GÜNDEM - 12 Kasım 2025 Çarşamba 11:56

Başkan Çolakbayrakdar: "Milletimizin başı sağ olsun"

A
A
A
Başkan Çolakbayrakdar: "Milletimizin başı sağ olsun"

Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelmekte olan askeri kargo uçağının Gürcistan’da düşmesi sebebiyle şehit olan Mehmetçikler için bir mesaj yayımladı. Başkan Çolakbayrakdar mesajında, "Aziz Milletimizin başı sağ olsun. Rabbim ordumuzu korusun" dedi.


Başkan Çolakbayrakdar mesajında şu ifadelere yer verdi:


"Kahraman Mehmetçiklerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, Türk milletine ve kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Rabbim, inşallah bu topraklarda yaşayan Türk milletine bir daha şehit acısı yaşatmasın. Biliyoruz ki: ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’ İşte bu düsturla bin yıldır bu toprakları vatan yapan aziz milletimiz, ülkemiz üzerinde oynanan oyunları bozmak için canları pahasına düşmanlara, teröristlere, vatan hainlerine dur demiştir. Rabbimden duamız, bir daha böyle kara bir günün yaşanmamasıdır. Düşman hain planlar içinde olsa da bizler, birlik ve beraberlik içerisinde her zaman devletin bekası, vatanın bütünlüğü ve milletin birliği için tek yürek olarak yaşamaya devam edeceğiz. Kahraman Mehmetçiklerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim ordumuzu muzaffer eylesin. Mehmetçiklerimizin ayağına taş değdirmesin."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Küçükçekmece’de Bâb-ı Âli’nin asırlık hafızası sergiyle gün yüzüne çıktı Küçükçekmece Belediyesi, Bâb-ı Âli’nin 100 yılı aşan basın ve yayıncılık mirasını, Emin Nedret İşli ve Alper Çeker koleksiyonundan derlenen nadir belgelerle Galeri Cennet’te sergiye açtı. Küçükçekmece Belediyesi, Türkiye basın ve yayın tarihinin kalbi olarak kabul edilen Bâb-ı Âli’nin asırlık hafızasını gün yüzüne çıkaran özel bir sergiyi Galeri Cennet’te ziyarete açtı. "Bâb-ı Âli: Matbuatın Kalbi - Emin Nedret İşli ve Alper Çeker Koleksiyonu" adıyla düzenlenen sergide, basın tarihinin 100 yılı aşan yolculuğuna tanıklık eden nadir belgeler, fotoğraflar, gazeteler, afişler, kataloglar ve arşiv materyalleri yer aldı. Sergide, Milliyet, Cumhuriyet, Son Posta ve Yarın gibi dönemin etkili gazetelerinin örnekleri ile İnkılâp, Remzi, Cihan, Tefeyyüz ve Arakel Kaspar Efendi gibi köklü yayınevlerinin antetli evrakları, zarfları, katalogları ve ticari belgeleri de yer aldı. Serginin giriş bölümünde, gazeteci ve araştırmacı Orhan Koloğlu tarafından hazırlanan Bâb-ı Âli Haritası’nın büyütülmüş ve güncellenmiş bir versiyonu ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Bâb-ı Âli’de faaliyet göstermiş basın kuruluşları ve yayınevlerinin yer aldığı bu harita, dönemin matbuat dünyasına ışık tutan önemli bir referans niteliği taşıyor. Sergide, Ebu Ziya Tevfik Bey ailesi, Şevket Rado ve Ece Ajandaları gibi kültür hayatında iz bırakmış isim ve kurumlara ait materyaller de ziyaretçilere sunuldu. Küçükçekmece Belediyesi, sergiyle birlikte hazırlanan kapsamlı kataloğu da araştırmacıların, öğrencilerin ve meraklılarının kullanımına sunarak Bâb-ı Âli’nin zengin hafızasını kalıcı bir kaynak hâline getirdi. Serginin 21 Aralık tarihine kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebileceği bildirildi. Koleksiyon sahibi Emin Nedret İşli, "İstanbul’da yaklaşık 45 yıldır sahaflık yapan bir esnaf grubunu temsil ediyorum. Kıymetli ve kadim dostum Alper Çeker yaklaşık birkaç ay önce benim ofise gelerek bendeki yıllardır sahaflıktan dolayı toparlamış olduğum Bâb-ı Âli, yazarlar, gazeteler, afişler, mühürler, kıymetli kağıtlar, kataloglar, zarflar ve gazete kupürleri, gazetelerle ilgili, Bâb-ı Âli’yle ilgili malzemeyi Küçükçekmece Belediyesi tarafından Galeri Cennet isimli sergi salonunda sergilemek ve onun kataloğunu çıkarmak, yayınlamak istediklerini söylediler ve hem Alper Çeker’in koleksiyonundan hem benim yıllardır biriktirdiğim bu orijinal malzemelerden oluşan bir seçme nadir ve gün ışığı görmemiş, gün yüzüne çıkmamış bir takım fotoğrafların, belgelerin, kitapların, malzemelerin bir sergisini oluşturduk. Serginin ilk başında kıymetli ağabeyimiz gazeteci ve aynı zamanda devlet görevlerinde de bulunmuş olan Orhan Koloğlu Bey’in Bâb-ı Âli’yle ilgili yapmış olduğu bir haritayı da sergimize dahil ettik. Onu genişlettik, büyüttük ve çeşitli firmaları Bâb-ı Âli’deki eklemeler olarak onları da ilave ettik ve daha sonra gazeteler, Milliyet, Cumhuriyet, Yarın, Sonposta gibi birçok gazeteyi, daha sonra Bâb-ı Âli’de yayınlar yapmış, kitap katalogları çıkartmış pek çok insanı, İnkılap Kitabevi’ni, Remzi Kitabevi’ni, Cihan Kitabevi’ni, Tefeyyüz Kitabevi’ni, Arakel, Kaspar Efendi Kitabevi’ni ve buna benzer daha başka kurumları, katalogları, zarfları, antetli kağıtları, faturalarıyla gösterdik. Bazı ünlü aileleri, Ebu Ziya Tevfik Bey ailesini, Şevket Radoyu ve Ece Ajandaları ailesini ayrı ayrı yayınları ve kitaplarıyla, takvimleriyle anlatmaya çalıştık" dedi. "Türkiye’de basın geleneğinin, yayıncılığın ve kültürel üretimin 100 yılı aşan serüveni burada şekillenmiş, kuşaktan kuşağa burada aktarılmıştır" Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, "Tarihimizin en özel hafıza mekanlarından birinin, hislerini yeniden görülür kılmak için bir araya geldik. Bâb-ı Âli, adını taşıyan bu sergi sadece geçmişe dair bir hatırlatma değil, aynı zamanda Türkiye’de düşüncenin, sözün ve kamusal hayatın nasıl şekillendiğini anlatan canlı bir yolculuktur. Türkiye’de basın geleneğinin, yayıncılığın ve kültürel üretimin 100 yılı aşan serüveni burada şekillenmiş, kuşaktan kuşağa burada aktarılmıştır. Değerli katılımcılar, sizlere sunduğumuz bu çalışmada Bâb-ı Âli’nin derin hafızasına, Cağaloğlu’nun ruhuna ve İstanbul’un benzersiz kültürel dokusuna bir saygı duyuşu niteliğindedir. Bu sergideki sararmış bir gazete safhasında, bir dönemin gündemine, bir Antetli zarfta, bir yayın evinin vizyonuna, bir dizgi masasının fotoğrafında ise, emeğin alın terinin hikayesine tanıklık edeceğiz. Bu sebeple, kentimizin kültürel mirasını korumak sorumluluğuyla, yürüttüğümüz her çalışma gibi bu projede geçmişle, geleceği buluşturma ve kent belleğine saygı duymak vizyonumuzun önemli bir adımıdır. Projeyi yalnızca bir sergi olarak bırakmadık. Bâb-ı Âli’nin zengin hafızasını daha kalıcı kılmak amacıyla kapsamlı bir katalog da hazırladık. Bu kataloğu da araştırmacılara, öğrencilere ve meraklılarına uzun yıllar boyunca rehberlik edebilecek bir kaynak olarak sizlerle buluşturuyoruz. Bu çerçevede bu zengin mirası var eden tüm yazarları, gazetecileri, matbaa işçilerini ve yayıncıları saygıyla selamlıyorum" şeklinde konuştu.
İstanbul Greenmetric 2025 sonuçları açıklandı: İGÜ’nün çevre ve sürdürülebilirlikteki başarısı devam ediyor "UI GreenMetric Dünya Üniversite Sıralaması 2025" sonuçları açıklandı. Çevresel sürdürülebilirlik çalışmalarıyla dikkat çeken İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), önceki yıllardaki yükselişini sürdürerek, bu yıl da önemli bir başarıya imza attı. İlk kez 2022 yılında GreenMetric sıralamasına giren İGÜ, 2025 yılında toplam puanını yükselterek dünya sıralamasında 669’uncu sıraya yerleşti. Genel sıralamada bin 547 üniversite arasında değerlendirilen İGÜ, Türkiye genelinde 71’inci, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında ise 14’üncü sırada yer aldı. 2010 yılında Endonezya’da başlatılan GreenMetric Dünya Üniversite Sıralaması, tüm dünyadan üniversiteleri sürdürülebilirlik performansları doğrultusunda değerlendiriyor. Kampüs yerleşimi ve altyapı, enerji ve iklim değişikliği, atık yönetimi, su kaynakları, ulaşım, eğitim ve araştırma olmak üzere 6 ana kriter üzerinden yapılan değerlendirme, çevresel farkındalığı artırmayı ve yükseköğretimde sürdürülebilirlik kültürünü güçlendirmeyi hedefliyor. Bu yılki sonuçlarla birlikte İstanbul Gelişim Üniversitesi, sürdürülebilirlik alanındaki kararlı adımlarını ve çevresel etkiyi azaltmaya yönelik sistematik çalışmalarını bir kez daha ortaya koymuş oldu. Uluslararası başarılara bir yenisi daha eklendi Yaptığı çalışmalarla uluslararası platformlarda öne çıkan İstanbul Gelişim Üniversitesi, sürdürülebilirlik alanındaki başarısını diğer küresel derecelendirme sonuçlarıyla da pekiştiriyor. GreenMetric 2025 sonuçları ise, İGÜ’nün çevre politikaları ile küresel rekabet gücünü artıran bu başarının tamamlayıcı bir adımı niteliğinde. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uyumlu şekilde çalışmalarını sürdüren İstanbul Gelişim Üniversitesi; enerji yönetimi, doğal kaynakların korunması, çevresel zararların azaltılması ve kampüs içinde yeşil dönüşümün hızlandırılması alanlarında çalışmalar yürütüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen "Sıfır Atık Belgesi" ile bu yaklaşımı resmi olarak da tescil edilen İGÜ, kampüs genelindeki atık yönetim sistemleriyle sürdürülebilirliğe yönelik uygulamalarını güçlendirmeye devam ediyor. "Sürdürülebilirlik bir tercih değil, üniversite yönetim kültürünün gerekliliğidir" Sonuçları değerlendiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, sürdürülebilirliğin üniversitenin stratejik vizyonundaki yerine ilişkin şunları söyledi: "GreenMetric 2025 sonuçları, üniversitemizin çevresel sürdürülebilirlik alanında benimsediği kurumsal vizyonun güçlü bir yansımasıdır. Sürdürülebilirlik artık üniversitelerin sadece kampüs yaşamını düzenleyen bir unsur değil, eğitimden araştırmaya, enerji yönetiminden toplumsal katkı projelerine kadar tüm akademik ve idari süreçlere yön veren temel bir yaklaşım hâline gelmiştir. İstanbul Gelişim Üniversitesi olarak enerji verimliliği, kaynakların rasyonel kullanımı, yeşil alan yönetimi ve çevresel farkındalık eğitimleri gibi alanlarda çok boyutlu çalışmalar yürütüyoruz. Bu başarı, akademisyenlerimizin, idari kadrolarımızın ve öğrencilerimizin ortak çabalarının ürünüdür. Sürdürülebilirlik kültürünün üniversitemizde kalıcı hâle gelmesi için çalışmalarımızı gelecekte daha kapsamlı şekilde sürdürmeye kararlıyız." Sürdürülebilir bir gelecek için çalışmalar devam ediyor İstanbul Gelişim Üniversitesi, GreenMetric 2025 sonuçlarıyla çevresel sorumluluğu merkeze alan, sürdürülebilirlik politikalarını güçlendiren ve uluslararası rekabet gücünü artıran bir yükseköğretim kurumu olarak başarı grafiğini sürdürdü. Üniversite, sürdürülebilir bir gelecek için eğitim, araştırma ve toplumsal katkı ekseninde yürüttüğü çok yönlü çalışmaları önümüzdeki yıllarda daha da geliştirmeyi hedefliyor.
İzmir Hem kadın hem erkek infertilitesi tedavilerinde kapsamlı tedaviler uygulanıyor Acıbadem Sağlık Grubu, üremeye yardımcı tedavilerdeki köklü bilgi birikimini Ege Bölgesi’ne taşıyor. Mevcut fiziki altyapısı yenilenen Acıbadem Kent Hastanesi Tüp Bebek (IVF) Merkezi, infertilite tedavilerinde hem kadın hem erkek kaynaklı infertilite için çiftlere; kapsamlı ve kişiselleştirilmiş hHem kadın hem erkek infertilitesi tedavilerinde kapsamlı tedaviler uygulanıyor izmetler sunmaya başladı. İzmir’de sağlık hizmetlerinde güçlü bir konuma sahip olan Acıbadem Kent Hastanesi bünyesinde fiziki yapısıyla birlikte yeniden yapılandırılan Tüp Bebek (IVF) merkezi; modern laboratuvar teknolojileri, uluslararası standartlara uygun altyapısı ve uzman kadrosuyla çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere özel hizmetler sunmaya başladı. Acıbadem Sağlık Grubu’nun üremeye yardımcı tedavilerindeki köklü birikimi Ege’ye taşıyan merkez, anne-baba olmak isteyen çiftlerin tıbbi, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını odağına alan bir yapıyla hizmetlerini sürdürüyor. Tıbbi, sosyal ve duygusal süreçleri de kapsayan bir hizmet anlayışı Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Eser Çolak, infertilitenin (kısırlık) yalnızca bir sağlık sorunu değil, çiftler için duygusal ve sosyal bir süreç olduğunu vurgulayarak: "Her 100 çiftten 15’i, bir yıl boyunca korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edemiyor ve üreme tedavilerine ihtiyaç duyuyor. İnfertilitenin nedeni yalnızca kadına ya da erkeğe bağlı olabileceği gibi, her ikisinden de kaynaklanabilir. Hatta bazı durumlarda, kapsamlı tetkiklere rağmen altta yatan neden saptanamayabiliyor" dedi. Tıbbi gelişmelerin infertilite alanında çiftlere güvenli ve etkili seçenekler sunduğuna dikkat çeken Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Merkezimizde, ‘her çiftin hikâyesi farklı’ anlayışıyla kişiye özel tedavi modelleri uyguluyoruz. Acıbadem Kent Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nin yenilen fiziki yapısı, teknolojisi ve uzman kadrosuyla, güncel tedavi yaklaşımların uygulandığı modern bir merkez niteliğinde hizmet verdiğini söyleyen Dr. Çolak, tıbbın imkanlarını kullanarak anne baba olmak isteyen çiftlerin ihtiyaçlarını bütüncül bir yaklaşımla ele aldıklarını ifade etti. Güncel teknoloji destekli yöntemler, tüp bebek tedavisinde önemli rol oynuyor Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Ömür Albayrak ise merkezde kullanılan laboratuvar donanım ve yeni nesil tedavi yöntemlerine ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Embriyoloji laboratuvarımız; üst düzey hava filtrasyon sistemleri, yüksek çözünürlüklü mikroskoplar, yeni nesil mikroenjeksiyon ve embriyo kültürleme cihazlarıyla yenilendi. Oosit kalitesi ve embriyonun başarılı gelişimi için alt yapının çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Albayrak, bu sayede hamile kalma oranın artırdığına dikkat çekerek şunları söyledi; "Günümüzde, teknoloji tüp bebek alanında da hızla gelişiyor ve önemli rol oynuyor. Dolayısıyla sonuçlara da yansıyor. Merkezimizde embriyolarda genetik inceleme (PGT) uygulamaları. İleri sperm seçim teknikleri, piezoelektrik mikroenjeksiyon yöntemleri gibi güncel bilimsel ve teknolojik yaklaşımlar kullanılmaktadır. Tüp bebek tedavilerinin her aşamasında güncel bilimsel IVF protokollerinin uygulanmasına da çok önem veriyoruz. Amacımız; Acıbadem’in kalite, bilim ve etik standartlarını İzmir’e taşırken, çiftlerimizin ebeveynlik yolculuğunu etik, güvenli ve bilimsel yöntemlerle desteklemektir."