YEREL HABERLER - 25 Nisan 2017 Salı 13:22

Yeterliliğe Dayalı Eğitim Programıyla Genç Makine Bakımcıları Yetiştirme Projesi

A
A
A
Yeterliliğe Dayalı Eğitim Programıyla Genç Makine Bakımcıları Yetiştirme Projesi

Yeterliliğe Dayalı Eğitim Programıyla Genç Makine Bakımcıları Yetiştirme Projesi kapanış programına katılan HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni inşallah birlikte var edeceğiz” dedi.

Yeterliliğe Dayalı Eğitim Programıyla Genç Makine Bakımcıları Yetiştirme Projesi kapanış programına katılan HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni inşallah birlikte var edeceğiz” dedi.


Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda konuşan HAK-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, 16 Nisan referandumundan sonra çıkan karar ile birlikte yeni Türkiye’yi birlikte inşa edeceklerini söyledi. Arslan, “15 Temmuz Türkiye’yi işgal ve hain darbe girişiminin püskürtülmesinde milletimizle beraber konfederasyonumuzun da büyük bir mücadelesi olmuştur. Birlikte çalıştığımız yol arkadaşlarımızdan bazılarını kaybettik. Sadece bizim değil Türkiye’nin şehitleri. 250’e yakın vatan evladını kaybettik, 2 binden fazla kardeşimiz gazi oldu. Kayseri’de belki siz o çatışmanın tarafı olmadınız. Burada tarihi görev yapıldı, biliyorum. Bu tarihi görevle de katliamın daha da artmasını önlemiş olduk. Ama Ankara’da olup bitenler bir film değil. Gerçek, yaşanmış bir ihanetin ve ona karşı direnen halkın duruşunu gördük. 15 Temmuz’u asla unutmayalım. 16 Nisan’daki referandumda bizim için en önemli kriter güçlü bir Türkiye’ydi. Güçlü Türkiye’de hainlere bir daha bu fırsatı vermemek için Anayasa değişikliğine ‘evet’ dedik. Milletimiz de bizimle beraber ‘evet’ dedi. İnşallah bundan sonra 15 Temmuz gibi hain işgal ve darbe girişimlerinin görülmediği yeni bir Türkiye olacak. Bu yeni Türkiye’yi hepimiz, yeni bir sorumlulukla yeniden inşa edeceğiz. Bu devlet güçlü, bölgesinde oyun kurucu, bir dünya devleti, zalimlere karşı meydan okuyan yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni inşallah birlikte var edeceğiz” dedi.


Yapılması gereken yeni düzenlemelerin olduğunu ve taleplerini daha güçlü şekilde ortaya koyacaklarının altını çizen Arslan, “HAK-İş olarak anayasa değişikliğine girerken, anayasa değişikliği konusunu kampanyaya dönüştürürken birkaç şeyin altını çizdik. Birincisi yeni anayasa talebimizden vazgeçmedik. Mutlaka bu ülke, bizim insanımız sivil, katılımcı, özgürlükçü, çoğulcu bir anayasayı fazlasıyla hak ediyor. Millet iradesi ve katılımıyla yeni bir anayasa talebimizi bundan sonra daha güçlü bir şekilde ortaya koyacağız. İkincisi siyasi partiler yasası artık 1980 darbesinin bize dayattığı temel kanunlardan bir tanesidir, bundan vazgeçilmesi gerekir. Hem siyasi partiler yasasını, hem seçim yasasını mutlaka daha demokratik, millet iradesinin daha fazla mecliste yer alacağı yeni bir düzenleme ile taçlandırılması gerekiyor. Buna bağlı olarak yeni demokratik açılımlara, daha geniş kitle ile siyasetin temsil edilebileceği yeni düzenlemelere ihtiyacımız olacak. Artık hükümet krizleri bahanesiyle, koalisyon pazarlıkları bahanesiyle parlamentoya millet iradesinin yansıtılmamasının tarihte kaldığını ifade ediyorum. Çünkü cumhurbaşkanının seçildiği gün hükümet kurulur. Dolayısıyla mecliste daha geniş bir katılımcı olması, daha geniş bir meclisin olması, daha renkli bir meclisin olması demokrasinin geleceği açısından çok önemlidir” ifadelerini kullandı.


Program plaketlerin takdim edilmesiyle son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.