SAĞLIK - 10 Aralık 2025 Çarşamba 11:47

Kışın bu gıdaları yiyin rahat uyuyun

A
A
A
Kışın bu gıdaları yiyin rahat uyuyun

Acıbadem Kayseri Hastanesi Diyetisyeni Burcu Akbeyaz Özger, kışın melatonin içeren gıdaların uykuya yardımcı olacağını söyleyerek, "Bunlara örnek verecek olursak vişne veya vişne suyu. Bunlar melatonin en yüksek olan meyvelerden birisidir. Bir diğeri ceviz melatonin içeriği bilinen nadir kuruyemişlerden birisidir. Yine yulaf, pirinç, mısır, arpa gibi tam tahıllar. Domates, brokoli gibi salatalık gibi sebzeler, muz, ananas gibi tropikal meyveler ve son olarak da yumurta. Bu besinler melatonin seviyesinin destekleyerek sakin bir uykuya hazırlık sağlamış olur" dedi.


Uykusuzluğun dünya çapında yaygın bir problem olduğuna dikkat çeken Özger, "Uykusuzluk genel nüfusumuzun problemlerinden biri aslında. Yaklaşık üçte birini etkiliyor dünya çapında ciddi bir sağlık problemi tehdidi altında bulunuyor. Melatoninin uyku verimini artırdığı biliniyor ve bununla birlikte de melatonin içeren gıdaların aynı şekilde uykuya yardımcı olacağı da yapılan çalışmalar sonucunda bulunmuştur" ifadelerini kullandı.


Melatoninin bağışıklık sistemi ve metabolizma üzerindeki etkilerine değinen Burcu Akbeyaz Özger, "Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı oluyor. Yine vücudu antioksidan etkilere karşı destekliyor, jet lag etkisini azaltıyor, endokrin sisteme karşı etkili. Leptin ve insülin duyarlılığını düzenlemeye katkı sağlıyor, stres ve kortizon hormonlarının dengesine katkı sağlar ve son olarak da kanser araştırmalarında da bir yeri bulunuyor melatonin hormonunun" dedi.



"En fazla melatonin içeriğine sahip gıdalar hayvansal gıdalar, bitkiler ve mantarlar"


Özger, melatoninin ana kaynağının insan vücudu olduğunu fakat besinlerle de desteklenebileceğini belirterek, "Bunlara örnek verecek olursak vişne veya vişne suyu. Bunlar melatonin en yüksek olan meyvelerden birisidir. Bir diğeri ceviz melatonin içeriği bilinen nadir kuruyemişlerden birisidir. Yine yulaf, pirinç, mısır, arpa gibi tam tahıllar. Domates, brokoli gibi salatalık gibi sebzeler, muz, ananas gibi tropikal meyveler ve son olarak da yumurta. Bu besinler melatonin seviyesinin destekleyerek sakin bir uykuya hazırlık sağlamış olur" ifadelerine yer verdi.


Burcu Akbeyaz Özger, melatonin üretimini dolaylı artıran triptofan kaynaklarına da değinerek, "Melatonin sentezi triptofandan başladığı için aslında bu besinler dolaylı olarak melatonin üretimini destekliyor. En önemlileri arasında süt ve süt ürünleri, hindi eti, balık, kabak çekirdeği, tahin, susam, fındık ve badem bulunuyor. Triptofanın aslında serotonin ve melatonin döngüsünü güçlendirerek uyku düzenine olumlu katkı sağladığı bilinmektedir" diye konuştu.


Çalışmalarda besinlerdeki melatonin miktarlarının incelendiğini belirten Özger, "Hayvansal gıdalara detaylı olarak inceleme yapıldığında kırmızı et, balık ve yumurta birlikte bakıldığında balık ve yumurtanın melatonin içeriğinin kırmızı ete göre daha yüksek olduğu bulunmuştur" ifadelerini kullandı.



"Akşam sağılan sütle sabahki sağılan sütün içerisindeki melatonin miktarı aynı değil"


Anne sütü ile ilgili araştırmaları da paylaşan Özger, "Yapılan diğer çalışmalarda anne sütünün içerisinde de yine melatonin hormonu ile karşılaşılmıştır. Biz özellikle emziren annelere şunu söylüyoruz; emzirirken sağdığımız sütlerin mutlaka üzerine tarihlerini yazalım. Bununla birlikte hangi saatte sağdığımızı da mutlaka yazalım. Çünkü biliyoruz ki akşam sağılan sütle sabahki sağılan sütün içerisindeki melatonin miktarı aynı değil. Sabah ve akşam yaklaşık 10 kat melatonin seviyesi olarak değişkenlik gösteriyor" dedi.


Özger, yanlış zamanlı sütün bebekte huzursuzluk oluşturabileceğini belirterek, "Bu nedenle bebeklere melatonin içeriği yüksek olan sütü sabah verdiğimizde bebekler günü daha uyku halinde geçirirken tam tersi sabah sağdığımız sütü de akşam bebeklere verdiğimizde bir uykusuzluk veya huzursuzluk seyredebilir. O yüzden de mutlaka sütlerimizin üzerine tarihleriyle beraber yazalım" ifadelerini kullandı.



Kışın bu gıdaları yiyin rahat uyuyun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çal’da düzenlenen voleybol turnuvasında final maçları heyecanı zirveye taşıdı Denizli’nin Çal ilçesinde Çal Kaymakamlığı koordinesinde Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü tarafından düzenlenen voleybol turnuvası, günler süren çekişmeli müsabakaların ardından tamamlandı. Erkeklerde Çal Garası, karma kategoride ise Çal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi şampiyonluğa ulaştı. Denizli’nin Çal ilçesinde Çal Kaymakamlığı himayelerinde, Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü tarafından organize edilen voleybol turnuvası, bu yıl da yoğun ilgi gördü. Çal Gençlik Spor ilçe müdürlüğü salonunda gerçekleştirilen müsabakalarda 12 takım ve 150 sporcu, hem erkekler hem de karma kategorilerde şampiyonluk mücadelesi verdi. Turnuvanın karma kategorisinde büyük bir çekişme yaşandı. Etkili oyunuyla ön plana çıkan Çal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, tüm rakiplerini geride bırakarak şampiyonluğa uzandı. Kategoride ikincilik Karma Fırtına, üçüncülük Çal Meslek Yüksekokulu, dördüncülük ise Kuzubağ takımının oldu. Erkekler kategorisinde seyir zevki yüksek maçlara sahne olan turnuvada, zorlu final karşılaşmasını kazanan Çal Garası takımı şampiyon oldu. Bu kategoride Selcen ikinciliği, Çal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi üçüncülüğü, Kuyucak ise dördüncülüğü elde etti. Turnuvada dereceye giren takımlara kupa ve madalyaları, Çal Kaymakamı Hatice Gamze Kuran, Çal Belediye Başkanı Ahmet Hakan, Denizli Gençlik ve Spor İl Müdürü Süleyman Erdoğan ve protokol üyeleri tarafından takdim edildi. Sporcuların sevinci ve tribünlerin coşkusu ödül törenine damga vurdu. "Turnuvaya katılan 12 takım ve 150 sporcumuz, enerjileri ve kararlılıklarıyla ilçemize adeta bir spor şöleni yaşattı" Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Muhammet Geren, "Çal’da spor adına gerçekten gurur verici günler yaşadık. Günler boyunca sahada sadece rekabeti değil; emeği, disiplini, dostluğu ve centilmenliği izledik. Katılan her takımın gösterdiği mücadele, Çal’ın spor potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Turnuvaya katılan 12 takım ve 150 sporcumuz, enerjileri ve kararlılıklarıyla ilçemize adeta bir spor şöleni yaşattı. Her bir sporcumuza, antrenörümüze ve emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum" dedi.
Bayburt Katı atık tesisinde denetimler tamamladı: Çöp yayılımı tespit edildi Kent Konseyi’nin Şingah Mahallesi’ndeki katı atık tesisine ilişkin yaptığı başvuru üzerine Bayburt Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri sahada inceleme gerçekleştirdi. Yapılan inceleme sonucunda, tesiste özellikle toplama-ayırma faaliyetlerinden kaynaklı çevreye çöp yayılımının gözlendiği ve gerekli teknik önlemlerin yetersiz olduğu tespit edildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapora göre, Kent Konseyi’nin başvurusu sonrası idari ve teknik ekiplerce tesiste denetim gerçekleştirildi. İncelemelerde, toplama-ayırma ünitesinde rüzgâr yönü ve tesisin çevresinde yeterli koruyucu çit veya branda bulunmaması nedeniyle çöplerin etrafa yayıldığı belirlendi. Raporda, "Çalışma esnasında gerekli hassasiyetin gösterilmemesi nedeniyle çevreye atık yayılımının arttığı görülmüştür" ifadeleri yer aldı. Denetim sırasında tesiste tespit edilen ihlaller nedeniyle 2872 sayılı Çevre Kanunu kapsamında idari işlem başlatıldığı, teknik ekipler tarafından tutanak düzenlendiği bildirildi. Ayrıca tesis işletmesine, belirlenen sınırlar doğrultusunda alanın tel çevirme ve branda kapama gibi fiziki önlemlerle korunması gerektiği yönünde resmi bildirim yapıldığı, bu çalışmaların sahada düzenli olarak takip edildiği belirtildi. Düzenli depolama alanında yapılan kontrollerde ise atık pompa sisteminin çalıştığı, havuzda sızıntı bulunmadığı ancak elektrik kaynaklı arıza dönemlerinde zaman zaman aksaklıklar yaşandığının işletme tarafından iletildiği ifade edildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğünün raporunda, arızaların giderilmesi sonrası gerekli önlemlerin alınacağının tesis yönetimince taahhüt edildiği kaydedildi. Raporda, çevre denetimlerinin gerek rutin kontrollerle gerekse gelen şikâyetler doğrultusunda titizlikle sürdürüldüğü belirtildi.
Şanlıurfa Ambulansta doğum yapan anne bebeğine sağlık personelinin adını verdi Şanlıurfa’da 112 Acil Sağlık ekibi, evden aldıkları gebenin doğumunun başlaması sonucu hastaneye yetiştiremeden ambulansta doğumunu gerçekleştirdi, anne sağlıklı doğan bebeğine doğumunu gerçekleştiren sağlık personelinin adını verdi. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde 112 Acil Sağlık ekibi evinden aldıkları gebe kadının doğumunun hızlanması sonucu doğumu ambulansta gerçekleştirdi. Akçakale 3 Nolu 112 Sağlık ekibi kırsal Günören Mahallesinden aldıkları gebe kadını hastaneye nakletmek üzere yola çıktı. Ancak doğum eyleminin hızlanmasıyla birlikte doğum ambulansta gerçekleştirildi. Ambulansta görev yapan 112 Sağlık personeli Birkan Dağaşan ve Melek Gez, başarılı ve sağlıklı bir doğum süreci gerçekleştirdi. Yenidoğan Canlandırma Programı (NRP) ve Hastane Öncesi Obstetrik Aciller Eğitimi almış olan ekip, doğumu güvenli bir şekilde gerçekleştirerek anne ve bebeğin sağlık durumunu kontrol altında tuttu. Doğumun ardından anne ve 2 kilo 700 gram ağırlığında ve 52 santim boyundaki erkek bebek, sağlık kontrolleri için hızlıca Akçakale Devlet Hastanesi’ne nakledildi. Aile büyük mutluluk duydukları bu olayın ardından bebeklerine doğumu gerçekleştiren acil tıp teknisyeni Birkan Dağaşan’ın adını verdi. Duygularını ve yaşadıklarını anlatan Dağaşan, "Güzel bir duygu. Bu bizim ilk doğumumuz değil ancak ekip olarak çok başarılı bir doğum eylemi gerçekleştirdik. Tüm arkadaşlarımız bu konuda eğitimli. Aldığımız eğitimler sayesinde zor bir anı başarıyla atlattık. Bizim için heyecan verici bir tecrübe oldu" dedi.
Yalova Güllü’nün kızı ve arkadaşı kasten öldürme suçu şüphesiyle yakalandı Yalova’daki evinin terasının penceresinden düşerek hayatını kaybeden Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturma çerçevesinde, İstanbul’da gözaltına alınan sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter, arkadaşı Sultan Nur Ulu’nun "kasten adam öldürme" suçu şüphesiyle yakalandıkları öğrenildi. Öte yandan yurtdışına kaçma için valizlerini hazırlayan şüphelilerle birlikte olan 2 arkadaşlarının daha gözaltında olduğu bildirildi. 28 Eylül 2025 tarihinde Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi üzerindeki apartmanın 5’inci katındaki kapalı terasta ünlü şarkıcı Güllü (52), kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Güllü’nün ölümüyle ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde, fiziki ve teknik takibe alınan Tuğyan Ülkem Gülter, arkadaşı Sultan Nur Ulu ile beraberindeki 2 kişi valizlerini hazırlayıp yurtdışına kaçmak için hazırlanırken gözaltına alındı. Şüpheliler İstanbul’dan Yalova’ya getirildi. 4 şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ediyor. Güllü’nün kızı Tuğyan ve arkadaşı Sultan, "kasten adam öldürme suçu" şüphesiyle gözaltına alındıkları bildirildi. Çelişkili ifadeler verdiler Öte yandan olay sırasında evde bulunan Tuğyan Ülkem Gülter ve Sultan Nur Ulu’nun bilirkişi heyetinin olay yerinde incelemesi esnasında verdikleri ifadeyle, olay yerindeki canlandırma sırasında çelişkilerin olduğu öğrenildi. İkilinin farklı zamanlarda verdiği 3 ifadesinde de çelişkiler olduğu öğrenildi. "Ayrıntılı dikkatli gizli bir soruşturma yürüttük" Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Dosyada gizlilik kararı var. İğneyle kuyu kazar gibi ayrıntılı dikkatli gizli bir soruşturma yürüttük. Somut delilleri yakalayabilmek için titiz çalıştık. Somut delillerle karşılarına çıkmamız gerekirdi. Hataya asla yer vermememiz gerekirdi. Ayrıntılı bir çalışmanın eseri" ifadesini kullandı.
Bursa Akademi ve iş dünyası ULUTEK’te bir araya geldi ULUTEK Teknopark’ta gerçekleştirilen Üniversite-Sanayi İş Birliği Programı, Bursa’nın teknoloji üretme kapasitesini, akademik bilgi birikimini ve sanayinin değişen ihtiyaçlarını aynı platformda buluşturdu. Toplantıda Ar-Ge odaklı üretimin geliştirilmesi, akademi-sanayi etkileşiminin kurumsallaştırılması, yeşil mutabakatın sektörlerde oluşturduğu dönüşüm ve Bursa’nın ihtiyaç duyduğu yeni teknoloji ekosisteminin nasıl şekillendirilmesi gerektiği kapsamlı bir biçimde ele alındı. ULUTEK Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz, araştırma üniversitelerinin Türkiye’nin kalkınma vizyonundaki yerine dikkat çekerek ULUTEK’in bu noktadaki misyonunu şu sözlerle ifade etti; "Üniversitemiz araştırma üniversitesi unvanıyla büyük bir sorumluluk taşıyor. Bu sorumluluğun sanayi ile bütünleşmesini sağlayan en önemli yapılardan biri teknokentlerdir. ULUTEK olarak hem üniversitemizi hem de teknokent firmalarımızı aynı platformda buluşturan mekanizmaları güçlendiriyoruz. Bugün burada yaptığımız gibi, tarafları bir araya getirmek önemli; fakat daha önemlisi bu iş birliğini sürdürülebilir kılacak sistematik bir yapı oluşturmak. Her iş birliğinin mutlaka bir projeye, bir çıktı ya da katma değere dönüşmesi gerektiğine inanıyoruz. Bursa’nın Ar-Ge kapasitesini büyütmek için bu dönüşümü birlikte inşa etmek zorundayız." Programda söz alan Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, üniversitenin araştırma üniversitesi kimliğini güçlendirmek için yürüttükleri faaliyetleri belirterek, "Güçlü bir sanayiye sahip olan Bursa’da araştırma üniversitesi olarak daha üst sıralarda yer almak için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Bu dönem özellikle Ar-Ge’ye yatırım yapan firmalarla sistematik bir çalışma yürütüyoruz. Her hafta firmalarımızla bir araya geliyor, çıktı odaklı ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bu görüşmelerde Avrupa Birliği projelerini nasıl artırabileceğimizi, yayınlarımızı nasıl güçlendirebileceğimizi ve firmaların akademiyle hangi durumlarda iş birliği kurabileceğini değerlendiriyoruz. Hocalarımızla birlikte sanayiye daha çok yaklaşmak, akademisyenlerimizi sanayinin ihtiyaçlarıyla daha sık buluşturmak ve bu etkileşimi somut projelere dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda bu değerli organizasyon için ULUTEK Yönetimine teşekkürlerimizi sunarız" şeklinde konuştu. Bursa Uludağ Üniversitesi Ar-Ge Koordinatörü Prof. Dr. Esra Karaca üniversitenin araştırma üniversiteleri arasında yer almasının getirdiği sorumluluk ve avantajlara vurgu yaptı. Ar-Ge’nin sürdürülebilir kalkınmanın en kritik unsurlarından biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Karaca, "Üniversite olarak hem ulusal hem de uluslararası arenada yenilikçi projeler üretme kapasitemizi her geçen yıl artırmayı çabalıyoruz. Araştırma üniversitesi statümüz, sanayi ile iş birliğini güçlendiren, bilgi ve teknoloji transferini hızlandıran önemli bir itici güçtür" dedi. Üniversite-sanayi etkileşiminin, bölgesel ve ulusal ekonomiye yüksek katma değer sağlayacağını belirten Prof. Dr. Karaca, ULUTEK ile yürütülen çalışmaların bu açıdan büyük önem taşıdığını ifade etti. BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, hem sanayinin gelişimi hem de nitelikli insan kaynağının yetişmesi için üniversitelerle yakın çalıştıklarını belirterek, "Üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirmek için komitelerimiz ve çalışma gruplarımızla ortak mekanizmalar kuruyoruz. Asıl ihtiyacımız olan şey; bu etkileşimi düzenli, periyodik ve yapısal bir modele dönüştürmek. Üniversitelerimizle sanayicilerimizi daha sık ve daha planlı biçimde aynı masada buluşturursak Bursa’nın rekabet gücünü çok daha hızlı artırabiliriz" diye konuştu. Küresel dönüşümün sanayi yapısını yeniden şekillendirdiğine dikkat çeken BİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, "Bugün artık üniversite-sanayi iş birliğini çok daha net konuşmamız gereken bir dönemdeyiz. Yeşil Mutabakat’ın gereklilikleri ve önümüzdeki dönüşüm dalgası, mevcut iş modellerimizin tamamını etkiliyor. Son 3-4 yıldır teknolojide ve iş süreçlerinde ciddi bir kırılma yaşıyoruz. Bu dönüşümün sağlıklı yönetilebilmesi için ekosistemi güçlendirmemiz, akademik dünyanın bilgi birikimini sanayiye daha etkin şekilde aktarmamız gerekiyor. Sanayici olarak bazı konuları anlatmakta zorlanıyoruz; bu nedenle ihtiyaçların doğru tanımlandığı, sektörlerin doğru yönlendirildiği bilimsel bir kurula veya koordinasyon mekanizmasına ihtiyaç var" dedi. Ekosistemin bütün paydaşları içine alan kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirten TÜMKAD Başkanı Ülfet Öztürk ise, "Üniversite, sanayi ve kamu birlikte hareket ettiğinde gerçek bir dönüşümden söz edebiliriz. Güçlü bir ekosistem olmadan sürdürülebilir gelişim sağlamak mümkün değil" ifadelerini kullandı. ULUTEK Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz’ün ev sahipliğinde düzenlenen programa; Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, BUÜ Ar-Ge Koordinatörü Prof. Dr. Esra Karaca, Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, Bilişim Sektörü İş İnsanları Derneği (BİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, Tüm Mühendis Kadınlar Derneği (TÜMKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ülfet Öztürk ve BUÜ Mühendislik Fakültesi bölüm başkanları katılım gösterdi.