Ahşabın Başkenti olan Kastamonu’nun ahşap ustaları ile İstanbul’un mimarları Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) düzenlediği program ile bir araya geldi. Şehir merkezinde düzenlenen programda mimarlar ve ahşap ustaları bir araya gelerek ahşap alanında proje üretmek için birbirleri ile bilgi alışverişinde bulundular. Program düzenlenen gala gecesi sona erdi.
Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) düzenlediği İstanbullu Mimarlar Kastamonulu Ustalarla buluştu programı düzenlenen gala gecesi ile sona erdi. Gerçekleştirilen program ile usta ve mimarlar birbirlerinin çalışma stillerini ve üsluplarını tanıma imkanı buldu. Program restorasyonu devam eden ahşap yapılarda yapılan alan araştırmasıyla başladı. Programın en önemli ayağında ise mimarların Kastamonulu ustaları atölyelerinde ziyaret ederek üretim alanlarını ve ürün yelpazelerini görmeleri oldu.
Gala gecesinde konuşan Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, Kastamonu’nun kültürel miras açısından en yoğun olduğu bölgelerden biri olduğunu ifade ederek “Kastamonu’da kültürel mirasın en yoğun olduğu bölgelerden birisi. Tabi bizim en önemli işlerimizin başında nu kültürel mirası nasıl koruyabilir? Nasıl aldırabilir? Nasıl gelecek nesillere aktarabilirizi her zaman önde tutuyoruz. Onun içinde gerçek Kastamonu ahşabının da başkenti. Kültürel miras değerlerini bir takım projelerle hızlı olmasa da yavaş yavaş ayağa kaldırmaya başladık. Özellikle mahalle bazında mimarinin Kastamonu merkezde bin beş yüz civarında örneği var. Bunların çoğuna el attık. Ama yine daha çok kısmı yıkık ve dökük vaziyette. Bunların bir an önce ayağa kaldırılması lazım. Çarşı bazında da yine çalışmalarımız hızla devam etti. Nasrullah Meydanı, Hanlar Bölgesi dediğimiz bölge ve bakırcılar çarşısı olmak üzere çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz” dedi.
“Şu buluşmanın çok önemli olduğuna inanıyorum”
Gerçekleştirilen buluşmanın önemli olduğuna değinen Belediye Başkanı Tahsin Babaş, “Tabi oradan da kaleye çıktık. Kaleden de restorasyon çalışmalarımızın yüzde elliyi geçtiğini söyleyebilirim. Şu buluşmanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Yani mimarlar ve ustalar buluşması en doğru şey. Özellikle yapılan bu şeylerin hayata geçirilmesi de çok önemli. Onu da yapacak insanlar ustalar. Bu usta konusunda bazen bulmada zorluk çektiğimiz anlar oluyor. Ahşap ustası, taş ustası yani böyle kültürel mirası restore edebilecek insanların bulunması konusunda gerçekten zorlanıyoruz. Biz Belediye bazında da sanat tarihçimizden tutun arkeologumuza, yüksek mimarımıza, restorasyon uzmanımıza kadar bütün ekibimizi oluşturduk” şeklinde konuştu.
“Çok verimli bir çalışma günü gerçekleştirdik”
Programa İstanbul’dan katılan Mimar Şimşek Deniz verimli bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek “Çok verimli bir çalışma günü gerçekleştirdik. Bunun ilk ayağında Kastamonu öncülük yaptı. İlk toplantıyı burada gerçekleştirdik. İnşallah 2019 yılında yine mimar ve ustalarımızla beraber bunu İstanbul’da yapmak nasip olur diye düşünüyorum. Oluşturduğumuz heyet aslında hem üniversiteyi temsil ediyor hem özel sektörü temsil ediyor. Bende aynı zamanda bir belediye çalışanıyım. Kastamonu’da karşılaştığımız manzara bir korumacı olarak gayet iyiydi. Bir kere büyük bir çaba olduğunu fark ettik. Büyük çabaya hem KUZKA hem belediyenin hem de diğer kurumların desteğini çok açık bir şekilde gördük. Ustalarımız gerçekten Kastamonu ahşap ustalarının seviyesini gösterecek çalışmalar yaptılar. Çok iyi ustalıkları var” ifadelerini kullandı.
“İstanbul- Kastamonu birlikteliğini devam ettirmemiz lazım”
Gerçekleştirilen çalışmanın devam ettirilmesi gerektiğini söyleyen Mimar Şimşek Deniz, “Gerek sanayideki gerek içerideki gerekse son gittiğimiz entegre tesisteki ahşap örnekleri bizi çok heyecanlandırdı. İstanbul- Kastamonu birlikteliğini devam ettirmemiz lazım. Buradan İstanbul’da bir sokak, karşılık olarak İstanbul’dan bir sokaktaki yapıların restorasyonlarını gerçekleştirebilir miyiz diye düşünüyorum. Bu manada Kastamonulu ahşap ustalarının ahşap işçiliklerinde geldikleri nokta ve entegre tesislerdeki varlığı bizi heyecanlandırdı. Biz kırsalı koruyamıyoruz. Yani kırsaldaki kültürel varlığımız, tescilli eserlerimiz sahipsiz durumda. Kırsaldaki, köylerdeki, kasabalardaki kültür varlıklarının çok acilen korunma altına alınması lazım. Aynı tabloyu burada gördük” diye konuştu.
Yüksek Mimar Nergis Başkaya ise “Türkiye’de ki inşaat sisteminin kesinlikle betonarmenin boyundurluğundan kurtulması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu bizim geleneğimizde ruhumuzda, bakış açımızda, inancımızda bana göre böyle olması gerekiyor. Ama eskiden ahşabın uygulanabildiği ve yoğun uygulanabildiği zamanlarda ahşabın bir teknolojisi vardı. Bir sanayisi vardı” ifadelerini kullandı.
Gala gecesi, plaket takdimi ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
