KÜLTÜR SANAT - 22 Kasım 2018 Perşembe 13:45

Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş:

A
A
A
Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş:

2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’da, Dünya Medeniyetleri İçinde Türklerde ve Başka Topluluklarda Aile ve Akrabalık İlişkileri Çalıştayı başladı.

2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’da, Dünya Medeniyetleri İçinde Türklerde ve Başka Topluluklarda Aile ve Akrabalık İlişkileri Çalıştayı başladı. 22-23 Kasım tarihleri arasında sürecek olan çalıştay da Türklerde ve diğer başka toplumlarda aile yapısının gelişen dünyada ne gibi değişimlerden etkilendiği ele alınacak. Çalıştaya katılan Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Eriş, dünyada yaşanan değişmelerin ülke ve toplumların yapısını etkilediğini belirtti.


Kastamonu Valiliği, Kastamonu Belediyesi ve Kültür Konseyi’nin ortaklaşa hazırladığı Medeniyetleri İçinde Türklerde ve Başka Topluluklarda Aile ve Akrabalık İlişkileri Çalıştayı Kastamonu Şehit Şerife Bacı Öğretmenevinde başladı. Çalıştaya aile ve akrabalık ilişkileri üzerine çalışma yapan çok sayıda akademisyen katıldı.


“Yaşam kalitemizi yükseltmek için insan ilişkileri ve aile ilişkileri için önemlidir”


Çalıştayın açılışında konuşan Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, yaşam kalitemizi yükseltmek için insan ve aile ilişkilerinin yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Vali Karadeniz, “Zaman içerisinde akrabalık ilişkilerinin zayıflaması, köylerden kente yaşanan göçler, bunu yaparsak çevremiz nasıl karşılar endişesi ortadan kaldırıldı. Aile içi ilişkiler bile olumsuz etkilenmeye başlamıştır. Bireysel yaşam belki insanlara cezbedici gelebilir. Sosyal kontrol, sosyal denetimden uzaklaşmak insanlara cazip geliyor. Ama şunları da bilelim ki, bireysel yaşam kendini ayaklarınız üzerinde durabildiğiniz zaman güzeldir. Bir ailede, o evin içinden biri ağır hastalık yaşadığında aile paramparça oluyor. Değil o aileden topluma yararlı bireyler olmak, kendilerine dahi faydası olmayan bireyler yetişiyor hem sosyal sorumlar hem de güvenlik sorunlarından olumsuz etkilenerek, toplumsal açısından sorunlara neden oluyor. Akrabalık ilişkilerini ve ailede ilişkilerimizi iyi irdelememiz ve bu geriye doğru gidişi sebeplerini iyi çözümlememiz, ilişkilerin gücünü koruyacak ve ileriye taşıyacak çözümlerde bulmamız ve toplumsal açıdan kalkınmamız için ayrıca yaşadığımız ortamı daha güvenli hala getirmek için önemlidir. İnsan ilişkileri ne kadar güçlüyse, o ortamda bulunan insanda o kadar mutludur ve sağlıklıdır. Yaşam kalitemizin yükseltmek için insan ilişkileri ve aile ilişkileri için önemlidir” dedi.


“22 odalı konakta 30 kişilik bir aile yaşamış”


Kastamonu’da bulunan 22 odalı Şeyhoğlu Konağında 30 ailenin yaşadığını belirten Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, eski aile yapılarının büyük bir yapıya sahip oğlunu ifade etti. Başkan Babaş, “Biz Kastamonu’da Taş Devrinde bu tarafa bir uygarlık var. Uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir ilimiz. O nedenle burada kurulan aile bağları buradaki aile yaşantıları bizim için çok önemli. Bizim tarih, kültürel anlamda çalışmalarımız devam ediyor. Yani kültürel miras bizim misyonumuz. Bu konuda hem ev bazında hem yerel bazda hem sokak bazında hem çarşı bazında mahalle bazında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şeyh oğlu Konağımız var. İçerisine gidip baktığınızda burada bir aile yaşamış. 22 tane odamız var. Neler yaşanmış? Yani onu hayal ettiğimiz zaman oradaki aile yapısına özenmemek elde değil. Tabi büyük bir aile, ata erkil aile yaklaşık orada 30 civarında kişiden oluşan bir ailenin yaşadığı biliniyor. Oradaki uyum oradaki, aile düzeni, oradaki aile içerisindeki saygı kurumsal diyebileceğimiz bir aile yapısı olarak devam etmiş. Bizim görüyorsunuz Kastamonu’muz da Anadolu’nun diğer yerlerinde bunlar hep böyle ailelerle anılmış. Şimdi şu anda aile ile anılıyor muyuz? Bunları sormak lazım. Mesela dediğim gibi Şeyhoğlu ailesi gibi aileler hala anılmaya devam ediyor. Ama bunlar büyük aileler. Bugün tahmin ediyorum bu konulara sempozyumda çok güzel değinilenecek. Biz o kuşakta debeleniyoruz. O zaman büyük aile vardı şimdi küçük aile var. Bu arada gidip geliyoruz hep anılarımızla övünüyoruz. Burada hem kültürel olarak hem değişen dünyada durma adı altında yapılan işlere değinileceğini tahmin ediyorum” ifadelerini kullandı.


“Türk Toplumları için kutsal bir kurum olan aile, toplumun gelenek, görenek, dil, din ve diğer özelliklerinin birlikte yaşatıldığı en temel unsur olmuştur"


Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Eriş, gelişen dünyada toplumların yapılarında değişimin olduğunu belirtti. Türkler için aile yapısının en temel unsur olduğunu ifade eden Dr. Metin Eriş, “Türk halk ve topluluklarında aile kurumuna ve evlilik olayına ise büyük önem verildiği bilinir. Orta Asya’da kurulan en eski Türk devletlerinden başlayarak evlenme ciddi bir sosyal olay kabul edilmiştir. Öyle ki evlenme törenleri, Türk toplumunu bir araya getiren dayanışmayı sağlayan önemli sosyal olaylardan biri olarak kabul edilmiştir. Başlangıcından itibaren Türk toplumları için kutsal bir kurum olan aile, toplumun gelenek, görenek, dil, din ve diğer özelliklerinin birlikte yaşatıldığı en temel unsur olmuştur. Türk tarihindeki mevcut yasalarda aile Türk toplumunun temel müessesesi’ olarak kabul edilir. Bu bilinene rağmen 2108 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti olan Kastamonu’da "Dünya Medeniyeti İçinde Türklerde ve Başka Topluluklarda Aile ve Akrabalık İlişkileri" diye bir konu neden gündeme getirildi? Bilindiği üzere geçtiğimiz yüzyıllardan başlayarak günümüz dünyasında cereyan eden ve temel unsuru olan veya olması gereken aile kurumunda yeni dünyasında da kendini gösteren küresel değişimler, ülkelerin ve toplumların sosyal yapılarının dönüşümlere yol açmıştır. Bir yandan ideolojik sapmaların, insan ve toplumunda yaptığı ve biçim zorlamalarıyla ileriye sürdüğü "aile dışı yaşama" tarzındaki yeni hayat algısı; öte yandan serbest piyasa ekonomisine geçiş, toplumdaki yapı, kültür ve düşünce tarzına yeni açılımlarla birlikte sapmalar da getirmiştir” şeklinde konuştu.


Çalıştay protokol konuşmalarının ardından, akademisyenlerin sunumları ile devam etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.