SPOR - 15 Aralık 2017 Cuma 14:42

Kayserispor’da Hakem Mete Kalkavan tepkisi

A
A
A
Kayserispor’da Hakem Mete Kalkavan tepkisi

Kayserispor Kulübü Başkanı Erol Bedir, hafta sonu oynayacakları Teleset Mobilya Akhisarspor maçına Hakem Mete Kalkavan’ın atanması ile ilgili olarak, “Atanması camiamız tarafından tepkiyle karşılanmış pazar günkü maçta göstereceği performans endişe ve dikkatle beklenmektedir” dedi.

Kayserispor Kulübü Başkanı Erol Bedir, hafta sonu oynayacakları Teleset Mobilya Akhisarspor maçına Hakem Mete Kalkavan’ın atanması ile ilgili olarak, “Atanması camiamız tarafından tepkiyle karşılanmış pazar günkü maçta göstereceği performans endişe ve dikkatle beklenmektedir” dedi.


Süper Lig’in 16. haftasında deplasmanda Teleset Mobilya Akhisarspor ile karşılaşacak olan Kayserispor, maça hakem olarak Mete Kalkavan’ın atanmasına tepki gösterdi. Konu ile ilgili açıklama yapan Kulüp Başkanı Erol Bedir, son 3 haftadır çok ciddi hakem hataları yaşadıklarını ancak hepsini ‘hata’ olarak değerlendirdiklerini söyledi. Son olarak Akhisar maçını hakem Mete Kalkavan’ın yöneteceğinin açıklanmasının ardından “Kayserispor camiası, hocamızın maçımızı yönetmesi durumunda hak etmediğimiz halde ‘olumsuz’ bir şeylerin olacağından endişe etmektedir” şeklinde konuştu.



"Olumsuz bir şey olacağından endişe ediyoruz"


Süper Lig’de fikstür ilerledikçe oynanan karşılaşmaların daha değerli olduğunu ve her kulübün kendi hedefleri doğrultusunda puanla almaya çalıştığını söyleyen Bedir, "Maçlar bu atmosfer içinde ve kıran kırana geçerken müsabaka neticesine etki ettiği iddiasıyla kulüpler ve taraftarlar nezdinde hakemlerimiz de konuya dahil edilmekte ve bazen alınan kötü sonuçlardan, yönetim şekli ve kararlarıyla sorumlu tutulmaktadırlar. Sonuçta, her yönetici, teknik direktör ve oyuncu gibi hakemlerin de masum ve art niyet taşımadan yaptığı hata tabi ki olmuştur ve olacaktır. Özellikle oynadığımız son 3 maçta çok ciddi hakem hataları yaşamaya ve puanlar kaybetmemize rağmen konuyu sadece ‘hata’ olarak değerlendirip ön kesme, kasıt gibi iddialara katılmadığımızı beyan etmiştik. Ancak, 18 Aralık Pazar günü, Teleset Mobilya Akhisarspor ile deplasmanda oynayacağımız maça hakem olarak Mete Kalkavan’ın atanması camiamız tarafından tepkiyle karşılanmış, pazar günkü maçta göstereceği performans, endişe ve dikkatle beklenmektedir. Bu tavrımızın sebebi ise MHK tarafından detaylarıyla bilindiğini düşündüğümüz ve şehrimiz hafızasından henüz silinmeyen geçtiğimiz sezon sonuna doğru evimizde oynadığımız Kasımpaşa ve Osmanlıspor maçlarında Mete Kalkavan’ın gösterdiği yönetim şekli ve devamında aldığımız cezaların takımımızın ligde kalma mücadelesine vurduğu darbedir. Mete Kalkavan’ın ‘maçın önüne geçme’ özellikleri de kulübümüz tarafından benimsenmemekte ve Kayserispor camiası hocamızın, maçımızı yönetmesi durumunda hak etmediğimiz halde olumsuz bir şeylerin olacağından endişe etmektedir" diye konuştu.




"Bütün hakemler, bütün maçlara verilebilmeli"


Hiçbir kulübün hakem seçme lüksü olmadığını hatırlatan Başkan Bedir, "MHK hangi maçta kimi görevlendirirse maçın hakemi odur ve kulüpler bunu kabullenirler. Ancak bazı hakemlerin aylarca, hatta yıllarca bazı kulüplerin maçlarına verilmediğini görünce ‘Adalet adına, hakkaniyet adına’ ya kulüp ayırımı yapılmadan bütün hakemler, bütün maçlara verilebilmeli veya bizim de hassasiyetlerimiz dikkate alınmalı diyoruz. Netice olarak; Mete Kalkavan’a Pazar günü yöneteceği maç için hakem şansı diliyor hakemin öne çıktığı değil, futbolun ve oyun kurallarının sahaya yansıyacağı bir müsabaka olmasını temenni ediyoruz. Hak eden kazansın dileklerimizle” değerlendirmesinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Eryalçın “Marmara’da mercanlar yok olma noktasına geldi” Düzce Üniversitesi Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Su Altı Sporları Topluluğu’nun birlikte düzenlediği ’’Poseidon’un Çağrısı: Sualtı Kılavuzları’’ adlı konferans, Sağlık Bilimleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa; Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanı Prof. Dr. Emine Tekin, Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Bilir, Doç. Dr. Nur Eda Topçu Eryalçın, Serço Ekşiyan, Ateş Evirgen katıldı. Programın açılışında konuşan Düzce Üniversitesi Su Altı Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Bilir, su altına dalarken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatacak, tecrübelerini paylaşacak konuşmacılara, mesleğin tecrübeli fotoğrafçılarına ve dalgıçlarına teşekkür etti. Topluluk Başkanı Emre Evirgen yaptığı konuşmada, su altı dünyasını daha iyi anlamak ve korumak için iş birliği yaparak gelecek nesillere daha sağlıklı bir çevre bırakmak ve deneyimlerden faydalanmak için bu etkinliğin düzenlenmesine destek verdiklerini ifade etti. “Mercanlarımız Marmara’da yok olma noktasına gelmiştir” Programın ilk davetli konuşmacısı Doç. Dr. Nur Eda Topçu Eryalçın ’’Sualtı Biyolojisi’’ adlı konuşmasında; mercanlar, prens adaları oktokoral mercanları, deniz kalemleri, mercanları bekleyen tehlikeler, musilaj, endüstriyel balıkçılık, hayalet ağlar, hafriyat ve dere ıslahlarındaki çamurların denizlere dökülmesi, kıyı dolgu faaliyetlerinin denizlere ve mercanlara zararları gibi konularda bilgiler verdi. Eryalçın, “Ülkemizde Marmara, Ayvalık, Saroz Körfezi ve Gökçeada kıyılarında mercanlar bulunmaktadır. Müsilaj sonunda ve adalarda yapılan büyük inşaat çalışmaları ve dere ıslah çalışmalarındaki çamurun denizlerimize dökülmesi sonucunda mercanlarımız Marmara’da yok olma noktasına gelmiştir. Marmara Denizi eylem planının gerçekten uygulanması biyolojik çeşitliliği ve mercanları kurtaracaktır” şeklinde konuştu. “Deniz tabanına terk edilmiş 640 bin ton ağ var” Programın diğer konuşmacısı Serço Ekşiyan “Hayalet Ağlar’’ adlı sunumunda, hayalet ağların deniz tabanında verdiği zararlardan ve kurtarma tekniklerinden bahsetti. Ekşiyan, “Hayalet ağların kurtarılması tamamen gönüllülükle yürütülen bir çalışmadır. Eskiden balıkçılar bizi çağırır biz de gider çıkarırdık. Şimdi malzemeler ucuz olduğundan balıkçılar takılınca ağları bırakıp gidiyor. Tüm dünyada 640 bin ton ağ, deniz tabanına terk edilmiş durumda ve canlıları ve balıkları öldürmeye devam ediyor” dedi. Programın bir diğer konuşmacısı Ateş Evirgen ise ’’Köpek Balıkları’’ başlıklı sunumunda; köpek balıkları türleri yaşam alanları, tehlikeli türler, dalış alanları fotoğrafçılığı ve fotosafari gibi konularda bilgiler verdi. Köpek balıkları konulu filmlerden sonra insanların bu balıktan korkar olduğunu belirten Ateş Evirgen, “İnsan alanını bilip sınırları zorlamazsa köpek balıkları saldırmaz.300’e yakın köpek balığı cinsi bulunmaktadır. Ülkemizde resmi olarak kaydedilmiş bir köpek balığı saldırı kaydı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. Program, teşekkür belgesi takdiminin ardından sona erdi.
Samsun Yangınlara karşı ’Orman Benim’ kampanyası başlatıldı Samsun’da ’Orman Benim’ kampanyası çerçevesinde ormanda çöp toplama etkinliği gerçekleşti. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önemler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla ülke genelinde "Orman Benim" programı başlatıldı. Bu çerçevede Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlük Binası hemen yanında ormanlık alanda çöp toplama etkinliği düzenlendi. Samsun’daki kurum amirleri, öğrenciler, üniversite görevlileri ve öğrencileri orman içinde yürüyerek, doğaya zarar verebilecek tüm çöpleri topladı. Minik öğrenciler ellerinde poşetlerle çöp olan bir yer bırakmadı. Etkinlikle ilgili bilgi veren Atakum Kaymakamı Vali Yardımcısı Vekili Kemal Yıldız, "Orman Benim. Ateş Yakmam, Orman Yangın Önlerim’ kampanyası çerçevesinde tüm yurtta valilerimiz, kaymakamlarımız, il müdürlerimiz, üniversitemiz ve öğrencilerimizle hep birlikte bir farkındalık kampanyasını başlattık. Bugün tüm öğrencilerimizle ve vatandaşlarımızla ormanlarımızı temizliyoruz. Orman yangınlarına sebep olan insan atıklarını temizlemeye çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi orman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklıdır. Bunun önemli bir kısmı da insanların ormanlara bıraktıkları atıklardan kaynaklanıyor. Bu konuda bir farkındalık oluşturmak istiyoruz" dedi. Öğrenciler ise ormanların insanlar için birer nefes olduğunu, doğayı korumanın herkesin görevi olduğunu söylediler. Etkinlik, öğrencilere yapılan çeşitli ikramlarla son buldu.