- 30 Nisan 2021 Cuma 10:41

50 yıldır bitmeyen vefa hikayesi

A
A
A
50 yıldır bitmeyen vefa hikayesi

Kastamonu’da evinde yemek yedirdiği sağır ve dilsiz genci bir daha bırakmayan Ahmet Terzioğlu, ismini verdiği, kendi çocuğundan saydığı kimsesiz gence 28 yıl bakabildi.

Kastamonu’da evinde yemek yedirdiği sağır ve dilsiz genci bir daha bırakmayan Ahmet Terzioğlu, ismini verdiği, kendi çocuğundan saydığı kimsesiz gence 28 yıl bakabildi. Yaşlı adam vefat ettikten sonra bakım görevini oğluna vasiyet etti. Engelli genç, 50 yıldır Terzioğlu ailesinin çatısı altında yaşıyor.


Kastamonu’da Göcen köyünde yaşayan Ahmet Terzioğlu, 1971 yılında kahvehanede oturduğu sırada yanına 16 yaşlarında bitkin ve halsiz bir genç geldi. Terzioğlu, sağır ve dilsiz olduğunu öğrendiği engelli gence, çay ısmarladıktan sonra yemek yedirmek için evine götürdü. Evinde engelli gence yemek ısmarladıktan sonra elbiselerini de temizleyen Ahmet Terzioğlu, bir süre ailesinin gelmesini bekledi. Bu sırada gazetelere kayıp ilanı da veren Ahmet Terzioğlu, engelli gencin ailesi çıkmaması üzerine nüfus müdürlüğüne götürerek kimlik çıkardı. Kimsesiz olduğu için Hakkı Öksüzoğlu adını alan engelli genç, bu tarihten itibaren ailenin bir ferdi oldu. 1999 yılında vefat eden Ahmet Terzioğlu, ölmeden önce çocuklarına vasiyette bulanarak Hakkı Öksüzoğlu’na ölene kadar bakmaları için emanet etti. Babalarının vasiyeti üzerine Hakkı Öksüzoğlu’nun bakımını Muammer Terzioğlu üstlendi.



Çocuklarla hoşça vakit geçiriyor


Babasının emanetine gözü gibi bakan Muammer Terzioğlu, Öksüzoğlu’nu öz evlatlarından hiçbir zaman ayırmadı. Muammer Terizoğlu, bakımını üstlendiği Hakkı Öksüzoğlu’nun her türlü ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Evin bir üyesi olan Hakkı Öksüzoğlu, aile ile birlikte bahçe işleri görüp, hayvanlara bakıyor. Ailenin çocuklarını da kendi çocuğu gibi sahiplenen Hakkı Öksüzoğlu, çocuklarla birlikte oyunlar oynayıp hoşça vakit de geçiriyor.



"Tüm bakımlarını üstlendim"


Babasının ölümünden sonra vasiyeti üzerine Hakkı Öksüzoğlu’nun tüm bakımını üstlendiğini söyleyen Muammer Terizoğlu, "Hakkı Öksüzoğlu, 1971 yılında kahvede oturan rahmetli babamın yanına geliyor. Hakkı’ya çay ikram ediyorlar. Bunu konuşan birisi sanıyorlar ama konuşamadığını anlıyorlar. Babam, ’bir tane daha çay getirin’ diyor, Hakkı işaretlerle ’çayı içemem’ deyip karnını gösteriyor. Babamlar, karnının aç olduğunu düşünerek Hakkı’yı eve götürüyor. Evde güzelce karnını doyuruyor. Ondan sonra üstü çok fena haldeydi. Atleti simsiyah çıkmıştı, babamlar banyoda Hakkı’yı yıkıyorlar. Üstünü başını değiştirdiler. Böylelikle evimize gelmiş oldu. Rahmetli babam, bir süre ailesini aradı. Gazetelere kayıp ilanı verdiler. Ama oralardan da hiçbir şey çıkartamadılar. Savcılıkta araştırma yaptı. Hiç kimse üstlenmedi, ailesi çıkmadı. O günden beri bizim yanımızda duruyor" dedi.



"Babamın vasiyeti üzerine Hakkı artık bizden birisi oldu"


Babasının 1999 yılında vefat ettiğini anlatan Muammer Terzioğlu, "Babam vefat etmeden önce Hakkı’yı bize emanet etti. Hakkı artık bizim ailemizden birisi oldu. Biz Hakkı’ya ölene kadar bakmak zorundayız ve bakacağız da. Evimize geleli 50 yıl oldu, bunca yıl işlerimizi gördü. Bizimle birlikte yedi içti, sofrasını da ayırmadık. Aynı sofrada yemeğimizi paylaştık. Hastalandığı zaman hastaneye götürdük. Kırım Kongo hastalığından dolayı kene ısırmıştı. Devlet hastanesinde 7 gün kaldı. Ateşi çok yüksekti, düşüremeyince doktorlar Ankara’ya sevk etti. Ankara Dış Kapı Hastanesinde tedavi gördü. Özel bir odada 23 gün tedavi gördü. İyileşince tekrar evimizi götürdük. Şu anda bizimle beraber yaşıyor, artık bizden birisi oldu" diye konuştu.



"Hakkı ile kan bağımız yok ama can bağımız var"


"Hakkı ile kan bağımız yok ama can bağımız var" diyen Muammer Terzioğlu, "Şimdi ailesi çıksa da 50 yıldır Hakkı’ya baktık, bakıyoruz. Bizden de birisi oldu. Mümkün değil hiç kimsenin yanına gitmez de, durmaz da zaten ailesi gelse bile ailesini tanımaz, bizi bırakıp ailesine gitmez. Allah nasip ederse tabii ki kimin ne olacağı belli değil, biz ölürüz, belki Hakkı ölür. Ama bize bir şey olsa bile çocuklarımız Hakkı’ya ölene kadar bakacak. Artık Hakkı bize babamızdan bir emanet. Sonuna kadar bizimle. Hakkı’yı elimizden geldiğince üzmemeye çalışıyoruz. Morali bozuk olduğu zamanlar moralini düzeltmeye çalışıyoruz. Alıp bazen şehre götürüyoruz" şeklinde konuştu.



"Onu biz amca olarak kabul ettik"


Hakkı Öksüzoğlu’nu bir amca olarak kabul ettiklerini ve ölene kadarda bakacaklarını söyleyen Göcen Köyü Muhtarı Yüksel Terzioğlu ise "Hakkı amcam, hayvanlara bakar, hayvanları güder. Bizim malımızı kendi malı gibi sahip çıkar. Çocuklarımıza kendi çocukları gibi sahip çıkar, onlarla oynar. Biz artık onu bir ağabey, bir amca olarak kabul ettik. Ölene kadarda bakacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.
Niğde Sağlıkçılar bu kez eğlendirdi Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanları tarafından oluşturulan müzik grubu “Sağlığın Ritmi” konser verdi. Tamamı sağlık çalışanlarından oluşturulan müzik grubunun bu yıl 2.’sini gerçekleştirdikleri konser Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Konsere katılan Niğde Valisi Cahit Çelik, emeği geçenlere teşekkür ederek, sağlık çalışanlarının görevlerini büyük özveri ve fedakarlıkla yaptıklarını, ertelenemeyecek tek görevin sağlık olduğunu vurguladı. Vali Çelik, "Sağlık çalışanlarımızın müzikle ilgilenmesi bizleri memnun etmiştir. Devletimiz vatandaşlarımıza birçok alanda kamu hizmeti sunuyor. Güvenlik, eğitim, sağlık hizmeti sunuyor. Baktığımız zaman gerçekten sağlık hizmetinin bu hizmetler içerisinde çok farklı bir yeri olduğunu biliyoruz. Sağlık hizmetleri diğer hizmetlerden farklı olarak ertelenebilir, ötelenebilir bir hizmet değildir. Bu anlamda da ilimizde sağlık hizmeti sunmaya çalışan 4 bin 750’den fazla var. Ben hepsine Teşekkür ediyorum" dedi. Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği görevini Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Doğan’a devredecek olan Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çekinkaya ise konserde duygusal bir veda konuşması yaptı. Başhekim Çetinkaya katılan davetlilere teşekkür ettiği konuşmasında, "Tamamı sağlıkçılardan oluşan müzik grubumuzun içinde sağlık çalışanlarımız var. Belki detone olacaklar, belki yanlış notaya basacaklar ama eğlenecekler, eğlendirmeye çalışacaklar. Buna ihtiyacımız var çünkü bizler 24 saat çalışan insanlarız, dolayısıyla sağlık çalışanlarının eğlenmek de hakkı diye düşünüyorum. Bugün benim başhekimliğimin son günü. Tüm sorumlularıma, çalışma personellerime çok teşekkür ediyorum. Kırdıklarım olabilir. Özür diliyorum, bana hakkınızı helal edin. Benim size hakkım helal olsun. Böyle muhteşem bir ekibin önünde yapabilecek şey sadece saygıyla eğilmek olur" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından solist, koro üyeleri ve orkestranın sağlık çalışanlarından oluştuğu müzik grubu katılımcılara konser verdi. Sağlıkçıların sahnede gösterdikleri performans katılımcılar tarafından büyük büyük beğeni topladı.