- 29 Nisan 2021 Perşembe 10:49

Manileri ve davuluyla sokakları şenlendiriyor

A
A
A
Manileri ve davuluyla sokakları şenlendiriyor

Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde sokağa çıkma kısıtlamasına rağmen Ramazan davulcusu geleneğini sürdüren Celal Küllü, maniler ve ilahilerle vatandaşları sahura kaldırıyor.

Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde sokağa çıkma kısıtlamasına rağmen Ramazan davulcusu geleneğini sürdüren Celal Küllü, maniler ve ilahilerle vatandaşları sahura kaldırıyor. Sesi ve davuluyla sokakları şenlendiren Küllü, kendisinden sonra çocuklarının da bu geleneği sürdürmesini istiyor.


Her yıl sahur vakti sokak aralarında gezerek, insanları davul sesi ile uyandıran Ramazan davulcuları, bu yıl da korona virüse rağmen mesailerine devam ediyor. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde manileriyle sokakları şenlendiren davulcular, vatandaşları sahura kaldırıyor. İnebolu ilçesi Aşağı Hatipbağı Mahallesi’ni karış karış gezerek, davul sesi ve manilerle vatandaşları uyandıran 2 çocuk babası Ramazan davulcusu Celal Küllü, mesleğe 2007 yılında başladığını söyledi. Ramazan ayı boyunca tüm sokakları dolaştığını anlatan Küllü, "Yaklaşık 15 yıldır görevimi çok güzel bir şekilde yürütüyorum. Allah’a şükür fakat 15 senemin 13 senesi iyi geçti. Son iki yıldan bu yana pandemi dolayısıyla mesleğimiz baya bir eski neşesini kaybetti. Biz korona virüse rağmen elimizden geldiği kadar geleneğimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Bundan sonra da inşallah hayat izin verdiği sürece de mesleğime devam edeceğim" dedi.



"Çocuklarım bu görevi sürdürsün istiyorum"


Bazı il ve ilçelerde Ramazan davulcusu geleneğinin yaşatılmadığına dikkat çeken Celal Küllü, "Mahalle sakinlerinden mani istekleri de alıyoruz. Bazıları farklı maniler istiyor. Tabi ’olmaz’ demiyoruz. İstekleri de yerine getiriyoruz. Ramazan ayının ayrı bir duygusallığı oluyor, İnsan kendisinde güzel bir şey hissediyor. Ramazan mübarek olduğu için o daha bir duygulu oluyor. Ramazan davulculuğu görevimi, Cenabı Allah’ım sağlık verir de o günleri yaşamak ve görmek nasip olursa 10 yıl daha geleneksel olarak sürdürmek istiyorum. Çeyrek asrın sonunda çocuklarımın bu geleneği sürdürmesini istiyorum. Biz bu işi profesyonel olarak yapıyoruz. İnebolu halkından çok olumlu tepkiler alıyoruz" diye konuştu.



"Geceye ahenk ve neşe verilmeli"


Eski köye yeni adet getirmek yerine, eskiye göz gezdirilmesi gerektiğini kaydeden Ramazan davulcusu Küllü, "Atalarımız bahşiş istemenin daha kibar, daha neşeli yollarını bulmuş. Eski köye yeni adet icat etmemeli ve biraz eskiye göz gezdirmeli. Ramazan ayını ek gelir için fırsat bilip, davulu eline alıp tokmağı indirmekle de Ramazan davulcusu olunmuyor. Tabii ki bu işin de bir adabı, geleneği-göreneği var. Gürültü kirliliği yapan değil, geceye ahenk ve neşe veren davulcunun hakkıdır bahşiş. "Gelenekler sürsün" demekle olmaz. Usulü de yaşatmak gerek. İşte bu bağlamda ben de diyorum ki; davul da manisiz olmaz. Ramazan ayı boyunca davulcular her yerde, peki sorarım size maniler nerede? Davulcunun mahareti ve iyi bir bahşişi hak etmesinin sebebi, "güm bede güm güm" diye sokakları inletmesi değil, haneler önünde mani uydurma yeteneğindedir. Mani söylemek, zeka ister, espri yeteneği ister" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.