GENEL - 02 Mayıs 2021 Pazar 11:08

‘Okuma aşkı’ kadın girişimciyi yayınevi sahibi yaptı

A
A
A
‘Okuma aşkı’ kadın girişimciyi yayınevi sahibi yaptı

Kayseri’de yaşayan Kadın Girişimci Servet Selçuk, 23 yıllık memuriyet hayatını geride bırakarak okuma sevgisi sayesinde yayınevi sahibi oldu.

Kayseri’de yaşayan Kadın Girişimci Servet Selçuk, 23 yıllık memuriyet hayatını geride bırakarak okuma sevgisi sayesinde yayınevi sahibi oldu. Girişimlerine başlarken hiçbir birikimi olmadığını ve kredi çekerek giderlerini karşıladığını söyleyen Selçuk, “Ben kadınım yapamam demedim, inandım ve başardım” dedi.


Bir kadın olarak var olma ihtiyacı hissederek işini kurmaya karar verdiğini söyleyen Servet Selçuk, “23 yıllık memurluk geçmişimden sonra, mesleğimden ayrılma kararı almıştım ve ayrıldığım zaman Adana’da yaşıyordum. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, aldığım eğitimler ve birikimlerden sonra atıl olmak beni çok üzüyordu. Bir kadın olarak var olma ihtiyacı hissettim. Arkadaşımın o tavsiyesi üzerine bu işi yapmaya karar verdim. Birçok araştırma, geliştirme ile matbaa tasarımlarına kadar her şeyi araştırarak girişimde bulundum. İşi kurma aşaması tabi ki zorluydu. Her meslek grubunda olduğu gibi benim mesleğimde de zorluklarla mücadele ettim. Bu işe sıfırdan başladım. Hiçbir bütçem yoktu. Birikimim veya maddi anlamda bir desteğim yoktu. Ancak bir şekilde bu işi yapacağımı kafaya koymuştum. Çok gayret ettim. Yayınevleri ile alakalı makaleleri, tavsiyeleri ve kitapları okudum. Yine arkadaşımın tavsiyesi ile matbaacılar ile tanıştım. ‘İşin mutfağı burası’ dediler. ‘Önce matbaayı öğrenmen gerekiyor’ dediler. Öncelikle matbaa makinalarını inceledim. Kesme makinalarını inceledim. Her şeyi öğrenmeye çalıştım. Bunlar üzerinde inceleme yaptıktan sonra bu işi yapabileceğimin kararını aldım. Ufak bir kredi desteği ile şirketimi kurdum. Sonrasında da 1. kitap, 2. kitap diyerek devamı geldi. Her şey yolunda gitmeye başladı” dedi.


Selçuk, işini kurarken arkadaşlarının yardımı ile projeler geliştirdiklerini ve bunun da kendisi için büyük motivasyon olduğunu söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:


“Birçok ilde, birçok yazarla birlikte çalışıyoruz. Yazarlardan aldığımız taslakları inceledikten sonra basıma uygun olup olmadığının kararını verip, basım aşamasına geçiyoruz. Tabi ki prosedürler, ISBN’si, bandrol işlemleri hepsi bizim üzerimizde, bunların dışında bizim bu kitapları piyasaya sürmemiz, satışını üstlenmemiz veya satışını yaptırmamız için bir dağıtım firması ile çalışmamız gerekiyor. Öncelikli olarak dağıtım firmasını ayarladık. Dağıtım firması kitaplarımızı, dijital bütün platformlara yayınlıyor. Onun dışında raflarda birçok kitapçılarda ve kitap sitelerinde yer alıyor. Oralardan satışını gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında ben bir okuma aşığı insan olarak, kitap okuma gruplarını, kitabı okumaya teşvik edecek bir sürü faaliyette bulunmak istedim. Bununla ilgili tabi ki bütün illerde olan dostlarımdan da gelen talep ile 4-5 tane ilde özellikle Adana, Kayseri, Ankara, Isparta ve Hatay gibi illerde okuma grupları kurduk. Orada ki dostlarla her ay bir kitap okuyarak bir araya geliyorduk. Okuyup, yorumlayıp yorumlarımızı bir araya getiriyorduk. Daha sonra yine bu gruplar aracılığı ile birkaç arkadaşımın da tavsiyesi ile bu grupların yetenekleri, ilgileri, yaptığı işlerle alakalı bir dergi oluşturduk. Dergimiz dijital bir dergiydi. Orada yine okumaya teşvik edici faaliyetlerde bulunduk. Bunların hepsi gönül işiydi. Hiçbir getirisi olmayan, sadece gönüllü yapılacak işlerdi. Bu da benim gibi kadın girişimcinin, ayakta kalmak isteyen bir insan için bir motivasyon sebebiydi. Bunlar benim mesleğime olan aşkımın düşkünlüğüydü.”


Kadınların korkmadan yapacakları işlerde ilk adımı atması gerektiğini söyleyen Servet Selçuk, “Kadınlarımız günümüzde çok şiddet görüyor, mağdur oluyor. Bunların en önemli nedenlerinden bir tanesi maddi sıkıntılar. Hiçbir kadın korkmasın çünkü yalnız değiller. Bir işe niyet ettiklerinde, akıllarından geçirdiklerinde ve kendilerine güvendiklerinde kadının yapamayacağı hiçbir şey yok. Bir terzi düşündüğümüzde bu mesleği kimse doğuştan öğrenmedi. Hiç kimse oluşunda böyle değildi. İllaki bir şeyleri yaparak öğrendi. Sadece biraz azim, öğrenme isteği en büyük motivasyon nedeni. ‘Maddiyatım yok, ben bunu nasıl yapabilirim, hiçbir şeyim yok ki’ diyenlerin bu mazeretini ben kabul etmiyorum. Ben sıfırdım. Hiçbir gelirim yoktu ama ben bu işi kafama koymuştum. Çalmadığım kapı kalmadı. Ancak bu işe yöneldiğinizde, ben bunu yaparım dediğinizde önünüze kapılar açılıyor, herkes size farklı farklı şeylerle geliyor. Önemli korkmadan o adımı atmak” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.