YEREL HABERLER - 19 Mart 2014 Çarşamba 11:15

'çanakkale Zaferi' Semineri

A
A
A
'çanakkale Zaferi' Semineri

(FOTOĞRAFLI - GÖRÜNTÜLÜ)
HABER : ALİ GÖÇ
KAMERA : ALİ GÖÇ
Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında, Çanakkale Zaferi'nin 99. yıldönümü dolayısıyla 'Çanakkale Zaferi' konulu konferans düzenlendi.
Kadir Has Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta, Erciyes Üniversitesi Okutmanı Ahmet Nedim Kilci konuşmacı olarak katıldı. Kilci, yoğun katılımın olduğu konferansta, Çanakkale savaşı sırasında yaşanan sıkıntıları slayt eşliğinde anlattı.
Konferansta, duygu dolu anlarda yaşandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Yangına karşı ormanları temizlediler Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önemler konusunda farkındalık oluşturmak adına ülke genelinde gerçekleştirilen ‘Orman benim’ programı kapsamında Manisa’da da etkinlik düzenlendi. Manisa protokolü ve öğrenciler birlikte Spil Dağı eteklerinde çöp topladı. Manisa Valisi Enver Ünlü öncülüğünde Uncubozköy Mahallesi’ndeki Spil Dağı’nın eteklerinde bir araya gelen Manisa protokolü ve öğrenciler, ellerindeki çöp poşetleriyle ormanlık alana dağıldı. Doğaya atılan ve orman yangınlarına neden olan cam, plastik, kağıt gibi yüzlerce kilo çöp toplandı. Vatandaşların ormanlık alana kanepe, koltuk attığı da görülürken, Manisa İl Jandarma Komutanlığa ait Börü isimli köpek de çöp topladı. Programa Vali Ünlü’nün yanı ısıra İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Zafer Tombul, Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Yunusemre Kaymakamı Atilla Kantay, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, Manisa Orman İşletme Müdürü Fatih Öztürk, Manisa İl Sağlık Müdürü Erol Karaca, öğrenciler katıldı. "Oman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı" Manisa Orman İşletme İl Müdürü Fatih Öztürk, “Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin de etkisiyle orman yangınlarının oluşma riski her geçen gün daha da artıyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan orman yangınlarıyla mücadele çalışmalarımızda öncelikli stratejimiz; yangın öncesi alınması gereken önleyici tedbirlerdir. Son 10 yılın yangın istatistiklerine baktığımızda, çıkan orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı çıktığı görülmektedir. İnsan kaynaklı çıkan bu yangınların sebeplerine bakıldığında; Tarımsal hasadı müteakip oluşan atıkların yakılması, tarımsal alan ve yerleşim alanlarındaki atıkların temizlik amaçlı yakılması, özellikle araçla seyir halindeyken sönmemiş sigaraların açık alanlara atılması, nemin çok düşük olduğu günlerde açık alanda pişirme amaçlı aktivitelerin yapılması, ormanlık alanlarda insan kaynaklı yakılan ve tam olarak söndürülmemiş ateşler, nemin düşük olduğu günlerde yapılan kaynak ve spiralle metal kesme çalışmaları esnasında çıkan kıvılcımlar, yerleşim yerleri arasında enerji taşıyan hatların bakımsız bırakılması veya kapasitesinin üzerinde enerji çekilmesi nedeniyle patlayan trafolar, herhangi bir önlem almadan çalışan biçer döğer gibi iş makinalarından kaynaklı yangınlar, nadir de olsa kasıtlı çıkarılan yangınlar, çevreye gelişi güzel atılan cam ve benzeri atıklar, olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde çıkan orman yangınları değişen meteorolojik veriler ve hâkim olan kuraklıklar nedeniyle oldukça masraflı ve riskli bir mücadeleye dönüşmüştür. Ülke olarak değişen bu şartlara uygun olarak müdahale kapasitemizde ciddi artışlar yapılmıştır. Ancak geldiğimiz noktada bu yüksek enerjili yangınlarda kapasite artışlarımız olsa bile ormanlarımızın yangınlardan zarar görmesini engellemek oldukça güç olmaktadır. Bu nedenle birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de önceliğimiz yangınların çıkmasına veya sayılarının düşürülmesine yönelik çalışmalardır. Toplumsal bir sahiplenme ile başarıya ulaşacağına inandığımız ’Orman Benim’ kampanyası ile toplumsal farkındalık oluşturup, yangın sayılarını ciddi oranda düşürmeyi, böylece mevcut söndürme kapasitemizi daha verimli kullanarak toplumumuz için bir tehdit haline dönüşen orman yangınlarının zararlarını en aza indirmeyi hedefliyoruz. Bu çerçevede, ülkemizde orman yangınlarının önlenmesi ve olabilecek yangın sayılarının ve şiddetinin düşürülerek çevreye olan zararlarının en aza indirilmesi, vatandaşlarımızda orman yangınlarının çıkmasını önleyici bilincin oluşması amacıyla, bütün il ve ilçelerimizde eş zamanlı olarak ’Orman Benim’ kampanyası düzenlendi. Söz konusu kampanyada orman içi ve bitişiğindeki yol kenarları, tarım arazileri, yerleşim yerleri ile tesislerin bitişiğinde bulunan yanıcı maddelerin azaltılması (çalı, diri örtü temizliği ve alt dal budaması), çöplerin temizlenmesi neticesinde orman yangınlarının olumsuz etkilerinin azaltılması sağlanacaktır” diye konuştu.
Balıkesir Ayvalık’ta GMKA destekliyor kadınlar güçleniyor Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) bölgesindeki kadın girişimcileri destekleyerek yerel düzeyde üretkenliği artırıyor aynı zamanda kadın istihdamına da katkıda bulunuyor. GMKA’nın Kırsal Ekonominin Desteklenmesi Programı ile destek olduğu “Geçmişten Geleceğe Pamuk ve Yünün Mekikle Dansı” projesinde kadınlar yeni tezgâhlar ile kurulan atölyede dokuma üretim kapasitesini artırdı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten GMKA, desteklediği proje ile Balıkesir Ayvalık’ta faaliyetlerini yürüten Kadın Emeğini Destekleme İşliği Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin ortak iş yapma kültürünü geliştirirken, geleneksel dokuma teknikleri ile el emeği ürünler üreterek somut olmayan kültürel mirası da yaşatıyor. Bölge kadınları üretime değer katıyor Bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlama amacını güden proje ile kırsal alanda üretilen ürünlerin katma değerinin artırılması, kırsalda faaliyet gösteren üreticilerin örgütlenme kapasitelerinin geliştirilmesi ve ürün çeşitliliğini arttırarak daha fazla kadına iş olanağı sağlamak hedefleniyor. Eko sisteme zarar vermeyen ürünlerin üretilmesine ve kullanılmasına katkı sağlamak da projenin amaçları arasında yer alıyor. Kooperatif bu proje ile kurumsal kimlik oluşturarak markalaşmayı başarmak, sedefli battaniye için coğrafi işaret alma konusunda girişimde bulunmak, aynı zamanda üretim süreçlerimizi kısaltarak verimi arttırmak, toptan satış kabiliyeti kazanmak, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak, kullanılan el eğirmesi kökboyalı yün sayesinde hayvancılığı desteklemeyi de amaç ediniyor. Artan kapasite ile birlikte kooperatif bünyesine daha fazla kadının katılması bekleniyor. Hedeflere güç birliği yaparak ulaşılacağı düşünülen projede, ülke kaynaklarını verimli kullanarak ve ekolojik sisteme zarar vermeyen sağlıklı malzemelerden üretilen ürünlerinulusal ve uluslararası pazarlarda yer alması bekleniyor. “Sürdürülebilir Bir Kalkınmaya İvme Kazandırıyoruz” GMKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, “Ajansımızın desteklediği projeler, kadın girişimcilerin güçlenmesine ve yerel ekonominin canlanmasına büyük katkı sağlıyor. Genel Müdürlüğümüzün de bu sene belirlemiş olduğu ’Kadın İstihdamı’ teması doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu projede de kadınların el emeği ürünlerini geleneksel dokuma teknikleriyle üretmelerine seçenek tanıyarak kültürel mirasın yaşatılmasına ve ekonomik değer oluşturulmasına katkı sağladığımız için mutluyuz. Bu projeler kırsal alandaki üreticilerin örgütlenmesini güçlendirerek kadınlara iş şartları sunuyor ve ekolojik sürdürülebilirliği destekliyor. GMKA’nın kadın kooperatiflerini destekleme ve güçlendirme çabaları, bölgedeki kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesine önemli bir katkı sağlıyor. Bu projeler ile bölge ekonomisine de katkıda bulunarak sürdürülebilir bir kalkınmaya ivme kazandırıyoruz.” diye konuştu. GMKA ilan ettiği Kırsal Ekonominin Geliştirilmesi Mali Destek Programı ve Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı ile kooperatifler vasıtasıyla kadınların ortak iş yapma kültürünü geliştirmeye devam ederken Güney Marmara Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi Programı ile de kadın kooperatiflerinin kapasitelerini güçlendirmeye devam ediyor.
Ankara Gazi Üniversitesi’nde Filistin eylemi Gazi Üniversitesi öğrencileri, üç dilde yaptıkları basın açıklaması ile Gazze’deki soykırıma tepki göstererek, ABD üniversitelerindeki barışçıl eylemlere destek verdi. Gazi Üniversitesi öğrencileri, üniversite kampüsü içinde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde bir araya gelerek, ‘Gazze’deki Soykırıma Tepki ve Amerikan Üniversitelerindeki Barışçıl Eylemlere Destek’ başlıklı bir açıklama yaptı. Cuma namazının ardından yapılan basın açıklamasına Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, öğrenciler ve akademisyenler katıldı. Açıklama üniversite öğrencilerinden Ahmet Kartal, Zübeyir Kaan Durmuşoğlu ve Ahmed Alhila tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç dilde yapıldı. “Burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız” Türkçesi üniversite öğrencisi Ahmet Kartal tarafından yapılan açıklamada, Gazze’de yaşananlara Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversitelerin de sessiz kalmadığı hatırlatıldı. Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösterilerin diğer üniversitelere de yayıldığı belirtilen açıklamada, “Gazze’deki bu soykırıma Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversiteler de sessiz kalmamış, Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösteriler diğer üniversitelere de yayılmıştır. Bu gösterilerle İsrail’in gerçekleştirdiği soykırımın bir an önce durdurulması sorumluluğu tüm insanlığa hatırlatılmıştır. Üniversite öğrencilerinin bu tepkilerine öğretim elemanları da destek vermiştir. Ancak vahşice işlenen soykırıma karşı insani ve vicdani sorumluluk bilinciyle hareket eden üniversite öğrencileri ve öğretim elemanlarının bu barışçıl gösterileri antidemokratik bir şekilde ve sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu barışçıl eylemlere karşı uygulanan orantısız şiddeti ve baskıyı kınıyor, vicdanının sesini dinleyen ve bu zulme seyirci kalmayan üniversite öğrencilerinin ve öğretim elemanlarının yanlarında olduğumuzu beyan ediyoruz. Bu vahşete Türk milleti olarak sessiz kalamayız. Hatta bugün burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız. Caydırıcı yaptırım ve müdahalelerle İsrail baskısı ve zulmü bir an önce sonlandırılmalıdır. Tüm insanlığı bir an önce Gazze’de uygulanan vahşeti durdurmaya ve barış yanlısı öğrenci ve öğretim üyelerine uygulanan şiddete karşı harekete geçmeye davet ediyoruz” denildi.
Eskişehir Sıtma 24 saat içinde tedavi edilmeli Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uluğ, son dönemde daha yaygın görülmeye başlanan Sıtma hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirdi. Sıtmayı sivrisineklerin plazmodium adlı paraziti insanlara bulaştırması yoluyla oluşan ateşli bir enfeksiyon hastalığı olarak tanımlayan Özel Ümit Batıkent Hastanesi Doktoru Mehmet Uluğ, “Sıtma, dişi anofel sivrisineklerinin ısırmasıyla bulaşır. Dişi sivrisinekler yumurtalarını beslemek için bir kan emerler. Bulaşma, sivrisineklerin sayısına ve hayatta kalmasını etkileyebilecek iklim şartlarına da bağlıdır” dedi. "24 saat içinde tedavi edilmeli" Dr. Uluğ, “Sıtma salgınlarının, uygun şartların oluşması halinde, sıtmaya karşı bağışıklığın düşük olduğu bölgelerde veya insanların iş bulmak için mülteci olarak yoğun sıtma bulaşan bölgelere geçtiğinde ortaya çıkabilir. Sıtma, göç alan ve mültecilerin yoğun olduğu bölgelerde daha çok görülen akut ateşli bir hastalıktır. Semptomlar genellikle enfektif sivrisineğin ısırmasından 10-15 gün sonra ortaya çıkar. İlk belirtiler ateş, baş ağrısı ve titremedir” diye konuştu. "Önlenebilir ve tedavi edilebilir" P. falciparum sıtmasının 24 saat içinde tedavi edilmezse ciddi bir hastalığa dönüşebileceğine dikkat çeken Dr. Uluğ, bunun sıklıkla ölüme yol açabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Çocuklarda: şiddetli anemi, metabolic asidoz ile ilişkili solunum sıkıntısı veya serebral sıtma bulgularından bir veya daha fazlası görülebilir. Yetişkinlerde, çoklu organ yetmezliği sık görülür. Hayatı tehdit eden sıtma hastalığı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü, tüm sıtma şüpheli vakalarında tedavi uygulanmadan once mikroskopi veya hızlı tanı testi kullanılarak tanının doğrulanmasını önerir. Sıtma ilaçların etkinliğinin korunması, sıtma kontrolü ve eliminasyonu için kritik öneme sahiptir.” Korunma yolları ve aşı Hasta bireylerin tedavi edilmesi ve vektör kontrolünün sıtma iletimini önlemenin ve azaltmanın ana yolu olduğunu dile getiren Dr. Uluğ, “Hasta olan herkes özenle tedavi edildiğinde bulaş zinciri kırılacağı için enfeksiyon sayıları azalacaktır. Vektör kontrolünde ise; böcek ilacı uygulanmış cibinliklerin kullanılması ve iç mekanların ilaçlanması etkilidir. Riskli bölgelere yolculuk yapanlar da kemoprofilaksi ile sıtma önlenebilir. Sıtma parazitinin karmaşık yapısının aşı geliştirilmesini çok zor bir iş haline getiriyor. Ancak RTS, S/AS01 (RTS, S), Afrikalı çocuklarda sıtmayı önemli ölçüde azaltan ilk ve bugüne kadar ki tek aşıdır. Sadece en sık ve ölümcül sıtma paraziti olan P. falciparum’a karşı etkilidir” ifadelerini kullandı.