SAĞLIK - 01 Aralık 2016 Perşembe 13:36

(Özel Haber) AIDS artık öldürücü değil

A
A
A
(Özel Haber) AIDS artık öldürücü değil

Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Uzm. Dr. Sema Karaoğlu, erken dönemde teşhis edilmesi durumunda AIDS hastalığının öldürücü olmaktan çıktığını söyledi.
1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla açıklama yapan Kayseri Memorial Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Uzm. Dr. Sema Karaoğlu, Human Immmunodeficiency Virus yani HIV virüsünü, insanların bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen bir mikrop olarak tanımladı. İnsanların ilk aşamada HIV virüsü ile enfekte olacaklarını belirten Uzm. Dr. Sema Karaoğlu, HIV kontrol altına alınmadığı durumda hastanın AIDS hastası olacağını ifade etti. HIV mikrobu kapan her hastanın AIDS hastası olmayacağını vurgulayan Uzm. Dr. Sema Karaoğlu, “AIDS hastalığı ise bağışıklık sistemimizin tamamen bloke edildiği bir hastalık. Kişi bu hastalığa yakalandığı zaman, küçücük bir mikrop bile onu ölümle sonuçlanabilecek tablolarla karşı karşıya getirebiliyor. Yani HIV virüsü ile enfekte birisi eğer AIDS olur ise bağışıklık sistemi çalışamayacağı için hastalık öldürücü bir hale gelebiliyor. Çok basit bir mantar hastalığı, gribal enfeksiyon ya da idrar yolu enfeksiyonu kişiyi ölüme sürükleyebiliyor.” diye konuştu.

Tedavi altına alınırsa kronik bir hastalık
Bununla bağlantılı olarak, henüz HIV aşamasında iken, erken dönemde tedavi almaya başlayan hastalığın ölümle sonuçlanmayacağının altını çizen Karaoğlu, “AIDS, öldürücü değil, tamamen tedavi edilebilir ve kronik bir hastalık olarak gündemde. Erken tanı ile kişiye çok daha konforlu ve sağlıklı bir yaşam sunmak mümkün. Maalesef henüz aşısı yok ama erken tanı ile tedavi edilebilir bir hastalık.” dedi.

AIDS’li hastaların en önemli problemi: tecrit
AIDS’li hastaların, bulaşma yollarının bilinmemesinden dolayı toplumdan tecrit edildiğini belirten Uzm. Dr. Sema Karaoğlu, hastalığın bulaşmasına neden olan tek durumun cinsel yol olmadığına bulaşma olmadığına dikkat çekti. Diğer bulaşma nedenlerini, madde bağımlılarında aynı enjektörün kullanılması, sağlık çalışanlarının kanla temasından dolayı risk altında olması ve nadiren de görülse anneden bebeğe bulaşma olarak sıralayan Karaoğlu, “Sanki kötü bir hastalıkmış gibi tecrit ediyoruz onları, oysa hasta olan kişi bir sağlık çalışanı da olabilir, çok nadiren görülse de anne karnından bebeğe geçen AIDS’liler olabilir. Toplum olarak bulaşma yollarını bileceğiz ki; AIDS’li hastadan tokalaşmayla, tükürükle, öpüşmekle, aynı tuvaleti kullanmakla, aynı havuza girmek ve aynı ortamlarda oturmakla AIDS’in bulaşmayacağını bilelim.” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Tatvan’da öğrencilere “hayvan sevgisi” aşılanıyor BİTLİS (İHA) – Bitlis’in Tatvan ilçesinde gönüllü veteriner hekimler, okul okul gezerek öğrencilere hayvan sevgisini aşılıyor. Tatvan ilçesinin Selahaddin Eyyübi Ortaokulunda öğrencilerle bir araya gelen Gönüllü Veteriner ve Teknikerler Derneği ve Tatvan Belediyesi Hayvan Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi veteriner hekimleri, hayvanlar hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Hayvan sevgisini aşılamak amacıyla gönüllü veteriner hekimler tarafından yürütülen bu projede, ‘ağaç yaşken eğilir’ deyimiyle ilkokul ve ortaokul öğrencilerine eğitimler veriliyor. Mayıs ayının ilk günlerinden itibaren çalışmalara başladıklarını söyleyen Gönüllü Veteriner ve Teknikerler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Rehber Altıntaş, “İlk ve ortaokullarda hayvan sevgisinin çocuklar için önemini, bunun üzerindeki kıymeti konusunda eğitim vermekteyiz. Tatvan Belediyesiyle birlikte yaptığımız bu işbirliği devam edecektir. Genellikle 7-11 yaş aralığındaki ilkokul ve ortaokul öğrencilerine bu eğitimleri vermekteyiz. Çocukların kalbinin temizliği, güzelliği, içinde olan sevginin, içinde olan hayvan sevgisinin sokaklarda hayvanlarla birlikte özgürce oynamaları, özgürce yaşamaları için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi. Toplumda köpekler hakkında büyük bir ön yargının olduğunu ve bu ön yargının yapılan eğitim sonrası kırıldığını söyleyen 7’nci sınıf öğrencisi Ayşe Akın da, “Bugün okuluma hayvanlar hakkında bilgi sahibi olan abiler geldi. Bizlere hayvanlar hakkında bilgiler verdi. Hayvanlara nasıl yanaşacağımız konusunda, hayvanların davranışları konusunda ve hayvanların yedikleri yiyecekler hakkında bilgi verildi” dedi.
Van Sofraların vazgeçilmesi otlu peynire tat veren bitkilere büyük ilgi Van’da dağların yüksek kesimlerinde ve yaylarda büyük meşakkatle toplanan ve tescilli ürün olan otlu peynirin içine katılan şifalı otlara vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Van’da ekonomik getirisi olan ve binlerce aileye ek gelir sağlayan şifalı otlar, kent merkezindeki seyyar satıcılar ve manavlar tarafından halka ulaştırılıyor. İlkbaharın gelmesi ile birlikte dağların yüksek kesimlerinde ve yaylalarda toplanan otlar, peynir başta olmak üzere birçok yemekte de kullanılıyor. Yaklaşık bir aylık ömrü olan otları bir an evvel vatandaşlara ulaştırmak için yoğun mesai harcayan toplayıcılar, bin bir zorlukla otların toplandığını söylediler. Yıllardır çarşı merkezinde şifalı otları toplayıcılardan alıp halka ulaştırdığını ifade eden Kerem Timur isimli esnaf, “Van’ın yaylalarından gelen otları genellikle peynirde kullanıyoruz. Bunun yanında kurutup keledoş yemeğinde de kullanıyoruz. Heliz, sirmo, çiriş, mende, kengir, keçikulağı var. Bunlar dağın en yüksek tepelerine çıkıp öyle toplanılıyor. Bir kişi akşama kadar ancak 5-6 kilo toplayabilir” dedi. Fiyatların otun çeşidine göre değiştiğini aktaran Timur, “Helizin kilosu 35 ile 50 TL arasında değişiyor. Sirmo 120 ila 150 TL, çiriş 25 TL, mende ise 50 TL’den başlayıp 85 TL’ye kadar çıkabiliyor. Bunların dağlarda bir ay ile 40 gün arasında ömrü var. Toplandıktan sonra ise 3 gün içerisinde kullanılması gerekiyor. Eğer dolaba atılmazsa veya kullanılmazsa üç günden sonra çürür. Şu anda işler iyi. Ömrü kısa olduğu için vatandaşlar yüklenip hemen alıyor” ifadelerini kullandı. Furkan Gilgin isimli esnaf ise yılın sadece bir ayı şifalı otları sattığını belirterek, “Bunlar köylüler tarafından dağdan toplanıp bize getiriliyor. Biz de bunları vatandaşlara sunuyoruz. Bunlar peynir ve yemeklerde kullanılıyor. Salamurasını da tutan var. Bu otlar kalbe, tansiyona, şekere birebirdir. Van’ın peynirini meşhur eden bu otlardır” diye konuştu. Vatandaşlar ise dağdan toplanan otları beğenerek aldıklarını ifade ederek peynire tadını verenin bu otlar olduğunu söyledi.