- 25 Kasım 2018 Pazar 11:30

Zihinsel engelli genç hayata kara kalem ile tutundu

A
A
A
Zihinsel engelli genç hayata kara kalem ile tutundu

Kastamonu’da yüzde 89 zihinsel engelli Barış Tokmakoğlu, 6 yaşındayken bir iş yerinin camında görüp etkilendiği ve annesinin de büyük desteği ile başladığı kara kalem çalışmaları sayesinde hayata tutundu.

Kastamonu’da yüzde 89 zihinsel engelli Barış Tokmakoğlu, 6 yaşındayken bir iş yerinin camında görüp etkilendiği ve annesinin de büyük desteği ile başladığı kara kalem çalışmaları sayesinde hayata tutundu.


Kastamonu’da ikamet eden 24 yaşındaki Barış Tokmakoğlu, yürümeyi 4 yaşında, konuşmayı ise 5 yaşında annesinin özel ilgisiyle güçlükle öğrendi. Barış Tokmakoğlu, 6 yaşında evine giderken bir iş yerinde kara kalem çalışmalarını görüp etkilendi. Her eve gidip gelişinde iş yerindeki kara kalem çalışmalarını izleyen ve inceleyen Tokmakoğlu, kendisi de aynı şekilde kara kalem resim çalışması yapmak istedi. Durumu annesi Gülhan Tokmakoğlu’na anlatan Tokmakoğlu, bu merakına annesinden de büyük destek gördü. Belli bir süre resim çalışması yaptıktan sonra çalışmalarına ara veren Tokmakoğlu, annesinin telkinleri ile yeniden kara kalem çalışması yapmaya başladı.


Tokmaklıoğlu, profesyonel destek almadan 6 yaşında başladığı kara kalem çalışmasını 18 yıldan beri aralıksız sürdürüyor. Annesi dışında kimseden destek almayan genç, zamanla kara kalem çalışmasında ustalaşarak ortaya koyduğu eserlerle profesyonellere taş çıkarttı. Boş zamanlarında evde çalışmalarını sürdüren Tokmakoğlu, Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü Halk Eğitim Merkezi bünyesinde zihinsel engelli gençler için açılan resim kursunda da çalışmalarını devam ettiriyor. Ortaya koyduğu eserlerle herkesin beğenisini kazanan Tokmakoğlu, kendisini daha da geliştirerek annesiyle birlikte sergi açmayı planlıyor.



“Profesyonel yardım almadım, kendi çabalarımla öğrendim”


Resme küçük yıllardan beri ilgisi olduğunu belirten Barış Tokmakoğlu, "Ama okul yıllarım bittikten sonra resmi bıraktım. 2008 yılında bıraktıktan sonra 2011 yılında tekrar başlama kararı aldım. Bunda tek yardımcım annemdi. Başka kimse yoktu yardımcım. Profesyonel bir insandan yardım almadım. Kendi başıma yapmaya çalıştım. Bir iş yerinden geçerken resimleri gördüm orada. Bende zaten bir şeyler vardı ama tekrar küllerimden doğdu diyebilirim. Tekrar resim yapmaya başladım. Kimseye göstermiyordum resimlerimi. Tek başıma evde yaptım. Annem biliyordu bitek. Sonra geliştikçe herkese göstermeye başladım. Hastalığım ilk başlama dönemi olduğu için doktorlar bana sürekli sen bir şeylerle uğraşmalısın ki kafandakileri dağıtabilmelisin demişlerdi. Ben de resmi seçtim. Bu yolda da ilerledim. Yardım da almadım kimseden annemden başka. Sonra okul yıllarımda hocamdan destek aldım" dedi.



“Benim seviyemde olan herkes yapabilir"


Kendi seviyesinde olan herkesin biraz çaba ile resim yapabileceğini söyleyen Tokmakoğlu, “Yaz döneminde ilk defa resim kursu alacağım. Çok sayıda resim yaptım. Bu resimleri annem sayesinde yaptım, ilerlettim. Kendi çapımda bir sergi açmayı düşünüyorum. Bu sergiyi benimle aynı hastalığı yaşayan, beni anlayan insanlarla aynı zamanda bu serginin açılışını yapacağız. Benim seviyemde, benim durumumda olan insanların da bu yeteneğinin olabileceğini düşünüyorum. Sadece ben değilim böyle hastalığı olan kişiler. Herkes yapabilir. Sadece bir uğraşınız, çabanız olsun yeterli” diye konuştu.



“Resim yapmak benim için eğlenceden çok bir yaşam tarzı oldu”


Resim yapmanın hayatını değiştirdiğini belirten Tokmakoğlu, “Küçükken aslında resim yapmayı çok sevmiyordum. Annemin telkinleri ile daha çok sevmeye başladım. Bu işi daha çok benimsedim. Zamanla resim yapmak benim için eğlenceden çok bir yaşam tarzı oldu. Kendimi daha iyi hissettim. Hastalığımı iyileştirdi. Resim yaptıkça daha iyi oldum. İleride iyi bir ressam olur muyum olmaz mıyım bilmiyorum ama annemin de hayali resim öğretmeni olmamdı. Benim de hayalim resim öğretmeni olmak. Gerçekleşir gerçekleşmez bilmiyorum ama ileride iyi bir ressam olmak istiyorum. Bu yolda da elimden geleni yapacağım” şeklinde konuştu.



“Resim yapmasına hiçbir şey engel olamadı”


Oğlunun ergenlik çağına geldiğinde hastalığının nüksetmesine rağmen resim yapmasına hiçbir şeyin engel olamadığını vurgulayan anne Gülhan Tokmakoğlu ise, “Barış, 1994 yılında doğdu. Çok küçük yaşlardan beri resim çalışmalarımız vardı bizim. İlk resim çalışmasına 6 yaşında başladı. Ben çocuğumun bir resim öğretmeni olması hayalindeydim. Hayalimi gerçekleştirmek için üzerinde çok baskı kurmadan resimlere alıştırmaya başladım. Resim çizdiriyordum. Ders yaptırıyordum. Bu yolda beraber yürüdük ilkokul 1’den başlayarak. Tabii önceleri hastalığı hakkında bir bilgimi yoktu. Tabii ufak tefek belirtiler gösterdi. Ergenlik çağına geldi ve ergenlik çağında hastalıklar nüksetmeye başladı. Buna hiçbir şey engel olmadı. Yine resim yapmaya devam etti. Beraber yol aldık. Aramızda büyük bir sevgi bağı vardı. Her dediğimi yaptırabiliyordum. Resim yapmak istemiyordu. Resim yapmayı sevmiyordu. Ben zorluyordum onu. Ünite resimleri ile böyle yetiştirmeye çalıştım. Ortaya güzel resimler çıkmaya başladı. Zaman içerisinde bu sevgiye dönüştü. Güçlü bir bağ oluştu” ifadelerini kullandı.



“Hayalimde tek resim öğretmeni olmasını istiyordum”


Oğlunun zaman zaman zorluklar yaşadığını anlatan anne Tokmakoğlu şöyle konuştu:


“Hastalığı konusunda atak geçiren bir psikoz. Samsun ve Bolu’da yattı. İlk olarak davranış bozukluğu olarak ortaya çıktı. Yani psikolojik bir rahatsızlık. Hala ilaçla tedavi görüyor. İlaçlarını kullanmadığı zaman sıkıntı yaşatıyor. Devamlı kontrol altındayız. Toplum Ruh Sağlığına gidiyoruz. Orada tedavi görüyor. Ben ileride çocuğum çok iyi resim yapar diye hayalim olmadı. Ama hayalimde tek resim öğretmeni olmasını istiyordum. Tek istediğim bu idi. İnşallah benim çocuğum hayalini ileride gerçekleştirecek. Benim hayalim de gerçekleşecek.”


Kurs eğitmeni Sultan Talaş ve Feyza Devecioğlu da, Barış’ın alacağı eğitim ile daha iyi yerlere geleceğine inandıklarını söylediler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Başkan Topuz’dan Engelliler Haftası mesajı Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, 10-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen Engelliler Haftası nedeniyle yayımladığı mesajında, haftanın engelli bireylerin toplumda hak ettikleri saygı ve değeri görmeleri için önemli bir fırsat olduğunu açıkladı. Başkan Topuz mesajında, “Bu hafta, toplumumuzda engelli bireylerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek ve onların karşılaştığı engelleri kaldırmak için farkındalık oluşturmamıza da imkân sağlayacaktır. Toplumumuzun önemli bir parçası olan engelli bireylerimizin hak ettiği saygı ve desteği alması, engelli bireylerimizin yaşadığı zorlukları anlamak ve onlara yardımcı olmak her birimizin sorumluluğudur. Her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen Engelliler Haftası’nı, engelli vatandaşlarımızın yaşadığı güçlükleri anlamak ve onlara destek olmak için bir fırsat olarak görmeli, onların ihtiyaçlarını karşılamak ve hayatlarını kolaylaştırmak için elimizden geleni yapmalıyız. Engelli bireylerin toplumumuzun birer parçası olduklarını unutmamalı ve onlara karşı her daim anlayışlı ve saygılı olmalıyız. Ve özellikle unutmamalıyız ki; engelli bireylerimizi sadece hafta kapsamında hatırlamamalı, onlara engelsiz alanlar sunarak yaşam alanlarını genişletmeliyiz. Onların yaşadığı zorlukları anlamak ve onlarla dayanışma içinde olmak, toplumumuzun daha kapsayıcı ve adaletli bir yer olmasını sağlayacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle engelli vatandaşlarımıza sevgi, saygı ve destek dolu bir hafta diliyorum” dedi.
Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: "Kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir" Dünya İnme Farkındalık Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, "Kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir" dedi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, ’Dünya İnme Farkındalık Günü’ çerçevesinde açıklamalarda bulundu. İnmenin çok hızlı tedavi gerektiren bir durum olduğunu belirten Dr. Sarıkaya, inme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmek olduğunu ve kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demek olduğunu söyledi. İnmenin çok hızlı tedavi gerektirdiği kaydeden Dr. Sarıkaya, "İnme beyin damar hastalıklarının ani olarak ortaya çıkan ve çok hızlı tedavi gerektiren bir durumdur. İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir. İnme sonrasında doktor tarafından talep edilen ileri tetkikler de yaptırılmalıdır. Bu tetkikler, inmenin nedeninin belirlenmesi ve doğru tedavinin planlanması adına gereklidir. İnmeye neden olan risk faktörlerinin bilinmesi, doktorun tavsiyelerine uyulması ve sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve sürdürülmesi çok önemlidir. Bu hususta, yüksek tansiyon hastalarının tansiyonunun kontrol altına alınması, beslenmedeki doymuş yağ miktarı ve kolesterolün azaltılması, sigara kullanımı varsa bırakılması, diyabet yönetimi diyet ve egzersiz ile fazla kiloların verilmesi önemlidir. Bunun yanında meyve sebzeler açısından zengin bir beslenme de bu dönemde alınabilecek önlemler arasındadır. Hareketsiz bir yaşam yerine düzenli bir egzersiz rutini, birçok yönden felç riskini azaltır.Yapılan egzersizle kan basıncı düşürülebilir, kan damarları ve kalp sağlığı iyileştirilebilir. Sağlıklı beslenerek, kilo kontrolü sağlayarak fiziksel aktivite yaparak inme riskinizi azaltın" ifadelerini kullandı.
Muş Kahramanmaraş depremini simülasyon tırında birebir yaşadılar Muş’ta deprem bilincini artırmak ve vatandaşları deprem anında alınması gereken tedbirler konusunda bilinçlendirmek amacıyla kente getirilen deprem simülasyon tırında vatandaşlar, Kahramanmaraş depremini birebir yaşadılar. Muş Afet ve Acil Durum Yönetimi İl Müdürlüğü tarafından Vangölü Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (VEDAŞ) bahçesine getirilen deprem simülasyonu tırında katılımcılar, Kahramanmaraş depremini birebir yaşadılar. Tır içinde deprem öncesi, sırası ve sonrasında neler yapılması gerektiği, doğru davranış şekillerinin neler olduğu AFAD uzmanları tarafından uygulamalı olarak gösterildi. Süreleri farklı olmak üzere 7.8 büyüklüğündeki Kahramanmaraş ve Marmara depremlerini yaşayan katılımcılar, çök-kapan-tutun yöntemiyle kendilerini korumayı öğrendiler. Bu tür etkinliklerin deprem bilincini artırmada önemli bir rol oynadığını belirten VEDAŞ İş Güvenliği Uzmanı Mehmet Salih Timur, simülasyonlar sayesinde deprem anında doğru ve bilinçli bir şekilde hareket etmenin can kayıplarını ve maddi zararları en aza indireceğini vurgulayarak, “Bu uygulamanın amacı, katılımcılara bir deprem deneyimi yaşatmak. Türkiye genelinde AFAD’a ait 4 adet deprem simülasyon tırı bulunmaktadır. VEDAŞ İl Müdürlüğünün talebi üzerine Ankara’dan AFAD’ın göndermiş olduğu deprem simülasyon tırından VEDAŞ İl Müdürlüğü çalışanları, aileleri ve vatandaş yararlandı. Bugün toplamda 100 personelimiz katıldı. 50-60 civarında vatandaş katılımı sağlandı. Bu tür uygulamaların vatandaş üzerinde etkisi büyük. Bir şeyi deneyimlemek her zaman bir sıfır önde başlamak gibidir. VEDAŞ İl Müdürlüğü olarak yılda iki defa acil durum tatbikatları kapsamında deprem, yangın, çığ felaketi eğitimleri vermekteyiz” dedi.