GENEL - 11 Ocak 2021 Pazartesi 09:57

Her yıl onlarca evin yanarak küle döndüğü Kastamonu’da uzmanlar uyardı:

A
A
A
Her yıl onlarca evin yanarak küle döndüğü Kastamonu’da uzmanlar uyardı:

Kastamonu son 10 yılda özellikle kırsal yerleşim yerlerinde çılan ve çok sayıda evin küle döndüğü 537 yangının 1987’den kalma elektrik tesisatlarına bağlı olduğunu iddia eden uzmanlar, tesisatların yenilenerek 5 yılda bir kontrol edilmesi gerektiğini söyledi.

Kastamonu son 10 yılda özellikle kırsal yerleşim yerlerinde çılan ve çok sayıda evin küle döndüğü 537 yangının 1987’den kalma elektrik tesisatlarına bağlı olduğunu iddia eden uzmanlar, tesisatların yenilenerek 5 yılda bir kontrol edilmesi gerektiğini söyledi.



Kastamonu’da son 10 yılda meydana gelen 537 yangının eski olan elektrik tesisatları sebebiyle meydana geldiğini söyleyen uzmanlar vatandaşları uyardı. Son 7 Kasım’da merkeze bağlı Tepeharman köyünde elektrik kontağından çıkan yangında 10 ev ile 1 cami tamamen yanarak kullanılamaz hale Kastamonu’da elektrik kontağından kaynaklı yangınlar, çok sayıda ev, ahır ve samanlığı küle çevirirdi. Son altı ayda 3 kişinin de ölümüne sebep olan yangınların büyük çoğunluğunun gelişen teknoloji ile birlikte eskiyen elektrik tesisatlarında artan enerji yükünden kaynaklandığı belirtilen Kastamonu Elektrik ve Elektronik Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkârlar Odası yetkilileri, 1984 yılından kalma elektrik tesisatlarının yenilenmesi gerektiğini söyledi.



“Son 10 yılda 537 yangın elektrik kontağından çıktı”


Evlerdeki elektrik tesisatlarının 5 yılda bir kontrol edilmesi ve eksi tesisatların ise yenilenmesi gerektiğini söyleyen Kastamonu Elektrik ve Elektronik Teknisyenleri Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Yücel Yılmaz, “1984 yılında yapılan tesisatların birçoğu bazı orman köylerimizde, şehir içindeki yapılarımızda vatandaşlarımız hala kullanıyorlar. Enerji Bakanlığı tarafından tesisatlar ile ilgili yönetmelikler değişti. İç ve dış tesisatlar ile ilgili yeni yönetmelikler yayınlandı. Bu yeniliklere yeni teknolojik aletler eklendi. Bir zamanlar evimizde sadece televizyon var iken bunun yanına kombi, şofben, ısıtıcı, bilgisayar, çamaşır ve bulaşık makineleri eklendi. Bunlar da mevcut kapasiteyi çekemez duruma geldi. Gerek kablo gerekse sigorta yetersizliği nedeniyle meydana gelen güç ısınmasından ötürü yangınlar meydana geliyor. Oluşan yangınlar nedeniyle hem maddi hem de manevi olarak büyük zararlara yol açılıyor” dedi.



“Tesisatlar 5 yılda bir kontrol edilmeli ve standartlara uygun değil ise enerji verilmemeli”


Kastamonu’da devletin verdiği mesleki yeterlilik statüsünde çalışan firmaların olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Vatandaşlarımızdan ilgili firma yetkililerini çağırarak evlerindeki elektrik tesisatlarını yeniden gözden geçirtmelerini rica ediyorum. Meydana gelen yangınlardaki temel sorunun vatandaşlarımızın bu işe gereken hassasiyeti göstermemeleri olarak görüyoruz. Devletimiz dönem dönem köylülerimize farklı konular üzerinden teşvikler veriyor. 4 bine yakın yerleşim yerine sahip Kastamonu’nun coğrafi durumu da göz önünde bulundurularak daha ayrı bir statüye alınıp eski tesisatlar için yeni bir durum geliştirilmelidir. Arabalarımıza 2 yılda bir egzoz muayenesi, asansörlerimize her yıl bakım yaptırıyorsak elektrik tesisatlımıza da aynı şekilde bir bakım yaptırmalıyız. Bu konu zorunlu olmalıdır. Biz 2 yıldan beri yangınlar konusundaki düşüncelerimizi dile getiriyoruz. Mutlaka bir yasa çıkarılarak elektrik tesisatlarının 5 yılda bir kontrol edilmesi ve standartlara uygun değil ise enerji verilmemeli” diye konuştu.



“Elektrik tesisatlarının eski ve bakımsız olması nedeniyle yangınlar çıkıyor”


Yangınların genellikle eskiyen elektrik tesisatından çıktığını belirten Kastamonu Belediyesi İtfaiye Müdürü Mahir Sorkun ise, “Merkez ve merkeze bağlı köylerimizde yapıların ahşap olması, elektrik tesisatlarının eski ve bakımsız olması nedeniyle yangınların genellikle elektrik kontağından kaynaklandığını görüyoruz. Bu tür yangınların azaltılabilmesi için elektrik tesisatlarının en az 5 yılda bir değiştirilmesi gerekiyor. Vatandaşlarımızın bu konuda bilinçli olmalarını öneriyoruz. Ayrıca prizlerde takılı halde yangına sebebiyet verecek herhangi bir elektronik malzeme bulundurulmamasını öneriyoruz. İlgili kurumlar tarafından vatandaşlarımızın uyarılması gerekiyor” şeklinde konuştu.



Son altı ayda 3 kişi yaşamını yitirdi


Öte yandan Kastamonu’da son 6 ay içerisinde meydana gelen yangınlarda il merkezinde 21, Abana’da 1, Ağlı’da 1, Araç’ta 5, Azdavay’da 1, Bozkurt’ta 3, Çatalzeytin’de 3, Devrekani’de 1, Doğanyurt’ta 2, İnebolu’da 4, Küre’de 1, Pınarbaşı’nda 3, Şenpazar’da 1, Taşköprü’de 3 ve Tosya’da 1 ev yandı.


Ayrıca yangınlarda 10 büyükbaş hayvan, 10 ahır ve 10 samanlık büyük zarar görürken, bu yangınlarda 3 kişide hayatını kaybetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.
Aydın Öğretmenlere, meslek liselerine destek çağrısı Aydın’ın Nazilli ilçesinde ilçenin en köklü liseleri arasında ilk sıralarda yer alan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden, ortaokulların rehber öğretmenlerine, meslek liselerine destek çağrısı geldi. Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek’in öncülüğünde Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al’ın ev sahipliğinde düzenlenen kahvaltılı toplantıya Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek başta olmak üzere Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı, Nazilli İş Kurumu Müdürü Yakup Ergenlik, Nazilli İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İhsan Çatma, Nazilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan, Yönetim Kurulu ve komite üyeleri, iş dünyasından temsilciler ve ilçedeki ortaokulların rehber öğretmenleri katıldı. Meslek Lisesi müdür yardımcıları ile alan şeflerinin de hazır bulunduğu toplantıda Meslek Liselerinin her geçen gün öneminin artması, mezunlarının ise düz liselere ve üniversite mezunlarına karşı avantajları anlatıldı. Beyaz yakalı-mavi yakalı kavramlarının değişimi, mesleki eğitimin önemi ve iş avantajları tartışıldı. “Meslek liseleri çok önemli” Toplantının açılış konuşmasını yapan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al, okullarının öneminden söz ederek ülkenin ve ekonominin kalkınmasında çok önemli olduğunu ifade etti. Öğrencilerin meslek liselerine yönlenmesi konusunda rehber öğretmenlerin kanalize etmeleri açısından paydaşlarla bilgi alışverişinde bulunmayı amaçladıklarını belirtti. “Meslek lisemizdeki teknoloji dışarıyla yarışıyor” İlçedeki meslek liseleri hakkında bilgi veren Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek: “Nazilli’deki Mesleki Eğitim Merkezi dahil olmak üzere meslek liselerimizde toplam 3 bin 337 öğrencimiz var. İlçemizdeki 7 bin 800 olan toplam lise öğrencilerimizle oranladığımızda yüzde 42 ediyor. Bizim için bu oran yeterli değil. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 60’larda. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 70’lerde olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda toplantı yaptığımız okulumuz Türkiye’de köklü geçmişi olan en başarılı okullar arasında yer alıyor. İlçemizdeki toplam 5 meslek okulumuzda farklı misyon ve vizyona sahip. Bu okulumuzda geleceğin meslekleri diyebileceğimiz 8 alanımız var. Geçen 10 yıl içerisinde de bu okulumuz son teknoloji sanayilerle yarışır teknolojiye sahip hale geldi. Her geçen yıl da kendini geliştirerek teknoloji ve imkanları ile en iyi eğitimi vermeye devam ediyor. Bizlerin düşüncesi siz rehber öğretmenlerimizin meslek liselerimizi iyi tanımaları ve gelecekte vasıfsız eleman sayısının azaltılmasında önemli rol oynamanız. Teknolojiyi iyi kullanan vasıflı elemanlar meslek liselerinde yetişiyor. Sanayici ise vasıflı çırak, kalfa ve usta tercih ediyor. Bu da meslek liselerimizin önemini kat kat artırıyor. Rehber öğretmenlerimizden ricamız, çocuklarımıza meslek liselerimizi en iyi şekilde anlatarak vasıflı eleman olarak daha kolay iş bulmalarını sağlamak için yönlendirme yapmanızdır” dedi. “Üretimin artması gerekiyor” Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı ise kendisinden örnek vererek 1990’lı yıllarda beyaz yakalının az, mavi yakalının ise çok olduğunu ifade etti. Günümüzde ise beyaz yakalının çok olması nedeniyle iş bulmada büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Ancak meslek lisesi mezunlarının kısa sürede meslek edinmesi ile iş sıkıntısı yaşamadıklarını, üretimi artırarak enflasyonun düşmesinde büyük rol oynadıklarını ifade etti. “Lisans mezunu olmak sorunları çözmüyor” Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan da konuşmasında meslek liselerinin üretimde büyük önem arz ettiğini ifade ederek: “Biz üretmeden büyüyecek bir ülke değiliz. Çocuklarımızın gelecekte refah düzeyinin artmasını istiyorsak bizim gibi odaların katkıda bulunması ve meslek liselerinin öneminin acilen anlatılması gerekiyor. Bizlerin acilen sorunların tespitini yapmamız lazım. Çocukların lisans mezunu olması sorunları çözmüyor. Bizim dileğimiz meslek lisesi çıkışlı olarak çocuklarımızın mühendisliklere geçmesidir. Çocuklarımız gelecekte başarılı olacaksa en azından meslek lisesi mezunu olmaları hayatlarını kolaylaştıracaktır” dedi. Toplantıya katılan rehber öğretmenler ve sanayiciler, sıkıntılarını ve düşüncelerini dile getirerek uzun bir süre fikir alışverişinde bulundu.