YEREL HABERLER - 29 Nisan 2016 Cuma 15:56

"kayseri Şehitler Şehridir"

A
A
A
"kayseri Şehitler Şehridir"

Kûtu-l Amâre Zaferi, bu zaferin kazanılmasında büyük pay sahibi olan ve Kasap Alayı olarak da bilinen Zincidere’deki 44. Alay’ın bugünkü birliği olan 1. Komando Tugay Komutanlığı’nda anıldı. Anma Programında bir konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, 1. Komando Tugay Komutanlığı’nda yapılan Kûtu-l Amâre Zaferi Anma Programı’nda sanayi şehri, ticaret şehri gibi vasıflarla anılan Kayseri’nin aynı zamanda ’Şehitler Şehri’ olduğunu söyledi. Başkan Çelik, 1856 Kırım Savaşı’ndan 2014 yılına kadar Kayseri’nin toplam 2 bin 244 şehit verdiğini söyledi.
Zincidere Komando Tugay Komutanlığı’nda yapılan anma programına Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik’in yanı sıra Vali Orhan Düzgün, 2. Hava İkmal Bakım Merkezi ve Garnizon Komutanı Hava Pilot Tümgeneral İsmail Yalçın, 1. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Aydoğan Aydın, Hava Pilot Tuğgeneral Cemal Akyıldız, Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Usta, gaziler, komutanlar ve davetliler katıldı.
Anma programında konuşan 2. Hava İkmal Bakım Merkezi ve Garnizon Komutanı Hava Pilot Tümgeneral İsmail Yalçın Kûtu-l Amâre zaferinin Çanakkale’den sonra Osmanlı’nın son zaferi olduğunu söyledi. Tümgeneral Yalçın, tarihe altın harflerle yazılan Kûtu-l Amâre zaferinde kahramanca savaşan şehit ve gazilerimizi rahmetle andığını belirtti.
"DÜNÜN 44. ALAY’I, BUGÜNÜN KOMANDO TUGAYI"
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik de, 1. Komando Tugayının tarihi zaferlerle taçlanmış, kahramanlıkları dillere destan olmuş ve halen de kahramanlıklarını sürdüren bir birlik olduğunu söyledi. Kûtu-l Amâre Zaferinin böyle bir zaferin kazanılmasında emeği olan 44. Alay’ın merkezinde kutlanmasının anlamının anlamını da vurgulayan Başkan Çelik, "1. Dünya Savaşının en zorlu ve en kanlı cephelerinden Çanakkale ve Irak cephelerinde düşmana kan kusturan, ordumuzun en gözde birliklerinden olan ve Kasap Alayı olarak da bilinen 44 Alay’ı saygıyla anıyoruz. Kayseri Kasap Alayı’nın mekanı olan Zincidere, dün olduğu gibi bugün de vatan savunmasında üzerine düşen görevi en güzel şekilde yerine getiriyor. Bu topraklarda eğitim alan askerlerimiz dün Kasap Alayı olarak 1. Dünya savaşında zaferler elde ederken bugün de komando olarak Kıbrıs Barış Harekatı ve terörle mücadelede kesin zaferlerle gurur kaynağımız olmaya devam ediyor. Dün nasıl batılı güçleri yenmişse bugün de onların uzantısı olan hain örgütleri yok etmek için mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor" dedi.
Konuşmasında Kayseri’nin bilinen vasıflarına anlamlı bir vasıf daha ekleyen Başkan Çelik sözlerini şöyle sürdürdü: "Kayserimizi farklı yönleriyle ön plana çıkarıyoruz. Ticaret şehri, sanayi şehri, hayırseverler şehri gibi isimler veriyoruz. Kayserimiz için yeni bir sıfatı daha dile getirmeliyiz. Kayseri aynı zamanda şehitler şehridir. Milli Savunma Bakanlığı verilerinden hareketle yapılan bir araştırmaya göre 1856 Kırım Savaşından 2014’e kadar Kayseri’de verilen şehitlerin toplam sayısı 2 bin 244’tür. Bu sayının 1771’i 1. Dünya Savaşında verilmiştir ve Kayseri en çok şehit veren iller sıralamasında 18. sıradadır. 1771 şehidimizin de 753’ü Çanakkale’de, 268’i de Irak cephesinde şehit olmuştur. Şehitlerden en küçük olanı Abdullah oğlu Mehmet Galiçya cephesinde şehit düşmüştür ve 14 yaşındadır. 1771 şehidin isimlerine bakıldığında 250’sinin adının Mehmet, 158’inin adının Mustafa, 114’ünün adının Ali olduğunu görüyoruz. Bu isimler askerimize Mehmetçik denildiğinin bir göstergesi olsa gerek."
Bugünkü Zincidere Komando Tugayının bulunduğu yerde 1. Dünya Savaşı sırasında bozmadık cephe, dağıtmadık düşman, yenmedik ordu koymayan hepsi Kayseri’nin evladı, adı dillere destan şanlı 44. Alay’ın bulunduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Çelik, "Bu alayın askerleri savaşa giderken yol üstündeki Zincidere, Reşadiye, Talas gibi kasabalar yollara dökülür, askerleri uğurlar, dualar ederdi. Bu birliğe asker veren yakın köylerden biri olan Tavlusun 1919-22 yılları arasında 48 şehit vermişti" diye konuştu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Çelik, sözlerini şu dizelerle tamamladı:
"Sarıkamış’ta dondum,
Çanakkale’de yandım,
Yemen’de piştim,
Kanal’da boğuldum.
Şehit düştüm.
Dirildim bayrak ve vatan oldum.
Bu toprakları bize vatan kılanlara rahmet olsun. Şehitlerimizin ruhu şad, gazilerimize selam olsun."
Anma Programına konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Hüseyin Cömert de 44. Alay ile ilgili detaylı bir sunum yaptı. Cömert, 44. Alay’ın girmiş olduğu tüm muharebelerden zaferle çıktığını belirtti ve hiçbir zaman yenilgiye uğramadığını kaydetti.
"TUGAYIMIZ 8 AYDA 12 ŞEHİT VERDİ"
Vali Orhan Düzgün de yaptığı konuşmada "Dün 44 Alay nasıl Kayseri’den giderek zaferin kazanılmasında büyük katkılar sağlamışsa bugün de Komando Tugayı kahramanlıklarını sürdürüyor" dedi. 1. Komando Tugayı’nın yaklaşık 9 aydır terörle mücadelede şehit ve gaziler verdiğini ifade eden Vali Düzgün, "Kahramanlarımıza muvaffakiyetler diliyorum. Tugayımızdan 8 ayda 12 şehit verdik. Son 8 ayda Kayserili ya da Komando Tugayı’nın askeri olan 25 şehidimiz var. Kahramanlık destanları yazılmaya devam ediliyor" diye konuştu.
Anma programının ardından Vali Orhan Düzgün, Başkan Mustafa Çelik ve komutanlar öğle yemeğini kahraman komandolarla birlikte yediler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Kazada ölen yaşlı kadın, yardıma koşan çobanın akrabası çıktı Burdur’un Yeşilova ilçesinde şarampole uçan otomobilin 76 yaşındaki sürücüsü, aracın altında kalarak hayatını kaybetti. Yardıma koşan ve yaşlı kadının akrabası olduğunu gören çoban ise büyük şok yaşadı. Kaza, Karamanlı yolunun 4. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Yeşilova’dan Karamanlı istikametine seyir eden Aysel Kılınç (76) idaresindeki 15 LA 725 plakalı Tofaş otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkıp takla atarak şarampole devrildi. Kazayı gören çoban İrfan Er’in 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. O sırada kazayı gören ve yoldan geçen vatandaşlar yan duran otomobili düzelttiklerinde Aysel Kılınç’ı arabanın altında hareketsiz şekilde kanlar içinde buldu. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Kılınç’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Jandarma olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmalarının ardından yaşlı kadının cenazesi, otopsi yapılmak üzere Yeşilova Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Aysel Kılınç’ın kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı için araçtan fırladığı ve arabanın altında kalarak ezildiği öğrenildi. Ölen kadın yardıma koşan çobanın akrabası çıktı Kazayı görünce yardıma koşan çoban İrfan Er, “Ben ileride koyun otlatıyordum. Bir anda sesi duyunca ayağa kalkıp baktığımda arabanın yan yattığını gördüm. Hemen yardıma koştum ve 112’yi arayarak haber verdim. Arabanın yanına geldiğimde içinde kimse yoktu, etrafında aramaya başladım. Yoldan geçenler de gelince arabayı çevirdik, o zaman olayı anladık. Emniyet kemeri takılı olmadığı için kaza esnasında camdan sarkarak arabanın altında kalmış meğer kadın. Kadının yüzünü minder kapatmıştı. O yüzden belki canlıdır diyerek yüzünü açtık. Arkadaşlar yaşayıp yaşamadığını anlamak için nabzına baktığında hayatını kaybettiğini anladık. Sonra ben şüphelendim acaba bizim akraba mı diye, merak edip baktığımda bizim akrabamız olduğunu gördüm” dedi.
İstanbul Dolandırıcı zabıt katibinin yargılanmasına devam edildi Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle ile 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel ve diğer 14 sanığın yargılandığı davanın görülmesine mahkemenin verdiği aranın ardından devam edildi. Duruşmanın devamında savunma yapan sanık Süleyman Demirel’in kız kardeşi “Ağabeyim özünde çok iyidir, çok zekidir. Yaşamayı severdi Süleyman” dedi. Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaparken yüksek kar getirisi vaadiyle ile 8 vatandaşı milyonlarca lira dolandıran zabıt katibi Süleyman Demirel ve diğer 14 sanığın yargılandığı davanın görülmesine mahkemenin verdiği aranın ardından devam edildi. “Yaşamayı severdi Süleyman” Duruşmada savunma yapan sanık Süleyman Demirel’in kız kardeşi sanık Dilek Demirel “Kişilerin hiçbirini tanımıyorum. Ağabeyim bana icralık olduğunu ve hesabının bloke olduğunu söyledi. Bu nedenle bana para gönderiliyordu. Ağabeyim özünde çok iyidir, çok zekidir. Olayın içeriğindeki birçok şeyi yeni öğreniyorum. Benim çocuğum ile kendime ait bir hayatım var. Süleyman’ın özel hayatına vakıf değilim. Normal 2 kardeşin edebileceği muhabbetler oldu aramızda. Yaşamayı severdi Süleyman. Bana o kadar para gelmesi garip geldi. Sordum ‘seni ilgilendirmez’ dedi. Ne yaptığını sorguladım bana ‘benim hayatım’ dedi. Ben istemiyordum hesabıma para atmasını” ifadelerini kullandı. “Ben 33 yıl adalete hizmet etmiş zabıt katibiyim” Sanık Süleyman Demirel’in annesi sanık Hamiyet Çoban ise “Ben 33 yıl adalete hizmet etmiş zabıt katibiyim. Bugüne kadar hiç usulsüz sorgulama yapmış biri değilim. Oğlumu vuran kişilere zaman zaman sorgulama yaptım. Dosya detaylarını da görme imkanım yoktur. Ben bu kişilerin kişisel verileri sorgulama amacıyla bir işlem yapmış değilim” şeklinde konuştu. Müşteki Rukiye Kumral ise “Sanık Büşra Çatak eski arkadaşımdı. Bana liseden bir arkadaşı olan Süleyman’ın yurt dışından para transferi yaparak kazanç sağladığını söyledi. Bana ‘kendisi adliye çalışanıdır ailesi de adliye çalışanıdır’ dedi. Büşra beni sürekli arayarak ‘düşünüyor musun sende?’ gibi sorular sordu. Beni bu şekilde işe soktu. Bana kesinlikle bir ticaret olduğunu söyledi, parayı kendi hesabına attırdı. Ben toplam 750 bin liraya yakın ödeme yaptım” dedi. Müşteki beyanlarının ardından duruşma 10 Mayıs Cuma günü görülmesine devam edilmek üzere ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Süleyman Demirel’in Bakırköy Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yaptığı belirtildi. İddianamede Demirel’in, birkaç yıl önce tanışmış olduğu Levent Sırataş’a, adli personel olması nedeniyle zaman içinde mahkemelerde dosyası olan birçok iş adamı ile tanıştığını, bu iş adamlarına yatırımlarında kullanmaları için çevresindeki tanıdıklarından para temin ederek karşılığında komisyon aldığını söylediği aktarıldı. Sanık Demirel’in kar payı kazanmak için para vermek isteyen kişilerin üzerlerine kayıtlı mal varlıklarını UYAP sistemleri üzerinden kendi şifresi ya da hakim şifresi ile sorgulayarak tespit ettiği de iddianamede açıklandı. İddianamenin devamında “Mal varlıklarını şahıslara yine kar payı vereceğini vaat ederek teminat adı altında kurmuş olduğu suç örgütü içerisindeki Bülent Sevinç, Levent Şahin, Abbas Kırmızı, Sevgen Atilla, Cemal Karaoğlu, Evel Karısık, Semih Gündoğdu ve Sadettin Volkan Durak isimli şahısların üzerine geçirdiği, bu şahıslar arasında bahse konu mal varlıklarının sürekli el değiştirdiği, sistem içindeki herkesin bu yöntem ile para kazandığı yapılan araştırmalarda anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Müştekilerden Levent Sırataş’ın, zabıt katibi Süleyman Demirel ve onun aile üyelerine bir kaç kez para verdiği, Demirel’in her seferinde bu paraları ödemeyi taahhüt ettiği kar payı ile birlikte Levent Sırataş’a geri ödeyerek güvenini kazandığı, bu şekilde müşteki Sırataş vasıtası ile müşteki Büşra Nur Güldorum ve annesi müşteki Nurdan Canbıçak ile tanıştığı, tanıştıktan sonra onlardan da kar payı ödemesi teklifi ile paralar istediği iddianamede belirtildi. Süleyman Demirel’in müştekiler ile yaptığı görüşme ve konuşmalarda, birlikte çalıştığını söylediği aile üyelerinden Büyükçekmece Adliyesi Memur Suçları Bürosunda zabıt katibi olarak çalışan eski eşi Vildan Öz’ü, Büyükçekmece Adliyesi Soruşturma Kaleminde, katip olarak çalışan annesi Hamiyet Çoban’ı, özel bir şirkette çalışan kardeşi Dilek Demirel’i müştekilere güven vermek ve dostluk kurmak amacıyla tanıştırdığı da iddianamede kaydedildi. Örgüt lideri Süleyman Demirel’in hesaplarında bloke bulunması ve icra takiplerine konu olması nedeniyle büyük meblağlı paraları kendi hesabına almayarak örgüt üyesi olan Büyükçekmece Adliyesi zabıt katibi annesi Hamiyet Çoban ve yine Büyükçekmece Adliyesi zabit katibi olan eski eşi Vildan Öz’ün hesaplarını kullanarak işlem yaptığı, gayrimenkul yatırımları ile ilgili para devir alacağı tapuları da örgüt yöneticileri olan Abbas Kırmızı, Cemal Karaoğlu, Bülent Sevinç, Levent Şahin, Sevgen Atilla isimli şahısların üzerine almasını sağladığı da iddianamede belirtildi. İddianamede müşteki Büşranur Güldorum ve annesi Nurdan Canbıçak’ın örgüt lideri Süleyman Demirel ve diğer örgüt üyeleri tarafından toplamda 8 milyon 133 bin 480,00 TL zarara uğradıklarını beyan ettikleri açıklandı. Öte yandan ifadeleri alınan Gökhan Aytekin, Neriman Aytekin, Büşra Çatak, Ayhan Doğan, Cihan Könülşök ve Fatih Çetinkaya’nın zabıt katibi Süleyman Demirel’in kendilerinden kar payı ödemesi teklifi ile paralar aldığını ancak ödemiş oldukları paraları geri alamayarak mağdur olduklarını beyan edip şikayetçi oldukları aktarıldı. Bakırköy Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesinde çalışan zabit katibi Süleyman Demirel’in müşteki şahısları, kar payı vermek vaadiyle almış olduğu yüksek meblağlardaki para ve menkulleri, gayrimenkulleri, ziynet eşyalarını kurmuş olduğu suç örgütünde tefecilik yapan üyeleri ile birlikte dolandırarak menfaat temin ettikleri iddianamede belirtildi. Örgüt lideri zabit katibi Süleyman Demirel’in adliyede çalıştığı için çevresinin geniş olduğunu bu sayede bazı işler yaptığını bu işlerin bazılarının sosyal medya hesabı reklam geliri, memleketi olan Tokat’tan yaprak, salça getirip satması gibi işler olduğunu söyleyerek memur olmasına rağmen yaşadığı lüks hayatın bu sayede olduğuna müştekileri inandırdığı iddianamede belirtildi. Demirel’in bu sayede insanların yatırım amaçlı kendisine ve telkinleri sonucu etrafındaki tefeci olduğu bilinen kişilere para verilmesini sağladığı da iddianamede ifade edildi. Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin zabıt katibi Süleyman Demirel’in tefecilik yapan bir örgütle ortak hareket ettiği, parasını yüksek faizle kullandırmak isteyen vatandaşların gayrimenkullerini geçici olarak devralma karşılığında kar payı vaadinde bulunduğu, gayrimenkulünü devraldığı kişilere birkaç ay göstermelik ödemeler yaptığı ancak devam eden süreçte hileli yöntemlerle gayrimenkulleri tefeci örgütle iltisaklı farklı şahıslar adına sıra sıra tescil ettirip mağdurların mal varlıklarını ele geçirdiği, akabinde çete üyelerinin gayrimenkulleri farklı kişilere satma şantajıyla mağdurlardan para talebinde bulunmayı sürdürdüğü iddianamede aktarıldı. Demirel’in birlikte çalıştığı hakimlere ait UYAP şifrelerini kullanarak eriştiği kişisel verileri dolandırıcılık suçu için kullandığı, yine UYAP sistemi üzerinden edindiği bilgilerle icra mahkemelerindeki alacaklılarla irtibat kurup maddi menfaat karşılığında uyuşmazlığın mahkeme dışında çözülmesine yönelik girişimlerde bulunduğu yönünde tespitler yapıldığı da iddianamede açıklandı. Zabıt katibi Süleyman Demirel’in ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘dolandırıcılık’, ‘tefecilik’, ‘bilişim sistemine girmek’, ‘verileri hukuka aykırı olarak vermek ya da ele geçirmek’ suçlarından toplamda 40 yıldan 154 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede diğer 13 sanığın ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları talep edildi.