. Bana suçlu muamelesi yapıldı" dedi.



"Ben bu kovanları meraktan aldım"


Kovanı çantaya kendisinin koymadığını iddia eden M.T., "Aylardır anlatmaya çalışıyorum. Bu kovan sonradan konuldu. Bana kumpas kuruldu. Bu kovan üzerinden gidilirse gerçek suçlu ortaya çıkacaktır. Benim evimden çıkan kovanlar özel güvenlik şirketlerindeki kovanlar ve eğitim atışı yaptığım kovanlar. Ben ise bu kovanları meraktan aldım, 12 tane silah alındı. Bu silahlar denetlenmedi” diye konuştu.


Mardin’de ve Kastamonu’da görevde bulunduğu sürede eğitim verdiği süreçteki silahların ve kovanların incelenmesi talebinde bulunan M.T., "Bu kovanlar özel güvenlik şirketlerine ait kovanlar. Bunlar şirketlerin kovanları ve ben de meraktan aldım, bana hatıra kalsın diye. Evimde saklıyordum" şeklinde konuştu.



"FETÖ beni bu olaya kurban etti"


Olayın kendisinin üzerine yıkılmaya çalıştığını belirten M.T., "FETÖ beni seçti. Beni kurban etti. Çünkü ortada profesyonel bir cinayet var. Olayı benim üzerime yıkmaya çalışıyorlar. Bu kovanı koyanın kim olduğu bulunursa ortaya çıkacaktır. Ben masumum. Benim üzerimden değil de kovanın üzerinden gidilirse bu olay çözülecektir" ifadelerini kullandı.



"Olay günü evimin bahçesinde iki kişi gördüm, robot resimlerini çizdim"


Evinin önünde öldürülen Muhittin Sağlam’ın eşi Hatice Sağlam ise sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek, "Ben olay yaşanırken görmedim. Fakat evimin bahçesinde iki kişi gördüm. Bunların da robot resimlerini çizdirmiştim. Karşılaştırılmasını talep ediyorum" diye konuştu.



"Olayın her boyutlarıyla aydınlatılmasını bekliyoruz"


Müşteki Avukatı Akif Güzel de 2012 yılında gerçekleştirilen cinayetle ilgili soruşturmanın halen devam ettiğini ifade ederek, "Üniversitenin genel sekreterinin öldürülmesi olayı bugüne kadar faili meçhul olarak geldi. O dönemin emniyet müdürü, mahkeme başkanı, başsavcısı FETÖ’den ihraç edildi. Muhittin Sağlam, üniversitede ihalelere bakıyordu ve korku içerisindeydi. Hatta tayin istemeyi bile düşündü. Bu yüzden biz organize bir cinayet olduğunu düşünüyoruz. Çünkü FETÖ silahlı bir terör örgütü, 15 Temmuz’da bunu gördük. 2012 yılında da bunu yapabileceğini düşünüyoruz. Şifreli çantaya kovan koyma imkanı kimsenin yoktur. Bir kişinin evinde mermi kovanı saklaması meraktan olabileceği gibi kendisini korumaktan da olabilir. Bizler, gerçeğin ortaya çıkartılmasını istiyoruz. Sanık, FETÖ ile ilgili yargılanıyor. Olayda kullanılan silahtan çıkan bir mermi çekirdeğini evinde saklıyor. Hayatın olağan akışına aykırı diye düşünüyoruz. Olayın aydınlatılmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.


Mahkeme heyeti, davadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 27 Nisan tarihine erteledi.



"Olayın faillerinin bulunmasını istiyoruz"


2019 yılında öldürülen babası Muhittin Sağlam için imza kampanyası başlatan Seyfettin Sağlam ise duruşma sonrasında yaptığı açıklamada, "2012 yılında babam vuruldu. İlk defa 10 yıl sonra dava açıldı. Bundan sonra duruşmaları takip edeceğiz. Nasıl bir karar çıkacak bakacağız. 10 yıl sonra dava açıldı, gelecek neyi gösterecek, bakacağız. Olayın faillerinin bulunmasını istiyoruz. Kendimi çok stresli hissediyorum, iyi hissetmiyorum. Gelecekten umutluyum, adalete güveniyorum" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.