ASAYİŞ - 17 Ocak 2020 Cuma 12:09

2 çocuk annesi kadını boğarak öldürdükten sonra cesedini gömen emekli öğretmene iyi hal indirimi ile 25 yıl hapis

A
A
A
2 çocuk annesi kadını boğarak öldürdükten sonra cesedini gömen emekli öğretmene iyi hal indirimi ile 25 yıl hapis

Kayseri’de 2006 yılında kaybolan iki çocuk annesi Saliha Toker’i öldürdüğünü ve dağlık alanda cesedin etrafına taş dizdiğini 13 yıl sonra itiraf eden ve bu suçtan tutuklu yargılanan emekli öğretmen H.

Kayseri’de 2006 yılında kaybolan iki çocuk annesi Saliha Toker’i öldürdüğünü ve dağlık alanda cesedin etrafına taş dizdiğini 13 yıl sonra itiraf eden ve bu suçtan tutuklu yargılanan emekli öğretmen H.B.’ye müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti, iyi hal indirimi uygulayarak 25 yıl hapis cezasına hükmetti.



Olay


Develi Cumhuriyet Başsavcılığı’na 28 Kasım 2016 tarihinde İsmet Toker, eşinden ayrılan ve iki kızı ile birlikte Develi ilçesinde yaşayan Saliha Toker’in 23 Kasım 2006 tarihinde 10 ve 11 yaşındaki kızlarını okula gönderdikten sonra evden ayrıldığını ve kızından bir daha haber alamadığını, Saliha’nın kaçırılmış olabileceğinden şüphe ederek şikayetçi oldu. Kayıp Saliha Toker ile ilgili kaybolduğu 23 Kasım 2006 tarihinden itibaren bulunmasına yönelik yapılan çalışmalarda hiçbir resmi kurumda hastane, banka veya PTT’de kayıtlarının bulunmadığı tespit edildi. Bu güne kadar ulaşılamamış olması, ayrıca kayıp olan Saliha Toker’in birlikte yaşadığı kızlarını bırakarak evden ayrılmış olmasını göz önüne alan polis ekipleri, Saliha Toker’in öldürülmüş olabileceğini değerlendirerek çalışma yaptı. Konu ile ilgili olarak Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından oluşturulan özel ekip, bir yıl saha çalışması yaptı. Bilgi sahiplerinin beyanları, HTS kayıtları ve teknik takip sonucunda emekli din kültürü öğretmeni H.B. isimli şahısla sabit hat ve cep telefonu üzerinden bir çok görüşme yaptığı belirlendi. Son görüşmenin de Kayseri’de yapıldığını tespit eden özel ekip, Saliha Toker’in gönül ilişkisi nedeniyle şüpheli H.B. tarafından öldürülmüş olabileceğini değerlendirerek, H.B.’yi 3 Nisan 2019 tarihinde gözaltına aldı.



Emniyetteki sorgusunda boğarak öldürdüğünü itiraf etti


Şüpheli H. B., emniyetteki sorgusunda Saliha Toker’i tanıdığını, kendisinden hamile olduğunu iddia ettiğini ve bu nedenle görüşmek için Kayseri’ye çağırdığını itiraf etti. Otomobil ile Erkilet bölgesi Hıdrellez Tepesi’nden Kuşçu Mahallesi’ne doğru boş bir araziye götürdüğünü söyleyen H.B., Saliha Toker’i burada boğarak öldürdüğünü ve cesedin üzerini kapatmadan çevresine taş dizdikten sonra olay yerinden ayrıldığını anlattı. Olaydan kimseye bahsetmediğini söyleyen H.B.’nin yapılan yer göstermesinde cesedi bıraktığı yerde arama yapıldı. Bölgenin dağlık olması, yerleşim yerlerine uzak olması ve cesedin toprağa gömülmemesinden dolayı cesede ulaşılamadı. Zanlı H.B., işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilerek adliyeye sevk edildi. Şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.



"Bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmüş olduğuna inanan bir insanım"


Bugün Kayseri Adalet Sarayı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında tutuklu sanık H.B. ve avukatlar hazır bulundu. Sanık H.B. daha evvel karakolda verdiği ifadesini inkar ederek mahkemede kendisini şöyle savundu: "Saliha eşimi arayarak, benden hamile olduğunu söyledi. Bende arayıp neden yalan söylediğini sordum. Bana ’Eşinin üstüne kuma geleyim mi? Çocuklarımı beraber büyütelim mi?’ diye sordu. Kayseri’ye taşınacağını, çocuklarının iyi bir eğitim almasını istediğini söyledi. Bende çocukların eğitiminin mutlu bir yuvadan geçtiğini, bu yüzden dürüst birini bularak bir yuva kurması gerektiğini söyledim. Kayseri’de meydanda buluştuk. Kendisinin Erkilet tarafına gideceğini söyledi. Yolda giderken tekrardan çocuklarını beraber büyütmek istediğini söyledi. Bende bunun mümkün olmayacağını, kendisine söyledim. Polislere gösterdiğim yere kadar Saliha’yı götürdüm. Kendisi ile evlenemeyeceğimi söyleyince arabadan indi. ’Arabaya bin’ dememe rağmen ’Sen git’ dedi ve binmedi. Bir daha arabaya binmesini teklif ettim. Binmeyince de basıp gittim. Orada telefonla uğraşıyordu, beklediği biri vardı. Ben kimseyi öldürmedim. Öldürmedim, bir yere de gömmedim. Bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmüş olduğuna inanan bir insanım" diyerek kendini savundu.


Mahkeme heyetinin son sözünü sorması üzerine H.B., "Tutukluluk nedir, hüküm nedir cezaevinde öğrendim. Şahsımda ziyade mesleki itibarım zedelenmiştir. Saliha, benim evladım yaşındadır. Ben zinhar suç işlemedim" diyerek, beraatını ve tahliyesini talep etti.



Müebbet hapis cezası verildi, iyi hal indirimi ile 25 yıl hapis cezasına hükmedildi


Müzakere yapmak üzere duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, aranın ardından kararı hükmetti. Mahkeme heyeti yapılan yargılama sonucunda H.B.’ye ’Kasten öldürme’ suçunu sabit gördüğü için müebbet hapis cezası verirken, bu ceza iyi hal indirimi ile 25 yıla düşürüldü. Kararın ardından duruşmaya katılan H.B.’nin yakınları gözyaşlarına boğuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Ortaklık vaadiyle dolandırıldı üstüne darp edilip ölüm tehditleri aldı İzmir’de yaşayan 35 yaşındaki Sevgi Canlı, iddiaya göre tüm birikimi olan yaklaşık 1 milyon lirayı, İstanbul’da bir kafeye ortak olmak için kullandı. Dolandırıldığını anlayınca parasını geri almak isteyen Canlı, dolandırıldığı kişiler tarafından hem darp edildi hem de tacize uğradı. Darp edildiği anlar güvenlik kameralarına yansırken, şu an korkarak yaşadığını söyleyen Canlı, “Ölmek istemiyorum” dedi. Buca ilçesinde yaşayan 35 yaşındaki Sevgi Canlı, sağlık sorunları sebebiyle bir süre boyunca İzmir’den İstanbul’a gidip geldi. İstanbul’da otelde kalan Canlı, otelin yakınlarında bir kafe buldu. Bulduğu kafeye sık sık gitmeye başlayan Canlı, orada kafenin sahibiyle tanıştı. İddiaya göre bir süre sonra kafe sahibi, Canlı’ya yüzde 50 ortaklık teklifinde bulundu. Sevgi Canlı da bu teklifi kabul ederek tüm birikimi olan yaklaşık 1 milyon lirayı kafenin masrafları için kullandı. Daha sonra dolandırıldığını anlayan Sevgi Canlı, kafenin sahibinden parasını geri istedi. Parayı geri vermemekte direnen kafe sahipleri, Canlı’yı ormanlık alana götürüp, hem silahla tehdit etti hem de taciz etmeye kalkıştı. Parasını geri almak için uğraşan Canlı, son olarak kafenin içerisinde saldırıya uğradı. O anlar güvenlik kameralarına yansırken “Ölmek istemiyorum” diyen Canlı, yetkililerden yardım bekliyor. Hem dolandırıldı hem icralık oldu Dolandırılma sürecinden bahseden Sevgi Canlı, kafe sahibinin iyi niyetine güvenerek kafenin açılış parasını verdiğini belirtti. Sözlerini sürdüren Canlı, “Bana ‘kredi kartımı dükkan için kullanacaklarını ve beni dükkana yüzde 50 ortak yapacaklarını’ söylediler. Kredi kartımı da verdim ve dükkanın bütün ihtiyaçlarını aldım. Fakat ben dükkanın ihtiyaçlarını aldıktan sonra diğer ortaklar beni arayıp, ‘paranı vereceğiz, malını vereceğiz’ diye çağırdılar. Defalarca bu olay darpla sonuçlandı. Bütün param dolar, altın, euro hesabımdaydı. Yaklaşık 1 milyona yakın kaybım var. Şu anda da 370 bin lira icra dosyam mevcut” diye konuştu. Savcılıkta dekontlara, faturalara ve dövüldüğü kamera görüntülerine ait belgelerin olduğunu söyleyen Canlı, İstanbul’da gittiği her yerde rehin alındığını ve ailesinin de defalarca tehdit edildiğini aktardı. “Kişilerin bulunmasını ve yargılanmasını talep ediyorum” İlk darp olayının kafede yaşandığının altını çizen Canlı, şunları kaydetti: “Kafenin gerçek sahibi beni arayıp ‘paranı vereceğiz’ dedi. Daha sonra oraya gittim. Beş adamla oturmuş, ‘bunu sana vermeyiz’ gibi tehditvari konuşmalar yaptılar. Daha sonra ben de o parayı işletme müdüründen almak için ‘onun evine bir şeyler almam gerektiğini ve her şeyin kayıtlı olduğunu’ söyledim. Adam dükkanı dağıtıyordu ve biz hava alsın diye dışarı çıkardık. Sonra ormana götürüp silah çıkardı. Bununla ilgili şikayetim de var. Yetkililerden kişilerin bulunmasını ve yargılanmasını talep ediyorum.” “Korkarak yaşıyorum” Her gün gece korkarak uyumak istemediğini söyleyen Canlı, “Benim annem ve babam da rahatsızlandı. Ben ölmek istemiyorum ve ben şu anda korkarak yaşıyorum” diye konuştu.
Mersin Trafiğe kapalı yol, motosiklet yarış pistine dönüştü Mersin’in Tarsus ilçesindeki trafiğe kapalı yol, motosiklet tutkunlarının yarış pistine dönüştü. Kulak Mahallesi’ndeki trafiğe kapalı yolda özellikle hafta sonları buluşan motosiklet tutkunu gençler, çeşitli gösteriler ve yarışlar yapıyor. Yolu yasal olmayan şekilde yarış pistine çeviren gençler, zaman zaman da kaza yapıyor. Yolun başına ve sonuna geçişi engellemek için dökülen toprak kümeleri ve engeller de gençleri durdurmuyor. Gençler tehlikeye aldırış etmeden zaman zaman akrobasi gösterileri, kimi zaman da kendi aralarında yarışlar gerçekleştiriyor. "Aslında burası trafiğe kapalı bir alan" Bölgede daha güvenli yarış ve gösteriler yapabilmek için özel pist talebinde bulunan motosiklet sürücüsü Şahin Görüroğlu: "Burası birçok motor sevdalısı arkadaşımızın eğlenmek ve vakit geçirmek için geldiği bir yer. Birçok arkadaşımız buraya yarışmak için geliyor; yarışan arkadaşlarımızı izlemek için geliyorlar. Bazı motorcu arkadaşlar bilinçsiz şekilde yolda agresif hareketler yapıyorlar. Bu yolda kazalar oldu, yaralanmalar oldu, arkadaşlarımızı kaybettik. En azından motorcular için bir pist yapılsa bizim için çok güzel olur" dedi. Motosiklet sürücüsü Bedican Akay da söz konusu yolun motosiklet tutkunları arasında ’Kulak Yarış Pisti’ olarak bilindiğini söyledi. Akay, "Aslında burası trafiğe kapalı bir alan. Biz bu pistte çoğu arkadaşımızı kaybettik. Evet, burada yarışlar yapılıyor. Biz buraya bir pist istiyoruz. Böylelikle kazaların önüne de geçilmiş olur" diye konuştu.