TEKNOLOJİ - 19 Şubat 2024 Pazartesi 13:26

Kayseri’nin dehası lise öğrencisi Şeyma, projeleri ile umut olacak

A
A
A
Kayseri’nin dehası lise öğrencisi Şeyma, projeleri ile umut olacak

Kayseri Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi 12. sınıf öğrencisi Şeyma Aslan, TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Final Yarışması’nda "Yapay Zekayla Venturia İneaqalis (Kara Leke) Hastalığının Tanımlanması: Derin Öğrenme Sistemlerinde Biyolojik Ürün Kalitesinin Arttırılması" projesi ile birincilik ödülünü alırken, ayrıca meme kanseri tedavisiyle mücadele etmek için yaptığı çalışmalarla başarıya ulaşmak istiyor.


Kayseri’de 12. Sınıf öğrencisi Şeyma Aslan, 10. sınıftan beri biyoloji alanında yaptığı çalışmalar ile elmalarda bulunan kara leke hastalığının tanımı ve verimliliğinin arttırılması için geliştirdiği yazılım ile TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Final Yarışması’nda birincilik ödülü aldı. Şeyma Aslan, diğer yandan meme kanserine karşı yaptığı çalışmaları da tamamlayarak yine yarışmada değerlendirilmesi için TÜBİTAK’a gönderdi. Bilim alanında ilerlemeye devam edeceğini söyleyen Aslan, “Bu projelerimin de bu aşamada kalmayıp ilerlemesini istiyorum” dedi.


Yaptıkları çalışmanın sonucunda 3 bin tane kara lekeye 3 bin külleme ve 2 bin tane de sağlıklı görüntü elde ettiklerini söyleyen Şeyma Aslan, “Ben 10. sınıfta biyoloji alanında bir proje geliştirdim. Yapay Zekayla Venturia İneaqalis Hastalıklarının Tanımlanması: Derin Öğrenme Sistemlerinde Biyolojik Ürün Kalitesinin Arttırılması adında ve bu projemde 10. sınıf zamanında elmaların bertaraf olduğunu gördüm. Bu nedenle de öğretmenlerimle birlikte röportajlar gerçekleştirerek elmaların verimliliğini ve kalitesini arttırmayı hedefledim. Aynı zamanda tarım alanında çalışan işçilerimize kolaylık sağlamayı hedefledim. Bu kapsamda da kodlarımı yazdım daha sonra da Türkçe, Almanca, İngilizce ve Fransızca olmak üzere 4 dilde bir uygulama geliştirdim. Bu uygulama ile gittiğimizde bilgisayar ya da telefon fark etmeksizin elmanın görüntüsünü işlediğimizde benim kodlarım ortaya çıkıyor ve sonunda da elmanın hastalıklı ya da sağlıklı olduğunu ve sonunda da külleme önemlerini söylüyor. Biz çalışmalarımız kapsamında Yahyalı’ya gittik ve orada görüntü aldık. Toplam 8 bin 342 görüntüyle çalıştık ve bu görüntüleri sistemimize kara külleme ve sağlıklı olma üzerine öğrettik. Sonuçlarında 3 bin tane kara lekeye 3 bin külleme ve 2 bin tane de sağlıklı görüntü elde ettik. Bu projemin birinci olmasından dolayı gururlandım. Hem okulum hem de ailem adına böyle bir platformda olmak beni çok mutlu etti ve o ödülü kaldırdığımda annemin duygusal bakışları gerçekten beni çok etkilemişti” dedi.



“Çalışmalarımın üzerine katarak devam etmek istiyorum”


Aslan, meme kanseri çalışmasının da kendisinin de karşılaşabileceği bir sorun olduğunu düşündüğü için dikkatini çektiğini söyleyerek, “Meme kanserine karşı geliştirdiğim projemde meme kanserinin dünyada çok revaçta olduğunu gördüm. Ben de bir genç kız olarak ilerde karşılaşabileceğim bir problem olduğu için buna bir çözüm yolu üretmek istedim. Daha sonra aktarları gezdim. Aktarlarda meme kanseri üzerine en çok tüketilen bitkiyi elde ettim. Daha sonra Erciyes Üniversitesi’nde bulunan GEN-KÖK’te çalıştığım profesörlerden bilgi aldım. Filomotit içeren maddelerle ilgili bir proje yürütmek istedim. Aktarlarda satılan andız otuydu ve filomonit içeren bitkiler arasında da araştırılmamış olan şeftaliydi. Bu bitkinin 4 farklı özütünü çıkardım. Bu özütleri meme kanserli hücrelere enjekte ederek 1 haftalık gözlem sürecine girdim. Gözlemim sonucunda 4 farklı özütün de meme kanserli hücre üzerinde olumlu etkisini yani meme kanserli hücreyi yok ettiğini gördüm. Proje şu an TÜBİTAK’a sunuldu ve sonuçlarını bekliyoruz. Bu proje derece getirir ya da getirmez bilmiyorum ama ben bilim alanında her zaman çalışmaya devam edeceğim. Her zaman üzerine katarak ilerlemek istiyorum zaten. Bu projelerimin de bu aşamada kalmayıp ilerlemesini istiyorum. Hayatta her alanda çok olumsuzluklarla karşılaşıyoruz ve o olumsuzluklara rağmen o yolda her zaman ilerlenmeli ve hedeflerden asla şaşılmaması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.


Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi Fizik Öğretmeni ve Şeyma Aslan’ın proje danışmanı Ferhat Çekim de, “Zaten Şeyma’nın tarımsal ürünlere ilgisi çok fazlaydı özellikle de biyoloji alanında. Güncel bir konu olması için bir konu belirledik. Bunun için de Kayseri’nin Yahyalı ilçesinde ürün olarak en çok ortaya çıkan elma üzerine bir çalışma yaptık. Elmada kara leke hastalığı olduğunu tespit ettik. Bunun çözüm önerileri ya da bu hastalığı nasıl teşhis edebiliriz, nasıl önleyebiliriz üzerine kafa yorduk. Öğrencimizle beraber tam 16 defa Yahyalı’ya geziler düzenledik. Oradaki üreticilerle görüşmeler sağladık ve kara leke hastalığının ürün bazında verimliliği düşürdüğünü tespit ettik. Bunun üzerine yazılımsal bir program geliştirerek kara leke hastalığının önlenmesi doğrultusunda özellikle çiftçilerimize çözüm önerileri ürettik. Şeyma’nın bir de meme kanseri üzerine bir çalışması var. Ben bu proje çerçevesinde de özellikle Erciyes Üniversitesi laboratuvarlarının bize yardımcı olmalarından dolayı ve Kayseri Üniversitesi’ne teşekkür ediyorum. Bize çok yardımcı oldular, laboratuvarlarını açtılar. Biz kendi öğrencilerimizi çocuklarımız gibi görüyoruz. Biz onların hayallerini gerçekle buluşturmayı her zaman yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz” dedi.


Öte yandan TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Final Yarışması’nda Yapay Zekayla Venturia İneaqalis (Kara Leke) Hastalığının Tanımlanması: Derin Öğrenme Sistemlerinde Biyolojik Ürün Kalitesinin Arttırılması projesi ile birincilik elde eden Şeyma Aslan’a geçtiğimiz günlerde Kayseri’ye gelen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş tarafından tebrik plaketi takdim edilmişti.



Kayseri’nin dehası lise öğrencisi Şeyma, projeleri ile umut olacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler Belediyesi’nin düzenlediği ’6. Esenler Film Festivali’ ödülleri sahiplerini buldu Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen ’Esenler Film Festivali’nde "Kısa Film Yarışması" ve "Kısa Film Yapım Desteği" ödülleri sahiplerini buldu. Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen 6. Esenler Film Festivali, kapanış ve ödül törenine ev sahipliği yaptı. "Dijital Hayat" temasıyla sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatan festivalde, "Kısa Film Yarışması" ve ‘Kısa Film Yapım Desteği’ ödülleri sahiplerine verildi. Beyoğlu’ndaki bir sinemada gerçekleşen festivale, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Yönetmen Senarist ve Yapımcı Reis Çelik, Görüntü Yönetmeni Cevahir Şahin, Yazar Cihan Aktaş, Oyuncu Hakan Karsak, Oyuncu Nursel Köse ve sanatseverler katıldı. Açılış konuşmalarının ardından kürsüye salondakilere seslenen Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, "İnsanı diğer canlardan ayıran temel özellik adalet anlayışı, doğruyla yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneğidir. İşte insan yanlışla doğruyu birbirinden ayırt etme yeteneğine sahip olduğu için akım sahiptir. Akıl sahibi olduğu için de nefes aldığı günden itibar yaşadığı her bir hayatın hikâyesinde sorumluluklar taşır. Bu sorumlulukları taşırken bazınız duygularımızla hareket ederiz. Bazılarımız akıllarımızla hareket ederiz. Bazılarımız inançlarımızla, değerlerimizle hareket ederiz. Ama hepimizin dayandığı ve baktığı bir yer vardır. Hepimiz bir şehir arayışındayız. İyiyi aramak isteriz. Güzele ulaşmak isteriz. Doğruya ulaşmak isteriz. Hakikate ulaşmak isteriz. Hepimiz hep iyi ve güzelin yanında yer alarak kendimizi orada bir yer biçeriz. Bunu bazen iş ortamında ararız. Bazen beyaz perdede ararız. Bazen okulda ararız, bazen makalede ararız, bazen resim yaparken ararız. Ama kendimizi resim yaparken de en iyinin güzeli yanında isteriz. Makale yazarken de kendimizi iyi bir güzelin yanında yazarız. Beyaz perdede sinemayı izlerken de kendimizi iyi ve güzel olanın yanında buluruz" dedi. Göksu’nun konuşmalarının ardından festivale katılan yarışmacıların ödülleri takdim edildi.
Ankara HAK-İŞ: "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan, asgari ücretin açıklanmasının ardından yapılan açıklamada, "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" dedi. HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısından çalışanları memnun edecek ve toplumu rahatlatacak sağlıklı bir asgari ücret çıkarılmayacağını her platformda dile getirdik. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısı, 1970’li yılların koşullarına göre şekillenmiş, çağın gerisinde kalmış ve çoğulcu temsilden uzak bir yapıdır. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren ve bu yönüyle Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olarak değerlendirilebilecek asgari ücretin, çok daha güçlü, kapsayıcı ve temsil kabiliyeti yüksek bir komisyon yapısı içerisinde belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Komisyonun; konfederasyonların temsil gücünü yansıtan, sosyal diyalogu esas alan ve toplumsal uzlaşıyı önceleyen bir yapıya kavuşturulması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından zorunludur" ifadelerine yer verildi. Asgari ücretin Türkiye’de çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti olduğuna değinilerek, "Asgari ücret, ülkemizde artık yalnızca ‘asgari’ bir ücret değil; çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti haline gelmiştir. HAK-İŞ olarak asgari ücretin; bir kişiyi değil, dört kişilik bir ailenin insanca yaşam koşullarını esas alması gerektiğini savunuyoruz. Gıda, kira, ulaşım, enerji ve eğitim gibi zorunlu harcamaların merkeze alındığı, gerçekçi ve kapsayıcı kriterlere dayanan bir yaklaşım ile daha güçlü, daha gerçekçi ve daha adil kriterlere ihtiyaç olduğu açıktır. Öte yandan, asgari ücrete endeksli olarak kamuda yer alan çok sayıda düzenleme, ücret artışlarını baskılayan bir mekanizma haline gelmiştir. Mevcut bağlantılar ortadan kaldırılmadan, asgari ücretin özgür, gerçekçi ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzeyde belirlenmesi mümkün değildir. Asgari ücret, emeğin yaşam standardını koruyan temel bir güvence olarak ele alınmalıdır" denildi. Komisyonun yapısının yeniden ele alınması beklentisine dikkat çekilen açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak beklentimiz; Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla yeniden ele alınmasıdır. Asgari ücreti belirleme yetkisinin, dünyadaki örneklerde olduğu gibi işçi ve işveren temsilcilerinde olduğu, objektif ve güvenilir verilerle çalışan bağımsız bir mekanizmanın oluşturulması talebimizi yineliyoruz. Ancak bu şekilde hem çalışanların beklentilerini karşılayan hem de toplumsal huzuru güçlendiren bir asgari ücret politikasının hayata geçirilmesi mümkün olacaktır. 2026 yılı için belirlenen asgari ücretin emek camiamıza, çalışma hayatımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.