KÜLTÜR SANAT - 07 Kasım 2025 Cuma 11:13

Bu taş sadece Kayseri’de çıkıyor

A
A
A

 Kayseri'nin Melikgazi ilçesi Ağırnas Mahallesinde çıkan dorak taşı Oğuz Ayata'nın elleriyle hayat buluyor. Yapısıyla diğer taşlardan farklı olan ve dünyada sadece Ağırnas'ta çıkan dorak taşı sayesinde yoğurtlar daha lezzetli ve uzun ömürlü oluyor.

Osmanlı Devleti'nde Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde baş mimar olan Mimar Sinan'ın doğduğu yer olan Ağırnas'ta çıkarılan dorak taşı; dünyada tek olma özelliğini taşıyor. Babasından öğrendiği meslekle günümüzde sayılı dorak taşı ustasından biri olan Oğuz Ayata, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcıları kimliğini aldı. Asırlık ekipmanlarla sanatı devam ettirdiğini söyleyen Ayata, "Ağırnas taş işçiliğiyle bilinen, 'Baş Mimar' Mimar Sinan'ın doğduğu köydür. Dorak taşı işçiliğinde kendimi geliştirdim, yüzyıllardır kullanılan ekipmanlarla devam ettiriyorum. Elektrik malzemesi kullanmadan bu taşı yapmaya çalışıyorum. Yaklaşık 7-8 yıldır dorak taşı yapıyorum. Babamın çocukluğunda yaptığı evimizde bir dorak taşı vardı; onda yoğurt süzdürmek istedik. Babamla küçük bir taş getirdik. Babam yaparken ben şevkle izledim, çok hoşuma gitti. Yaparken videoya çektim ve sosyal medyada paylaştım. Dorak taşını bana babam öğretti, benim ustam babam Bekir Ayata'dır" dedi.

Bu taş sadece Kayseri’de çıkıyor

"Miras taşıyıcısı olarak sanatımı yapmaya devam edeceğim"

Tescil sürecini aktaran Ayata, "Yoğurt 2 bin 200 sene öncesinde Türk yemeği olarak kabul edilip görüldüğünden bu yana inanıyorum ki bu taş da kullanılıyordu. Çok eski bir tarihte kullanıldığı için günümüzde aktif kullanılmasına önem verdim. Bu sanatımızı canlı tutmaya çalışıyorum. Bu sanatı üzerime tescilletmek istedim. Yaptığımız bilinmiyordu, ben bilinsin istedim. O yüzden Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcıları için başvuruları yaptım ve kabul edildi. Ankara'ya heyete çağrıldım ve 3-4 tane örnek götürerek sundum. Heyetimiz bu sanatı uygun gördü ve bu kimliği kazandım. Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı olarak sanatımızı yapmaya devam edeceğim" şeklinde konuştu.

Sanatın kendisinden sonra da devam etmesini istediğini söyleyen Ayata, "Burada taşla ilgilendiğimi gören çocuklar tozuyor diye kaçıyor. Birkaç kişi de olsa benden sonra bu sanatı devam ettirmesini isterim. Çünkü çok önemli bir sanat, sadece köyümüzde olan bir sanat. Madeni de sadece bizim köyümüzde var, her yumuşak taştan olmuyor. Bu taş diğer yumuşak taşlardan çok farklı, yoğurda taşını, toprağını çıkartmıyor" ifadelerini kullandı.

Bu taş sadece Kayseri’de çıkıyor

"Yoğurtla beraber dorak taşının yaygınlaşması her geçen gün artmaktadır"

Dorak yoğurdu ile dorak taşına ilginin her geçen gün arttığını ifade eden Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtım Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, "Ağırnas, Mimar Sinan ile simgeleşmiş bir belde. Sinan denildiğinde akla taş gelmektedir. Ağırnas'ta taş, insanlık tarihi boyunca kullanılan bir malzemedir. Kayaları oyarak içinde yerleşim yerleri oluşturdukları gibi, yeryüzüne de evler yapılarak bu taş sürekli kullanılmakta ve hâlâ günümüzde en önemli yapı malzemesidir. Birçok çeşit taş vardır, ancak Ağırnas'a mahsus özel bir taş bulunmaktadır. Coğrafi işaret alabilecek kadar da önemli bir taş bu. Biz buna Dorak taşı diyoruz. Bu taş ‘doraklık' dediğimiz yerden çıkıyor. Mimar Sinan zamanından beri kullanılan, bölgemizdeki taş ocaklarında dorak için açılmış, sadece bu taşın ustalarının tespit edebildiği damarına, yönüne, yumuşaklığına karar vererek belirledikleri bölgelerden temin edilmektedir. Türkiye'deki dorak işi ile uğraşan tek yer Ağırnas Koramaz Vadisi'dir. Birkaç ustamız kaldı bu ustalardan. Bir tanesi Oğuz Ayata, Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı olarak Kültür Bakanlığı tarafından 2025 yılında kimlik verilmiştir. Bu taşın hem bulunması, kesilip atölyeye getirilmesi, yerinde işlenmesi, bunun bir ürüne dönüşmesi, dönüşen ürünün içine yoğurt konularak kullanılması ve buna dönük bir obje haline getirilmesini, Ağırnas'ın tanıtımı ve Kayseri için oldukça önemsiyoruz. Buranın büyükbaş ya da küçükbaş hayvanlarından elde edilen yoğurt, taşın içine dökülerek yoğurdun suyunun özünden ayrışması için kullanılan bir araçtır dorak taşı. Buzdolabının ve elektriğin olmadığı zamanlarda daha yaygındı. Hem yoğurdu kullanabilmek hem de uzun süre muhafaza edebilmek için önemliydi. Bu taşın burada kullanılması, yoğurdun tüketilmesi ve aynı zamanda iş kolu olarak taşın kesilip objeye dönüştürülmesi bir gelenek haline gelmiştir. Günümüzde de zor da olsa, Ağırnas'ın ziyaret edilmesiyle tekrar gündeme gelen bir kavram oldu. Coğrafi işaretlerin alınmasıyla ilgili çalışmalar, yoğurdun niteliği ile ilgili çalışmalar var. Taşın süzdüğü su veya bu süreç sonunda kalan yoğurdun kendine has kokusu ve içeriğiyle ilgili bazı çalışmalar var ancak bu çalışmalar henüz neticelenmemiştir. Bu konuda TÜBİTAK projeleri yapan lise öğrencilerimiz var; Nazlı Hayat Baykan ve Beren Kandefer. Öğrencilerin yaptığı çalışma; lise ve üniversite düzeyinde patentleme sürecini başlatmış durumda. Dorak yoğurdu ve dorakcılık adına önemli bir gelişme. Bu yoğurdun kullanılması, yoğurtla beraber dorak taşının yaygınlaşması, pazarlanması ve ilgi duyulması her geçen gün artmaktadır. Bir marka haline geleceğini düşünüyoruz. Bu yoğurttan yapılan ayran, omletin içine çeşitli baharatlar katılarak kullanılması son derece beğeni kazanıyor. Bunlar üzerinden de yeni coğrafi işaretlerin alınması mümkün olabilir. Bu gelişmeleri takip edeceğiz" diye konuştu.

Turan Bulut

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Bakan Yardımcısı Eminoğlu, Muş’ta sporun geleceğini gençlerle konuştu Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Enes Eminoğlu, Muş Spor Lisesi’ndeki öğrencilerle bir araya geldi. Muş Spor Lisesi Öğrencileriyle Söyleşi programı kapsamında buluşan Eminoğlu, Sultan Alparslan’ın şehrinde olmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın birkaç ay öncesinde Muş’ta milli sporcularla bir araya geldiğini söyleyen Eminoğlu, "Özellikle spor lisemizde genç arkadaşlarımızla buluşmak istedik. Dereceye giren arkadaşlarımıza yürekten tebrik ediyorum. Biz bu buluşmalarda sizleri dinlemek istiyoruz. Sizlerden gelen geri dönüşleri, sizlerin önerileri, katma değerleri, eleştirileri varsa onları dinlemek istiyoruz. Gerçekten spor anlamında Türkiye son 20 yılda, çok büyük şansımız var, Sayın Cumhurbaşkanımız sporu seviyor, futbolu seviyor, bütün branşları seviyor. Medyadan takip ederseniz her ay başarılı olan dünya şampiyonlarımızı külliyede misafir ediyor. Dünyada sporu böyle yakından takip eden ve seven belki nadir cumhurbaşkanlarından biri. Muş’ta, Bitlis’te, Van’da, 81’in tamamında sporda sessiz bir devrim yaşandı. Bugün baktığımızda spor tesisleri, yüzme havuzları, gençlik merkezlerimiz var" dedi. "Son 20 yılda, 200 yıllık iş yapıldı" Eminoğlu, "2002’de yurt kapasite sayısı 100 bindi, şimdi 1 milyonu geçti. Gençlik Merkezi sayısı 9’du, 600’e yaklaştı. Son 20 yılda, 200 yıllık iş yapıldı. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın gençlere verdiği değerin en büyük karşılığıdır. Balkanlar, Avrupa, dünya ve olimpiyatlara katılacak arkadaşlarımız bu sıralardan çıkacak. Ülkemizi en güzel şekilde temsil edecekler ve bayrağımızı göndere çekeceksiniz. İstiklal Marşı’mızı bütün dünyaya okuyacaksınız. O yüzden yaptığınız iş çok önemli arkadaşlar. Diğer genç arkadaşlarımıza rol model oluyorsunuz. Bu büyük bir emek, büyük bir özveri. O yüzden her birinizi hayranlıkla tebrik ediyorum. İnşallah daha güzel başarılar da imza atacaksınız. Bu ülkede sporda sessiz bir devrim yaşandı. Hala da devam ediyor. Yatırımlar, tesisler her alana gittiğinizde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın özellikle yatırımları görünüyor. Havuzlar, sentetik sahalar, basketbol salonları, atletizm pistleri, statlar vesaire baktığımızda doğusu, güneyi, batısı, kuzeyi tamamen tesislerle çevrilmiş vaziyette. Bu oranları da artırmamız lazım. Spor ile meşgul olan gençler, dijital, madde ve diğer bağımlılıkta önleyici faktör olarak bir rol oynuyorsunuz. Ben her birinizi tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı. "Spor lisesinde geçtiğimiz dönemde ilimizin gururu oldular" Muş Valisi Avni Çakır da, Muş’un genç ve dinamik nüfus yapısının sporu doğal olarak ön plana çıkardığını belirterek, ilde sporun hem eğitimle hem de sosyal hayatla bütünleştiğini ifade etti. Vali Çakır, "Hem ilimizdeki gençlerimizin beklentileri, hayalleri, hem Muş’un spordaki konumu, durumu, hem ihtiyaçları çok güzel bir söyleşi olmuştu. Muş bir öğrenci şehri. Türkiye’nin en genç nüfuslarından birine sahip bir ilimiz. Nüfusumuz yaklaşık 400 bin. Bunun 200 bini 22 yaş altı diye söyleyebiliriz. Genç yoğun nüfusuna sahip olunca da bu da spor demek. Hem eğitimde hem de sporda çok güzel adımlar atıldı. Spor lisesinde geçtiğimiz dönemde ilimizin gururu oldular. Diğer branşlarda sporcu kardeşlerimiz var. Çok tercih edilen okulumuz. Sporla bütünleşmiş bir şehir. Spor yatırımları anlamında da çok iyi bir imkanlara sahibiz. Özellikle spor alanının güzel yatırılar yaptığı için teşekkür ediyoruz. Amacımız gençleri yarınlara çok daha güçlü bir şekilde hazırlamak" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından sporcuların talep ve önerileri dinlendi. Söyleşiye, Muş Gençlik ve Spor Müdürü Yusuf Kılıç, İl Milli Eğitim Müdürü Abdulkadir Altay ve sporcular katıldı.