EKONOMİ - 06 Nisan 2019 Cumartesi 15:06

Kastamonu’da bu yıl 300 dönüm arazide kendir ekilecek

A
A
A
Kastamonu’da bu yıl 300 dönüm arazide kendir ekilecek

Kastamonu’da Kendir Ekim Şenliği düzenlendi.

Kastamonu’da Kendir Ekim Şenliği düzenlendi. Şenlikte konuşan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Kendir Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yalçın Koçak, Kastamonu’da bu yıl 300 dönüm arazide kendir ekileceğini belirterek, bu sayede Kastamonu’nun Türkiye’de kendirin tohum merkezi haline geleceğini söyledi.


Kastamonu Belediyesi, Azık Kendir-Kenevir Kadın Kooperatifi ve Kastamonu Sarıkonak Kadın Kooperatifi tarafından Kendir Ekim Şenliği düzenlendi. Merkeze bağlı Kırcalar köyünde gerçekleştirilen şenlikte traktörlerle kendir ekimi yapıldı. Ayrıca Kastamonu Belediye Başkanı Op. Dr. Galip Vidinlioğlu ile beraberindekiler, temsili olarak tarlada kendir ekimi yaptı.


Kendir Ekim Şenliği’nde konuşan ASAM Kendir Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Yalçın Koçak, Türkiye’de 47 yıldır ekilmeyen bir sanayi ürünü olduğunu fark ettiklerini belirterek, "Adı kendirdir. Kendirin de başkenti Kastamonu’dur. 260 kilogram tohum ile Samsun’da başlatmış olduğumuz bir kenevir ekim tohumu seferberliğimiz bulunuyor. Bu sene inşallah elimizde artan tohumu da getirdik Kastamonu’da toprakla buluşturuyoruz. 47 yıldır Kastamonu’nun toprağı bu kendire aç. Bu kendir başka bir berekettir. Kendiri ektirmeme lobisi de bulunuyor bu ülkede. Onlarla direkt cepheden karşı karşıya olmasak bu harbi kaybedecektik. Onun için ben iki yıldır ekilecek tarlanın başında duruyorum. Hem ektiriyorum hem de biçtiriyorum. Kendirin eksi payitahtı olan Kastamonu’da bir endüstriyel tesisi nasıl inşa edeceğiz, yapacağız da ülkemizin üretmiş olduğu bu kendir ve keneviri alıp orada işleyeceğiz, büyük bir geliri de sizlere indireceğiz. Bu amaçla bugün buradayız" dedi.



"Tarihte en eski ekim yeri olarak Kastamonu’yu bulduk"


Tarihte en eski ekim yeri olarak Kastamonu’yu bulduklarını söyleyen Dr. Koçak, "Kendirin bu ülkenin ekonomisine ne kadar büyük bir menfaat sağlayacağını gördükten sonra frene basmayı bıraktık. Üstüne de süratli bir şekilde gidelim istedik. Kader bizim yolumuzu Kastamonu’ya kadar getirdi. Kendirin kadim başkenti Kastamonu’dur. Tarihte en eski ekim Kastamonu’dadır. Mesela Göbeklitepe’de kendir ekim tohumları bulundu. Orta Asya ve Büyük Asya’daki kabristanlıklarda da mezarlıklarda da kendir tohumu bulundu. Ama bunun en güzel yetiştiği yer olarak İsviçrelisi de, Almanı da, Kanadalısı da Anadolu’da ekim peşinde. Çünkü toprak buna elverişli, iklim buna elverişli, güneş saati buna elverişli. Bizim kendir ve kenevir ekiminde kaybettiğimiz 47 seneyi süratli bir şekilde kazanmamız lazım. Bunun için çalışıyoruz, uğraşıyoruz, okutuyoruz, araştırıyoruz. Bir taraftan da ekiyoruz. Ekmek için ne yapmamız lazım? Tohuma ihtiyacımız var. Biz de tohum yetiştiriyoruz. Önümüzdeki yıl inşallah daha çok tohum çıkartacağız, daha çok alanda ekeceğiz" diye konuştu.



"Bu yıl Kastamonu’da 300 dönüm arazide kendir ekimi yapılacak"


Bu yıl Kastamonu’da 300-350 dönüm arazide kendir ekimi yapılacağını vurgulayan Dr. Koçak, "Samsun’da ekiliyor, Samsun’da 200 dönüm civarında bir ekim yapıldı. Tokat’ta yine 40 dönüm civarında bir ekim yapılıyor. Türkiye bu yıl ekilen kenevir tohumu önümüzdeki yıla yine yetmez. Ben, büyük hedeflerle uğraşıyorum. Ama maya olmadan da biliyorsunuz yoğurt olmuyor. Şu anda gördüğünüz bu çalışmaların hepsi kendirin maya çalışmalarıdır. Biz bu mayayı inşallah Kastamonu’da tutturduk" dedi.



"Kastamonu’da ayrıca kendir borsası da kuruldu"


Kastamonu Ticaret Borsası tarafından da kendir borsası kararı alındığını açıklayan Dr. Yalçın Koçak, "Kendir borsası Kastamonu’dan soruluyorsa kendirin de başkenti Kastamonu’dur hayırlı uğurlu olsun" ifadelerini kullandı.


Dr. Koçak, "Ben, geçtiğimiz yılki ekimlerimden ötürü tohum temin ettim. Bu sene de insanlarımıza tohumu parayla vermek yerine Türkmen’in adetini töresini yerine getiriyoruz ve tohumu size veriyoruz, ’önümüzdeki yılda bize aldığımız tohumun iki mislini geri ver’ diyoruz. Yani 10 kilogram tohum aldıysan 20 kilogram tohumu geri ver diyoruz. Tohum alışverişinde para kullanamıyoruz. Adetimiz budur. Bu adeti geliştirebilirsek inşallah ülkemize iyi bir imece kültürünü de oturtmuş olacağız" ifadelerini kaydetti.



"Kendirin başkenti aslında Taşköprü’dür"


Kastamonu Belediye Başkanı Op. Dr. Galip Vidinlioğlu ise, Kastamonulular olarak lobilerinin eksik olduğunu belirterek, "Dolayısıyla kendirin başkenti aslında Taşköprü’dür. 15 asırdır kadar Taşköprü’de kendir ekildiğini ben okumuştum, yanlış da hatırlıyor olabilirim. Kendirin bir özelliği var. Kendir, topraktaki selenyumu yukarıya doğru çekiyor. Yukarıya doğru çektiği için de sarımsağa aromasını veren odur. Bu yüzden kendire bismillah deyip başlamamız lazım. Bizim lobimizi biraz güçlendirmemiz gerekiyor. Sesimizin biraz daha gür çıkması gerekiyor" dedi.



"Kendir ile ilgili müteşebbis olursa arsa konusunda yardımcı olacağız"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendirin merkezi olarak Vezirköprü’yü açıkladığını hatırlatan Op. Dr. Vidinlioğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı önüne gelen dosyaya istinaden bu işin merkezi Vezirköprü dedi ama Vezirköprü kendir konusunda ikinci, üçüncü kalır. Çorum da böyledir. Kendirin anavatanı, merkezi Taşköprü’dür. Kastamonu’da da il merkezinde eskiden ekilip biçiliyordu. Bizim bu işe öncülük etmemiz gerekiyor" diye konuştu.


Kendir ile ilgili bir yan sanayiyi Kastamonu’ya getirmek isteyen müteşebbis olduğu taktirde arsa konusunda yardımcı olacaklarını söyleyen Vidinlioğlu, şöyle konuştu:


"Ben de, ’eğer seçilirsem mutlaka kendir ile ilgili bir yan sanayiye Kastamonu’ya getirmek isteyen bir müteşebbise ben her konuda yardımcı olacağım, arsa tahsisini de yapacağım’ dedim. Sözümün arkasındayım ve halen aynı yerdeyim."


Konuşmaların ardından kendir ekimi yapıldı ve davetlilere ikramda bulunuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.