EKONOMİ - 29 Temmuz 2025 Salı 13:16

KTO’da ’Merkez Bankası Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm Toplantısı’ gerçekleştirildi

A
A
A
KTO’da ’Merkez Bankası Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm Toplantısı’ gerçekleştirildi

Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan, ‘Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm Toplantısı’ kapsamında Kayseri protokolü, iş ve finans dünyası ile bir araya geldi. Kayseri Ticaret Odası (KTO) ev sahipliğinde gerçekleştirilen buluşmada para politikaları, finansmana erişim ve enflasyonla mücadele süreçleri detaylı biçimde ele alındı.


Kayseri Ticaret Odası (KTO) ev sahipliğinde M. Rifat Hisarcıklıoğlu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya; AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan, Milletvekilleri Dursun Ataş, Bayar Özsoy, Şaban Çopuroğlu, Murat Cahid Cıngı, Aşkın Genç, Üniversite Rektörleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Okandan, İlçe Belediye Başkanları, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy, Sanayi Odası Başkanı Mehmet Büyüksimitci, Ticaret Borsası Başkanı Recep Bağlamış ile iş dünyası temsilcileri, sanayiciler, ihracatçılar ve finans sektörü paydaşları yoğun ilgi gösterdi.


Toplantının açılış konuşmasını yapan Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy, Merkez Bankası’nın son dönemdeki politikalarını iş dünyası adına memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek şu sözlere yer verdi:


"Sayın Başkanımızın görevde bulunduğu süre boyunca kararlılıkla uyguladığı para politikası, iletişimdeki şeffaflık ve uluslararası düzeydeki güçlü duruş, iş dünyamızda yeni bir güven ortamı oluşturmuştur. Fiyat istikrarı ve enflasyonla mücadele yolunda atılan adımlar sayesinde Haziran 2024 itibarıyla enflasyonda aşağı yönlü bir eğilim gözlemlenmeye başlanmıştır."


Gülsoy : "Enflasyonla mücadelede ortak akıl ve kararlılık şart"


Başkan Gülsoy, konuşmasında yüksek enflasyonun tüm sektörleri derinden etkilediğini vurgulayarak, "Bugün iş dünyasının, kamunun ve toplumun ortak problemi: Yüksek enflasyon. Bu durum yalnızca tüketicinin değil, üreticinin de belini bükmektedir. Enflasyon; yatırım planlarını öteliyor, öngörülebilirliği azaltıyor, işletmelerin faaliyetlerini sekteye uğratıyor" dedi.


Başkan Gülsoy, finansal istikrarın ve fiyat istikrarının üretimin sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahip olduğunu belirterek, bu süreçte Merkez Bankası’nın uyguladığı politikaların dikkatle izlenmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Merkez Bankamız tarafından alınan kararların, üretim hayatımızı doğrudan etkilediği ve finansal istikrar açısından kritik bir rol oynadığı hepimizin malumu. Uzun süredir dile getirdiğimiz gibi, fiyat istikrarı sağlanmadan ekonomik öngörülebilirlik mümkün değildir" ifadelerini kullandı.


"Yüksek faiz, KOBİ’lerin belini büküyor"


Başkan Gülsoy, konuşmasında özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) finansmana erişimde yaşadığı sıkıntıları dile getirerek, sözlerine şu şekilde devam etti:


"Yüksek faiz oranları, özellikle KOBİ’lerimizin krediye erişimini zorlaştırmakta; sermaye yapısını daraltmakta ve yatırımları ertelemeye zorlamaktadır. Üretimin, istihdamın ve ihracatın omurgasını oluşturan KOBİ’lerin bu süreçte desteklenmesi hayati bir zorunluluktur."


Başkan Gülsoy, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine paralel olarak bankacılık uygulamalarında da reel sektörü destekleyici adımların hızla devreye alınması gerektiğini vurgulayarak, "Finansmana erişim kolaylaştırılmalı, yatırım ve üretim süreçleri yeniden hız kazanmalıdır" dedi.


Başkan Gülsoy, yüksek faizlerin özellikle KOBİ’lerin finansmana erişimini zorlaştırdığını belirterek Merkez Bankası’nın geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği 300 baz puanlık faiz indiriminin reel sektör açısından memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Ancak bu adımın, ticari kredi faizlerine ve bankacılık uygulamalarına da hızlıca yansımasını beklediklerini söyledi.


Başkan Gülsoy’dan 7 Maddelik Talep Listesi


Başkan Gülsoy konuşmasında iş dünyasının sahadan gelen beklentilerini Merkez Bankası Başkanı Dr. Karahan’a şu maddelerle iletti:


"Kredi büyüme sınırlarının gözden geçirilmesi. Reeskont kredi limitlerinin artırılması. Ticari kartlardaki taksit sayılarının artırılması. Yatırımlarda çapraz kefalet uygulamasının hafifletilmesi. İhracatçılar için kur desteklerinin artırılması. Nefes Kredisi limitinin yükseltilmesi ve kısıtlamasız, yüksek tutarlı KGF kredilerinin sağlanması."


Gülsoy : "Merkez Bankası’nın kararlılığı güven veriyor"


Başkan Gülsoy, Merkez Bankası’nın politikalarının istikrarı önceleyen, üretimi koruyan ve piyasalarla yapıcı bir iletişim içinde şekillendiğini memnuniyetle izlediklerini belirtti. Enflasyonun tek haneye düşürülmesi, faizlerin makul seviyelere inmesi ve finansal istikrarın sağlanması noktasında Merkez Bankası’nın kararlı duruşunun iş dünyasında güven oluşturduğunu ifade etti.


Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ise ‘Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm’ sunumunu gerçekleştirerek katılımcılardan gelen soruları da cevapladı.


Toplantının sonunda Başkan Gülsoy, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’a hediye taktim etti. Hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından toplantı sona erdi.



KTO’da ’Merkez Bankası Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm Toplantısı’ gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ en iyi 20 üniversite arasına girdi Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan 2025 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda elde ettiği göstergelerle dikkat çekici bir başarıya imza atarak ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Rapora göre Manisa Celal Bayar Üniversitesi, olumlu sonuçlanan patent oranı en yüksek üniversiteler arasında Türkiye genelinde 3. sırada konumlandı. TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA ve benzeri kurumlar tarafından düzenlenen yarışmalara katılımda gösterdiği performansla da öne çıkan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, en yüksek takım sayısına ulaşan üniversiteler arasında 11. sırada yer aldı. Erişilebilirlik envanter sayısı açısından öne çıkan üniversiteler arasında da yer alan Manisa Celal Bayar Üniversitesi, bu alanda 16. sıraya yükselerek kapsayıcı ve erişilebilir üniversite hedefi doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların somut ve ölçülebilir bir karşılığını elde etti. Bu sonuç, erişilebilirlik çalışmalarının yalnızca belirli merkezlerle sınırlı kalmadığını; ülke genelinde yaygınlaşan bir farkındalık ve uygulama alanı bulduğunu ortaya koyarken, üniversitenin bu alandaki yatırımlarının eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiğini ve toplumsal kapsayıcılık hedeflerine doğrudan katkı sağladığını gösterdi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Rana Kibar, elde edilen başarının üniversitenin ortak emeğinin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, "YÖK 2025 İzleme ve Değerlendirme Raporu’nda üç ayrı göstergede ilk 20 üniversite arasında yer almak, Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak doğru bir akademik ve kurumsal strateji izlediğimizin önemli bir göstergesidir. Eğitim-öğretimden araştırma ve projelere, sürdürülebilirlikten öğrenci odaklı çalışmalara kadar geniş bir yelpazede ortaya koyduğumuz bu başarıda, akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları ile öğrencilerimizin dinamizmi büyük rol oynamıştır. Üniversitemizi daha ileriye taşıyacak nitelikli çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Elde edilen bu sonuçlarla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, ulusal ölçekteki konumunu güçlendirirken; bilimsel üretim, proje geliştirme ve erişilebilirlik alanlarında hedeflediği vizyonu kararlılıkla sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.
Erzurum Doğu Ekspresi Erzurum’da mola verdi Son yıllarda oldukça fazla ilgi gören ve biletleri aylar öncesinden tükenen Turistik Doğu Ekspresi, bu yılki ilk kış seferinin Erzurum durağında dört saatlik mola verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı TCDD Taşımacılık AŞ Genel Müdürlüğü Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 dönemi ilk seferine başladı. Ankara Tren Garı’ndan bu sezonun ilk seferine başlayan Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle uğurlanmıştı. Turistik Doğu Ekspresi bölge turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor ve geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Turistik Doğu Ekspresi’ne katılımın yoğun olduğu belirtiliyor. Erzurum’da dört saatlik mola Her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören Turistik Doğu Ekspresi, 2025-2026 sezonunda da yolcularına Doğu Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini keşfetme imkanı sunması hedefleniyor. Turistik Doğu Ekspresi kapsamında tren; Erzincan, Erzurum, Sivas ve Kars gibi önemli duraklarda planlı molalar veriliyor. Yaklaşık 1.360 kilometrelik güzergahta, duraklamalar dâhil yaklaşık 33 saat süren bu özel yolculuk boyunca misafirler; karla kaplı dağlar, derin vadiler ve tarihi yapılar eşliğinde unutulmaz manzaralara tanıklık ediyor. Bu yılın ilk seferi olması nedeniyle Erzurum Garı’nda bir karşılama programı yapıldı. Trenden inen yolculara karanfil verildi, Erzurum Halk Oyunları ekibi gösteri yaptı, yolculara ayran aşı çorbası, kadayıf dolması, kahve ve çay ikramı yapıldı. Tren Erzurum Garı molasının ardından seferini tamamlamak üzere son durağı olan Kars yönüne doğru hareket etti. Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer, Turistik Doğu Ekspresi yolcularını Erzurum’da en iyi şekilde misafir etmek için çaba harcadıklarını söyledi. Gençlere çekilişle Doğu Ekspresi turu 8 adet konforlu yataklı vagondan ve 1 adet yemek vagonundan oluşan Turistik Doğu Ekspresi, tren başına 160 yolcu kapasitesiyle hizmet sunuyor. Böylece yeni sezonda 10 bin 800 seyahat tutkununa, Anadolu’nun büyüsünü yaşatma imkanı sağlanacak. Doğu Ekspresi; Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saat; Kars - Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saat duruşlarla, yolcularına şehirlerin tarihini, kültürünü ve lezzetlerini tanıma fırsatı veriyor. Ayrıca, popülerliği giderek artan Turistik Doğu Ekspresi’ni gençlerin deneyimlemesine imkân sağlamak üzere U-FEST kapsamında çekilişler gerçekleştiriliyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler de bu eşsiz yolculuğu ücretsiz olarak hediye ediliyor.
Ordu HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Terörsüz Türkiye süreci yeni ve çok daha avantajlı bir süreç" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, ‘Terörsüz Türkiye’ projesini desteklediklerini belirterek, sürecin geçmişe kıyasla daha avantajlı olduğunu söyledi. Arslan, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) süreçte üstlendiği rolün, Türkiye açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı. Genel Başkan Mahmut Arslan, Ordu’da bir otelde düzenlenen programda, ‘Terörsüz Türkiye’ projesine dair açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye projesinin ülke gündeminin önemli başlıklarından biri olduğunu ifade eden Arslan, "Bu süreç hepimizi hem heyecanlandıran hem de zaman zaman endişeye ve tereddüde düşüren bir süreçtir. Ancak mevcut tabloya baktığımızda, bu sürecin geçmişe göre çok daha avantajlı olduğunu görüyoruz" dedi. "Çözüm süreci provokasyonlarla yarım kaldı" HAK-İŞ’in 2013 yılında başlatılan çözüm sürecinde aktif rol aldığını hatırlatan Arslan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyarak yola çıkılan çözüm süreci maalesef provokasyonlar nedeniyle yarım kaldı. Amerika ve Batı’nın müdahaleleri, PKK ve uzantılarının bu oyunlara gelmesi süreci akamete uğrattı" diye konuştu. "Bölge halkı terörden en çok zarar gören kesim" Çözüm sürecinde ‘akil insanlar’ heyeti kapsamında Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev aldıklarını dile getiren Arslan, "Üç ay boyunca bölge halkıyla birebir çalıştık. O dönem de gördük ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız terörden en çok zarar gören kesim oldu. Terör örgütünün baskısı nedeniyle insanlar özgürce yaşayamadı, bu da ülkemize büyük kayıplar yaşattı" ifadelerini kullandı. "MHP’nin bugünkü rolü sürecin başarısı açısından kıymetli" Mevcut sürecin en önemli avantajlarından birinin siyasi tablo olduğunu belirten Arslan, "Özellikle geçmişte çözüm sürecine itiraz eden ve bugün bu sürecin başlatıcıları arasında yer alan Milliyetçi Hareket Partisi’nin rolünün farklı bir noktada olması, Türkiye açısından son derece kıymetlidir. Bu durum sürecin başarıya ulaşması için önemli bir fırsattır" dedi. "TBMM’nin inisiyatif alması önemli bir kazanım" Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) süreçte aktif rol üstlenmesini de önemli bir avantaj olarak değerlendirerek, "O günlerde en çok yapılan eleştiri, Meclis’in devre dışı bırakılmasıydı. Bugün ise TBMM’nin terörsüz Türkiye konusunda inisiyatif alması çok önemli bir kazanımdır. Neredeyse bir siyasi parti hariç, tüm partilerin komisyonda yer alması son derece değerlidir" şeklinde konuştu. "Bu fırsatı kaçırmamalıyız" Komisyona katılmayan siyasi partilerin endişelerinin de saygıyla karşılanması gerektiğini belirten Arslan, "Katılmayan partilerin Türkiye için endişe duyması ve görüşlerini dile getirmesi de kıymetlidir. Esas olan, komisyondaki yapının büyük çoğunluğunun bu süreci desteklemesidir. Bence buradan bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.